Ana Sayfa Blog Sayfa 761

İran’da protestolar şiddetleniyor: 2019’dan bu yana en büyük toplumsal hareketlilik

İran’da sokağa taşan protestolar baskıcı rejime karşı devam ederken İran Devrim Muhafızları ülkedeki Masha Amini’nin ölümüyle ilgili yargıyı “yanlış haber ve söylentiler yayanları” soruşturmaya çağırdı.

Protestoları başlatan bir kadının eziyetle ölümü olmuştu. Ahlak polisinin gözaltına aldığı 22 yaşındaki Mahsa Amini, iki gün sonra, 16 Eylül’de hayatını kaybetmişti.

‣ Mahsa Amini’nin arkasından bir ülke sokakta: Protestolarda beş kişi öldü

‘Kahrolsun diktatörlük’

Amini başörtüsü kuralına uymaması, saçının görünmesi nedeniyle gözaltına alınmıştı. Genç kadının ölmesiyle ülke çapında kadınlar eylemler başlattı. Ardından bu protestolar ülke dışında da devam etti. Dün de Türkiye’de Ankara ve İstanbul’da İran Başkonsolosluğu önünde toplanan kadınlar ‘Yüzlerce, binlerce lanet olsun İslami rejime’, ‘Mahsa Amini isyanımızdır’,Kahrolsun diktatörlük’ sloganları atmış, bazıları saçını keserek baskıya tepki göstermişti.

Reuters’in aktardığına göre; Tahran ve diğer İran şehirlerindeki protestocular da bugün erken saatlerde polis karakollarını ve araçlarını ateşe verdi.

Amini’nin ölümüyle ilgili halkın öfkesinde herhangi bir hafifleme gerçekleşmedi. Eylemlerde güvenlik güçlerinin de saldırıya uğradığı bildirildi.

‣ Taksim’de Mahsa Amini protestosuna polis engeli: Fotoğrafları toplandı, kadınlar gözaltına alındı

İran Devri Muhafızları: Yalan haberleri yargılayın

İran Devrim Muhafızları ise Amini’nin ölümüne ilişkin olarak yalan haberlerin yayıldığını ve bu konuda yargıya başvurduklarını aktardı:

“Yargıdan, sokakta olduğu kadar sosyal medyada da yalan haber ve dedikodu yayan, toplumun psikolojik güvenliğini tehlikeye atanların tespit edilerek kararlılıkla ele alınmasını talep ettik.”

Öte yandan İran medyası, yarın, 23 Eylül’de, hükümet yanlısı protestolar yapılmasının planlandığını söyledi.

İran’da Amini’nin öldürülmesine kadın öfkesi: Saç keserek, başörtüsü yakarak protesto 
Fotoğraf: AFP

2019’dan bu yana en büyük toplumsal hareketlilik

Amini’nin ölümüyle ilgili protestolar 2019’dan bu yana İran’da gerçekleştirilen en büyük protesto olarak da tarihe not edilmiş durumda.

Protestoların çoğu İran’ın Kürt nüfuslu kuzeybatı bölgesinde yoğunlaştı, ancak başkente ve ülke çapında en az 50 şehir ve kasabaya yayıldı. Polis protestocuları dağıtmak için güç kullandı.

Ayrıca iki yarı resmi İran haber ajansının bugün bildirdiğine göre, İran’ın hükümet yanlısı milis örgütü Besic’in bir üyesi dün kuzeydoğudaki Meşhed kentinde bıçaklanarak öldürüldü. Ölümle ilgili resmi bir kaynak ya da onay bulunmuyor.

Öte yandan ayaklanmada öldürülen toplam kolluk kuvveti mensubu sayısı beşi geçti. Ayrıca Kürt bölgelerinde ölen protestocu sayısının 15’e, yaralı sayısının ise 733’e yükseldiği iddia edildi ancak rakam henüz doğrulanabilmiş değil.

Fotoğraf: AFP

‘Mücteba, dini lider olamazsın!’

Bu hafta protestocular ayrıca Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney‘e öfkelerini dile getirdiler. Tahran’da bir kalabalığın, Hamaney’in koltuğunu alabileceğine inandığı oğluna atıfta bulunarak, “Mücteba, ölebilirsin ama dini lider olamazsın” sloganları atıldığı görüldü.

Amini’nin ölümü, İran’da kadınlara yönelik katı kıyafet kuralları da dahil olmak üzere kişisel özgürlüklere getirilen kısıtlamalar ve yaptırımlardan, sarsılan ekonomiden kaynaklı öfkeyi yeniden alevlendirdi.

Meclis’te önerge: Kayıtlı çiftçi sayısını artırmak için ne yapacaksınız?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Kahramanmaraş milletvekili Ali Öztunç, sistemde kayıtlı çiftçi sayısındaki düşüşü ve tarım arazilerinin azalmasını  Meclis gündemine taşıdı.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci‘nin yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi veren Öztunç, şu ifadelere yer verdi:

“Yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’de ekim yapılan toprak büyüklüğü de kayıtlı çiftçi sayısı da giderek azalmaktadır. Tarım tüm dünya tarafından stratejik sektör olarak kabul edilirken, yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’de ekim yapılan toprak büyüklüğü de kayıtlı çiftçi sayısı da giderek azalmaktadır.

Bu durum gıda enflasyonunu tetiklemekte, yüksek fiyatlar nedeniyle vatandaşlar gıdaya gerişimde güçlük yaşamaktadır. Üreticilere yeterli ve doğru desteklerin verilmemesi durumunda tablo daha da ağırlaşacaktır.”

Soru önergesinde şu sorular yer aldı:

  • 2018-2022 döneminde ve yıllara göre Türkiye’de Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı çiftçi sayısı nasıldır?
  • Aynı dönemde ve yıllara göre; (2018-2019-2020-2021 ve 2022) Kahramanmaraş’taki çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısı nedir?
  • Aynı dönemde ve yıllara göre tarım desteklerinden, Kahramanmaraşlı üreticiler ne miktarda destek almıştır?
  • Gıda enflasyonundaki tırmanış karşısında, Bakanlığınız üretim ve çiftçi sayısı arttırmak için kısa vadede ne yapacaktır?
  • Kahramanmaraş’ta üretim ve çiftçi sayısı arttırmak için bir projeniz bulunmakta mıdır?

‘Eşcinsel imam’ olarak hedef gösterilen Dr. Mohamad Zahed’in İstanbul’daki konuşması iptal edildi

Avrupa’da ‘eşcinsel imam’ olarak tanınan Dr. Ludovic Mohamad Zahed’in İstanbul’da vereceği konferans, LGBTİQ+ karşıtı nefret söylemleri yayan grupların boykot çağrısının ardından iptal edildi.

7-11 Kasım’da düzenlene Brand Week İstanbul etkinliği kapsamında konuşma yapacak Cezayir asıllı Fransız imam Mohamed Zahed’in ismi, organizasyonun resmi internet sitesinden ve sosyal medya hesaplarından kaldırıldı.

Karar, LGBTİ+ karşıtı nefret söylemlerinde bu konferansa sponsor olan markaların sosyal medyada paylaşılarak boykot çağrısı yapılmasının ardından alındı.

Zahed, Gerçek Gündem’e iki gün önce verdiği röportajda, organizatörler ile toplantı gerçekleştireceğini, Türkiye’deki konferansının çevrimiçi olarak planlandığını, etkinlik için İstanbul’da bulunmayacağı bilgisini vermişti.

Türkiye’de kendisine yöneltilen tehditlere yönelik Zahed, “Geçmişte de bu tür mesajlar aldım. Daima, İslamı kirletmediğimizi, durumun tersi olduğunu açıkladım. İmanımızı tüm hurafelerden ve ayrımcılıklardan temizlemeye çalışıyoruz” açıklamasını yapmıştı.

Zahed, imam olmasının yanı sıra cinsel kimliğini açıklaması nedeniyle dünyada da nefret söylemlerinin hedefi haline getirilen imam Zahed, Fransa Müslüman Eşcinseller Derneği’nin (HM2F) ve Paris’te LGBTİ+ bireylerin de gittiği bir caminin kurucusu.

O zor konuşmayı kolaylaştırmak: Gençlerle seks hakkında nasıl konuşulmalı?

Türkiye‘de okullarda cinsellik ve güvenli seks hakkında eğitim verilmiyor.

Çocuklarını veya etrafındaki gençleri cinsellik konusunda doğru bilgi vermek isteyen yetişkinler için ise bu zorlayıcı bir duruma dönüşebiliyor.

Uzmanlar, -çocuk okulda eğitim alsa dahi- cinselliğe dair eğitimin evde de verilmesi gerektiğine değiniyor. Tuhaf gelse de aslında cinsel eğitim, en çok ebeveynin sorumluluğu. Çocuğunuzla veya yakınınız olan gençle erken ve sık bağlantı kurarak ömür boyu sağlıklı bir cinsel yaşamı olması için zemin hazırlayabilirsiniz.

Seks hakkında konuşmak zor olabilir. Ama bundan kaçınmak daha da zordur. Seks her yerdedir; haberlerde, eğlence dünyasında, sosyal medyada, reklamlarda…

İşte yetişkinlere, gençlerle seks hakkında konuşmak için yardım edebilecek bazı fikirler:

Anı kaçırmayın. Bir programda veya şarkıda seks söz konusu olduğunda, bunu bir konuşma başlatmak için kullanın. Arabaya binmek veya market alışverişini yerleştirmek gibi günlük sıradan anlar genellikle konuşmak için en iyi fırsatlardır.

Erken ve sık konuşun.

Tek seferlik “seni leylekler getirmedi” konuşması yeterli değildir.

Ergenlik çağındaki çocuğunuzla güvenli seks hakkında konuşmaya başlayın. Konuşmayı erken yetişkinliğe kadar sürdürün. Konuşmayı büyüme ve gelişmeye uyacak şekilde değiştirin.Dürüst olun. Rahatsız olduğunuz durumda bunu söyleyin, ama konuşmaya devam edin. Çocuğunuzun sorularına nasıl cevap vereceğinizi bilmiyorsanız, cevapları bulmayı veya birlikte aramayı teklif edin.

Direkt olun. Cinsellikle ilgili duygularınızı açıkça belirtin. Duygusal acı, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) ve planlanmamış hamilelik gibi riskler hakkında bilgi verin. Oral seksin, cinsel ilişki yerine geçecek risksiz bir seçim olmadığını açıklayın.

Çocuğunuzun bakış açısını düşünün. Zor konuşmalar ve korkutma taktikleri, bağlantınızı kesebilir ve asi, riskli davranışları tetikleyebilir. Bunun yerine onu dikkatlice dinleyin. Gençlerin üstündeki baskıları, zorlukları ve endişeleri anlamaya çalışın.

Gerçekleri anlatın ama ötesine de geçin. Çocuğunuzun seks hakkındaki gerçekleri bilmesi gerekiyor. Ancak duygular, tutumlar ve değerler hakkında konuşmak da aynı derecede önemlidir. Gençler, ebeveynlerini anladıklarında ve onlar tarafından anlaşıldıklarını hissettiklerinde söylediklerini benimseme olasılıkları daha yüksektir.

Onun iyiliğine odaklanın. Gençlik yılları risk alma zamanı olarak bilinir. Ama aynı zamanda sağlıklı öz bakım davranışlarının başladığı zamandır. Riskler hakkında konuşmanın yanı sıra, sağlıklı ilişkilerin ve seçimlerin değerini de ifade edin.

Daha fazla konuşmaya davet edin. Aklında sorular veya endişeler belirdiğinde sizinle seks hakkında konuşabileceğini hissettirin. Konuşmaya geldiğinde “Bunu bana açmana sevindim” diyerek bunu ödüllendirin.

Hangi sorulara hazırlıklı olmalısınız?

Gençler için cinsel eğitim, seks yapmama (yoksunluk), flört şiddeti, cinsel kimlik, cinsel yönelim ve benzer konuları da içermeli.

Karşınızda şu soruları bulabilirsiniz:

“Seks için hazır olduğumu nasıl bileceğim?”

Akran baskısı, merak ve yalnızlık gibi birçok sorun, gençleri erken cinsel aktiviteye yönlendirebilir. Çocuğunuza beklemenin uygun olduğuna dair güvence verin. Seks, bir yetişkin davranışıdır. Ama biriyle bağlantı kurmanın başka yolları da vardır. Samimi konuşmaların, uzun yürüyüşlerin, el ele tutuşmanın, müzik dinlemenin, dans etmenin, öpüşmenin, dokunmanın ve sarılmanın da sevgiyi paylaşmanın güvenli yolları olduğunu açıklayın.

“Ya partnerim seks yapmak istiyor ama ben istemiyorsam?”

Hayırın her zaman hayır anlamına geldiği konusunda net olun. Seks için asla baskı veya zorlama yapılmamalıdır. İster bir yabancı tarafından, ister görüştüğü biri tarafından yapılmış olsun, her türlü zorla cinsel ilişki tecavüzdür.

Çocuğunuza alkol ve uyuşturucuların insanların kararlarını zayıflatabileceğine dair de bilgi verin. Alkol ve uyuşturucu söz konusu olduğunda flört şiddeti ve diğer tehlikeli durumlar daha olası hale gelir.

“Lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel veya queer (LGBTQ) olup olmadığımı sorguluyorsam ne olur?”

Birçok genç cinsel yönelimlerini, cinsiyet kimliklerini veya ifadelerini merak eder. Çocuğunuzun, cinsel çekiciliği keşfetmeye yeni başladığını anlamasına yardımcı olun. Bu duygular zamanla farklılaşabilir. Cinsiyet kimliği ve yönelimi akışkandır.

Çocuğunuzun cinsel yönelimine, cinsiyet kimliğine veya ifadesine verilen olumsuz bir yanıt, olumsuz etkilere neden olabilir. LGBTQ gençlerin CYBE, madde bağımlılığı, depresyon ve intihar girişimi riski daha yüksektir. Ailenin kabulü ise bu risklere karşı koruma sağlayabilir.

Her şeyden önce ona sevginizin koşulsuz olduğunu bildirin. Çocuğunuzu, duygularını paylaştığı için övün.

Konuştuğunuzdan daha çok onu dinleyin.

Onu flört şiddetinden koruyun

Flört şiddeti, birçok gencin veya yetişkinin düşündüğünden daha sık görülür. Bu nedenle, gerçekleri öğretmek ve bunları çocuğunuzla paylaşabilir olmak önemlidir.

Flört şiddetinin uyarı işaretlerini bazen görebilirsiniz:

  • Alkol veya uyuşturucu kullanımı
  • Arkadaşlardan ve sosyal etkinliklerden uzak durmak
  • Bir partnerinin yanlış davranışını mazur görmek
  • Bir partnerinin yanında korkmuş gibi görünmek
  • Okula veya bir zamanlar eğlenceli olan etkinliklere ilgi kaybı
  • Şüpheli morluklar, çizikler veya diğer yaralanmalar

Erken yaşta istismar içeren ilişkilerin içinde olan gençlerin uzun vadeli etkiler yaşama riski daha yüksektir. Erken sağlıksız ilişkilerin duygusal etkisi, gelecekte mutsuz ve şiddet içeren ilişkiler için de zemin hazırlayabilir.

Çocuğunuzla sağlıklı ilişkilerin önemi hakkında şimdi konuşun. Çocuğunuzla ve başkalarıyla bağlantı kurma şekliniz aracılığıyla ona sağlıklı ilişkiler modelleyin. Çocuğunuzun saygı, sınırlar ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlama hakkında bugün öğrendiği derslerin gelecekteki ilişkilerine de yansıyacağını belirtin.

Çocuğunuz cinsel olarak aktifse, konuşmayı sürdürmek her zamankinden daha önemli olabilir. Çocuğunuzun hazır olduğunu düşünmüyorsanız bile, yaklaşımınızda açık ve dürüst olun. Çocuğunuza seksin ve sorumluluklarının ciddiye alınmasını beklediğinizi hatırlatın.

Güvenli seksin önemini vurgulayın

Doğum kontrolü. Çocuğunuzun prezervatif ve doğum kontrol hapı gibi doğum kontrol yöntemlerini nasıl alacağını ve kullanacağını anladığından emin olun.

Çocuğunuzun doktoru da yardımcı olabilir. Rutin bir muayene, çocuğunuza cinsel sağlık hakkında doktorla özel olarak konuşma şansı verebilir. Hekiim, gencin doğum kontrolü ve güvenli seks hakkında bilgi edinmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, çocuğunuza güvenli seks hakkında bilgi vermek için becerilerinizi geliştirmenize de katkı sunabilir.

Hekim ayrıca HPV aşısının önemini de anlatabilir. Bu aşı her cinsiyetten insanı genital siğillere ve serviks, anüs, ağız, boğaz ve penis kanserlerine karşı korur.

Yol göstericiliğiniz, gencin cinsel açıdan sorumlu bir yetişkin olmasına yardımcı olmanın anahtarıdır. Dürüst olun ve samimi konuşun. Çocuğunuz seks hakkında söyleyeceklerinizle ilgilenmiyor görünse de, yine de söyleyin. Çünkü muhtemelen dinliyordur.

 

İspanya’nın madencilik faaliyetleri ve atıklarla kirlenen lagününe birey statüsü verildi

Bir zamanlar İspanya‘nın lagün cenneti olan ve tarımsal kirlilik nedeniyle büyük risk altındaki Mar Menor lagününe kişi olarak yasal statü verildi.

Lagünün “bir ekosistem olarak var olması”, korunması, muhafazası ve restorasyonu için kapsamlı bir karara imza atıldı.

Doğa ve hayvanlar, insanla aynı hukuki statüye alınabilir mi? 

Avrupa’nın en büyük ve en çok tehlike altındaki tuzlu su lagünlerinden biri olan Mar Menor’daki kirlilik, deniz canlılarına büyük zararlar vermişti. 2021’de tonlarca balık ve deniz canlısı karaya vurmuştu. Hayvanların hayatta kalabilmek için deniz yüzeyine çıktığı açıklanmıştı.

Guardian’ın aktardığına göre; İspanya senatosu tehdit altındaki ekosisteme bir kişi olarak yasal statü verdi.

Güneydoğu İspanya açıklarında Akdeniz’den 13 millik bir kıyı kordonuyla ayrılmış korunan bir alan olan Mar Menor, kötü kanalizasyon sistemleri, gübreler ve madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan deşarjlar nedeniyle kirlenmişti.

Temiz çevre hakkı, temel insan hakkı olarak tanındı 

Altı yıl önce de alg patlamaları deniz tabanındaki bitki örtüsünün yüzde 85’inin yok olmasına sebep oldu ve nihayetinde lagündeki sular yeşile döndü.

Lagündeki kirliliğin boyutları, 640 binin üzerinde insanın Mar Menor’a yasal bir “kişilik” statüsü tanınması için oluşturulan bir kampanyanın destekçisi olmasını sağladı.

Özel bir koruma sağlayan yasa tasarısı İspanya’nın senatosu tarafından dün, 21 Eylül’de, onaylandı. Böyle bir önlem İspanya’da ilk kez meclisten geçmiş oldu.

Su aygırlarına tüzel kişilik 

Lagünün ve yakındaki Akdeniz kıyı şeridinin toplam bin 600 km2’si artık yerel yetkililer, vatandaşlar ve bölgede çalışan bilim insanlarından oluşan bir grup gözlemci tarafından yasal olarak temsil edilecek.

Kararın lagünün geleceği için olumlu bir adım olduğu düşünülüyor.

Whanganui Nehri’ne canlı varlık statüsü  

Fiona Kasırgası Bermuda’ya ilerliyor: Porto Riko’da 8 ölü

Fiona Kasırgası, geçtiğimiz Pazar günü Porto Riko’da büyük yıkıma sebep olduktan sonra Dominik Cumhuriyeti ile Turks ve Caicos Adaları’na ulaşmasının ardından dün Kategori 4 seviyesine ulaştı.

Bu, rüzgarın saatte 209 km ila 251 km hız aralığında olduğuna ve , insanlara ve hayvanlara felaket derecesinde hasar verebileceği anlamına geliyor. Bnalara da ciddi hasarlar veren Kategori 4 kasırgaları genellikle birkaç hafta ila birkaç ay süren uzun süreli elektrik kesintileri ve su sıkıntısı getiriyor.

Porto Riko ve Dominik Cumhuriyeti’nde 8 kişinin hayatını kaybettiği kasırga adada büyük sellere ve toprak kaymalarına neden oldu. Hayatını kaybedenlerden birnin yolların kapanması nedeniyle hastaneye yetiştirilemeyen 4 aylık bir bebek olduğu aktarıldı.

Porto Riko’da yarım milyondan fazla insan susuz kaldı. Birçoğu dün su kamyonlarından su doldurmak için saatlerce kuyruklarda beklerken, bazıları da dağlardan su topladı.

21 Eylül 2022. Porto Riko, Cayey’de Fiona Kasırgası sonrasında insanlar bir otoyolun yanında dağdan kaynak suyu topluyor. Fotoğraf: Ricardo Arduengo / Reuters

ABD Ulusal Kasırga Merkezi (NHC), saatte 215 kilometre hızla esen rüzgarla birlikte kuzeye  doğru ilerleyen Fiona’nın bugün Bermuda Adaları’na, Cuma günü de Kanada’nın doğu kıyılarına ulaşacağı tahmin ediyor.

20 Eylül 2022, Dominik Cumhuriyeti, El Seibo. Fiona Kasırgası’nın ardından, Cuey’in kırsal bölgesinde yıkılan evler. Fotoğraf: Ricardo Rojas / Reuters

Merkez’in Miami’deki şube şefi Eric Blake, kasırga mevcut yolundan sapıp adanın batısından geçse bile Bermuda’da yüksek fırtına dalgalanmaları, şiddetli yağış ve güçlü rüzgarlar görüleceğini söyledi. Tahminlere göre fırtına  bugün geç saatlerde en yıkıcı haline ulaşacak.

Porto Riko, Arecibo’daki Rio Grande de Arecibo üzerindeki bir köprünün 18 Ocak 2022’deki  ve  21 Eylül 2022 Çarşamba günü Fiona Kasırgası’nın geçişinden sonraki uuydu görünümü. Kaynak Maxar Technologies / AP

“Umarım fırtınanın çekirdeği batıda kalır, ancak yine de doğuya doğru ilerleyip Bermuda’yı vurabilir” diyen Blake, fırtınanın Kanada’ya doğru ilerlerken ABD Doğu Kıyısı’nda büyük dalgalar ve akıntılar yaratacağını da sözlerine ekledi.

3,3 milyonluk nüfusunun yüzde 40’ının hala susuz ve dörtte üçünün de elektriksiz olduğu ada ülkesi Porto Riko’da yetkililer yıkımın boyutunu belirlemeye ve yeniden inşaya başlamaya çalışıyor.

Beyaz Saray‘dan yapılan açıklamaya göre, ABD Başkanı Joe Biden dünPorto Riko’da fırtınadan etkilenenler için federal fon sağlayan bir acil durum belgesini onayladı.

Toa Baja, Porto Riko, 20 Eylül 2022. Fotoğraf: Stephanie Rojas / AP

Öte yandan Porto Riko sakinleri için, 2017’de  3 bin kişinin ölümüne sebep olan Maria Kasırgası’nın anısı hala taze. Kategori 5’e yükselen fırtına, tüm adayı bir hafta boyunca elektriksiz bırakmıştı.

Adanın elektrik sağlayıcısı LUMA Energy‘ye göre, düne kadar Porto Riko’da  tahmini 1,07 milyon ev ve işyeri elektriksiz kaldı.

Bermuda Hava Servisi, ABD’nin Kuzey Karolina eyaletinin 966 km doğusundaki Britanya toprakları için tropik fırtına uyarısı yayımladı ve uyarıda kasırga kaynaklı kuvvetli rüzgarların, fırtınanın izlediği yola bağlı olarak olasılık dahilindeolduğunu söyledi.

20 Eylül 2022 Salı, Turks ve Caicos Adaları. Fotoğraf: Vivian Tyson / AP

Afrika’ya dönüş yolunda sinyali kaybolan leylek Emirdağ’da ölü bulundu

İsveçli kuş bilimcilerin bir uydu verici ve halka takarak yaşamını takip ettiği ‘Anita‘ adlı dişi leylek, Afrika‘ya göç yolunda Afyonkarahisar‘ın Emirdağ ilçesinde elektrik direğinin yanında ölü bulundu.

Göç döneminin son günlerinde İsveç’teki grup, Türkiye’de uzun yıllardır leyleklerin göç yolculuğunu yakından takip edip, sayımlarını gerçekleştiren Leylekel (Storkland) grubu üyelerine kayıp vericili leylek’ ihbarında bulunarak yardım istemişti.

Petter Albinson’ın Leylekel grubundan temasa geçtiği Emine Nurhan Tekin ve Fikret Can, Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinde uzun süren araştırmalar yaptı. Leylek Anita, gönüllü İbrahim Sarıtaş tarafından, kırsal bir arazideki yüksek gerilim hattı direğinin yanında halkasıyla birlikte yanmış halde ölü bulundu.

17 yıldır gönüllü ekip arkadaşlarıyla leyleklerin göçünü izleyip, sonbaharda sayımlarını yapan ekip, son yıllarda Avrupa’dan çok sayıda ‘Kayıp Vericili Leylek’ ihbarı aldıklarını belirtti.

İsveç’e geri gönderilecek kayıp uydu vericisi arazide köylülerce aranıyor.

Fikret Can, Edirne‘den başlayıp Hatay Yayladağı’nda son bulan her göç mevsiminde binlerce leyleğin öldüğünü, aralarında verici takılan leylekler de bulunduğunu belirtti.

Avrupa’da üreyen leyleklerin yüzde 90’ı ilkbaharda yuvalarına ulaşmak, sonbaharda Afrika’daki kışlaklarına varmak için Türkiye’den geçmek zorunda.

Türkiye, ilkbaharda sürüler halinde Avrupa ve Andolu’ya üremeye gelen ve Eylül ayında yeniden Afrika’ya göç eden leylekler için önemli bir durak noktası.

Yeni yavrularla birlikte sayıları her yıl 900 bin- 1 milyon civarına ulaşan leyleklerin binlercesi göç yolunda yaşamını yitiriyor.

‣ İklim değişikliğine bağlı sıra dışı hava olayları leyleklerin göçünü aksatıyor

Takip edilen 22 leyleğin 19’unu elektrik çarptı

Avrupalı kuş bilimcilerin, Türkiye’de kaybolan leyleklerin bulunması, ölmüşse sebebi ve vericinin geri gönderilmesi gibi konularda yardım istediklerini anlatan Fikret Can, bugüne kadar Türkiye’nin birçok yerinde 22 vericiyle takip edilen leyleğin araştırmasını yaptıklarını söyledi.

“Bunlardan biri yorgun düşmüştü. Kontrolleri yapıldı, beslendi, doğaya bırakıldı. Biri trafik kazasında ölmüştü. Bir araştırmamız sonuçsuz kaldı, diğer 19’u elektrik çarpması sonucu öldü.”

Anita için de yardım talebi geldiğini, son sinyallerin Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinden alındığını anlatan Can, İsveç’ten Petter Albinson’un, grup üyeleri Petra Mayer ve Emine Nurhan Tekin’den yardım istediğini, Afyonkarahisar’dan gönüllü İbrahim Sarıtaş’a ulaştıklarını anlattı.

Emirdağ Camili köyü kırsalında koordinatlara giderek inceleme yapan Sarıtaş, leyleğin elektrik çarpması sonucu öldüğünü, halkasını bulduğunu, ancak uydu vericiyi bulamadığını dile getirdi.

Gönüllüler, yıllardır leyeklerin tünediği elektrik direklerinde akıma kapılmasına karşı önlem alınması için çağrıda bulunuyor.

‣ Mersin’de elektrik çarpan leylekler için nöbet

Can, vericiyi arama çalışmalarının sürdüğünü, bulunduğunda İsveç’e gönderileceğini ifade etti. İsveçli Petter Albinson ise vericinin oldukça pahalı ve kimsenin işine yaramayacağını belirterek, bulunması konusunda yardım çağrısında bulundu.

 

Z kuşağı Küresel İklim Grevi için sokağa çıkıyor!

Tüm dünyada milyonlarca iklim aktivisti genç yarın, 23 Eylül Cuma günü, sokaklarda olacak. Türkiye‘den de İstanbul başta olmak üzere birçok şehirde Küresel İklim Grevi için bir kez daha bir araya gelecekler.

Türkiye’den gençlerin talebi, Kasım’da Mısır’da gerçekleşecek COP27’ye kadar Türkiye’nin, 2030’a yönelik güçlü bir iklim hedefi vermesi.

Gençler karbon nötr bir gelecek için “Kar Değil İnsanlar” sloganıyla karar alıcılara çağrıda bulunuyor: “Karbon nötr bir gelecek için, Türkiye 2030’a kadar en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımını hedeflemeli.

İklim İçin Gençlik, İklim Öncüleri ve İklim İçin Türkiye ekiplerinin çağrı yaptığı ve birçok kurum ile gençlik örgütü tarafından desteklenen 23 Eylül Küresel İklim Grevi, başta İstanbul, İzmir ve Bursa olmak üzere olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşecek.

Gençlerin sesi iklim için yükseliyor

Türkiye’de iklim grevleri her geçen gün daha çok yaygınlaşıyor, grevler daha çok ilde düzenleniyor ve grevlere katılım artıyor. Gençler, yaşadıkları yerlerden hem ülkedeki hem dünyadaki karar alıcılara, iklim grevleri ile sesleniyorlar.

25 Mart’ta beş farklı şehirde Küresel İklim Grevi düzenlenmişti. 23 Eylül’de ise karar alıcılar ve dünya liderlerinden iklim tazminatının ve iklim adaletinin sağlanmasını talep eden gençler “Kar Değil İnsanlar” sloganıyla bir kez daha bir araya gelecekler. Gençlerin hedefi şehir ve katılımcı sayısını artırarak seslerinin daha yüksek çıkmasını sağlamak.

Gençler Küresel İklim Grevi’nde: İklim değil sistem değişsin! 

‘Türkiye 2030’a kadar karbon salımlarını yüzde 35 azaltsın!’

İklim krizinin en çok tehdit ettiği ülkelerden bir tanesi de Türkiye. Raporlara göre, sıcak dalgaları, kuraklık, orman yangınları, sel felaketleri iklim krizinin de etkisiyle artacak.

Türkiye’nin de bu krizle mücadele için tüm diğer ülkeler gibi üzerine düşeni yapması gerektiğini savunan Z Kuşağı, Kasım’da Mısır’da düzenlenecek COP27’ye (Küresel İklim Zirvesi), Türkiye’nin “2030’a kadar yüzde 35 mutlak azaltım” hedefi koyarak ve bu hedefe yönelik bir yol haritası yaparak gitmesini talep ediyor.

‘Türkiye 2030’a kadar kömürden çıkmalı’

İklim İçin Gençlik Türkiye ekibi, Türkiye’nin iklim krizi ile mücadele etmek için açıkladığı 2053 net sıfır karbon hedefine ulaşmak için acilen 2030’a kadar kömürden çıkılacağının açıklanmasını talep eden bir imza kampanyası başlattı.

23 Eylül Küresel İklim Grevi’nde de gençler, karar vericilerden, karbonsuz bir gelecek için “Kömürden Çıkış Eylem Planı” açıklanmasını talep edecekler.

İklim grevi programı:

İstanbul

Konum: Selamiçeşme Özgürlük Parkı

16.00: İklim için Sanat Atölyesi
17.00: Basın Açıklaması
17:50: Açık Mikrofon ve Konuşmalar.

Konserler:

18.10: Güneş Özgeç
18.40: Can Kazaz
19.10: Buray

İzmir

18.00: Alsancak Gar karşısı – yürüyüş başlangıcı
19.00: Türkan Saylan Önü – Basın Açıklaması
19.30: Alsancak İskele – Vapur ile Karşıyaka’ya geçiş
19.30: Bisiklet turu başlangıç
20.30: Karşıyaka Anıt – Konser

Bursa

22 Eylül Perşembe

17.00: Nilüfer Kent Konseyi’nde pankart ve döviz atölyesi

23 Eylül Cuma

17.00: Görükle Kazım Koyuncu Sanat Sokağı eylem başlangıç noktası
17.30: Nilüfer Gençlik Evi önünde basın açıklaması
18.00: İklim Adaleti Atölyesi
20.00: Belgesel gösterimi

Rusya’da protestolarda bin 300’den fazla gözaltı: 20 yıldır iktidarda, neden hizmet ediyorsunuz?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ilan ettiği kısmi seferberlik ülkede geniş çapta savaş karşıtı protestolara neden oldu.

Rusya’da gözaltı ve tutuklamaları izleyen OVD-Info grubu dün ülkede gerçekleştirilen ve seferberlik ilanını protesto eden bin 300’den fazla insanın gözaltına alındığını duyurdu.

Putin Rusya’da ‘kısmi seferberlik’ ilan etti, Donbas’ta işgal altında referandum yapılacak 
Fotoğraf: Reuters

OVD-Info grubunun 38 Rus kentinden derlediği bilgilere göre, akşam geç saatlere kadar başta Moskova’dan en az 502 ve St Petersburg’dan 524 kişi olmak üzere; bin 311’den fazla kişinin alıkonulduğunu söyledi.

Rusya’nın yasalarına göre izin alınmadan gerçekleştirilen mitingler yasa dışı kabul ediliyor.

Guardian’ın aktardığına göre; Rus İçişleri Bakanlığı yetkilisi Irina Volk, yetkililerin küçük boyuttaki protesto girişimlerini engellediğini aktardı.

Fotoğraf: Reuters

Volk, “Birkaç bölgede, son derece az sayıda katılımcıyı bir araya getiren izinsiz eylemler gerçekleştirme girişimleri oldu” dedi ve ekledi:

“Bunların hepsi durduruldu. Yasaları ihlal edenler ise gözaltına alınarak soruşturma için polis merkezlerine götürüldü.”

Rusya Savunma Bakanı Sergei Shoygu tarafından dün askere çağrılanların sayısının 300 bin kişi olduğu duyuruldu.

Öğrencilerin savaşa çağrılmayacağı ve bu askerlerin “özel operasyon bölgesine” gönderilmeyeceği bildirilmişti.

Rusya sokaklarında ‘Seferberliğe hayır’ sloganları…

Askerliğe çağrının ardından Rusya’da tek yönlü uçuşların fiyatlarının hızla yükseldiği ve tükendiği görüldü.

Seferberlik ilanının ardından Vesna muhalefet hareketi protesto çağrılarını başlatmıştı.

Moskova savcılığı, protesto düzenlemenin veya eyleme katılmanın 15 yıla kadar hapis cezasına yol açabileceği yönünde uyarılarda bulundu.

Fotoğraf: AP Photo

Yetkililer, diğer protestolar öncesinde de benzer uyarılarda bulundu.

Bölgedeki AFP muhabirleri, Moskova’nın merkezinde en az 50 kişinin ana caddede polis tarafından gözaltına alındığını aktardı. St Petersburg’da polisin küçük bir protestocu grubu kuşatarak vatandaşları tek tek gözaltına alıp bir otobüse bindirdiği görüldü.

Protestocular, “Seferberlik yok!” sloganları attı.

’20 yıldır iktidarda olan Putin’e neden hizmet ediyorsunuz?’

Göğsünde barış sembolü olan kıyafetiyle protestolara katılan Vasily Fedorov, “Herkes korkuyor. Ben barıştan yanayım. Ateş etmek zorunda kalmak istemiyorum. Ama şu anda dışarı çıkmak çok tehlikeli; aksi halde çok daha fazla insan olurdu” diyor.

Soyadını vermek istemeyen 60 yaşındaki protestocu Alexei ise “Eyleme katılma niyetiyle dışarı çıktım ama görünüşe göre herkesi gözaltına almışlar. Bu rejim kendi kendini başarısızlığa mahkum etti, gençliğini yok ediyor” şeklinde konuşuyor. Genç bir protestocu ise polise şu sözlerle bağırıyor:

“20 yıldır iktidarda olan Putin’e neden hizmet ediyorsunuz?”

Fotoğraf: Reuters

Öğrenci olan Oksana Sidorenko ise şöyle isyan ediyor:

“Savaşa ve seferberliğe karşı olduğumu söylemeye geldim. Neden benim için geleceğime karar veriyorlar? Kendim için, kardeşim için korkuyorum.”

Danimarka, iklim değişikliğinden kaynaklanan ‘kayıp ve zarar’ için tazminat ödeyen ilk BM ülkesi olacak

Danimarka, iklim değişikliğinden “kayıp ve hasara” uğrayan savunmasız ülkelere yardım etmek için yaklaşık 13 milyon dolarlık tazminat sözü verdi.

Birleşmiş Milletler tarihinde ilk kez varlıklı bir üye devlet, emisyonlarının gelişmekte olan dünyaya sonuçları için tazminat ödeyecek.

Salı günü, dünyanın iklim açısından en savunmasız bölgelerinde yaşayanlar için “kayıp ve hasar” tazminatı sunan ülkenin kalkınma bakanı Flemming Møller Mortensen,  bu baharda Bangladeş‘in selden etkilenen bölgelerine yaptığı bir ziyaretin bu taahhüde ilham verdiğini söyledi.

Mortensen, “Dünyanın en yoksullarının, en az katkıda bulundukları iklim değişikliğinin sonuçlarından en fazla zarar görmeleri büyük haksızlık” dedi.

Kayıp ve hasar tazminatı, iklim adaleti savunucuları ve savunmasız ülkelerden gelen liderlerin uzun zamandır çağrı yaptığı bir gündem konusu.

Ancak ABD de dahil olmak üzere zengin ülkeler, her türlü finansal taahhüdün iklim değişikliğinin artan maliyeti için yasal sorumluluk anlamına geleceğinden endişe ederek bu çağrıları reddediyor.

Bu yıl Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde Kasım ayında düzenlenecek olan BM İklim Konferansı’nın (COP27) da en önemli gündem başlıklarından olması beklenen iklim tazminatları, Doğu Afrika‘daki kuraklık kaynaklı kıtlık ve Pakistan‘daki ölümcül seller gibi iklim felaketlerinin artan tahribatı nedeniyle hala yükselen bir tartışma.

‣ Yoksul ülkeler COP27’den iklim tazminatı bekliyor

Yaklaşık 400 aktivist grup bu ay bir mektup yayımlayarak, COP27 gündemine iklim tazminatlarının eklenmesini talep etmişti.

Danimarka’nın ödediği miktarın şimdiye kadarki en büyük tazminat olsa da aktivistler, her yıl iklim değişikliğinin yarattığı mali zararla karşılaştırıldığında yetersiz kaldığını da vurguladı. Yalnızca Pakistan’daki selin hasarının 30 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

‣ Pakistan diye bir ülke var mı?
‣‘Batı, Pakistan’daki büyük seli görmezden geliyor: Uyarıyı dikkate almazsanız yarın siz olacaksınız’

Danimarka dışişleri bakanlığı yaptığı açıklamada, ödenecek 100 milyon Danimarka kronunun (yaklaşık 13 milyon dolar);

  • 35 milyon kronu Almanya’nın Frankfurt kentinde bulunan ve daha fakir ülkelerde sigortayı sübvanse eden bir kuruluşa,
  • 32,5 milyon kronu bakanlığın Kuzey Afrika’nın Sahra çölünü kapsayan Sahel bölgesine odaklanan“iklimle ilgili kayıp ve hasarlarla çalışan sivil toplumla stratejik ortaklıklarına,
  • 25 milyon kronu COP27 yaklaşırken mevcut iklim değişikliği müzakerelerini destekleyebilecek ‘stratejik çabalara’,
  • 7.5 milyon kronu ise gelişmekte olan ülkelerde iklim değişikliğinin etkilerine karşı direnci artırmak için çalışan sivil toplum aktörlerine gidecek.