Ana Sayfa Blog Sayfa 771

Kapadokya’da peri bacalarının arasındaki yol inşaatına tepkiler büyüyor

Birinci derecede sit alanı olan ve UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Kapadokya‘da milyonlarca yılda oluşmuş peri bacalarının arasından doğal gaz için yol geçirme projesine tepkiler büyüyor.

Yeşil Gazete‘nin yol çalışmasından görüntülerle duyurduğu inşaata dair bugün sanatçı Tarkan, “Kapadokya gibi olağanüstü güzellikte bir doğal ve kültürel değerimizi bile rant için harcayabiliyorlar. İnanılır gibi değil. Bu çalışmalar acilen durmalı ve Kapadokyamıza dokunulmamalı” mesajını paylaştı.

Yurttaşlar sosyal medyada yıkıma #KapdokyayaDokunma etiketi ile tepki gösteriyor.

Nevşehir İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetlerine bağlı ekipler tarafından yaklaşık bir buçuk ay önce başlatılan Göreme-Ortahisar arasında yeni yol yapımı, Kapadokya’nın ortasından geçiyor.

2021 yılında 2 milyon 285 bin kişi, 2022 yılının ilk 5 ayında ise 1 milyon 30 bin 491 yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği bölgede devam eden yol çalışması, Göreme Açık Hava Müzesi’nin bulunduğu Zemi Vadisi ile İçeri Dere Vadisi arasındaki Adatepe sırtı boyunca uzanıyor.

Alandan Yeşil Gazete’nin aldığı bilgiye göre çalışma, peribacaları ve kaya oyma yapılarının bulunduğu alana 25 metre, Saklı Kilise‘ye 15 metre mesafede. Yolun Göreme merkeze giriş yaptığı alanda da kaya oyma yapıları, kiliseler, manastırlar, peribacaları bulunuyor.

İki hafta önce tepkiler üzerine durdurulduğu açıklanan yol yapımı 10 Eylül’de yeniden başlatıldı. İş makineleriyle yapılan çalışma bölgedeki peri bacalarına, manastırlara ve tarihi yapılara ciddi ölçüde zarar veriyor.

UNESCO tarafından 1985’den beri koruma altında bulunan Göreme Millî Parkı ve Kapadokya’daki iş makinelerini Yeşil Gazete muhabirlerinden İrfan Tunççelik görüntülemiş ve bölge sakinleri ve uzmanlarla bölge üzerindeki rant baskısını konuşmuştu.

‘Güzel Atlar Ülkesi’ şantiyeye döndü: Kapadokya, züccaciye dükkanına fil girmiş gibi!

Osman Kavala’ya ‘Kültürlerarası Diyalog’ ödülü

Almanya Dış İlişkiler Enstitüsü (ifa), Türkiye’de cezaevinde tutulan Osman Kavala’ya “Kültürlerarası Diyalog” ödülü verileceğini duyurdu.

Enstitüden yapılan açıklamada, töreninin 10 Kasım’da Berlin’de düzenleneceği, ödül konuşmasının da Federal Meclis’in eski başkanı Wolfgang Schäuble tarafından yapılacağı belirtildi.

‘Cesaret ve direnişiyle mutlak örnek’

Aynı zamanda jüri başkanı olan ifa Başkanı Ulrich Raulff, “Bu şartlar altında Osman Kavala’nın sergilediği cesaret ve direniş, bizler için mutlak bir örnek teşkil ediyor” dedi.

DW‘nin yer verdiği yazılı açıklamada, Kavala’nın kültürel çeşitliliği ön plana çıkartan yerel inisiyatifleri desteklemek ve uluslararası işbirliğini güçlendirmek amacıyla Anadolu Kültür’ü kuran bir iş insanı ve insan hakları aktivisti olduğu vurgulandı. 2017’den bu yana hapiste tutulduğu, casusluk ve 2016’daki darbe girişiminde yer alma gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldığı hatırlatılan açıklamada, AİHM’in Aralık 2019’da serbest bırakılması yönündeki kararına da vurgu yapıldı.

Kavala’ya verilecek ödül 10 bin Euro tutarında.

İfa ödülü kimlere veriliyor?

En son piyanist Igor Levit’e verilen ifa Kültürlerarası Diyalog ödülü, sosyal toplumsal ve sanatsal angajmanlarıyla, kültürlerarası ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayan kurum ya da kişilere veriliyor.

Ödüle layık görülen kişi ya da kurumlar,10 bin Euroluk ödülü kültürel alanda, kamu yararına faaliyet gösteren ve barışı destekleyen proje ya da organizasyonlara aktarabiliyor.

Alman Dış İlişkiler Enstitüsü, sanat, sivil toplum ve bilim alanındaki özgürlükleri ve bunların desteklenmesini en temel görevleri ve hedefleri arasında konumlandırıyor.

Birleşik Krallık’ın yeni hükümdarı, çevre ve iklim için ne anlama geliyor?

Kraliçe 2. Elizabeth‘in perşembe günü, 96 yaşında hayatını kaybetmesi üzerine Birleşik Krallık tahtına oturan Kral 3. Charles‘ın, ülkesinin ve dünyanın çevre ve iklim politikalarına olabilecek katkısı ve alacağı tutum merak ediliyor.

Çevre sorunlarına ilgisiz olmayan, koruma, organik tarım ve diğer çevre sorunlarıyla ilgili kampanyalara katılan 3. Charles, birçok kişi tarafından bir “iklim savunucusu” ve küresel hayır kurumları ve kampanyaları finanse eden biri olarak gösteriliyordu. Ancak tahta geçmesiyle bu faaliyetlerinden geri duracağına ilişkin endişe duyuluyor.

Ekoloji ve iklim eylemleri

3. Charles’in şimdiye dek iklim krizi ve çevreyle ilgili faaliyetlerinden bazılarını Euronews derledi:

Jane Barlow, AP aracılığıyla Bilardo
  • 2013 yılında yaptığı bir konuşmada, gezegeni “ölmekte olan bir hasta”ya çeviren “uluslararası kurumsal lobicileri” hedef aldı. Çözüm bulmak için iş liderlerini bir araya getirmek, o zamanki Prens için önemli bir odak noktasıydı.
  • 1980’lerde Gloucestershire‘daki mülkünü organik tarıma açtı. Highgrove House‘daki bahçeler şimdilerde sürdürülebilirlik ve biyolojik çeşitlilik konusundaki ilerlemeleriyle biliniyor. 
  • Yıllarca, resmi olmayan iş seyahatleri de dahil olmak üzere kendi toplam karbon ayak izini açıkladı. Mart 2022’ye kadar olan dönem için toplam etkisi 432,3 tondu. Bu rakam, kişi başına 6,8 ton olan AB ortalamasının çok üzerinde.
  • İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ile görüştü, geçen yıl Glasgow‘daki COP26‘ya katıldı, iklim aktivisti grup Extinction Rebellion‘ı açıkça destekledi.

Aktivistlerin beklentileri

Kral’ın başkanı olduğu bir yardım kuruluşu olan WaterAid‘in CEO’su Tim Wainwright, “Majesteleri Kral, iklim değişikliği, doğanın ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi kritik küresel konularda son on yılda çok önemli bir rol oynadı” dedi:

“İklim krizi dünyanın en savunmasız topluluklarından bazılarında ve Pakistan’dan Mozambik‘e kadar birçok Commonwealth ülkesinde hissedilirken, onun iyiliğin itici gücü olmaya devam edeceğini umuyoruz.”

Amerikalı çevreci ve politikacı Al Gore da , Twitter’dan yeni kral’ın tahta çıkışını “acı-tatlı” bir an olarak tanımlayarak, “Birleşik Krallık ve dünya için derin sonuçları olan bir zamanda” kendisine güç diledi.

Juniper, BBC‘ye verdiği bir röportajda, 3. Charles’ın 50 yıldır yağmur ormanları, tarım, gıda güvenliği ve iklim değişikliği ile ilgili tartışmalara dahil olduğunu ve bu süre zarfında çok büyük miktarda bilgi birikimi biriktirdiğini söyledi.

3. Charles’ın oğlu, veliaht, Galler Prensi William da, bu yılın başlarında Kraliçe’nin platin yıldönümünde yaptığı konuşmada ormansızlaşma ve vahşi yaşamın korunması konularını vurgulamıştı.  Juniper, 3. Charles’in “iklim eylemi bayrağını” oğluna devredebileceğini de ekledi.

3. Charles’in kral olduktan sonra yaptığı ilk konuşmada, “siyasi olarak tarafsız kalma konusundaki anayasal yükümlülüğünü yerine getireceğini” belirterek  “Vaktimi ve enerjimi bu kadar önemsediğim hayır kurumlarına ve meselelere vermem artık mümkün olmayacak, ancak bu önemli işin başkalarının güvenilir ellerinde devam edeceğini biliyorum” demesi, bu öngörüyü doğrular nitelikte deniliyor.

Akkuyu Nükleer Santrali’nde maaşlar ödenmiyor: Binlerce işçi mağdur

Akkuyu Nükleer Santrali’nde bir süredir çalışma yapılmıyor. Akkuyu Nükleer Santrali inşaatında Türk yüklenici IC İçtaş’ın devre dışı bırakılmasının ardından inşaatın durma noktasında olduğu iddia edildi.

Bir diğer iddia da jandarmanın inşaat alanını mühürlediği ve mağdur olan toplam işçi sayısının binleri bulduğu yönünde.

‣Akkuyu Nükleer Santrali’nde mühürlerin söküldüğü iddia edildi

DuvaR’dan İsmail Sarp Aykurt’un aktardığına göre; nükleer reaktör inşaatında çalışan ve adını vermek istemeyen bir işçi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki buluşmanın beklendiğini ve işin geleceği hakkında bir şey bilmediklerini ifade etti.

İddia: İşçiler maaş alamıyor

İki yıldır Akkuyu’da çalışan ve ismini vermek istemeyen işçi, şantiyede herhangi bir ilerlemenin söz konusu olmadığını, kimi depoların talan edildiğini ve çalışanların maaş alamadığını dile getirdi.

Akkuyu’da neler oluyor?

Tüm gözlerin 15-16 Eylül tarihlerinde Özbekistan’ın Semerkant kentinde gerçekleşecek olan Şangay İşbirliği Örgütü toplantısında gerçekleşmesi beklenen Putin-Erdoğan görüşmesinde olduğunu vurgulayan işçi, iki lider arasında gerçekleşecek görüşmeden de net bir sonuç çıkmayabileceğini söyledi.

Nükleer reaktörün yapıldığı alanda İçtaş’ın işçisinin kalmadığını da aktaran çalışan, “Orada kalan Rus firmasının kendi bünyesine aldığı az sayıdaki İçtaş elemanı var. Üç ya da dört firma var ama onlar da işçi azaltmaya gitti. Gitmek zorundalar çünkü zaten ödeme yapacak da hâlleri yok” diye konuştu ve ekledi:

“Malzeme temini gibi birçok kalemin dağıtımını İçtaş yapıyordu. Şu anda her şey durmuş durumda. Mevcut depoları kapatmışlar ama onu da hangi firmaların yaptığı belli değil. İçtaş’ın kendi bünyesinde tuttuğu depoları vardı. Çoğu boşaltılmış, talan edilmiş.”

Akkuyu NGS’de 500 kişi işten çıkarıldı

’15 bin işçi mağdur’

İşe geri dönüş tarihlerinin de belli olmadığını belirten işçi, “Maaşlar yatacaktı ancak onlar da ertelenip duruyor. Mesela orada 2-3 senedir çalışanlar var. Onların sigortasını devam ettiriyorlar ancak maaş yatmıyor. İnsanların da tazminatı var. Başka bir yerde işbaşı yaparsa tazminat hakkı da yanacak. Bunu da yapmak istemiyorlar. Ancak sonuçta ortada maaş yok. Bu durumu, yangına, elektriğe ya da başka nedenlere bağladılar. Ama şantiye alanının geçenlerde orman yangınının çıktığı Gülnar ile bir ilgisi yok” dedi.

Akkuyu Nükleer Santrali’nde iş kazası: Bir işçi öldü

Akkuyu’da yaşananları yalnızca İçtaş üzerinden görmenin eksik kalacağını ifade eden işçi “Orada taşıma, yemek ya da diğer ihtiyaçları karşılayan firmalar da var. Size bugün itibarıyla mağdur olan işçi sayısı 15 bin kişi diyebilirim” şeklinde konuştu ve kısa süre önce gündeme gelen 500 kişinin işten çıkarıldığı iddiasına da şunları söyledi:

“Benim bildiğim, yedi bin kişi ki onlar da İçtaş’ın kendi personeli. Açığa çektiği, sahadan çektiği personeli yani. Ruslar İçtaş’ı çıkardılar oradan. Durum sıkıntılı açıkçası ve ne olacağı da belli değil.”

Ne olmuştu?

Mersin‘de inşası devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (Akkuyu NGS) müteahhit firması Titan2 – IC İçtaş şirketi ile sözleşmesini fesheden Akkuyu Nükleer A.Ş, TSM Enerji isimli şirketle anlaşmıştı.

Öncesinde santralin büyük ortağı Rus devlet enerji firması Rosatom, usulsüz harcama, inşaattaki gecikmeler ve iş güvenliğinin sağlanmaması gerekçeleriyle Rus-Türk ortaklığı Titan2 – IC İçtaş ile sözleşmesini feshetmişti.

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, yeni anlaşmanın imzalandığının açıklanmasından önce, fesih iddiaları gündeme geldiğinde “Bir hafta içinde ne oldu da sözleşme fesih durumuna geldi?” diye sormuştu:

 

“Daha bir hafta önce Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin 4’üncü reaktörünün temeli atılmış ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’un Genel Müdürü Aleksey Likhachev de katılmıştı. Fatih Dönmez’in açıklama yapması elzemdir. 

Yollanan fesih ihtarnamesinin gerekçelerinden biri de gönderdiği paraların Titan-2 IC İçtaş A.Ş. tarafından gerektiği şekilde harcanmaması olduğu ifade ediliyor. Orada çalışan 20 bin işçi bir anda işsiz kalacak. Devletin gözetim ve denetim yükümlülüğü olmasına rağmen İCTAŞ’ın haksız fesihe gerekçe gösterdiği iddiasının kaynağı nedir? Siyasi iktidar bu iddiaları araştıracak mıdır?”

‣ Akkuyu inşaatında üç aydır maaş alamayan işçiler iş bıraktı

‣ Akkuyu’da yine kaza: Biri ağır 13 yaralı

‣ Pınar Demircan: Türkiye, Akkuyu Nükleer Santrali’yle kendi Fukuşima’sını yaratıyor

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, 30 Temmuz’da yaptığı sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullanmıştı: 

“Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nde işe gelen Türk işçilerin giriş kartları iptal edildi. Akkuyu Türklere yasak! Bilmeyenler için anlatayım: AKP, Akkuyu’yu tamamen Rusların kontrolüne verdi. İçeride artık ne olduğunu iktidar bilmiyor. Ruslar orayı adeta askeri üs yaptı.”

 İçtaş duruma itiraz ederek, “Fesih girişimindeki esas amaç projenin yönetimindeki Türk şirketlerin varlığını azaltmak ve taşeron seviyesine indirgemek olduğu açıktır” şeklinde bir açıklama yayımlamıştı.

Akkuyu’daki problemlerin çözümü için Ağustos başında Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söylemişti:

“Akkuyu’daki çalışmaları bizzat heyetimle izleyeceğim. Ondan sonra Sayın Putin’e gelinen durumu aktaracağım. Ona göre yol haritamızı belirleyelim diyeceğim.”

Erdoğan, 9 Ağustos’ta Akkuyu’daki inşaatta incelemelerde de bulunmuştu.

Cengiz Holding, Kazdağları’nda altın madeni projesi için yeniden ÇED başvurusu yaptı

Cengiz Holding‘in Kazdağları‘nda yaklaşık 3,5 milyon ağacı keserek altın ve bakır madeni ocağı genişletme projesine verilen ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulmasının ardından yeniden başvuru yaptı.

Şirketin ‘ÇED sürecini revize ettiği’ iddiasıyla yaptığı başvuru bugün Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan duyuruda ortaya çıktı.

Evrensel Gazetesi‘nden Özer Akdemir‘in duyurduğuna göre şirket, Çed kararları bu şekilde iptal edilen maden şirketlerinin kullandığı 2009 /7 Genelgesi’ni kullanarak yeni başvuruyu yaptı.

ÇED kararlarını “iptale karşı koruma ve kurtarma süreci gibi” işletilen bu genelge kapsamında yapılan yeni başvuruda halkın katılımı toplantısı da yapılmayacak ve başvuru Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında yapılacak olan İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında değerlendirilecek.

Akdemir’in aktardığına göre, 13 Ekim 2022 tarihinde Ankara‘da yapılacak İDK toplantısı duyurusu bakanlık İnternet sitesinde yayımlandı ve madenin ruhsat numarasının da değiştiği görüldü.

Projeyi hatırlayalım:19 yıl Kazdağları delik deşik edilecek

Çanakkale’nin Çan ilçesine bağlı Halilağa Köyü’nde halk, yıllarca Cengiz Holding tarafından açılmak istenen “Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi Projesi”ne karşı mücadele yürütüyor.

Şirket, Şirket iki farklı ruhsat sahasını birleştirerek toplam 580 hektar yani 773 futbol sahası büyüklüğündeki Halilağa Bakır Görünümlü Altın Madeni’ne sahip Truva Bakır AŞ’yi 2019 yılında Kanada menşeili Liberty Gold ve Teck Resorurces’tan satın almış ve altın madeni projesini ÇED onayına sunmuştu.

  •  ÇED başvuru dosyasına göre proje 2 yıl arazi hazırlık ve inşaat dönemi, 15 yıl işletme dönemi ve 2 yıl kapatma dönemi olmak üzere toplam 19 yıl proje ömrü planlanmış.
  • Patlatmalı açık ocak işletmeciliği ile yılda 6 milyon ton cevher ve 7 milyon ton pasa olmak üzere toplam 13 milyon tonluk bir kazı yapılacak.
  • 90 milyon ton cevher ve 105 milyon ton pasa üretilecek.
  • Projeden etkilenecek köyler Hacıbekirler, Muratlar, Halilağa, Yanıklar, Osmaniye, Yaylacık köyleri. Proje Hacıbekirler köyüne yalnızca 750 metre mesafede.
  • Muratlar ve Hacıbekirler köylerinin içme suyu kaynakları da proje alanında bulunmakta. Raporda söz konusu köyler için alternatif su kaynakları belirleneceği ifade ediliyor: Yani bu köylerin sularına el konulacak.
  • ÇED alanı içinde kalan 540 hektar orman ve 43 hektar tarım alanı yok edilecek.
  • Proje alanına 150 metre mesafede 1. Derece arkeolojik sit olduğu görünüyor. Ancak bu konuda dosyada hiçbir bilgi verilmedi.

Proje, Alamos Gold‘un sonrasında terk etmek zorunda kaldığı Kirazlı Altın Madeni ve onun diğer ayağı olan Ağı Dağı Altın Madeni projelerinin ortasında yer alıyor. Üç projenin birden hayata geçmesi, Kazdağları’nda 19 bin futbol sahası (13 bin 500 hektar alan) büyüklüğünde bir maden alanının oluşmasına yol açacak. Projeler; bölgenin su varlıkları, toprağı ve tarımsal üretimi ile birlikte Kazdağları’nda binlerce yıllık bir kültürü de tehdit ediyor.

Kamuoyuna bakır madeni projesi olarak sunulsa da, aynı ruhsat alanı için 2012 yılında “Halilağa Altın Madeni Projesi” ismiyle ÇED süreci yürütülmüş ve ÇED olumlu kararı alınmış; ancak yöre halkının tepkisi nedeniyle, proje bugüne kadar hayata geçememişti.

Bu ÇED olumlu kararı, hala geçerli olsa da şirket, yeni projede bu kararın geçerli olduğu kısmı kullanmayacağını beyan ediyor. Projenin işletme Ruhsat alanı yaklaşık 5166 hektar. Şirket, şimdilik alanın 603 hektarlık kısmı için ÇED başvurusu yapılıyor. ÇED alanı üç poligondan oluşuyor.

Halilağa için başlayan ÇED sürecinde 2020 yılında gerçekleştirilen Halkın Katılım Toplantısı’nda bölge halkı ve çevre örgütleri büyük bir katılım gerçeleştirmiş, köye giriş yollarında beş farklı arama noktası kurarak insanların toplantıya katılımını engelleyen jandarma, toplantının iptaline dair tutanak tutulurken de çıkan arbede sırasında kalabalığa biber gazıyla müdahale etmişti.

Daha sonra Şubat 2021’de yapılan toplantıda halkın tüm itirazlarına rağmen 26 Temmuz 2021 tarihinde projeye verilen “ÇED Olumlu” kararına karşı Kazdağları Ekoloji Platformu’nun organizasyonu ile çevre örgüt ve STK’ları tarafından dava açıldı. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çanakkale Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi, Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği gibi altı kurumsal davacı dışında, bölgede yaşayan 82 kişi de davacı oldu.

Davalar kapsamında yapılan bilirkişi incelemesinde ‘Defol Cengiz’ pankartı taşıyan köylüler protestolar yaptı.
‣ Kazdağları Ekoloji Platformu kuruldu: Ancak birlikte mücadeleyle kazanabiliriz
‣ Cengiz Holding Kazdağları’nda ÇED’e aykırı sondaj faaliyetlerine başladı
‣ Kazdağları direnişinin üçüncü yılı: Her köyün tepesinde bir maden projesi

Temmuz 2022’de TEMA Vakfı ve Çan Çevre Derneği’nin açtığı davada Çed olumlu kararına yürütmeyi durdurma kararı verildi. Çevreciler, kesin kararın da iptal olmasını istediklerini dile getiriyordu.

 

 

 

 

 

İsviçre buzulları hızla eriyor: 2 bin yıllık antik yürüyüş patikası ortaya çıktı

2022, Avrupa‘da kayıtlara geçen en sıcak yaz oldu. İsviçre’nin batısındaki Les Diablerets bölgesindeki kayak merkezi Glacier 3000, bu yıl alandakibuz erimesinin geçen 10 yılın ortalamasının yaklaşık üç katı olduğunu açıkladı.

Bu gelişmelerin ardından, İsviçre Alpleri’nde en az 2.000 yıldır ilk kez, genellikle buz ve karla kaplı bir yürüyüş yolu ortaya çıktı.

Bern Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü’nden,  buzulbilimci olan Mauro Fischer, “On yıl önce yaklaşık 15 metre buz ölçmüştüm. Yani 15 metreden fazla buz ve kar eridi” dedi.

Küresel ısınmaya bağlı erime nedeniyle ülkedeki Scex Rouge ile Zanfleuron buzulları arasındaki 2.800 metre yükseklikte şu anda çıplak kaya görülebiliyor ve geçidin bu ayın sonuna kadar tamamen açığa çıkması bekleniyor.

İsviçre Alpleri’ndeki buzullar yarı yarıya eridi

Erime hızı ‘olağanüstü’

2022 kışı öncekilere oranla daha az kar yağışı gördü, yazın ise en az iki büyük erken sıcak dalgası Kuzey Avrupa‘yı vurdu.  Sıcak ve kuru bir yaz sadece karı ve buzu eritmekle kalmadı, aynı zamanda yağmurun da yağmaması nedeniyle buz tabakası tahmin edilenden fazla hasar gördü.

Birleşik Krallık’taki rekor sıcaklıklar, Avrupa’daki sıcak dalgasının olağanüstülüğünün altını çiziyor

Fischer, buzun erime hızına ilişkin,  “Bu yıl ve bu yaz gördüklerimiz olağanüstü ve şimdiye kadar ölçtüğümüz her şeyin ötesinde” diye konuştu.

Avrupa Alpleri özellikle savunmasız

Son buzul çağının kalıntıları olan dünyadaki dağ buzullarının çoğu, iklim değişikliği nedeniyle geri çekiliyor. Ancak Avrupa Alpleri’ndekiler, nispeten daha az buz örtüsüyle kaplı oldukları ve daha küçük oldukları için özellikle savunmasız.  Bu arada, Alpler’de her on yılda yaklaşık 0,3C’de ısınıyor; bu da  küresel ortalamanın yaklaşık iki katı demek.

İkinci buzul cenazesi: İsviçre Alpleri’nde Pizol’a veda

Sera gazı emisyonları artmaya devam ederse, Alpler’deki buzulların 2100 yılına kadar mevcut kütlelerinin %80’inden fazlasını kaybetmesi bekleniyor. BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2019 raporuna göre, şu anda hangi emisyon eylemi yapılırsa yapılsın, geçmiş emisyonların yol açtığı küresel ısınma sayesinde birçoğu yok olacak.

Veriler Alp buzullarının en az 60 yıllık kayıt tutma sürecindeki en büyük kitlesel kayıpları yaşayabileceğini gösteriyor.

Bread and Puppet’in dev kuklaları, Bienal kapsamında İstanbul sokaklarında

Dünyaca ünlü kukla ve gösteri sanatları topluluğu ‘Bread and Puppet Theater’in (Ekmek ve Kukla) , 17. İstanbul Bienali kapsamında dört sürecek gösterileri bugün başlıyor. 14 Eylül saat 18.30 Santralİstanbul’da yürüyüş ve saat 19.00’da amfi tiyatroda gösteriye başlayacak etkinlikler, 17 Eylül tarihine kadar ücretsiz olarak izlenebilecek.  

Bienal için Türkiye’ye gelen Bread and Puppet tiyatro grubu 1962 yılında New York’da Peter Schumann tarafından kuruldu. Protest sanatın önemli temsilcilerinden olan grup “sanatın sokakta ve herkesin ulaşabileceği şekilde var olması gerektiğine” inanıyor.

Bir kukla gösterisinden fazlası

Geçen hafta Bienal kapsamında atölyeler düzenleyen grup İstanbul’da kukla sanatını sokağa taşıyacak. Bir festival havasını andıran yürüyüşler de gösterilerinin bir parçası olarak düzenlendi.

Grup, “Toplumun Kötülükleri” başlıklı gösteriyi İstanbul’da gönüllülerle birlikte tasarladı. Gösterilere Türkiye’nin önde gelen Karagöz ustası Cengiz Özdek de ‘Çöp Canavarı’ oyunuyla eşlik edecek. 

Topluluğun üyelerinden John Bell’in kuklacılık, sokak performansları ve eylemcilik sergisi de Bienal kapsamında Barın Han’da olacak.

Gösteri takvimi

  • 14 Eylül saat 18.30 Santralİstanbul’da yürüyüş, saat 19.00’da amfi tiyatroda gösteri
  • 15 Eylül saat 18.30 Küçükçekmece Göl kenarında yürüyüş, saat 19.00’da amfi tiyatroda gösteri
  • 16 Eylül saat 18.45 Müze Gazhane’de yürüyüş, saat 19.00’da gösteri
  • 17 Eylül saat 18.45 Müze Gazhane’de yürüyüş, saat 19.00’da gösteri

Mabel Matiz’den gençlerin ‘iklim acil durumu’ çağrısına destek

Ünlü şarkıcı Mabel Matiz, yeni şarkısı “Fan” için çektiği klipte iklim krizine dikkat çekti.

Şarkının klibinde yer alan mabelknowsthetruth.com adresi, genç iklim aktivistleri tarafından change.org Türkiye’de  başlatılan “İklim Acil Durumu İlan Edilsin”  imza kampanyasına yönlendiriyor.

Gençlerin TBMM ve tüm bakanlıkların ortak hareketle iklim acil durumu ilan ederek hukuki düzenlemeler yapmasını talep ettiği kampanya 35 bin imzayı geçti.

Kampanyayı başlatan iklim aktivisti gençler, Mabel Matiz’i 8 Eyül’deki Harbiye Açık Hava Sahnesi‘ndeki konserinde de ziyaret etti.

Matiz gençlerle birlikte #Karbon0Dünya1 pankartıyla fotoğraf çektirdi.

Ardından iklim aktivisti gençlerden Atlas Sarrafoğlu, tüm aktivistleri temsilen konserde konuşma yaparak iklim krizine dikkat çekti ve herkesi 23 Eylül Küresel İklim Grevi’ne davet etti.

Mabel Matiz gençlere, mücadelelerinde yanlarında olduğunu söyledi.

“Fan” şarkısının klibine buradan,“İklim Acil Durumu İlan Edilsin” kampanyasına ise buradan ulaşabilirsiniz.

 

Bursa’da kızıl geyik ihalesine iptal

Tarım ve Orman Bakanlığı 2. Bölge Müdürlüğü’nün ihale ile Bilecik’te avlanmasına izin verilen, nesli tehlike altındaki kızıl geyik için Bursa Barosu İnsan Hakları Komisyonu’nun açtığı ihalenin iptali davasında bugün yürütmenin durdurulması kararı verildi. 

Mahkeme tarafından verilen kararda şunlara yer verildi:

“Dava konusu işlemin avlanma ihalesine ilişkin olması ve avlanma sonucunda uygulanmakla etkisi tükenecek mahiyette bulunması nedeniyle, davalı idarenin savunması ve ara kararı cevabı alınıp ya da savunma ve ara kararına cevap verme süresi geçip yeni bir karar verilinceye kadar dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına […] 13 Eylül 2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

‣Bakanlıktan ‘av turizmi’ için yaban hayvanlarına fiyat etiketi…

Tarım ve Orman BakanlığıDoğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 2022-2023 Av Turizmi Uygulama Talimatı’nı yayınlamış, talimatla yaban keçisi, kızıl geyik, çengelboynuzlu dağ keçisi, karaca ve Anadolu yaban koyununu gibi hayvanların avlanmasına izin verilmişti.

Karar hayvan hakları aktivistleri tarafından büyük tepki topladı. Davaya konu oldu. Vegan Derneği Türkiye ve Hayvan Hakları İzleme Komitesi, geçen hafta 100’den fazla hayvan türünün “av turizmi” talimatı ve Merkez Av Komisyonu kararları kapsamında öldürülmesini engellemek amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı’na dava açtı. Yürütmenin acilen durdurulması ve avcılığı düzenleyen karar ve talimatların iptali istendi.

Yaban keçisine 10 bin TL’den 184 bin TL’ye kadar, hatalı boynuzluya 25 bin TL’den 50 bin TL’ye kadar, melez yaban keçisine 120 bin TL’den 126 bin TL’ye kadar, kızıl geyikte 12 bin TL’den 23 bin TL’ye, çengelboynuzlu dağ keçisine 12 bin TL ila 42 bin TL arasında, karacaya 5 bin TL ve Anadolu yaban koyununa da 250 bin TL’lik avlama ücreti biçilmiş durumda.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Bolu’yu kapsayan “av ihalesi”ne karşı, ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altında olan kızıl geyiklerin yaşam hakkı için Vegan Derneği Türkiye (TVD) tarafından 21 Ekim 2021 tarihinde açılan davada Mart 2022’de av ihalesinin iptaline karar verilmişti.

‣Bolu’daki kızıl geyik avı ihalesine iptal
Urfa’da dokuz ceylanın av ihalesi iptal edildi
Danıştay, yaban keçisi avı ihalesini iptal etti  

Hukuk mücadeleleri sürerken bir yandan da hayvanlar katledilmeye devam ediyor. Daha dün Dersim’de koruma altında bulunan bir yaban keçisinin boğazı kesildi.
Arama çalışmalarının ardından şüpheli şahıs, sorguda keçiyi vurduğunu itiraf etti.

Ekipler, boğazı kesik yaban keçisini bölgede harabe haldeki bir evin içerisinde çuval içerisinde saklanmış şekilde buldu.

Keçiyi vurduğunu itiraf eden kişiye 254 bin 912 TL ceza kesildi, av tüfeğine el konuldu.

Gençlere Avrupa’yı ücretsiz gezme fırsatı: Vize alabilen Türkiyeli gençler de kapsamda

Avrupa Birliği (AB), 2004 doğumlu gençlere, ‘DiscoverEU’ projesi kapsamında ücretsiz seyahat imkanı veriyor.  Projeye, AB ülkeleriyle Türkiye, İzlanda, Lihtenştayn, Kuzey Makedonya, Norveç ve Sırbistan gibi ‘Erasmus+’ programı kapsamındaki üçüncü ülkelerde 18 yaşındaki gençler başvurabilecek.

BBC Türkçe‘den Yusuf Özkan‘ın aktardığına göre, projeye kabul edilecek gençler kurayla belirlenecek.

Proje kapsamında 35 bin gence tren veya diğer sürdürülebilir ulaşım araçlarıyla en fazla bir ay boyunca bütün Avrupa’yı keşfetme fırsatı verilecek. Gençlere ayrıca, ücretsiz yolculuk biletiyle ziyaret edilecek ülkelerde yemek, konaklama, kültür, spor ve diğer hizmetler için indirim kartı verilecek. Bu projeyle gençlerin yeni kültürler keşfetmeleri ve dostluk bağları kurmalarının sağlanması amaçlanıyor.

Ücretsiz seyahate Avrupa Gençlik Portalı üzerinden başvurulacak. 11 Ekim’de açılacak başvuru dönemi 25 Ekim’de bitecek.

Türkiyeli gençler vize engelini aşabilecek mi?

Son dönemde, Türkiye’den Avrupa ülkelerine vize başvurularında ret oranları arttı. Schengen vizesi başvurularında uzayan süreler ve artan ret sayıları nedeniyle çok sayıda Türkiye vatandaşı mağduriyet yaşıyor.

AP Türkiye Raportörü: Vatandaşlar neden vize serbestisi olmadığını hükümete sorsunlar
Yeşiller’den Avrupa’ya ‘vize zorluğu’ mektubu: Türkiye’den size uzanan eli havada bırakmayın

‘Kabul edilen Türklere vize verilecek mi’ sorusunun cevabıysa henüz belli değil.