Enerjiİklim KriziManşet

G20 ülkeleri vaatlerinin aksine fosil yakıt sübvansiyonlarına 1 trilyon dolardan fazla para aktardı

0

Kaynak: International Institute for Sustainable Development (IISD). Grafik: Guardian.

Fosil yakıtlar yandığında gezegeni ısıtan ve aşırı hava koşullarını daha şiddetli hale getiren kirletici maddeler açığa çıkarıyor. Ayrıca havayı, insanların akciğerlerine ve diğer organlarına zarar veren toksinlerle kirletiyor. Bilim insanları, fosil yakıtlardan kaynaklanan hava kirliliğinin her yıl 1 ila 10 milyon kişinin ölümüne neden olduğunu tahmin ediyor. Göz ardı edilen bu maliyetlerin ötesinde, hükümetler fosil yakıt üreticilerini ve onların müşterilerini kamu parasıyla destekleyerek fiyatları daha da düşürmeye devam ediyor.

Raporda, G20 ülkelerinin hükümetlerinin geçen yıl fosil yakıtlara 1 trilyon dolar sübvansiyon, devlete ait işletmelerin yatırımlarına 322 milyar dolar ve kamu finans kurumlarından 50 milyar dolar kredi sağladığı belirtildi. Raporun yazarları da  toplam miktarın 2019’daki desteklerin iki katından fazla olduğunu buldu.

2009’da sübvansiyonları aşamalı kaldırmak için anlaşmışlardı

G20 liderlir, fosil yatık sübvansiyonlarını 2009’dan itibaren “orta vadede” aşamalı olarak kaldırma konusunda anlaşmışlardı. On yıl sonra yapılan COP26’da da bu konudaki çabalarını hızlandırma konusunda tekrar bir uzlaşı sağlandı. 

Ancak o zamandan bu yana, Covid-19 salgını ve Rusya‘nın Ukrayna’yı işgali gibi nedenlerle yaşam maliyetlerinin artması sonucunda birçok hükümet yakıt maliyetlerine müdahale etti, enerji faturalarını sınırladı. Bu da yaşanan enerji krizini ağırlaştırdı

Bilim insanları ve doktorların, insanları öldüren ve aynı zamanda ekonomileri temizleme çabalarını engelleyen yakıtlara sübvansiyon verilmesinin tehlikeleri konusunda uzun zamandır yaptığı uyarılara, son dönemde enerji uzmanları ve ekonomistlerin sorgulamaları da katıldı.

Geçen şubat ayında, Uluslararası Enerji Ajansı tarafından hazırlanan bir raporda , 2022’deki fosil yakıt sübvansiyonlarının ölçeğinin “enerji geçişleri için endişe verici bir işaret” olduğu kaydedilmiş; ancak “o kadar zorluk göz önüne alındığında” bazı tedbirlerin sosyal veya siyasi gereklilikler olarak savunulabileceği öne sürülmüştü.

Haziran ayında da Dünya Bankası tarafından hazırlanan bir raporda “hükümetlerin fosil yakıtları düşük fiyatlandırarak yalnızca aşırı kullanımı teşvik etmekle kalmayıp aynı zamanda verimsiz kirletici teknolojileri sürdürdüğü ve eşitsizliği güçlendirdiği”ne dikkat çekilmişti.

Son raporun yazarları ayrıca enerji sektörüne verilen tüm sübvansiyonların yaklaşık dörtte üçünün fosil yakıtlara gittiğini de açığa çıkardı. Dünya Bankası sürdürülebilirlik grubunun baş ekonomisti ve çalışmanın baş yazarı Richard Damania şunları söyledi:

 “Savurgan sübvansiyonları yeniden kullanarak, gezegenin en acil sorunlarından bazılarının üstesinden gelmek için kullanılabilecek önemli meblağları serbest bırakabiliriz. Hükümetler, kamuoyunun kabulünü sağlayacak, en savunmasız kişileri koruyacak ve paranın insanların yaşamlarını anlamlı bir şekilde iyileştirmek için nasıl harcandığını gösterecek reformlara öncelik vermeli.”

IISD, sera gazlarının tonu başına 25-75 ABD Doları tutarında daha yüksek bir karbon vergisi koyarak, G20 hükümetlerinin yılda fazladan 1 trilyon ABD Doları toplayabileceğini de buldu. G20 liderlerine zengin ülkelerdeki fosil yakıt sübvansiyonlarını 2025 yılına kadar, geri kalan ülkelerde ise 2030 yılına kadar sona erdirmeleri çağrısında bulunanan IISD; yoksulluk içinde yaşayan savunmasız insanların maliyetlerini dengelemek için en çok ihtiyacı olanlara hedefli sosyal yardım ödemeleri önerdi.

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.