Ana Sayfa Blog Sayfa 166

Kanal İstanbul için bir haftada 10 milyar TL’lik ihale

Bir hafta içerisinde Kanal İstanbul’un çevresinde gerçekleştirilen ihalelerin toplam maliyeti 10 milyar TL’yi aştı. Konut, ticaret ve sosyal donatı inşaatları ile altyapı ve çevre düzenleme işlerini içeren bu ihaleler, Kanal İstanbul projelerinin hız kesmeden devam ettiğini gösteriyor.

Cumhuriyet’ten Cengiz Karagöz’ün aktardığına göre bölgede günaşırı ihaleler yayımlanırken Emlak Konut ve Türk Hava Yolları ortaklığıyla yapılacak proje bölgesindeki “Dursunköy 3. Etap 12. Kısım Konut, Ticaret ve Sosyal Donatı İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İşi” için Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yeni bildirimde bulunuldu. Emlak Konut’un duyurduğu 18 Mart tarihli ihalenin sonucuna göre ihaleyi MİSEK ve YAPITAŞ iş ortaklığı aldı. İhalenin sözleşme bedeli, 2 milyar 736 milyon 653 bin TL.

Kurum’un ‘gündemimizde yok’ dediği Kanal İstanbul, Bakanlığın stratejik planında
Kanal İstanbul imar planı iptal edildi
Kanal İstanbul çevresinde ‘arsa kapatanlarla’ ilgili haberimize erişim engeli kararı

Aynı proje bölgesinde art arda ihaleler yayımlanmaya devam ediyor. Önceki gün de bölgede bir altyapı ihalesi yayımlandı. Yine Dursunköy’deki altyapı imar yolları ve sanat yapıları için çıkılan ihaleyi AKM Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Ruba Yapı A.Ş. iş ortaklığı aldı. Bu ihalenin toplam bedeli ise 1 milyar 675 milyon TL.

12 Mart 2024 tarihinde “Arnavutköy Dursunköy 3. Etap 10. Kısım Konut ve Ticaret İnşaatları ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İşi” için Kibritçi İnşaat ile 2 milyar 554 milyon 961 bin TL’lik sözleşme imzaladığını duyurdu. “3. Etap 5. Kısım” için de Misek İnşaat ile aynı gün 3 milyar 709 milyon 953 bin TL’lik sözleşme imzalandı.

Son bir haftada bölgede çıkılan ihalelerin bedeli, 10 milyar 675 milyon TL.

Agrobay işçilerinin Ankara yürüyüşü 2. gününde: Sadaka değil, emeğimi istiyorum

İzmir’in Bergama ilçesindeki Agrobay Seracılık’ta çalışırken Tarım-Sen’e üye oldukları için işten çıkarılan işçiler, Ankara istikametine başlattıkları yürüyüşün ikinci gününde. Ramazan dolayısıyla oruç tutan işçilerin de arasında bulunduğu kadınların yürüyüşünün ikinci gününde Manisa, Avdan‘dan Soma merkeze doğru harekete geçildi.

İşçiler 211 gündür haklarını alabilmek için gece gündüz direndi. Ancak hakları teslim edilmedi.

Dün (18 Mart) akşam, işçiler Avdan’da çadırda kaldı. Ankara istikametinde başlatılan yürüyüşün 8 ila 10 gün arası sürmesi bekleniyor. İşte ikinci günden Agrobay işçisi Şehriban Kapaklıkaya‘nın isyanı:

 

AB, ‘yeşil mutabakat’ı hayata geçirmek için kritik malzeme madenciliği yapacak

Son Avrupa Birliği (AB) mevzuatı, bazı yasa koyucuların yerel topluluklar için daha fazla koruma talep etmesine rağmen, blok genelinde kritik hammaddelere yönelik madencilik faaliyetlerine kapıyı açıyor.

AB hükümetleri dün (18 Mart), sosyal ve çevresel kaygılar karşısında yeşil teknolojileri geliştirmek için Avrupa’daki yurt içi madenciliğe ve kritik hammaddelerin çıkarılmasına yeşil ışık yaktı.

Avrupa Komisyonu tarafından Mart 2023’te önerilen Kritik Hammaddeler Yasası (CRMA), Çin de dahil olmak üzere yabancı oyunculara olan bağımlılığı azaltmak ve Avrupa Yeşil Mutabakatı‘nı hayata geçirmek amacıyla arz çeşitlendirmesini sağlamak için tasarlandı. AB; yasanın da dahil olduğu  yol haritası sayesinde 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı planlıyor.

Euronews‘in aktardığına göre, CRMA kapsamında, yeşil ve dijital geçişin yanı sıra savunma ve uzay endüstrileri için de 34 kritik ve 17 stratejik ham madde “kritik” olarak belirlendi. Yeni yasa, AB’nin yıllık hammadde tüketimi için üç hedef belirliyor: Yüzde 10’u yerel çıkarım için, yüzde 40’ı AB’de işlenecek ve yüzde 25’i geri dönüştürülmüş malzemelerden çıkacak.

Yeni yasaya göre, çıkarma projeleri en fazla 27 ay, geri dönüşüm ve işleme projeleri ise 15 ay içinde izin alacak.

‘Önemli mallar üreten’ küçük işletmeler için

Avrupa Parlamentosu’ndaki yasama dosyasının eşbaşkanlığını yapan AP üyesi Henrike Hahn (Almanya/Yeşiller), CRMA’nın rüzgar türbinleri, güneş panelleri, elektrikli araçlar ve bilgisayar çipleri gibi “önemli mallar” üreten “sanayi ve küçük ve orta ölçekli işletmeler için acil olarak ihtiyaç duyulan” malzemeleri sağlayacağını söyledi.

Ancak Hahn, üzerinde anlaşmaya varılan metinde, konseyin direnişi nedeniyle,  maden çıkarma sahalarının yakınında bulunan toplulukların bu tür madenciliğe rıza verdiğinin “açıkça belirtilmemesi”nden üzüntü duyduğunu belirtti: “Ayrıca, bazı zorlu tavizler vermemiz gereken korunan alanlarla ilgili olarak daha güçlü hükümlerin olmasını da umuyorduk. Bununla birlikte CRMA, çevresel yasal çerçevenin herhangi bir hükmünü açık bir şekilde değiştirmiyor ki bu bizim için kırmızı çizgi olurdu.

Parlamentodaki yasama dosyasının eş başkanlığını yapan Milletvekili Cornelia Ernst (Almanya/Sol) da nihai sonucun Avrupa Parlamentosu‘nun talimatı kadar “iddialı” olmadığını söyledi ve parlamentonun “bağımlılıkları azaltma” ihtiyacını kabul ederek  yurt dışı kaynaklar ve bunları yeri madencilikle dengelemek konusunda “karışık duygular”ı olduğunu ifade etti.

Ernst, “Ekskavatörler Avrupa’da ve başka yerlerdeki stratejik projeler için çalışmaya başladığında, kaçınılmaz olarak sosyal karışıklıklar ve çevresel etkiler olacak. O zaman kritik hammaddelere ilişkin yasanın gerçekten ne kadar sağlam olduğunu göreceğiz” diye ekledi.

AB’nin Belçika Başkanlığını temsil eden Flaman Ekonomi ve Yenilik Bakanı Jo Brouns, yeni yasanın “bağımlılıkların getirdiği zorlukları” “stratejik özerkliğe” dönüştürmeye yardımcı olacağını söyledi: “Bu yasama kanunu madencilik sektörümüzü güçlendirecek, geri dönüşüm ve işleme kapasitelerimizi artıracak, yerel ve kaliteli işler yaratacak ve sektörümüzün dijital ve yeşil geçişlere hazır olmasını sağlayacak.”

Avrupa Endüstriyel Mineraller Birliği (IMA-Avrupa) genel müdürü Roger Doome ise, CRMA’nın kapsamının “ayrım yapılmaksızın tüm ham maddeleri kapsayacak şekilde” genişletilmesi gerektiğini söyledi ve ulusal veya bölgesel izin makamlarının insan kaynaklarının “ izin prosedürlerini daha hızlı sağlamasını istedi.

Komisyon;  Şili, Grönland, Ukrayna, Kanada ve Ruanda ile ortaklıklar imzaladı. Tedarik çeşitliliğini sağlamak için maden zengini devletlerle anlaşmalar yapan AB Komisyon, şu anda Norveç ile görüşmelerde bulunuyor.

Komisyon başkanı Ursula von der Leyen’e göre blok, geçen hafta Grönland’ın Nuuk kentinde “temiz enerjiye, kritik hammaddelere ve becerilere yatırım yapmak” için yeni bir ofis açıldığını duyurdu.

NATO Şefi: İklim değişikliği, küresel güvenliğe zarar veriyor

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile geçen pazar günü Bakü‘de buluşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, iklim değişikliğini küresel güvenlik azısından sonuçları olan bir “kriz çarpanı” olarak değerlendirdi. Stoltenberg, küresel ısınmayla mücadele edilmesi gerektiğine de vurgu yaptı

Azerbaycan, önümüzdeki kasım ayında COP29 BM İklim Değişikliği Konferansı’na ev sahipliği yapacak. Petrol ve gaz üreticisi ülkede iklim zirvesi düzenlenmesi kararı iklim ve ekoloji gruplarınca sert eleştiriliyor. COP29, geçen yılki COP28’in düzenlendiği Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından, bir petrol devinin ev sahipliği yapacağı üst üste ikinci zirve olarak. Konferansın başkanlığının Azerbaycan’ın devlet petrol şirketi SOCAR‘ın eski yöneticisi Muhtar Babayev‘e verilmesi tartışmaları alevlendirdi.

[COP28] Gelecek yılın COP’u yine bir petrol ülkesi olan Azerbaycan’da yapılacak
COP29’un ev sahibi Azerbaycan, 10 yılda gaz üretimini üçte bir artıracak
Tepkiler ses getirdi: Azerbaycan’dan COP29 komitesine ‘kadın’ güncellemesi

İlham Aliyev’in otoriter liderliğiyle yönetilen Hazar ülkesi, zirve sayesinde hem bu imajı hem de iklime ve çevreye verdiği zarar nedeniyle uluslararası ortamda yüksek olmayan itibarını değiştirmeye çalışıyor.

İklim değişikliğinden bahsedip doğal gazı övdü

Azerbaycan’ı “önemli NATO müttefiklerine (doğal) gaz sağlamadaki önemli rolünden” ötürü öven Stoltenberg, “Zorluk şu ki dünyanın enerjiye ihtiyacı var ama aynı zamanda küresel ısınmayla da mücadele etmemiz gerekiyor. Enerji ve çevre ihtiyacını uzlaştırmayız” dedi. İklim değişikliğinin dünyanın güvenliği için de büyük bir risk oluşturduğunu belirten NATO Genel Sekreteri, “İklim değişikliği bir kriz çarpanıdır ve etkilerini her yerde görüyoruz” diye konuştu.

Stoltenberg ayrıca Azerbaycan’ı alternatif enerjilere yatırım yaptığı için kutladı ve ülkenin Avrupa pazarlarına hidroelektrik ve güneş enerjisi tedarikçisi olarak “büyük potansiyele” sahip olduğunu vurguladı.

Alivey: Gaz tedarikçisiyiz ama iddialı bir geçiş gündemimiz var

Aliyev ise  ülkesinin “pan-Avrupa gaz tedarikçisi” olmasına rağmen iddialı bir yeşil geçiş gündemine sahip olduğunu öne sürdü. Azerbaycan lideri, 11-24 Kasım’daki COP 29’a ev sahipliği yapmalarının “yeşil geçiş konusundaki çabalarının tanınmasının bir işareti” olduğunu söyledi.

‘Sıcak kış’ döngüleri bozdu: Baharın müjdecisi flamingolar, Tuz Gölü’ne erken geldi

Her yıl kuluçka dönemini geçiren Tuz Gölü‘nde geçiren ve baharın müjdecisi olarak bilinen flamingolar, bu yıl erken geldi. Uzmanlar, geçen kışın, küresel ısınmaya bağlı olarak mevsim normallerinin üzerinde sıcak geçmesinin, hayvanların göç ve üreme takvimlerini bozduğunu söylüyor.

Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan,  Aksaray, Konya ve Ankara sınırları içindeki Tuz Gölü, bahar ve yaz aylarında yaklaşık binlerce flamingoya ev sahipliği yapıyor. Kuluçka dönemini burada geçiren flamingolar sonbahar aylarına doğru da sıcak ülkelere göç ediyor.

Doğaya Kuş Bakışı ve Ekoloji Derneği Başkanı Fahri Tunç, sürekli gözlemledikleri flamingoları kontrole gittiklerinde onları “eşleşme havuzu”nda gözlemlediklerini anlattı:

“Hem Mamasın Barajı‘nda hem de Kırşehir Seyfe Gölü ve Tuz Gölü’nün etrafındaki küçük göletlerde eşleşme dönemleri başladı. Burada eşleşme bitince nisan ayı gibi kuluçka dönemine geçecekler. Bundan sonra tüm göletteki flamingolar erkek flamingolar olacak. Mayıs ayı itibarıyla yavrularını çıkarıp, bizim kreş dediğimiz bölgede kış mevsimine kadar, süreç, bu şekilde yavrular uçana kadar, bu şekilde devam edecek.”

Tuz Gölü’nde yine susuzluktan flamingo ölümleri başladı, bakanlıktan açıklama: Önlem alındı
51 STK’den flamingo ölümlerine ilişkin açıklama: Yanlış su ve tarım politikaları ölüm getirdi
Flamingo cenneti Tuz Gölü’nde yavru flamingolar artık taşıma su ile yaşatılmaya çalışılıyor

Tuz Gölü çevresinde bu yıl önemli sayıda flamingo popülasyonu olduğunu belirten Tunç, “Seyfe Gölü’nde, mayıs ayında su kalmadığı için flamingolar orada üremiyorlar. Oradaki hayvanlar da Tuz Gölü’ne geliyor. Tuz Gölü ve çevresine baktığımızda bir artış var. Biz bunu haziran ayında havadan yapacağımız sayımla, ne kadar kuluçkadan yavru çıktı ve ne kadar başarı var, gözlemleyeceğiz” dedi.

Tunç’un verdiği bilgilere göre, bu yıl gelen flamingolar hızlı biçimde adapte olarak kuluçka dönemine daha erken başladı. Bu yılın kurak bir yıl olacağını öneren Tunç, “Bunun için gözlemlerimizi Tuz Gölü ve çevresinde daha sık yapacağız. Flamingolar için her hafta alanda olacağız” diye konuştu.

‘Hala kaçak avcılar var’

Jandarma ve Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü‘nden destek aldıklarını belirten Tunç, şu bilgileri verdi:

“Tuz Gölü havzasında kaçak av yapan insanlar var. Bunlara ekipler göz açtırmamaya çalışıyorlar. Bu hep beraber olacak bir şey. Toplumun da buna duyarlı ve bilinçli olması lazım. Bu dönemde ava giden kişiyi bölgedeki vatandaşlarımızın uyarması lazım”

Satılmak için otobüse bindirilen 26 flamingo öldü: Ceza 425 bin lira

Flamingoların Anadolu‘da ‘allı turna’ adıyla baharın müjdesi olarak bilindiğini de hatırlatan  Tunç, “İnsanlar baharın gelişini cemrenin suya, havaya ve toprağa düşmesiyle bilirken, Anadolu’nun insanı da baharın gelişini turnalara bağlamış. ‘Allı turna geldi. Bahar geldi’ diye. Allı turnalar Anadolu ve Tuz Gölü için bir efsanedir. Buradan Tuz Gölü’ne kanat çırpacaklar” diye konuştu.

İzmir’de kedi Eros için oturma eylemi beşinci gününde

İzmir‘in Konak ilçesinde, İstanbul’da ‘Eros ‘isimli kediyi işkenceyle öldüren İbrahim Keloğlan‘ın tutuksuz yargılanmasına tepki gösteren hayvan hakları savunucuları başlatıkları oturma eylemini beşinci gününde de sürdürüyor.

Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde düzenlenen dünkü eylemde Keloğlan’a verilen ‘iyi hal indirimi’ne tepki gösteren aktivistler, ‘İnsanlık öldü, hayvanları savunalım’, ‘Hayvan katilleri yakalansın’ pankartları açtı; ‘Hak, hukuk, adalet’, ‘Sokak hayvanları sahipsiz değildir’ sloganları attı.

‘Katilin iyi hali, cinayetin türü olmaz’

Eylemde konuşan Merve Çınar, “Sesimizin duyulacağına ve kararın bozulacağına olan inancımız devam ediyor. Katilin iyi hali olmaz. Cinayetin de türü olmaz. Biz kısa ve öz, tutuklama istiyoruz” dedi.

Adalet nöbetinde kararlı olduklarını dile getiren ve herkese ihtiyacı olduklarını belirten Çınar, “Biz burada yaşam hakkı savunucuları olarak yıllardır hayvanlarla geçirdiğimiz zamandan ve paylaştıklarımızdan çok şey öğrendik. Eğer hala bir evlat edinmemiş, bir hayvanın başını okşamamış olan var ise şimdi tam zamanıdır. Evlatlarımıza zarar veren kim varsa en ağır cezayı almalarını istiyoruz. İstinaf süresi dolana kadar da tepkimize devam edeceğiz” diye konuştu.

Ne olmuştu?

İstanbul Başakşehir‘de, yılbaşı gecesi,  yaşadığı sitenin asansöründe kıstırdığı kedi Eros‘u 6 dakika boyunca işkence ederek öldüren İbrahim Keloğlan‘a verilen 1 yıl 3 ay hapis cezası ve salıverilmesine itiraz edilmesi üzerine  yeniden yargılandığı davada, geçen hafta karar açıklanmış; saldırganın 2 yıl 6 ay hapis cezası ve yurt dışına çıkış yasağı ile serbest bırakılmasına karar verilmişti.

Keloğlan’a iyi hal indirimi de uygulanmıştı.

Eros’un katiline 2,5 yıl hapis, tutuklama yok: Yine iyi hal indirimi uygulandı
Eros’un katilinin cezasız kalmasına tepkiler büyüyor: Aferin oğlum yasası hala yürürlükte!

 

Hava kirliliği raporu: 134 ülkenin 120’si kirli hava soluyor

IQAir tarafından derlenen hava kalitesi verilerine göre, geçen yıl sadece 10 ülke ve bölge, Dünya Sağlık Örgütü‘nün (DSÖ) havadaki ince partikül maddesi kirliliği için belirlediği standartları karşılayabildi.

NY Times‘ın aktardığına göre İsviçre merkezli şirket, incelenen kirliliğin, 2,5 mikrometreden daha küçük katı partikülleri ifade ettiğini, bu partiküllerin kan dolaşımına girebilecek kadar küçük olduğunu belirtti. PM2,5 her yıl milyonlarca erken ölüme neden olan en ölümcül hava kirliliği formu olarak tanımlanıyor.

Türkiye’de hava kirliliği ulusal limit değerin üzerinde
Hava kirliliği yüzünden dünyada her yıl 1 milyondan fazla kişi ölüyor
Hindistan’da hava kirliliği DSÖ sınırının 30 kat üzerinde

DSÖ, insanların yılda ortalama metreküp başına 5 mikrogramdan fazla ince partikül madde solumamaları gerektiğini belirtiyor. ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) ise standardını metreküp başına 12’den 9 mikrograma düşürmeyi önerdi.

Dünya Sağlık Örgütü standartlarını karşılayan temiz hava “vahaları” çoğunlukla adalar, Avustralya ve Kuzey Avrupa ülkeleri Finlandiya ve Estonya olarak belirlendi. En kötü hava kalitesine sahip ülkelerin çoğu ise Asya ve Afrika‘da yer alıyor.

2023’te IQAir sıralamasına göre en kirli dört ülke Güney ve OrtaAsya‘daki Bangladeş, Pakistan, Hindistan ve Tacikistan. Bölgenin şehirlerinin neredeyse üçte birinde, DSÖ kılavuzunun 10 katı üzerinde ince partikül madde konsantrasyonları raporlandı. Araştırmacılar, bölgenin kirliliğinin başlıca kaynaklarının araç trafiği, kömür ve sanayi emisyonları olduğunu belirtti.

Dünya genelinde hava kirliliği, insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Çoğu ülke ve bölge, DSÖ’nun güvenli hava kalitesi standartlarını karşılayamıyor. Kirliliğin en yoğun yaşandığı bölgelerde, insanlar kronik ve kısa vadeli sağlık riskleriyle karşı karşıya kalıyor. Hava kirliliğiyle mücadelede küresel çapta ciddi adımların atılması gerekiyor.

Akbelen’in son hali yıkımın boyutunu ortaya serdi

Muğla, Milas‘a bağlı İkizköy‘deki Akbelen Ormanı‘nda yurttaşların toplanması sonrasında Limak ve IC-İçtaş iştiraki YK Enerji’nin bölgeyi nasıl tahrip ettiği ortaya çıktı. Ekokırımın boyutunu gözler önüne seren fotoğraf, Aktivist Belgeselci Hakan Tosun tarafından çekildi. Tosun bu görüntüyü şu sözlerle paylaştı:

“Kadraja sığmayan katliam. Akbelen Ormanlarının son hali bu fotoğraf. Kesim bütün hızıyla devam ediyor. Birileri dur demezse koca bir bölge önce ağaçsızlaşacak sonra madenin ölüm çukuruna dönüşecek.”

‣ Akbelen’deki 190 parsellik arazi linyit madeni için kamulaştırıldı
‣ Kamulaştırmalar tam gaz: Kalan bir avuç yeşil de enerji şirketlerine

Ne olmuştu?

Muğla, Milas‘taki İkizköy‘ün Akbelen Ormanı‘ndaki ağaçları kesen, canlıları, ekosistemi yok eden ve yerinden eden, bölgede yaşayan yurttaşları her gün dinamit sesleriyle tehdit eden şirkete karşı yurttaşlar 17 Mart’ta Akbelen’de bir araya gelmişti.

Limak ve IC-İçtaş iştiraki YK Enerji‘nin termik santraline linyit kömür sağlayabilmek için bölgede gerçekleştirilen yıkıma karşı bir araya gelen yurttaşlar “Biz bitti demeden bu dava bitmez!” demişti.

Geçtiğimiz günlerde Akbelen Ormanı’nın çevresinde yer alan 190 parsellik arazi, linyit madeni sahası olarak kullanılmak üzere Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ‘acele’ kamulaştırılılmıştı.

İkizköy, Çamköy ve Karacahisar’da yer alan araziler için 11 Mart’ta verilen acele kamulaştırma kararı ise tepkilerin ardından acele bir şekilde kaldırılmıştı.

Brezilya’da hissedilen sıcaklık 60 dereceyi geçerek rekor kırdı

Brezilya‘yı saran sıcak hava dalgası, Rio de Janeiro‘da hissedilen sıcaklığın 62,3 Santigrat dereceye (144,1 Fahrenheit) ulaşmasıyla yeni bir rekor kırdı. Hava durumu yetkililerine göre, bu sıcaklık son on yılın en yükseği. Şehirdeki gerçek maksimum sıcaklık ise 18 Mart’ta 42 Santigrat derece olarak kaydedildi.

Al Jazeera’nın aktardığına göre 62,3 derece rekoru, Rio’nun batısında 17 Mart Pazar günü yerel saatle 09:55’te (GMT 12:55) kaydedildi. Bu, Alerta Rio‘nun 2014 yılından bu yana kayıt tutmaya başlamasından bu yana ölçülen “en yüksek değer” olarak kayıtlara geçti.

Brezilya

Brezilya’nın güneyinde de yağış uyarısı

Şehrin meşhur Ipanema ve Copacabana plajları, sıcak hava ile başa çıkma ipuçlarının yetkililer tarafından yayınlanmasıyla birlikte, insanlarla dolup taştı. Rio’nun merkezindeki bir parkta, 49 yaşındaki idari asistan Raquel Correia, “Nüfusun çok artması ve konut ihtiyacının da artmasıyla ormanların yok olmasından dolayı durumun daha da kötüleşmesinden çok korkuyorum” diyerek endişelerini dile getirdi.

Brezilya ‘dayanılmaz’ sıcak dalgasının pençesinde: Uyumak bile çok zor
Sıcak dalgası Türkiye’de: Neden ısınıyoruz?

Önceki hissedilen sıcaklık rekoru Kasım ayında, 59,7 derece ile kaydedilmişti. Öte yandan, ülkenin güneyinde şiddetli yağmurlar hayatı olumsuz etkiliyor ve yetkililere göre yağışların önümüzdeki hafta da devam etmesi bekleniyor. Hava bilgi ajansı MetSul, “Bu hafta Brezilya’nın merkez-güneyinde yoğun yağışlar ve fırtınalar nedeniyle çok yüksek risk altında olacak. En endişe vericisi ise, şiddetli yağmurlar ve olası fırtınalarla gelecek çok yoğun bir soğuk cephe” diye uyardı.

Rio de Janeiro’da kaydedilen rekor hissedilen sıcaklık, hem yerel halkı hem de yetkilileri alarma geçirdi. Sıcaklıkla mücadele için yayınlanan ipuçları, olumsuz koşullara karşı dikkatli olunması gerektiğinin altını çiziyor. Aynı zamanda, ülkenin güneyindeki şiddetli yağmurlar da başka bir ciddi hava olayı olarak dikkat çekiyor.

Çevre ve İklim Gazeteciliği Okulu Bartın’da devam ediyor!

Yeşil Gazete‘nin Batı Karadeniz Bölgesi‘nde başlattığı Çevre ve İklim Gazeteciliği Okulu (ÇİGO) atölyeleri Zonguldak’tan sonra Bartın’da devam ediyor.

ÇİGO, yerel ekoloji mücadelelerine dikkat çekerek ulusal-yerel basında bu mücadelelerin haberleştirilme biçimini ele alıyor. Bu kapsamda, yerel ekoloji haberlerinin önemine vurgu yapıyor ve bunların hukuki-siyasi kararlara etki etme potansiyellerini araştırıyor. Ayrıca, iklim ve ekoloji haberlerinde neden-sonuç ilişkilerini ortaya koyarak, insan faaliyetlerinin doğaya etkisini tesadüfi gibi gösteren dilsel ve yapısal unsurları tartışmaya açıyor.

ÇİGO, bu sorunları tartışmaya açmanın yanı sıra kolektif bir öğrenme deneyimi sunuyor. Karşılıklılığa dayalı ve eşitlikçi öğrenmeyi temel alan ÇİGO atölyelerinde, katılımcıların yorum ve önerileriyle şekillenen uygulamalı çalışmalar yapılacak. Katılımcılar, hazırladıkları yazılı ve görsel yerel haberleri Yeşil Gazete’de yayınlanmak üzere paylaşabilecek.

Alev Karakartal, Cansu Acar ve Duygu İslamoğlu tarafından yürütülecek atölyelerin konu başlıkları: Çevre ve ekoloji haberciliği, Video haber üretimi, sosyal medya kullanımı. ÇİGO’nun Batı Karadeniz Bölgesi atölyeleri tamamlandığında ise iklim ve ekoloji haberciliği alanında kullanılmak üzere herkese açık dijital ders modülleri ve bir kılavuz hazırlanacak.

Atölyeler, 20 Nisan Cumartesi ile 21 Nisan Pazar günleri Bartın Öğretmenevi’nde gerçekleşecek atölyelere katılım için başvuru formunu doldurabilirsiniz.