Ana Sayfa Blog Sayfa 386

Çanakkale alev alev: Ekiplerin yangınla mücadelesi 27’inci saatte devam ediyor

Dün (22 Ağustos) saat 11.30 sularında bilinmeyen bir nedenle Çanakkale’nin Damyeri mevkiisinde başlayan yangın, birçok köyde hasara yol açtı. Gece boyunca süren çalışmalar sonucunda yangın kısmen kontrol altına alındı. Zaman zaman rüzgarın şiddetlenmesi ile yangının şiddeti artıyor.

Fotoğraf: Depo Photos

Havadan uçak ve helikopterlerin de destek verdiği yangına karşı mücadelenin kent merkezine yakın noktada etkili olması üzerine bölgeye çok sayıda takviye ekip sevk edildi.

Fotoğraf: DHA

Gün boyu devam eden müdahalelere rağmen rüzgarın hızının saatte 70 kilometreye ulaşması, ekiplerin müdahalesini güçleştirdi.

Fotoğraf: DHA

Çanakkale’de büyük tedirginliğe yol açan yangının söndürülmesi için ekipler gece boyu alevlerle mücadeleye devam etti.

Fotoğraf: DHA

Akşam saatlerinde rüzgarın hızının düşmesi ile ekipler, yangının ilerlediği noktalarda set oluşturarak yayılımını engellemek için çalışmalarını sürdürdü.

Fotoğraf: DHA

Dört gece görüşlü helikopter yangına müdahalesini sürdürürken, havanın aydınlanması ile diğer helikopterler de müdahale için harekete geçti. Dört helikopterin havadan destek verdiği ekipler iş makineleriyle sabahın ilk ışıklarına kadar yangının etkili olduğu noktalarda alevleri söndürebilmek için çaba gösterdi.

Fotoğraf: DHA

Ekiplerin yoğun müdahalesinin ardından Mehmet Akif Devlet Hastanesi yakınlarındaki ormanda alevler söndürülerek, yangının hastane ve yerleşim alanlarına sıçraması engellendi.

Fotoğraf: DHA

Takviye ekiplerin gelmesiyle birlikte sabahın ilk ışıklarıyla alevlere müdahaleler yoğunlaştı. 2 bin 659 personel; AFAD, Orman Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ile belediyeler ve özel idarelere ait sekiz uçak, 26 helikopter, 240 arazöz, 71 su tankeri, 328 iş makinesi ile yangının söndürülmesi için çalışmalara yeniden başladı.

Fotoğraf: DHA

Yangına müdahalenin devam ettiği kentte olası tüm tedbirler de en üst seviyede tutuluyor. Çanakkale Boğazı çift yönlü olarak deniz ulaşımına kapatıldı. Ekiplerin rahat hareket edebilmesi için Çanakkale-Çan karayolunda da sivil araç geçişine izin verilmediği bildirildi.

Fotoğraf: DHA

Gece boyu devam eden çalışmalar sırasında yerleşim alanlarını tehdit eden yangın nedeniyle bölgedeki dokuz köy tahliye edildi. Dokuz köydeki 337 hanenin boşaltılması ile buralarda yaşayan 1,251 kişi de kentteki çeşitli kamu kurumlarının misafirhaneleri ile KYK yurtlarına yerleştirildi.

Fotoğraf: DHA

Dünden bu yana devam eden yangın sırasında evlerinde veya müdahale sırasında 81 kişi dumandan etkilendi. Hastanelere kaldırılan ve oksijen takviyesi yapılan 9 kişi taburcu edilirken, tedavisi devam eden 72 kişinin sağlık durumlarının ise iyi olduğu bildirildi.

Fotoğraf: DHA

Yangının tehdit ettiği bir başka nokta olan Sarıcaeli köyündeki yaşlı bakım evi de ekipler tarafından boşaltıldı. Merkezde kalan 72 yaşlı da tahliye edilerek Terzioğlu Kredi Yurtlar Kurumu Misafirhanesi‘ne yerleştirildi.

Fotoğraf: Efekan Akyüz / Depo Photos

Yangından etkilenen hayvanlar, veterinerlerin gözetiminde Çanakkale Belediyesi Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde geçici süreliğine misafir edilmek üzere yangın bölgesinden tahliye ediliyor.

Metanı ‘yiyen’ bakteriler küresel ısınmayı yavaşlatabilir mi?

Güçlü bir sera gazı olan metanı tüketen bakterilerin küresel ısınma hızını yavaşlatabileceğine ilişkin yeni bir çalışma yayımlandı.

Metan, en çok enerji (doğal gaz ve petrol sistemleri), sanayi, tarım, hayvancılık sektörü arazi kullanımı ve atık yönetimi faaliyetlerinden yayılıyor ve atmosfere ulaştıktan sonraki ilk 20 yıl içinde karbondioksite göre 85 kat daha fazla ısıtma gücüne sahip.

Son 15 yılda atmosferdeki metan rekor seviyelere ulaştı, şu anda toplam küresel emiysonun en az yüzde 30’unu oluşturuyor. 2021’deki COP26′da dünyanın en büyük ekonomilerinden birçoğu, metan seviyelerini acilen azaltmak için birlikte çalışma konusunda anlaşmıştı, ancak buna çok fazla uyulmadı.

Kaliforniya Üniversitesi’nin Long Beach kampüsünden bir grup araştırmacı, metanı doğal olarak karbondioksit ve biyokütleye dönüştürmek için “metanotroflar” olarak bilinen bir grup bakteri kullanarak metanı ortadan kaldırmanın bir yöntemini öneriyor. Baş araştırmacı Mary E Lidstrom‘a göre, bu gruptaki tüm bakteriler “metanı havadan emerek ‘yiyor’ ve bir kısmını sürdürülebilir protein kaynağı olarak hücrelere dönüştürüyor”.

Teknolojik ve yatırım engelleri

Lidstrom’un ekibi, bu grup içinde “metilotuvimicrobium buryatense 5GB1C ” adı verilen ve metanı daha düşük miktarlarda mevcut olsa bile verimli bir şekilde temizleyebilen bir bakteri türü daha buldu. Araştırmacılar, eğer yaygınlaşırsa, buluşlarının küresel ısınmanın yavaşlatılmasına yardımcı olma potansiyeline sahip olduğunu söyledi.

Tipik olarak bu bakteri grubu, yüksek düzeyde metan içeren ortamlarda gelişiyor (milyonda 5.000 ila 10.000 parça (ppm)). Atmosferimizdeki normal konsantrasyonlar, yalnızca 1,9 ppm metan gibi çok daha düşük seviyelere sahip, Ancak çöplükler, pirinç tarlaları ve petrol kuyuları, hayvan çiftlikleri gibi belirli alanlar, yaklaşık 500 ppm’lik daha yüksek konsantrasyonlar yayıyor.

Londra Üniversitesi Royal Holloway‘den yer bilimleri Profesörü Euan Nisbet  “Çalışmanın bulgularına göre sığır sürüleri vb. çevresinde bulunan yüksek konsantrasyonlarda metanı hızla tüketen bakteriler, özellikle tropikal tarımdan kaynaklanan metan emisyonlarının azaltılmasına büyük katkı sağlayabilir” dedi.

Araştırmaya göre, söz konusu bakteri türünün yüksek metan tüketim oranı, muhtemelen düşük enerji gereksiniminden ve metan için daha fazla çekimden kaynaklanıyor; bu, diğer bakterilerinkinden beş kat daha fazla.

Nisbet şunları kaydetti: “Bakteriler metanı CO2’ye (çok daha az güçlü bir sera gazı) oksitliyor ve böylece egzozu seralara pompalamak ve domates yetiştirmek için bile kullanabilirsiniz” dedi ancak engellere de vurgu yaptı:

“Şu anda uygulamanın önündeki en büyük engel teknik: Bunun olabilmesi için metan arıtma ünitelerini hali hazırdakinden 20 kat fazla artırmamız gerekiyor. Bunu başarabilirsek bir sonraki en büyük engel yatırım sermayesi ve halkın kabulü olacaktır. Lidstrom, saha pilotlarını üç ila dört yıl içinde test ettirebileceğimize ve daha sonra ölçeğin büyütülmesinin yatırım sermayesine ve ticarileştirmeye bağlı olacağına inanıyor.”

Metan yiyen bakterilerin kitlesel ölçekte hayata geçirilmesi için binlerce yüksek işlevli reaktöre ihtiyaç duyulacak: “Bu göz korkutucu olabilir, ancak hayatta kalmamız atmosferik metanın azaltılmasına bağlıysa, kaynak tahsisinde maliyet daha düşük bir öncelik olabilir” diyen Pennsylvania Devlet Üniversitesi‘nde toprak mikrobiyolojisi profesörü Mary Ann Bruns da”Metan gazının azaltılması ihtiyacının aciliyeti konusunda özel sektörde ve kamu sektöründe siyasi irade ve anlayış eksikliği, önümüzdeki yıllarda küresel ısınmayı daha da kötüleştirecek” öngörüsünü yaptı.

Risk: Metanı azaltıp nitröz oksiti artırabilir

Şu anda önerilen metan azaltma çözümlerinin çoğu emisyonların azaltılmasına odaklanıyor ancak bu her zaman mümkün olmuyor. Araştırmacılar, iklim hedeflerine ulaşmak için hem metanın uzaklaştırılması hem de emisyonların azaltılması stratejilerinin gerekli olduğunu vurguluyor. Bununla birlikte Lidstrom, doğal topluluklarda bakteriyel aktiviteyi artıran herhangi bir emisyon azaltma stratejisinin, metandan 10 kat daha fazla küresel ısınma potansiyeline sahip nitröz oksit (N2O) emisyonunun artmasına neden olabileceği konusunda uyarıyor.

Son tahminler, 2050 yılına kadar 0,3 ila 1 petagram metanın ortadan kaldırılmasıyla küresel ısınmanın 0,22°C’den 0,22°C’ye düşürülebileceğini öngörüyor. Bu büyüklükteki sıcaklık düşüşlerinin, özellikle diğer emisyon azaltma stratejileriyle birleştirildiğinde önemli olacağı tahmin ediliyor.

Ancak iklim uzmanlarının temel önerisi, bu tür teknolojik girişimlere bel bağlamak yerine emisyonların azaltılması ve bir süreç içinde sona erdirilmesi.

G20 ülkeleri vaatlerinin aksine fosil yakıt sübvansiyonlarına 1 trilyon dolardan fazla para aktardı

Kaynak: International Institute for Sustainable Development (IISD). Grafik: Guardian.

Fosil yakıtlar yandığında gezegeni ısıtan ve aşırı hava koşullarını daha şiddetli hale getiren kirletici maddeler açığa çıkarıyor. Ayrıca havayı, insanların akciğerlerine ve diğer organlarına zarar veren toksinlerle kirletiyor. Bilim insanları, fosil yakıtlardan kaynaklanan hava kirliliğinin her yıl 1 ila 10 milyon kişinin ölümüne neden olduğunu tahmin ediyor. Göz ardı edilen bu maliyetlerin ötesinde, hükümetler fosil yakıt üreticilerini ve onların müşterilerini kamu parasıyla destekleyerek fiyatları daha da düşürmeye devam ediyor.

Raporda, G20 ülkelerinin hükümetlerinin geçen yıl fosil yakıtlara 1 trilyon dolar sübvansiyon, devlete ait işletmelerin yatırımlarına 322 milyar dolar ve kamu finans kurumlarından 50 milyar dolar kredi sağladığı belirtildi. Raporun yazarları da  toplam miktarın 2019’daki desteklerin iki katından fazla olduğunu buldu.

2009’da sübvansiyonları aşamalı kaldırmak için anlaşmışlardı

G20 liderlir, fosil yatık sübvansiyonlarını 2009’dan itibaren “orta vadede” aşamalı olarak kaldırma konusunda anlaşmışlardı. On yıl sonra yapılan COP26’da da bu konudaki çabalarını hızlandırma konusunda tekrar bir uzlaşı sağlandı. 

Ancak o zamandan bu yana, Covid-19 salgını ve Rusya‘nın Ukrayna’yı işgali gibi nedenlerle yaşam maliyetlerinin artması sonucunda birçok hükümet yakıt maliyetlerine müdahale etti, enerji faturalarını sınırladı. Bu da yaşanan enerji krizini ağırlaştırdı

Bilim insanları ve doktorların, insanları öldüren ve aynı zamanda ekonomileri temizleme çabalarını engelleyen yakıtlara sübvansiyon verilmesinin tehlikeleri konusunda uzun zamandır yaptığı uyarılara, son dönemde enerji uzmanları ve ekonomistlerin sorgulamaları da katıldı.

Geçen şubat ayında, Uluslararası Enerji Ajansı tarafından hazırlanan bir raporda , 2022’deki fosil yakıt sübvansiyonlarının ölçeğinin “enerji geçişleri için endişe verici bir işaret” olduğu kaydedilmiş; ancak “o kadar zorluk göz önüne alındığında” bazı tedbirlerin sosyal veya siyasi gereklilikler olarak savunulabileceği öne sürülmüştü.

Haziran ayında da Dünya Bankası tarafından hazırlanan bir raporda “hükümetlerin fosil yakıtları düşük fiyatlandırarak yalnızca aşırı kullanımı teşvik etmekle kalmayıp aynı zamanda verimsiz kirletici teknolojileri sürdürdüğü ve eşitsizliği güçlendirdiği”ne dikkat çekilmişti.

Son raporun yazarları ayrıca enerji sektörüne verilen tüm sübvansiyonların yaklaşık dörtte üçünün fosil yakıtlara gittiğini de açığa çıkardı. Dünya Bankası sürdürülebilirlik grubunun baş ekonomisti ve çalışmanın baş yazarı Richard Damania şunları söyledi:

 “Savurgan sübvansiyonları yeniden kullanarak, gezegenin en acil sorunlarından bazılarının üstesinden gelmek için kullanılabilecek önemli meblağları serbest bırakabiliriz. Hükümetler, kamuoyunun kabulünü sağlayacak, en savunmasız kişileri koruyacak ve paranın insanların yaşamlarını anlamlı bir şekilde iyileştirmek için nasıl harcandığını gösterecek reformlara öncelik vermeli.”

IISD, sera gazlarının tonu başına 25-75 ABD Doları tutarında daha yüksek bir karbon vergisi koyarak, G20 hükümetlerinin yılda fazladan 1 trilyon ABD Doları toplayabileceğini de buldu. G20 liderlerine zengin ülkelerdeki fosil yakıt sübvansiyonlarını 2025 yılına kadar, geri kalan ülkelerde ise 2030 yılına kadar sona erdirmeleri çağrısında bulunanan IISD; yoksulluk içinde yaşayan savunmasız insanların maliyetlerini dengelemek için en çok ihtiyacı olanlara hedefli sosyal yardım ödemeleri önerdi.

Çanakkale’deki yangından etkilenen hayvanlara ücretsiz sağlık hizmeti

Çanakkale’de dün 10.30 sıralarında çıkan ve henüz söndürülemeyen yangından hayvanlar da etkilendi. Birçok STK ve meslek odası hayvanlar için harekete geçti.

Çanakkale Veteriner Hekimleri Odası, yangından etkilenen hayvanlar için tüm özel kliniklerde ücretsiz sağlık hizmeti verileceğini duyurdu. Bölgeden hayvanlarla ilgili ihbarda bulunmak için 112 ihbar hattı kullanılıyor.

Damyeri mevkiinde başlayan ve 9 köyün tahliye edildiği orman yangınından etkilenen hayvanlar için Çanakkale Belediyesi de açıklamada bulundu.

Çanakkale Belediyesi’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre hayvanlar yangın bölgesinden tahliye edilmeye başlandı. Çanakkale Belediyesi Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi yapılmak üzere hayvanların alandan tahliyeleri sürüyor. Belediye tarafından yapılan paylaşımlarda yangın bölgesinden tahliye edilen hayvanlar arasında kazlar ve köpekler olduğu görülüyor.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) ise Çanakkale bölge odalarıyla iletişim halinde olduklarını, risk altındaki hayvanların korunması ve tedavisi için bölgedeki veterinerlerin gerekenleri yaptığını, ihtiyaç olması halinde ise gerekli hazırlıkların TVHB tarafından yapıldığını bildirdi.

Yangından zarar gören hayvanlar için ne yapılabilir? Hangi kuruluşlar ne yapıyor?

Orca Lolita, ‘evine’ kavuşamadan esaret altında yaşamını yitirdi

ABD’nin Miami kentinde, 50 yılı aşkın süredir esaret altında tutulan Lolita adlı Orca, Pasifik Okyanusu’na bırakılmak üzere planlamalar sürerken hayatını kaybetti. ‘

Lolita’yı yıllardır küçük bir tankta tutarak üzerinden para kazanan ‘Miami Seaquarium’, 57 yaşındaki orcanın böbrek rahatsızlığı nedeniyle öldüğünü duyurdu.

Şirketten yapılan açıklamada; “Ekibimizin Lolita’nın hayatı ve mirası üzerine düşünmesine olanak sağlamak için Miami Deniz Akvaryumu yarın (19 Ağustos) kapalı olacak. Bizim için gerçekten üzücü bir dönem. Nazik sözleriniz ve desteğiniz için teşekkür ederiz” denildi.

Lolita’yı esir tutan The Dolphin CompanyMeksika, Arjantin, Karayipler ve İtalya‘da 27 park daha işletiyor.

57 yıllık esaretten sonra evine dönmeye hazırlanıyordu

Yarım asırı geçen bir süredir 24 metre uzunluğundaki ve on metre genişliğindeki, “dünyanın en küçük Orca tankı”nda  ‘insanları eğlendiren’ Lolita, hayvan hakları aktivistlerinin çabası ve Amerikan Futbol takımı Indianapolis Colts’un sahibi Jim Irsay’nin mali desteğiyle Kuzeybatı Pasifik’teki ‘evine’ geri dönmeye hazırlanıyordu.

Orca Lolita’nın 52 yıllık esareti bitiyor

Irsay, Lolita’nın ani ölümünün ardından sosyal medya hesabından şunları söyledi:  “Aramızdan ayrılması beni derinden üzdü. Onu evine geri götürmek için çalışan ekibin bir parçası olmaktan onur duydum. Onun yaşam koşullarını önemli ölçüde iyileştirdiğimizi bilmek beni teselli ediyor. Ruhu ve zarafeti pek çok kişiye dokundu.”

57 yaşındaki Lolita, 1970 yılında, dört yaşındayken annesi ve yedi kardeşinin yanından Seaquarium’da gösteri yapmak için okyanustan alınmıştı. Lolita için Miami Seaquarium 5.500 Euoro ödemişti. Söz konusu tesis, birçok hayvanın ölümüyle gündeme gelmişti.

Kendisinin sadece dört katı büyüklüğündeki tankta  yıllarca yaşamaya zorlanan Orca, geçen yıl hastalanana dek gösteri yapmayı sürdürmüştü.

Lolita için uzun bir süredir aralarında Johnny Depp, Lindsay Lohan ve Harrison Ford gibi ünlülerin de bulunduğu çok sayıda kişi ve aktivist kampanya yürütüyordu. Ancak hayvanın çektiği acıya nihayet son veren, ABD Tarım Bakanlığı tarafından yapılan bir teftiş olmuştu.  Hayvan hakları örgütü PETA‘nın Başkan Yardımcısı ve Baş Hukuk Müşaviri Yardımcısı Jared Goodman, “Bakanlığın hazırladığı rapor, hayvanların Seaquarium tanklarında gördükleri yetersiz bakım nedeniyle acı çektiğini ve öldüğünü gösterdi” demişti.

Orkalar,  2005 yılında nesli tükenmekte olan bir tür olarak kabul edilmişti.

VOA Türkçe’ye erişim engeli ihtarına ABD’den tepki: İfade özgürlüğüne saygı gösterin

Radyo Televizyon Üst Kurulu‘nun (RTÜK), geçen yıl “amerikaninsesi.com” alan adına erişim engeli getirdiği VOA Türkçe’ye lisans başvurusunda bulunması için 72 saat süre tanımasına tepkiler artıyor.

Başvuru yapılmadığı takdirde “voaturkce.com” alan adının da engelleneceği uyarısı nedeniyle ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’yi temel ifade özgürlüğüne saygı göstermeye çağırdı. Gazeteci örgütleri ise “Lisans prosedürü otoriter bir tehdit” açıklamasında bulundu.

Başvuru yapmazsa engellenecek

RTÜK’ün pazartesi günü yayımlanan duyurusunda şunlar denilmişti:

“Başvuru talebini içeren dilekçesiyle birlikte taahhütnameyi sunmaz ve üç aya tekabül eden yayın lisans ücretini peşin olarak ödemez veya yayın hizmetlerine bu duyuruyu müteakiben yetmiş iki saat içerisinde son vermez ise Üst Kurul tarafından 6112 sayılı Kanunun 29/A maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Sulh Ceza Hâkimliğinden içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi talebinde bulunulacağı ve ayrıca aynı Kanunun 33 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılacağı ihtar olunur”

ABD: İfade özgürlüğüne saygı gösterin

VOA Türkçe’nin aktardığına göre, uyarı ile ilgili açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanlığı, “Bireyin ifade özgürlüğü hakkı, sınırlara bakılmaksızın her türlü bilgi ve düşünceyi arama, alma ve verme özgürlüğünü içerir. İfade özgürlüğüne saygı Türkiye’nin anayasasında ve uluslararası taahhüt ve yükümlülüklerinde yer almaktadır” dedi.

Durumu endişeyle izlediklerini dile getiren bakanlık sözcülüğü, “VOA Türkçe’nin karşı karşıya kaldığı durumu yakından takip etmeye devam ediyor ve derin endişe duyuyoruz” ifadelerini kullanarak Türkiye’yi temel ifade özgürlüğüne saygı gösterme konusundaki yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirmeye çağırdı.

Gazeteci örgütlerinden tepki

RTÜK’ün kuruma  isteğe bağlı yayın hizmeti lisans başvurusu için verdiği üç günlük sürede sona yaklaşılırken, bu duruma ulusal ve uluslararası gazetecilik örgütleri de tepki gösterdi. Örgütler, RTÜK’ün tutumunun objektif yayıncılığı demokratik denetleme esaslarıyla bağdaşmadığını, sansür, ehlileştirme ve dayatmacı bir yaklaşım içerdiğini ifade etti.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye temsilcisi ve Bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu, “Ne yazık ki RTÜK, yayıncılık esas ve değerleri demokratik tarzda denetlemekten uzak bir kuruluş olarak, otoriter yönetimin medyaya söylem dayatmanın misyonunu üstleniyor” dedi. Kurumun tarafsızlığı ve ölçülülüğü kalmadığını belirten Önderoğlu, uygulamanın regülasyon ihtiyacıyla ilgisi olmadığını, “çünkü hemen gerisinde yayıncılığa şekil vermeye dair açık bir amaç” barındırdığını sözlerine ekledi.

Çağdaş Gazeteciler Derneği ise VOA Türkçe ile birlikte Deutsche Welle Türkçe’nin o dönemki internet uzantılarına erişim engellemesi geldiğini hatırlatarak son gelişmenin de haberciliğe yönelik yeni bir tahammülsüzlük olarak değerlendirdi. Derneği Başkan Yardımcısı Ceren Bayar, “‘Sansür yasası’ olarak nitelendirilen yasal düzenleme gereği de yayıncı kuruluşların, RTÜK’ün uygun bulmadığı yani ‘hoşuna gitmeyen’ haberleri çıkarması da zorunlu kılındı” diye konuştu.

Gazeteciler Cemiyeti ise uluslararası medya kuruluşlarına karşı son dönemde geliştirilen erişim engelleme çabalarının bu kurumları da ehlileştirilme düşüncesinden kaynaklandığını belirtti. Cemiyetin Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı, “Gerek Basın İlan Kurumu gerekse de Radyo Televizyon Üst Kurumu bu yeni dönemde aykırı tüm sesleri susturmak, eleştiriyi yasaklamak adeta sansür kurulu gibi vazife görmek gayreti içerisine girmişlerdir” ifadelerini kullandı.

 

Yeni sıcaklık rekorları kapıda: Dünya ısınmaya devam ediyor

İsviçre’nin batısında yer alan Payerne bölgesinden yükseltilen hava balonu 20-21 Ağustos tarihlerinde sıfır derecesini 5300 metrede kaydederken yetkililer, bu verinin 1954 yılından bu yana ölçülen değerler arasında bir rekor olduğunu belirtti.

İsviçre Meteoroloji Servisi’nden (MétéoSuisse) yapılan açıklamada, “sıfır derece çizgisi”nin; bitki örtüsü, kar seviyesi ve su döngüsünün yanısıra dünyadaki tüm canlılığı da etkileyen bir faktör olduğu belirtildi.

Ölçümle ilgili bilgileri paylaşan MétéoSuisse, geçmiş senelerde sıfır derecede ulaşılmış en yüksek seviyeleri yayımladı.

Üç yılda olağanüstü artış gözlemlendi

Son on yılda giderek artış gösteren sıfır derece yüksekliği, 1991-2020 yılları arasında kış mevsiminde 1000 ile 2000 metre arasında, yaz mevsiminde ise 3000 ile 4000 metre arasında kaydedildi. Geçen sene 5184 metrede rekor olarak kaydedilen sıfır derecesi, bu sene 100 metre daha yüksekte tespit edilerek yeni bir rekor olarak kayıtlara geçti.

‣Yunanistan’da orman yangınları devam ediyor: Alevler Türkiye sınırına yaklaştı
Araştırma: Antarktika’da görülen iklim aşırılıklarının sonuçları küresel olacak
Kavurucu bir ısı kubbesi Avrupa’da etkili olmaya başlıyor: Yıkıcı orman yangınları görülebilir
Fotoğraf: HySICS Team/LASP

Artışın sebebinin iklim krizi olduğunu söyleyen uzmanlar, Alp Dağları’nı etkileyen yüksek basınç alanının 23 Ağustos’a kadar yüksek sıcaklıklara sebebiyet verebileceğini ve dünyada sıcaklık rekorlarının kaydedilebileceğini söyledi.

Çin’de sel felaketi: 33 kişi hayatını kaybetti, 18 kişi kayıp
Hindistan’da aşırı yağışlar ve toprak kaymaları en az 72 kişinin ölümüne neden oldu
Kanarya Adaları’ndan Tenerife’de orman yangını: 3 bin kişi tahliye edildi

Çanakkale’de yangın sürüyor: Köyler boşaltıldı

Çanakkale’de önceki gün saat 11.30 sıralarında çıkan ve yaklaşık 22 saattir devam eden orman yangını kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Ekipler günün aydınlanmasıyla birlikte havadan müdahaleye başladı.

Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD), Çanakkale’deki orman yangınlarından 81 vatandaşın dumandan etkilendiğini ve 72 vatandaşın tedavisine devam edildiğini açıkladı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çanakkale’deki orman yangınıyla mücadele kapsamında, bölgedeki 9 köyde 337 hane ve 1251 kişinin tedbir amaçlı tahliye edildiğini bildirdi.

Fotoğraf: DHA

Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, bölgeye Milli Savunma Bakanlığı ile AFAD, Orman Genel Müdürlüğü, emniyet, jandarma, belediyeler ve özel idarelerden toplam 2 bin 659 personel, 8 uçak, 26 helikopter, 240 arazöz, 71 su tankeri, 328 diğer araç ile iş makinesi sevk edildiğini belirtti.

Bölgedeki 9 köyde toplam 337 hane ve 1251 kişinin tedbir amaçlı tahliye edildiği bilgisini veren Yerlikaya, paylaşımında şunları kaydetti:

Sarıcaeli Köyü Yaşlı Bakım Evi‘nden 72 vatandaşımız tahliye edilerek Terzioğlu KYK yurduna yerleştirilmiştir. Çanakkale-Çan kara yolu tedbir amaçlı sivil araç trafiğine kapalıdır. Çanakkale Boğazı çift taraflı deniz ulaşımına kapanmıştır. Allah, ülkemizi ve milletimizi bütün afetlerden korusun. Geçmiş olsun.”

AFAD: 81 vatandaş dumandan etkilendi

AFAD, 81 vatandaşın dumandan etkilendiğini ve 72 vatandaşın tedavisine devam edildiğini açıkladı. AFAD tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Damyeri mevkiinde meydana gelen orman yangınına müdahale çalışmaları aralıksız devam etmektedir. Bölgeye 2.659 personel 8 uçak 26 helikopter 240 arazöz 71 su tankeri 328 araç ve iş makinesi sevk edilmiştir. Orman yangınında 81 vatandaşımız dumandan etkilenmiş olup, 72 vatandaşımızın tedavisine devam edilmektedir. Bölgedeki 9 köyde toplamda 337 hane 1.251 kişi tedbir amaçlı tahliye edilmiştir.”

Fotoğraf: DHA

Bakan Yumaklı: Havadan müdahale sürüyor

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çanakkale’deki orman yangınına sabah saatleri itibarıyla 7 yangın söndürme uçağı ve 22 helikopterle havadan müdahalenin sürdüğünü bildirdi.

Dün gece bölgeye gelen Yumaklı, yaklaşık 1500 hektar alanın etkilendiği orman yangının, havanın aydınlanmasının ardından helikopter ile havadan inceledi.

Fotoğraf: DHA

Yumaklı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Çanakkale’deki yangını söndürme çalışmalarına ilişkin bilgi verdi:

 “Gece görev yapabilen 4 helikopterimiz gün ağarana kadar sorti yaptı. Şu an itibarıyla 7 yangın söndürme uçağı ve 22 yangın söndürme helikopteriyle havadan müdahalemiz sürüyor. Kara gücümüzün cansiperane mücadelesi de aralıksız devam ediyor.”

‘Can dostlarımız için seferber olduk’

Çanakkale Belediyesi de sosyal medyadan yaptığı paylaşım ile yangın bölgesinde hayvanların tahliye edilmeye başlandığını duyurdu. Paylaşımda şu ifadelere yer verildi:

“Yangın bölgesindeki can dostlarımız için seferber olduk. Belediyemize bağlı Veteriner İşleri Müdürlüğümüz ekiplerince Damyeri Mevkinde başlayan yangından etkilenen canlar, Çanakkale Belediyesi Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde geçici süreliğine misafir edilmek üzere yangın bölgesinden tahliye ediliyor.”

Fotoğraf: DHA

Çanakkale Valiliği‘nden yangınla ilgili yapılan açıklamada ise şunlar kaydedildi:

“İlimiz merkez Kayadere köyü civarında başlayan orman yangınına orman ekiplerimiz havadan ve karadan müdahale etmektedir. Kayadere köyümüz tedbir amaçlı boşaltılacak olup vatandaşlarımız Terzioğlu kız yurdunda misafir edilecektir. Ayrıca Çanakkale-Çan karayolu da tedbir amaçlı trafiğe kapatılmış olup vatandaşlarımızın alternatif yolları kullanmaları ve görevli personelin ikazlarına riayet etmeleri önem arz etmektedir. Rüzgarın kuvvetli olması sebebiyle yangının büyüme riski olduğundan yangın mahalline yakın civardaki köy ve mahallelerde yaşayan vatandaşlarımızın da teyakkuzda olmaları da önemlidir. İlimize geçmiş olsun dileklerimizle kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

 

Büyük Dikmece Buluşması 26 Ağustos’ta: Sermaye devlet işbirliğine geçit vermeyeceğiz

Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı olan Dikmece Mahallesi’nde zeytinlik alana yapılması planlanan  Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) konutlarına karşı Dikmece halkının direnişi 25 gündür sürüyor. Dikmece’deki direniş alanı, 26 Ağustos’ta ise vatandaşlar için bir buluşma noktası olacak. 26 Ağustos’ta “Toprağımıza, yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için yüz binlerce zeytin ağacı için” gerçekleştirilecek Büyük Dikmece Buluşması saat 17.00’da başlayacak.

Dikmece neden direniyor?

 

Dikmece mahallesi üç bölgeden oluşuyor. Yukarı Dikmece, Çiftlik mahallesi, Kuyucak mahallesi. En kalabalık nüfusa Çiftlik mahallesi sahip.

Yukarı Dikmece zeytin ağaçlarının olduğu mahalle, Kuyucak mahallesi Antakya-İskenderun yoluna yakın. Bu mahalle depremde yüzde 80 yıkıldı. Kamulaştırılan alan içinde bu mahalle de var.

Şu an kepçeler Yukarı Dikmece’de zeytinlik alanlarında çalışma yapıyor. Bu alandaki zeytinlikler 300-400 yıllık zeytinlikler ve alanı çok geniş. Dikmece’de 7500 dönüm alan zeytinlik var. Bir de tepelerde Derince denilen özel bir cins zeytin var. Hem yağı hem kendi çok kıymetli. İstimlakla beraber bu zeytinlikler de yok olacak. Dikmeceliler hem toprağına hem zeytinliklerine hem de yaşam alanlarına sahip çıkmak için direniyor.

‘İmara uygun değil’ denilen Dikmece’ye nasıl TOKİ yapılır?

Ne olmuştu?

6 Şubat depremlerinin hemen ardından, uzmanların tüm uyarılarına rağmen hızlıca başlatılan deprem konutu inşaatları kapsamında çok sayıda arazi kamulaştırılmıştı.

Antakya merkeze 10 km mesafedeki Gülderen ve Dikmece, dağlık arazi yapısı nedeniyle tercih edilse de bölgede zeytinlikler başta olmak üzere tarım arazileri bulunuyor. Depremzede yurttaşlar ise geçim kaynakları olan tarım arazilerinin kamulaştırılmasına karşı çıkıyor.

Gülderen’de  61 parsel 14 Nisan tarihli Cumhurbaşkanı kararı ile kamulaştırılırken, TOKİ’nin Dikmece ihalesini alan Sarıdağ İnşaat şirketi de nisan ayı sonunda bölgedeki çalışmalarına başladı. İhaleye göre, bölgede 1415 adet konut inşaatı ile altyapı ve çevre düzenlemesi yapılacak.

Çanakkale’de orman yangını: Dört köy boşaltıldı

Çanakkale Merkez‘e bağlı Damyeri mevkiinde, ormanlık alanda çıkan yangın, rüzgarın etkisiyle kısa sürede yayıldı. Kayadere ve Kurşunlu köylerini tehdit eden yangına çok sayıda arazöz, iş makinesi, uçak ve helikopterle müdahale ediliyor.

16 Temmuz’da yanan bölgesinin hemen yakınında çıkan yangın nedeniyle Kayadere, Damyeri mevkii, Ulupınar ve Belen köyleri boşaltıldı, hayvanlar meralardan uzaklaştırıldı. Çanakkale-Çan karayolu da ulaşıma kapatıldı.

Çanakkale Valiliği‘nden yangınla ilgili yapılan açıklamada şunlar denildi:

“İlimiz merkez Kayadere köyü civarında başlayan orman yangınına orman ekiplerimiz havadan ve karadan müdahale etmektedir. Kayadere köyümüz tedbir amaçlı boşaltılacak olup vatandaşlarımız Terzioğlu Kız Yurdu’nda misafir edilecektir. Ayrıca Çanakkale-Çan karayolu da tedbir amaçlı trafiğe kapatılmış olup vatandaşlarımızın alternatif yolları kullanmaları ve görevli personelin ikazlarına riayet etmeleri önem arz etmektedir. Rüzgarın kuvvetli olması sebebiyle yangının büyüme riski olduğundan yangın mahalline yakın civardaki köy ve mahallelerde yaşayan vatandaşlarımızın da teyakkuzda olmaları da önemlidir.zİlimize geçmiş olsun dileklerimizle kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

Çanakkale Belediyesi de sosyal medyadan yaptığı paylaşım ile yangın bölgesinde hayvanların tahliye edilmeye başlandığını duyurdu:

“Yangın bölgesindeki can dostlarımız için seferber olduk. Belediyemize bağlı Veteriner İşleri Müdürlüğümüz ekiplerince Damyeri Mevkinde başlayan yangından etkilenen canlar, Çanakkale Belediyesi Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde geçici süreliğine misafir edilmek üzere yangın bölgesinden tahliye ediliyor.”

Fosil yakıt kullanımı başta olmak üzere insan faaliyetleri kaynaklı iklim değişikliğinin etkisiyle, Türkiye’nin batı ve güney kesimlerinde yüksek sıcaklıklar etkisini göstermeye devam ediyor.

Sıcak ve kuru hava koşulları, orman yangınlarının ortaya çıkmasını ve yayılmasını kolaylaştırıcı etkide bulunuyor.

Hatay, Çanakkale, Muğla ve Mersin’de orman yangınları

Çanakkale’de orman yangınında üçüncü gün: Altı köy tahliye edildi

Valilik, rüzgar nedeniyle yayılan yangın nedeniyle dört köyün tedbir amaçlı boşaltıldığını da belirterek, “Orman Yangını Nedeniyle Ulupınar ve Belen köyleri tedbir amaçlı boşaltılacaktır. Kayadere köyü civarında devam eden orman yangınına orman ekiplerimiz havadan ve karadan müdahale etmektedir. Ulupınar ve Belen köyleri tedbir amaçlı boşaltılacak olup vatandaşlarımız Terzioğlu Kız Öğrenci yurdunda misafir edilecektir. Rüzgarın kuvvetli olması sebebiyle yangının büyüme riski olduğundan yangın mahalline yakın civardaki köy ve mahallelerde yaşayan vatandaşlarımızın da teyakkuzda olmaları da önemlidir” dedi.