Ana Sayfa Blog Sayfa 148

Ankaralı hayvan hakları aktivistleri Yavaş’a seslendi: Taşın altına elinizi koyun

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, hayvanların duyulmayan sesi olmak, söyleyemediklerini dile getirmek için Ankara Büyükşehir Belediyesi önünde bir araya geldi. “Verdiğimiz her oyun hayvan hakları için verdiğimiz bilinsin” diyen hayvan hakları aktivistleri altı bin hayvanın barındırılmasının planlandığı Karataş’ı (Karataş Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi) ve yapılması planlanan kedi kasabasını iptal ettirmek için toplandı.

‣ Sokakta yaşayan hayvanlar için gönüllülerden belediyelere çağrı: Ortak hareket edelim
‣ Erdoğan yine sokakta yaşayan hayvanları hedef aldı: ‘Sorun’u inancımıza uygun şekilde çözeceğiz

Hayvan hakları aktivistleri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın özel korumalarıyla iletişime geçtiklerini ancak beklemelerine rağmen Yavaş’ın yoğunluğu gerekçe gösterilerek görüşme gerçekleştirilmediğini bildirdi. Aktivistler Yavaş’a şöyle seslendi:

“Yaşam hakkı savunucularını derhal aramanızı bekliyoruz Mansur Yavaş. Ankara’nın tüm ilçelerinde küpeli, sağlıklı, mahalleliyle dost olan köpekler çağdışı yöntemlerle toplanıyor, çöplüklere, ölüm kamplarına atılıyor. Buna dur demenizi, bilimsel tek çözüm olan kısırlaştırma projelerine, her ilçede, ormanda, kırsalda geçmenizi istiyoruz.

Üretim ve ticareti yasaklamanızı, denetlemenizi, taşın altına elinizi koymanızı istiyoruz. Sokakta yaşayan her hayvan Ankaralı; Ankara, her canlının yaşam alanı. Ankara özgür hayvanlarıyla güzel!”

Ankara’da Mart başında Gölbaşı’nda Küme evleri bölgesinde kiralık bir tarım arazisinde gönüllüler tarafından bakılan çipli 180 köpek, hukuka aykırı bir şekilde ‘tahliye’ edilmeye çalışılmıştı. Köpekler için yine hayvan hakları aktivistleri mücadele etmişti.

Geçtiğimiz günlerde de yine Ankara Etimesgut’ta yavru kediler katledilmişti. Faillerin cezalandırılması için yine hayvan hakları aktivistleri eylem gerçekleştirmişti. Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu da sosyal medya hesabı üzerinden olayın takipçisi olacaklarını belirterek şunları dile getirmişti:

“İstasyon Mahallesi Villa Parselleri 2360 sokaktaki bir apartman bahçesinde meydana gelen olayı derin bir üzüntü ile öğrendim. Etimesgut Belediyesi olarak, bu tür insanlık dışı eylemlerin tekrarlanmaması için gerekli adımları atmaya kararlıyız. Her bir canlımızın haklarını korumak bizim önceliğimizdir. Bu tür insan vicdanına aykırı davranışlara karşı sıfır tolerans politikası izleyeceğimizi ve bir sokak evcilimizin canlarını korumak için gerekli adımları atacağımızı taahhüt ediyoruz. Bu olayın takipçisi olacağımı bilmenizi isterim. İlçemizin huzur ve güvenliği için çaba sarf etmeye devam edecek, sokak evcillerimizin güvenliği ve refahı için elimizden geleni yapacağız.”

Ankara Gölbaşı’nda sahipli hayvanları ‘toplamaya’ çalışıyorlar

Rusya’nın Ural bölgesinde son yılların en büyük sel baskını: Binlerce kişi tahliye edildi

Rusya‘nın Ural Dağları, Sibirya ve komşu Kazakistan‘ın bazı bölgeleri son on yılların en büyük sel felaketiyle karşı karşıya.

Havaların aniden ısınması nedeniyle hızla eriyen kar, Ural dağlarında kaydedilen en kötü felaketi  tetikledi ve bölgenin en büyük nehirlerinden ikisi patlama noktasına kadar şişerken 50 bini aşkın kişi yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kaldı; yüzlerce hayvan boğularak yaşamını yitirdi.

Yetkililer, selden etkilenmesi muhtemel bazı bölgelerde de binlerce kişiye tahliye emri verdi.

Moskova yönetimi, Orenburg bölgesinde selden etkilenen yerlerde federal acil durum ilan etti. Diğer üç bölgede de olası sel baskınlarına karşı hazırlıklar sürüyor.

Sular baraj setini aştı

Ural Dağları’ndan doğup Hazar Denizi’ne dökülen Ural Nehri, eriyen sular nedeniyle cuma günü birkaç metre kabardı ve Moskova’nın 1.800 km doğusundaki Orsk şehrinde bir baraj setini aştı.

Orsk Belediye Başkanı Vasily Kozupitsa, kentteki ikinci bir nehir Yelshanka‘nın da taştığını söyledi. 230.000 nüfuslu kentten 6.100’den fazla kişi tahliye edildi. Kentteki 40 okuldan on beşi sular altında kaldı.

Devlet haber ajansı TASS, Orsk’ta altı yetişkin ve üç çocuğun hastaneye kaldırıldığını bildirdi.

Kremlin de  Urallar’daki Kurgan ve Sibirya’daki Tyumen bölgelerinde de sel felaketinin kaçınılmaz olduğunu duyurdu. Nüfusu 310,000 olan Kurgan şehrinde yetkililer nehir kenarındaki bir mahallede yaşayanlara acilen tahliye emri verdi.

Kayıtlara geçen en kötü sel felaketi

Rusya ve Kazakistan’da 50 binden fazla kişi su baskını nedeniyle tahliye edildi
Orenburg bölgesi valisi Denis Pasler, sellerin kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana bölgeyi vuran en kötü sel olduğunu kaydetti.

Pasler, Orenburg bölgesinden geçerek Kazakistan üzerinden Hazar Denizi’ne dökülen 2,400 km uzunluğundaki Ural Nehri boyunca sel felaketinin kaydedildiğini söyledi.

Orenburg bölgesi yetkilileri yerel sel hasarının maliyetini yaklaşık 21 milyar ruble (227 milyon dolar) olarak tahmin ediyor.

Bölgesel hükümet, Ural Nehri’ndeki su seviyesinin yükselmesi nedeniyle meydana gelen sellerin Orenburg bölgesinde 885’i çocuk olmak üzere 4.000’den fazla kişiyi tahliye etmek zorunda bıraktığını söyledi.

TASS, 2,000 evin daha sular altında kaldığını ve bölgedeki toplam hasarın yaklaşık 6,300’e ulaştığını bildirdi.

‘Durum hızlı biçimde kötüleşebilir’

Kazakistan’da da Cumhurbaşkanı Kassym-Jomart Tokayev, sel felaketinin ülkesinin 80 yıldır yaşadığı en büyük doğal afet olduğunu söyledi.

Rusya’nın diğer bölgelerinde de sel uyarıları yapıldı ve Kurenkov durumun çok hızlı bir şekilde kötüleşebileceğini söyledi.

En az 550.000 kişinin yaşadığı Orenburg’un Belediye Başkanı Sergei Salmin, “Su geliyor ve önümüzdeki günlerde seviyesi daha da yükselecek. Sel durumu kritik olmaya devam ediyor” diye konuştu.

Yerel yetkililer Orsk’taki barajın 5,5 metre su seviyesi için inşa edildiğini ancak Ural Nehri’nin 9,6 metreye yükseldiğini bildirdi.

Aerosol emisyonlarının azaltılması, küresel ısınmayı artırıyor

Communications Earth & Environment’ta yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, atmosferdeki aerosol parçacıklarının azalmasıyla hava kirliliğinin de azalması, Dünya’nın enerji dengesizliğini artırarak gezegenimizin daha hızlı ısınmasına yol açıyor.

Aerosoller, atmosferde asılı duran minik katı veya sıvı parçacıkları olarak tanımlanıyor ve endüstriyel faaliyetler, araç egzozları ve orman yangınları gibi insan kaynaklı ve doğal süreçler tarafından üretiliyor.

Bu parçacıklar, Güneş‘ten gelen ışığın bir kısmını yansıtarak Dünya‘nın biraz daha soğuk kalmasına yardımcı oluyor ancak son yıllarda, hava kalitesini iyileştirme çabaları kapsamında aerosol emisyonlarının azaltılması, bu soğutma etkisinin azalmasına ve dolayısıyla küresel ısınmanın hızlanmasına neden oldu.

‘Hava kirliliği kanser riskini artırıyor’
Hava kirliliği raporu: 134 ülkenin 120’si kirli hava soluyor
Araştırma: Küresel ısınma Dünya’nın dönüşünü yavaşlatıyor
Küresel ısınma Dünya’yı gerçek anlamda sarsıyor: Sismik veriler güç kazanıyor

Araştırma, 2001 ile 2019 yılları arasında, aerosol emisyonlarındaki düşüşlerin Dünya’nın enerji dengesizliğinde yılda 0.2W/m^2 oranında bir artışa sebep olduğunu gösteriyor. Bu enerji dengesizliği, atmosferin üst katmanında net radyatif akış olarak ölçülüyor ve Dünya’nın alıp verdiği enerji miktarı arasındaki farkı ifade ediyor. Dengesizlik arttıkça, gezegen daha fazla enerji biriktiriyor ve bu da küresel sıcaklıkların yükselmesine yol açıyor.

Metanı ‘yiyen’ bakteriler küresel ısınmayı yavaşlatabilir mi?

Bu dönemde, Dünya’nın enerji dengesizliğinde gözlemlenen artışın büyük bir kısmı, güneş ışığının daha az yansıtılmasından kaynaklandı. Hava kirliliği azaltma politikaları nedeniyle aerosol emisyonlarında beklenen daha da büyük azalmalar, sera gazı emisyonlarının üzerine çıkarak Dünya’nın enerji dengesizliğini daha da güçlendirebilir ve bu durum, mevcut sera gazı katkılarının üzerine eklenerek, bu on yılda yüzey sıcaklıklarının daha da hızlı artmasına yol açabilir.

Atom Enerjisi Kurumu’ndan, Zaporijya’ya İHA saldırısı sonrası ‘nükleer kaza’ uyarısı

Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA), bir kez daha İHA saldırısına hedef olan Rusya‘nın kontrolündeki Zaporijya Nükleer Santrali‘yle ilgili ‘nükleer kaza’ uyarısı yaptı.

Rusya, üç kişinin yaralandığı saldırıyla ilgili Ukrayna‘yı suçladı, ancak Kiev yönetimi bu suçlamayı reddetti.

Ukrayna sınırları içerisinde bulunan, Avrupa’nın en büyük nükleer santrali Zaporijya, Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgale başlamasından kısa süre sonra Rus kontrolüne geçmişti.

Santralde, altı reaktör bulunuyor. Vurulması durumunda ise atmosfere sınırsız miktarda radyoaktif madde karışabilir.

IAEA, çatışmalar nedeniyle tehlike altında bulunan nükleer santralin risk teşkil ettiğine yönelik birden çok kez uyarı yayınlamıştı. Savaştaki her iki ülke de  karşılıklı saldırılarla birbirlerini nükleer santralin güvenliğini tehlikeye atmakla suçluyor.

BM ise  Avrupa’nın en büyük nükleer santrali etrafındaki çatışmaların sona ermesi gerektiğini söylüyor.

Reaktörlerden biri İHA saldırısında zarar gördü

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na bağlı uzmanlardan oluşan ve Zaporijya’da bulunan bir ekip,  pazar günü gerçekleşen İHA saldırılarının fiziksel olarak verdiği zararı doğruladı. Reaktörlerden birisinin de saldırıdan zarar gördüğü bildirildi.

Türkiye dahil 42 ülkeden Rusya’ya çağrı: Zaporijya Nükleer Santrali’nden derhal çıkın
‣  UAEA Ukrayna’daki radyoaktif depolama tesislerinin vurulduğunu duyurdu
‣ Atom Enerjisi Kurumu: Zaporijya Nükleer Santrali’nde sızıntıya rastlanmadı
Zaporijya Nükleer Santrali ikinci kez vuruldu: ‘Rus nükleer terörüne karşı yaptırım artırılmalı’
‣ Atom Enerjisi Kurumu Başkanı: Zaporijya Nükleer Santrali’nde durum kontrolden çıktı
Zelenski: Zaporijya Nükleer Santrali’nde felakete çok yaklaştık
BM’den Zaporijya raporu: Güvenli bölge kurulmalı
Rus işgali altındaki Zaporijya Nükleer Santrali’ndeki son reaktör kapatıldı
Santralin Rusya tarafından görevlendirilen yönetimi ise  radyasyon seviyelerinin normal olduğunu ve ciddi bir zarar görülmediğini açıkladı.

IAEA da saldırının nükleer güvenlik sorunu ortaya çıkarmadığını ancak bu tip saldırıların nükleer santralin güvenliğine potansiyel olarak risk teşkil ettiğini duyurdu.

‘Kimse santrallere yönelik saldırılardan yarar sağlayamaz’

IAEA Başkanı Rafael Grossi, drone saldırısının “nükleer güvenliğe ilişkin tehlikeyi ciddi şekilde artırdığını” dile getirdi; “Kimse nükleer santrallere yönelik saldırılardan askeri veya siyasi bir yarar sağlayabileceğini düşünmesin” dedi.

Kiev yönetimi de, santrale saldırmakla suçlanması üzerine bir açıklama yaparak, “Ukrayna, santralde herhangi bir askeri provokasyona karışmamıştır” dedi. Ukraynalı yetkililer ayrıca santralin yasa dışı biçimde Rusya tarafından işgal edildiğini de hatırlattı.

Geçen ay IAEA ekibi, bir hafta boyunca her gün santral çevresinde patlama sesleri duyduklarını bildirmişti.

[İklim Krizi] Atlantik’te 2024 kasırga sezonu ‘aşırı’ hareketli geçecek

Amerika ve Karayipler, 2024 yılında Atlantik’te ‘aşırı aktif’ bir kasırga sezonuna hazırlanıyor. Colorado Eyalet Üniversitesi (CSU) tarafından yapılan araştırmaya göre, ısınan okyanuslar ve La Niña koşullarının etkisiyle bu yıl 11 kasırga bekleniyor.

1995’ten bu yana Nisan 2024’te yapılan tahminler arasında bu, beklenen en yüksek kasırga sayısı. Araştırmacılar, sezonun nasıl gelişeceğine dair belirsizlikler olduğunu belirtse de, ABD’nin sahil şeridi ve Karayiplerdeki sakinleri uyarıyor.

kasırga
Colorado Eyalet Üniversitesi tarafından 1996’dan 2024’e kadar Nisan ayı tahminlerindeki fırtınalar (sarı) ve kasırgalar (kırmızı). Bu yılın rekor kıran Nisan ayı tahmini, noktalı beyaz oklarla vurgulanıyor. Kaynak: CSU

Isınan Atlantik okyanusu ve La Niña koşullarının birleşimi, bu yılki kasırga sezonunun neden ‘aşırı aktif’ olacağını açıklıyor. Kasırgaların ana enerji kaynağı olan sıcak okyanus suları, bu yıl rekor seviyelere ulaştı. Bu durum, daha düşük atmosfer basıncı ve daha kararsız bir atmosfer yaratarak, kasırgalar için elverişli koşullar oluşturuyor. CSU araştırmacıları, La Niña‘nın Ağustos-Ekim arasında hakim olacağını ve bu durumun, kasırga oluşumunu daha da destekleyeceğini belirtiyor.

CSU Tropikal Hava ve İklim ekibi, bu sezon Atlantik’te toplam 23 adlandırılmış fırtına bekliyor. Bu fırtınalardan 11’inin kasırgaya dönüşeceği ve beşinin büyük kasırga gücüne ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu, sürdürülen rüzgar hızlarının saatte 179 kilometreyi aşacağı anlamına geliyor. Araştırmacılar, 1878, 1926, 1998, 2010 ve 2020 sezonlarını benzer özellikler gösteren sezonlar olarak belirtiyor.

ABD sahil şeridi boyunca büyük kasırgaların (3. kategori veya daha büyük) karaya ulaşma olasılığı bu yıl yüzde 62 olarak hesaplanıyor. Karayip sakinleri için büyük kasırga olasılığı yüzde 66.

kasırga
Harita, 2 Nisan 2024’te Atlantik Okyanusu’nun sıcaklığının ortalama değerlerin üzerine çıktığı (sarı, turuncu ve kırmızı çizgiler) ve altına düştüğü (mavi ve mor çizgiler) bölgeleri, derece Celsius cinsinden gösteriyor. Kaynak: NOAA

Araştırmacılar, adlandırılmış fırtınaların, kasırgaların ve büyük kasırgaların belirli bölgelerin 80 kilometre yakınında izleyeceği rotalar için olasılıklar sunuyor. Ancak, Nisan ile zirve sezonu arasında önemli atmosferik değişiklikler meydana gelebileceği ve tahminin yalnızca bir tahmin olduğu hatırlatılıyor.

Bu yılki ‘aşırı aktif’ kasırga sezonunun, insanlık tarihinin en sıcak yılı olarak kaydedilen 2023’ü takip etmesi, iklim krizinin şiddetli hava olayları üzerindeki etkisini bir kez daha ortaya koyuyor. İklim değişikliği, kasırgaların daha da güçlenmesine neden oluyor ve bu da bölge sakinleri için hazırlıkların ve önlemlerin daha da önem kazandığı anlamına geliyor.

La Niña nedir, kasırgaları nasıl etkiler?

La Niña, Pasifik Okyanusu’nun yüzey sıcaklıklarında yaşanan doğal bir iklim olayıdır ve El Niño’nun tersi olarak işlev görür. Bu olay, ekvatorun boyunca Pasifik Okyanusu’nun doğu kesimindeki suların normalden daha soğuk olmasıyla kendini gösteriyor. La Niña süreçleri, birkaç aydan birkaç yıla kadar uzayabiliyor ve dünya çapında hava durumu ve iklim üzerinde önemli etkilere yol açıyor.

La Niña, atmosferdeki basınç farklılıklarını değiştirerek global hava akımlarını ve sonuç olarak yağış desenlerini değiştiriyor. Bu, bazı yerlerde kuraklık, diğer yerlerde ise aşırı yağışlara sebep oluyor. La Niña, özellikle Atlantik kasırga sezonu üzerinde dikkat çekici bir etkiye sahip. La Niña koşulları altında, Atlantik’te kasırga oluşumu ve şiddeti artıyor.

El Niño yüzünden ‘kasırga rotası’ aşırı ısınan Atlantik’te 2024 zor geçecek
Okyanustaki rekor sıcaklıkların gezegen için felaket sonuçları olacak
Araştırma: Küresel ısınma La Niña ve El Niño olaylarını daha güçlü hale getirecek

La Niña’nın Karayipler üzerindeki üst seviye batı rüzgarlarını azaltması ve böylece dikey rüzgar kesilmesini (kasırgaların gelişimini engelleyebilecek bir fenomeni) düşürmesi, bu artışın asıl sebebi.

Bu durum, La Niña’nın sadece okyanus yüzey sıcaklıklarındaki değişimlerle sınırlı kalmayıp, geniş çaplı atmosferik değişiklikleri de tetiklediğini gösterirken, La Niña’nın dünya çapında hava durumu ve iklim üzerinde neden bu kadar etkili olduğunu açıklıyor. La Niña olayları, yerel ve ulusal düzeylerde özellikle tarım, su yönetimi ve afet hazırlık planlamaları için önemli bir dikkate alınması gereken faktör olarak öne çıkıyor.

Emisyonları azaltma sözü veren ABD’de petrol üretimi rekor kırdı

Karbon emisyonunun en büyük kaynağını oluşturan petrolün üretimi, 2050’de “sıfır karbon” hedefi koyan ABD’de artıyor.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi(nin (EIA) açıkladığı rapora göre, geçen yıl ABD ham petrol üretimi günlük ortalama 12,9 milyon varil ile 2019’daki seviyeyi aşarak küresel çapta rekor kırdı. Rapora göre 2023’ün Aralık ayında günlük 13,3 milyon varil petrolle, aylık bazda da rekor üretim gerçekleşti. Dünyanın en büyük petrol üreticisi konumundaki ülkede, 2024’ün ilk çeyreğinde petrol üretimindeki artış miktarı,  günlük 1,7 milyon varil ile öngörülenin çok üzerinde gerçekleşti.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre de  Çin 2022’de 12,1 gigatonla en fazla karbon emisyonuna yol açan ülke olurken, onu 4,7 gigaton ile ABD izlemişti.

AA‘ya konuşan Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, petrol talebinin küresel düzeyde hızla arttığını, ABD’deki üreticilerin bu talep artışına üretim artışıyla yanıt verdiğini belirtti.

ABD öncülüğünde fosil yakıt tüketimindeki artış dünyayı tehdit ediyor
ABD, tarihindeki en sıcak kışı yaşadı

‘Petrol üretimindeki artış, yılda 20 milyon ton ilave CO2’ye neden oluyor’

ABD Kongre Bütçe Ofisi’nin geçen ay yayımladığı raporda ülkenin imalat sanayi sera gazı emisyonlarının yüzde 59’unun kimya ve rafineri sektörlerinden kaynaklanıyor.

Kumbaroğlu, ABD’deki 125 rafineri üzerine yapılan bir araştırmanın buralarda işlenen ham petrolün varil başına ortalama 33 kilogram karbondioksit salımına neden olduğunu ortaya koyduğuna dikkat çekti: “2024’ün ilk çeyreğindeki artış miktarı üzerinden hesaplandığında, yani günlük 1,7 milyon varil, 33 kilogram karbondioksit ile çarpıldığında, ABD’nin petrol üretimindeki artışın, rafineride her gün fazladan 56 bin ton karbondioksit salımına neden olduğunu ortaya koyuyor. Bu rakam yılda 20 milyon ton ilave karbondioksit emisyon hacmine denk geliyor.”

Hali hazırda faaliyette olan petrol ve gaz altyapısı küresel sıcaklığı daha da artırma riskini taşırken, yeni petrol ve gaz arayışının biraz olsun yavaşlatılamaması, bilim insanlarının on yıl içinde aşılmasını bekledikleri bir sınır olan 1.5C’nin altında kalmaya yönelik zaten zayıf olan dünya umutlarına ölümcül bir darbe vurma riski taşıyor.  Halihazırda faaliyette olan petrol ve gaz altyapısı dünyayı 1.5C’nin ötesine taşımak için yeterli ve planlanan ekstra herhangi bir faaliyet küresel sıcaklığı daha da arttıracak.

Petrol üreticisi ülkelerin sera gazı emisyonları sıralamasındaki konumlarını anlamak için sera gazı yoğunluklarına bakmak gerektiğini belirten Kumbaroğlu, çözümün, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği teknolojilerinde yattığına işaret etti:

“COP28 toplantısında da vurgulandığı üzere, dünya genelinde fosil yakıtlardan çıkış ve yenilenebilir enerjiye geçiş ön plana çıkarılmıştır ancak taahhütlerin yerine getirilmesi konusunda sorunlar yaşanıyor. Yenilenebilir enerji teknolojileri ve enerji verimliliği, küresel sera gazı emisyonları ile mücadelede kilit teknolojiler olarak kendilerini kanıtladı.”

Yenilenebilir enerjiye geçişin gerektirdiği yatırımların işletme sürecinde yakıt maliyeti olmaması nedeniyle kısa sürede geri dönüşün sağlandığını aktaran Kumbaroğlu, bunun kısa vadeli bir süreç olmadığını da vurguladı:

“Karbon hedeflerine ulaşmak ve sıcaklık artışını 2 derecede sınırlamak amacıyla, dünya genelinde kolektif bir çaba gerekli. Uluslararası ticarette karbon ayak izinin önemi artıyor ve karbon azaltımı, gelecekte rekabetçilik açısından önemli bir unsur haline geliyor. Ulaştırma sektöründe elektrikli araçlara geçiş, dönüşümün önemli bir parçası. Ancak bunların çevresel etkisi, kullanılan elektriğin nasıl üretildiğine bağlı. Yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik, araçları gerçekten çevreci hale getirir. “

Güneş tutulması Türkiye’den izlenemeyecek

8 Nisan 2024’te (bugün) gerçekleşen Güneş tutulması, Pasifik Okyanusu üzerinde Türkiye saati ile 18:42’de kısmi bir görünümle başlayacak ve Atlas Okyanusu‘nun Avrupa kıyılarında 23:52’de sona erecek. Tam tutulma ise, 19:38 ile 22:55 saatleri arasında gözlemlenebilecek.

Tutulma, Meksika ile Amerika Birleşik Devletleri‘nin doğu bölgeleri ve güneydoğu Kanada‘da en iyi şekilde izlenebilecek. Türkiye’den ise bu gökyüzü olayı gözlemlenemeyecek; dolayısıyla Türkiye’deki gökyüzü meraklılarının tutulmayı canlı yayınlar veya diğer ülkelerden yapılacak yayınlar aracılığıyla takip etmeleri gerekecek.

Güneş tutulması

Tutulma, Meksika, ABD ve Kanada’nın bazı bölgelerinde yaklaşık 186 kilometre genişliğinde bir yol izleyecek. Dallas, Idabel, Littler Rock, Poplar Bluff, Paducah, Carbodale, Evansville, Cleveland, Erie, Buffalo, Burlington, Lancaster ve Caribou tutulmanın gözlemlenebileceği şehirlerin başında geliyor.

Türkiye tam güneş tutulması için 2060’ı bekleyecek
‘Kuyruklu yıldız altında izdivaç’ düşünenlere duyurulur: Pons-Brooks, 70 yıl sonra semalarda

Tutulmanın etkisi bazı bölgelerde saniyeler sürerken, bazı bölgelerde 4 dakikayı aşacak.

NASA, Türkiye saati ile 20:00’den başlayarak, çeşitli şehirlerden çevrimiçi olarak ve NASA TV’de birkaç saatlik canlı yayın sunacak.

Güneş tutulması
Fotoğraf: Usukhbayar Gankhuyag / Unsplash

Türkiye’den 2024’te izlenebilecek diğer önemli gökyüzü olayları şunlar:

Meteor yağmurları: 2024, bir dizi göz alıcı meteor yağmuruna tanıklık edecek. Bunlar arasında Quadrantids (4 Ocak), Lyrids (21-22 Nisan), Eta Aquarids (5-6 Mayıs), Delta Aquarids (30 Temmuz), Perseids (12-13 Ağustos), Draconids (8-9 Ekim), Orionids (21-22 Ekim), Taurids (12 Kasım), Leonids (17-18 Kasım), ve Geminids (13-14 Aralık) bulunuyor​.

Süper Ay: Yıl boyunca, ay Dünya’ya en yakın konumundayken, iki süper Ay meydana gelecek. İlki 18 Eylül’de, ikincisi ise 17 Ekim’de gözlenebilecek.

Ay tutulması: Yılın tek Ay tutulması, 18 Eylül’de meydana gelecek ve parçalı tutulma şeklinde olacak. Bu olay, Kıta Amerika, Antarktika, Afrika, Avrupa, Batı Asya ve güneybatı Rusya‘dan izlenebilecek ve Türkiye de gözlem yapılacak bölgeler arasında yer alıyor​.

Diğer gözlemlenebilir olaylar: 8 Eylül’de Satürn, Dünya’ya en yakın konumunda olacak ve çıplak gözle görülebilecek. 20 Eylül’de Neptün, Dünya’ya en yakın mesafede olacak, ancak onu daha iyi görebilmek için bir teleskop gerekecek. 12 Ekim ve sonrasında, “C/2023 A3 (Tsuchinshan-ATLAS)” adlı kuyruklu yıldız, Dünya’nın yakınından geçecek ve 6 Aralık’ta Jüpiter, Dünya‘ya en yakın konuma gelerek gökyüzünde parlak bir şekilde görülebilecek​.

Bakanlıktan seçim sonrası su hamlesi: Havzalar için madencilik tehdidi

Tarım ve Orman Bakanlığı‘nın Resmi Gazete‘de yayımlanan kararıyla birlikte, artık içme-kullanma suyu havzalarını korumaya yönelik bilimsel araştırmalar yapılarak belirlenen özel hükümler tek bir raporla değiştirilebilecek. Değişiklikle birlikte, su havzalarının çevresinde maden ve tarım faaliyetlerine, sanayi tesisi kurulmasına ve toplu konut yapılmasına izin verilebilecek.

T24’ten Cengiz Anıl Bölükbaş’ın aktardığına göre; CHP PM Üyesi ve Çevre Mühendisleri Odası eski Başkanı Baran Bozoğlu, “Büyükşehir belediyelerinin çoğunluğunu CHP’li adaylar kazandı. Su ve Kanalizasyon İdareleri de bu belediyelerin idaresinde olacak. Bizim bu alanları korumaya yönelik tutumumuzu sürdüreceğimiz için böyle bir değişiklik kararı aldılar. Su havzalarımızı, kaynaklarımızı kirletmek ve yapılaşmaya açarak riske atmak için yapılmış bir düzenleme” dedi.

İçme-Kullanma Suyu Havzası Koruma Planı Hazırlanmasına Dair Usul ve Esaslar Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ”, 6 Nisan’da yayımlandı. Tebliğ ile içme ve kullanma suyu havzalarını korumaya yönelik bilimsel araştırmalar ve halkın katılımı göz önünde bulundurularak belirlenen özel hükümleri yok sayan kritik bir düzenleme kararı alındı.

Karara göre; doğal afetler, salgın hastalık, kuraklık gibi durumlarda bakanlık tarafından hazırlanacak bir rapor ile birlikte belirlenen özel hükümler değiştirilebilecek. Buna göre, içme-kullanma suyu havzalarının çevresinde maden ve tarım faaliyetlerine, toplu konut ve otel yapımlarına, sanayi tesisi kurulmasına tek bir raporla izin verilebilecek.

Fotoğraf: DHA

Öte yandan Bakanlık tarafından daha önce de “İçme-Kullanma Suyu Havzalarına Dair Koruma Yönetmeliği” çıkarılmıştı. Yönetmelikle birlikte su havzalarının etrafında yapılaşmaların, madencilik ile tarım faaliyetlerinin, kurulacak sanayi tesislerinin hangilerine izin verileceğine ilişkin özel hükümlerin belirlenmesine yönelik karar alınmıştı.

Bu kapsamda, büyükşehir belediyelerine bağlı Su ve Kanalizasyon İdareleri, su havzalarını korumaya yönelik özel hükümler belirlendi.  Hükümlerin belirlenmesi sürecinde bilimsel çalışma yapan ekipler, bölgelerden numune alarak laboratuvar incelemeleri, ekosistem değerlendirmeleri ve kuraklık analizleri yaptı. Bu süreçte, bölgede bulunan halkın katılımı da gözetildi. Karar verilen özel hükümler, Tarım ve Orman Bakanlığı’na iletildi. Bakanlık tarafından kabul edilen hükümler yerel gazetelerde yayınlandı. Yine bu kapsamda “Mutlaka Koruma Alanı” olarak belirlenen bölgelerde madencilik, sanayi tesisler ve tarıma izin verilmemesi kararı alındı. “Kısa Mesafe Alanları”nın da bazılarında organik tarıma izin verildi.

‘Güncelleme, değişikliğe kılıf uydurmak için yapıldı’

Baran Bozoğlu, rapor formatının kuraklık, salgın ve afet gözetilerek güncellenmesine ilişkin olarak şunları söyledi:

“Zaten özel hükümler bu kriterler göz önünde bulundurularak belirleniyordu. Bilimsel araştırma ekipleri bu durumların hepsini teker teker inceliyorlardı. Yapılan güncelleme yapılan değişikliğe kılıf uydurmak için yapıldı. Düzenlemeyle birlikte belirtilen raporu kimin hazırlayacağı ve nasıl değerlendirme yapılacağı belli değil. Tamamen çalakelem hazırlanmış bir raporlar özel hükümleri by pass ederek değiştirecekler.”

Fotoğraf: DHA

Hukuki süreç başlatılacak: Bu yanlıştan derhal dönülmeli

Daha önce özelleştirilen termik santrallerine ilişkin de benzeri bir düzenleme yapıldığını hatırlatan Bozoğlu, şunları söyledi:

“Bu termik santrallerin faaliyetleri çevresel yatırımlarını yapmadıkları gerekçesiyle durdurulmuştu. Bu santrallerin en büyük problemi atık sahalarıydı. Mevzuata uygun değildi. Sonra yönetmeliği değiştirdiler. ‘Hazırlanacak olan bilimsel raporla atık sahası uygunluk raporu verilir ‘dediler. Tüm engelleri teker teker aştılar. Aynısını burada da yapıyorlar. Su havzalarımızı, kaynaklarımı kirletmek ve yapılaşmaya açarak riske atmak için yapılmış bir düzenleme. Yıllarca yapılan bilimsel araştırmalar ve halkın katılımı göz ardı edilecek. Bu düzenlemenin önüne geçmek için tüm hukuki süreci başlatacağız. Bu yanlıştan derhal dönülmesi gerekir.”

Batman Belediye Başkanı Gülüstan Sönük’ten ‘çiçek göndermeyin, ağaç dikin’ çağrısı

Batman Belediyesi‘nin yeni Eşbaşkanı Gülüstan Sönük, tebrik amaçlı çiçek göndermek yerine, Batman’ın yeşil dokusuna katkıda bulunmak adına ağaç dikilmesini istedi. Sönük, kutlama için çiçek, çikolata, ve benzeri hediyeler yerine, bahçelerde, sokak kenarlarında veya uygun fidan dikme alanlarında ağaç fidanları dikilmesini teşvik ediyor.

Eşbaşkan Sönük, dikilen her bir fidan için şimdiden teşekkürlerini iletti ve Batman Belediyesi olarak çevre bilincinin artırılması ve yeşilin korunması adına böyle bir karar alındığını belirtti.

Vatandaşların da ağaç fidanı dikmeleri, bu çevreci eylemi fotoğraflayarak ve sosyal medya hesaplarında belediyeyi etiketleyerek paylaşmaları teşvik ediliyor. Belediye, fidan dikme fotoğraflarını sosyal medya hesaplarında da paylaşacağını duyurdu.

81 şehrin 11’inde kadın adaylar kazandı
Rüzgarsız, yeşilsiz, yangın yeri: Batman

31 Mart Yerel Seçimleri’nde yüzde 64 oy oranıyla Batman Belediye Başkanı seçilen Gülistan Sönük, bölgede seçime giren Hüda Par’dan yüzde 50 fazla oy alarak dikkat çekmiş, partinin kadın düşmanı politikalarına karşı, “Kadın olduğum için Hüda Par beni rakip olarak görmedi. İstedikleri son şey bir kadına karşı kaybetmekti. Bu da beni çok gururlandırdı” demişti.

[Yeşil Tarifler] Tahin sütü nasıl yapılır

Yeşil Tarifler’de bu hafta evde yalnızca iki malzemeyle yapabileceğiniz bir bitkisel süt var: Tahin sütü. Bu tarif için yalnızca süte ve tahine ihtiyacınız olacak. Sonrası mı.. Sonrasını yıldız şefimiz Tomris Karakartal anlatacak.

İster smoothielerinize katın ister kahvelerinize, bu tarif işinizi çok kolaylaştıracak.

Neler yapacağınızı şimdiden merak ediyoruz. Tadını beğendiğiniz tariflerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

Youtube videosunun altında yorumlarda buluşalım. Afiyetler!