Ana Sayfa Blog Sayfa 154

Almanya esrar kullanımını yasallaştıran üçüncü AB ülkesi oldu

Almanya’da bugün (1 Nisan 2024) yürürlüğe giren yeni yasa tasarısı, yetişkinlerin hint keneviri bitkisi (esrar) yetiştirmesine, bulundurmasına ve tüketmesine olanak tanıyacak.

Resmi olarak açıklanan karara göre Almanya, kişisel kullanım amacıyla esrar tüketimini yasallaştıran üçüncü ve en büyük Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke oldu.

Yeni düzenleme, yetişkin bireylerin 25 grama kadar esrar bulundurmasına izin veriyor. Evlerdeki esrar miktarı ise 50 gramı geçemeyecek ve en fazla üç kenevir bitkisi yetiştirilebilecek. Belirlenen limitlerin üstünde esrar bulundurulması durumunda ise bireyler, para cezası veya üç yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecek.

Ayrıca, kamusal alanlarda, parklar, sokaklar veya meydanlar gibi yerlerde, esrarın tüketimi sadece akşam 20:00 ile sabah 07:00 saatleri arasında mümkün olacak. Bu saatler dışında açık alanlarda esrar kullanımı yasaklanacak.

Meksika’da esrarın yetişkinler tarafından keyif için kullanımı artık serbest
İnşaat sektöründeki emisyonlar kenevirle azaltılabilir
Kenevir üretimi 19 ilde yasallaştı

Yasa, aynı zamanda Kenevir Kulüplerinin kurulmasına olanak tanıyor. Bu kulüpler, dernek statüsünde ve resmi izinle kurulabilecek, maksimum 500 üyeye kadar sahip olabilecekler. Evde kişisel tüketim için verilen kenevir yetiştirme izninin dışında, esrar yalnızca bu kulüpler aracılığıyla temin edilebilecek. Kulüpler, kenevir yetiştirme ve üyelerine esrar satma iznine sahip olacak.

Esrar satın almak isteyen her bireyin, bu kulüplere üye olması gerekecek ve üyeler ayda en fazla 50 gram esrar satın alabilecek. 18 ila 21 yaş arasındaki bireyler için bu limit ayda 30 gram olarak belirlendi. Kenevir fideleri ve tohumları da yalnızca bu kulüplerden satın alınabilecek. Ancak, kulüplerin içinde esrar kullanımı yasak olacak.

Yasanın ilk taslaklarında esrarın lisanslı dükkanlar aracılığıyla satılması planlanmış olsa da, AB’nin muhalefeti nedeniyle bu fikirden vazgeçildi. Ancak, ilerleyen dönemlerde pilot bölgelerde esrar satışını deneme amacıyla ikinci bir yasa tasarısı gündemde.

Alman hükümeti, sosyal demokratlar liderliğindeki üçlü koalisyon, yasallaştırmanın kenevir bitkisinde büyüyen karaborsayu kontrol altına alacağını savunuyor. Ancak sağlık grupları, yasallaştırmanın gençler arasında kullanımın artmasına yol açabileceği konusunda endişelerini dile getirdi.

Binlerce vatandaş, Berlin’deki Brandenburg Kapısı’nın önünde bir araya gelerek kutlama yaptı.

Sağlık Bakanı Karl Lauterbach bir doktor olarak, esrar tüketiminin özellikle gençler için “tehlikeli” olabileceğini söyledi. Hükümet, riskler konusunda farkındalığı artırmak ve destek programlarını güçlendirmek için geniş çaplı bir bilgilendirme kampanyası vaat ediyor. Ayrıca, esrarın 18 yaş altındakiler ve okullar, anaokulları ve oyun alanlarının 100 metre yakınında yasak olacağı vurgulanıyor.

Muhafazakar muhalefet lideri Friedrich Merz, iktidara gelmesi durumunda yasayı “derhal” iptal edeceğini belirtti. Ancak, liberal FDP‘den Maliye Bakanı Christian Lindner, yasallaştırmanın “insanları karaborsaya yönlendirmekten daha sorumlu” bir adım olduğunu söyledi. Lindner, yeni yasanın “kaosa yol açmayacağını” vurguladı.

‘Donald Trump’ın seçilmesi iklim hedeflerini tehlikeye atabilir’

Eski Birleşmiş Milletler (BM) İklim Şefi Patricia Espinosa, Donald Trump’ın yeniden başkan olması halinde ABD‘nin yeşil politikalarındaki olası gerilemenin küresel etkilere sahip olacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

Guardian’dan Fiona Harvey‘in aktardığına göre, 2016’dan 2022’ye kadar BM’nin en üst düzey iklim yetkilisi olarak görev yapmış olan Patricia Espinosa, dünya genelinde endüstri öncesi seviyelerin 1,5°C üzerindeki küresel ısınmayı sınırlama şanslarının zaten az olduğuna dikkat çekiyor.

Ancak, Trump’ın iklim eylemlerine karşı duyduğu antipati, dünyanın ikinci en büyük sera gazı emisyonu yapan ülkesi ve en büyük petrol ve gaz ihracatçısı olan ABD’nin durumunu daha da karmaşık hale getirebilir.

Espinosa, “Trump’ın potansiyel seçilmesinden endişe duyuyorum çünkü ABD’de iklim politikalarında bir gerileme görürsek, bu çok güçlü sonuçlar doğurabilir” diyor. Trump’ın politika planları henüz net olmamakla birlikte, onun çevresiyle yapılan görüşmeler, Joe Biden‘ın çığır açan iklim yasasının iptal edilmesi, Paris Anlaşması‘ndan çekilme ve daha fazla petrol ve gaz sondajı için baskı yapılması gibi endişe verici senaryoları gündeme getiriyor.

Henüz 1,5°C hedefine uygun bir hizaya gelmediğimizi ifade eden Espinosa, “Eğer bu çabalar gerilerse, 1,5°C sınırı içinde kalma olasılığımız çok sınırlı hale gelir. Bu, kesinlikle çok daha büyük bir risk anlamına gelir” şeklinde konuştu.

Trump’ın ardından: Biden yönetimi Ulusal Çevre Politikası Yasası’nı onarıyor
İklim değişikliği ABD’de 2024 seçimlerinde belirleyici bir faktör olabilir mi?
ABD öncülüğünde fosil yakıt tüketimindeki artış dünyayı tehdit ediyor

‘Trump’a rağmen iklim eylemleri devam etmeli’

Espinosa, diğer ülkelerin ABD’nin Trump yönetimi altında belirlenen hedeflerden geri adım atması durumunda bile iklim eylemlerine devam etmesi gerektiğini vurguladı. Ancak, ABD’nin bu süreçten çekilmesinin önemli bir darbe olacağını ifade etti.

Yine de durum tamamen umutsuz değil. Espinosa, Trump’ın başkan seçildiği 2016 yılında da, Paris Anlaşması’nın ana bileşeni olan BM iklim değişikliği çerçeve sözleşmesinin genel sekreteri olduğunu hatırlatarak, “Eğer diğer ülkeler güçlü bir iklim eylemi için birleşik bir cephe oluşturursa, bu ABD’nin yokluğunu gidermeye yardımcı olabilir” dedi.

Dünya çapında liderlerin ve toplumların iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki iradesi, zaman zaman politik engellerle karşılaşsa da, bu mücadelenin merkezinde yer alıyor.

Espinosa, iklim finansmanı ve sürdürülebilir gelişimi, fosil yakıtlardan uzaklaşarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi önemsememiz gerektiğinin altını çiziyor. Bu geçiş, sadece enerji sektörünü değil, aynı zamanda tarım ve ormansızlaşma gibi diğer önemli alanları da kapsamalı.

İklim krizi: Milyonlarca ABD’li yüksek sel riski nedeniyle mahallelerini terk ediyor

Önümüzdeki yıllarda birçok ülkede gerçekleşecek seçimler, iklim politikaları açısından belirleyici olacak. Espinosa’nın uyarıları, iklim eylemi konusunda güçlü bir muhalefetin varlığına işaret ediyor. Ancak, bu durum, özellikle özel sektörün rolü üzerinde durularak, iklim eyleminin artırılması için bir fırsat olarak da görülebilir. Düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş, sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yeni iş alanları ve ekonomik büyüme fırsatları da sunuyor.

Bu bağlamda, Espinosa’nın vurguladığı gibi, diğer ülkelerin, özellikle de büyük emisyon üretenlerin, iklim değişikliğiyle mücadelede liderlik sergilemesi gerekiyor. Bu, Paris Anlaşması ve diğer uluslararası taahhütler çerçevesinde, küresel ısınmanın 1,5°C ile sınırlı kalması için gerekli adımların atılmasını sağlayacak.

Sonuç olarak, Espinosa’nın mesajı, iklim değişikliğiyle mücadelenin sadece politik bir mesele olmadığını, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve çevresel bir zorunluluk olduğunu hatırlatıyor.

Doğa mücadelesine adanmış bir ömür: Ferhat Hançer, hayatını kaybetti

Sinop, Gerze‘de Anadolu Grubu tarafından yapılmak istenen termik santrale karşı mücadele veren Ferhat Hançer 19 Mart’ta hayatını kaybetti. Hançer, Direniş Günlüğü Gerze’de Bir Doğa Mücadelesi kitabının yazarı ve mücadelenin öne çıkan isimlerindendi.

Gerze’nin Sesi‘nin aktardığına göre; 69 yaşındaki Hançer’in 19 Mart’ta kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiği tespit edildi.

Santrale karşı mücadele eden Gerze halkı adına 17 Nisan 2013’te Yaykıl Köyü’nden o zaman 57 yaşında olan Ferhat Hançer, Mustafa Kıray ile 12 gün Ankara’ya yürümüştü. Polisin sert müdahalesine maruz kalmıştı.

Direniş Günlüğü

Gerze 2009-2015 yılları arasında büyük bir direnişe sahne oldu. Yeşil Gerze Çevre Platformu bu direnişi örgütleyen çevre örgütlerinden biri olarak öne çıkıyordu. Gerze halkı birçok kez yapılmak istenen termik santral sebebiyle kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya gelmişti.

5 Eylül 2011’de Gerze Meydan Muhaberesi olarak da anılan ve 24 saat bir direniş yaşandı. Halka, kolluk kuvvetleri çok sert müdahale etti.

Bu direnişin ardından 37 kişi “iş ve çalışma hürriyetini ihlal, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, arazide kasten yangın çıkarma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne silahlı olarak katılmak, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemek ve yönetmek”  suçlamalarıyla yargılandı.

Tüm direniş süresince mücadele gösteren Ferhat Hançer, bu direnişi kitaplaştırdı. O kitabın açıklamasında dile getirilenler Hançer’in mücadelesini çok iyi özetliyor:

“Gerze Termik Santrali direnişi 2010 yılında, Yaykıl köyünde Anadolu Grubu’nun kurmak istediği termik santrale karşı başlar. Doğayı savunan en güçlü direniş hareketine dönüşür.

Karadeniz’in derelerinden Kazdağları’na, Trakya’nın verimli topraklarından Ege’nin, Akdeniz’in sahillerine uzanan yağma, ülkemizin neredeyse sıradan ‘yatırım’ları hâline getirilmekte!..’ diyen, mücadelenin öznelerinden biri olan Ferhat Hançer, 2020’da direnişin hikâyesini tüm yönleriyle yazmaya karar verir.

Salt bir anlatı veya anı kitabı değil, mücadele eden tüm insanların sesini duyduğumuz, direnişin bütün yönleriyle canlandırıldığı dramatik anlatımı dener. Ortaya hem Ferhat Hançer’e hem de tüm direnişçilere ait bir destan çıkar.

Direniş Günlüğü ‘Bir Doğa Mücadelesi’ni anlatıyor. Sadece Gerze’de değil, doğayı üzenlere karşı duranlara çok şey öğretecek müthiş bir deneyim aktarımı sağlıyor. Bize şöyle diyor doğa savaşçıları: aslında yaptığımız bir şey vardı, o da, her ne olursa olsun, vazgeçmemekti…”

 

Sinop Nükleer Santrali’nin imar planına ilk dava açılıyor

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Sinop‘ta yapılmak istenen nükleer santral için önceki hafta askıya çıkarılan Nazım İmar Planı‘nın iptali için dava açılacağını duyurdu. 

Açıklamada, Türkiye’nin gerek elektrik üretimi gerekse arz güvenliği açısından bir nükleer santrale ihtiyacı olmadığının altı bir kez daha çizilerek, nükleer santral için gösterilen gerekçelerin “gerçeklerle bağdaşmadığı” hatırlatıldı. 

Sinop NGS’nin yapılacağı alanla ilgili “Sinop İli, Merkez İlçesi, Abalı Köyü, Sinop Nükleer Enerji Santrali Alanı’nın kara tarafına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı”, 13 Mart 2024’te Cumhurbaşkanlığı tarafından re’sen onaylanmış; 23 Mart 2024 tarihinde de Sinop Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü tarafından askıya çıkarılmıştı.

Planlanan Sinop NGS alanı için imar planları yayımlandı

Böylece Sinop İnceburun alanının yalnızca nükleer santral sahası olarak kullanılabileceğine dair yasal prosedürü tamamlandı. 

Yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş ve rüzgâr potansiyelinin yüzde 90’ına yakınından faydalanıldığı ifade edilen EMO açıklamasında şunlar denildi:

“Bütün bu gerçekler ortadayken Nazım İmar Planı Amaç ve Hedef bölümünde daha önce Danıştay tarafından geri gönderilen ÇED raporunda yer alan ifadeler kullanılmaktadır. Nazım İmar Raporu açıklama raporunda Sinop İnceburun alanının nükleer santral alanı olarak imar planı yapılmasının gerekçesi olarak belirtilen tüm hususlar bugünkü Türkiye gerçekleri ile bağdaşmamaktadır. Bu gerekçelerin incelenmesi bu hususu daha açık olarak gösterecektir.”

‘Nükleerden üretilecek elektrik ucuz olmayacak’

Santrale ilişkin hazırlanan raporlarda Türkiye’de elektrik tüketiminin hızla arttığı ve bu nedenle elektrik üretimine ihtiyaç olduğunun söylendiğine ve elektrik tüketimi artışına örnek olarak pandemiden çıkış yılı olan 2021 yılı verildiğine dikkat çeken Oda şunları dikkat çekti:

“Bu örnek yanıltıcıdır ve Türkiye’de elektrik tüketiminin çok hızlı arttığı iddiası da doğru değildir. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. 2022 yılı Elektrik İstatistikleri Raporu 57. sayfasında yer alan Türkiye Elektrik Üretimi ve Tüketiminin yıllara göre gelişimi cetveli incelendiğinde şu hususlar açıkça görülecektir; Sinop NGS yapılmasına gerekçe olarak bahsedilen elektrik tüketiminde hızlı ve yüzde 8 civarındaki artış, gerçeklerle bağdaşmayan; yanıltmaya ve gerekçe yaratmaya yönelik bir savdır. Nükleer santrallarda üretilecek elektriğin ucuz olacağı savı açık bir aldatmacadır ve Sinop NGS’nin yapılması için bir gerekçe olamaz.”

“Nükleer santrallerin alternatifleri vardır ve bunlar da çok net olarak güneş ve rüzgar santrallarıdır” denilen açıklamada, Avrupa’da birçok ülke elektrik üretimlerinin yüzde 100’ünü yenilenebilir enerjiden karşılama planları yaptığı hatırlatıldı.

Gözetmenin camdan attığı Kedi Faruk iyileşiyor

İstanbul Beşiktaş‘taki Terakki Vakfı Okulları‘nda yaşayan ve öğrenciler tarafından tanınan kedi Faruk, sınav sırasında gözetmen öğretmen Ferhat A. tarafından 5. kattan atılarak ciddi şekilde yaralanmasının ardından, iyileşmeye başladı.

Olayın duyulmasının ardından fail olarak gözaltına alınan ve Mimar Sinan Üniversitesi Felsefe Bölümü öğrencisi olduğu belirtilen Ferhat A., adliyeye sevk edilmişti. Sosyal medya üzerinden yayılan bir öğrenci paylaşımı ile büyük tepki toplayan olay ve #farukiçinadalet etiketi altında başlatılan kampanya, geniş destek buldu. Faruk, yaralanmasının ardından özel bir klinikte tedavi altına alındı ve hayati tehlikeyi atlattığı bildirildi. Olaya ilişkin olarak okul yönetimi ve sınavı düzenleyen kurum, ilgili kişiyle tüm bağların kesildiğini ve hukuki sürecin takip edileceğini açıkladı.

Veteriner hekim Batuhan Nathur’un verdiği bilgilere göre Faruk, şu anda iyi durumda. İlk günlerde serum ve şırıngayla beslenen Faruk’un şimdi kendi başına kuru mama yiyebildiği ve yürüyebildiği belirtildi. Nathur, Faruk’un kan değerlerinin düzelmekte olduğunu ve kemiklerinin tam kaynaması için 2 hafta daha kafeste kalması gerektiğini ifade etti.

Kedi Faruk
İstanbul’da kedi Faruk’u pencereden atan Ferhat A. gözaltına alındı

Kentsel soğutma için çatıları ‘soğuk boyayla’ boyamak 1.5C daha serin hissettiriyor

Yeni bir çalışma, soğuk çatıların şehirlerin kentsel ısı adası etkisiyle mücadele etmesine yardımcı olabileceğini gösteriyor. Buna göre, beyaza boyanan ya da güneş ışığını yansıtan malzemeyle kaplanan binaların üst yüzeyleri, kentlerin 1,5 dereceye kadar daha serin hissetmesine yardımcı oluyor. 

‘Kentsel ısı adası’ etkisine karşı boya kullanmak yeni bir yöntem olmasa da söz konusu “gerçek dünya deneyi” bunun ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor.

Euronews‘in aktardığına göre, Nanyang Teknoloji Üniversitesi’ndeki (NTU) araştırmacılar, Singapur‘daki bir sanayi bölgesinin çatılarını, duvarlarını ve yol kaplamalarını güneşin ısısını yansıtan katkı maddeleri içeren boyayla kapladılar.

Sürdürülebilir Şehirler ve Toplum dergisinde yayımlanan çalışmanın sonuçları, boyanın ısınan bir dünyada kentsel alanları  daha konforlu ve yaşanabilir hale getirmede önemli bir araç olabileceğini ortaya çıkardı.

‘Soğuk boya’ şehirlerdeki sıcaklığın azaltılmasına nasıl yardımcı oluyor?

Şimdiye kadar, soğuk boya kaplamalarına ilişkin çalışmaların çoğu ya simülasyona dayalıydı ya da küçültülmüş modellerde test edilmişti. NTU araştırmacıları bunun gerçek dünyadaki etkisini incelemedi.

Şehrin bir bölgesini soğuk boyayla kaplayarak kaplayarak, sıcaklıkları ve konfor seviyelerini bitişikteki boyasız alanla karşılaştırdılar ve iki ay boyunca hava hareketini, yüzey ve hava sıcaklığını, nemi ve radyasyonu ölçtüler. Sonuçta kaplanmış alanın, yerleşik yüzeylerden salınan ısıda yüzde 30’a kadar bir azalma gördüğünü buldular.

Güneşin ısısını yansıtan katkı maddeleri içeren boya, yüzey ısı emilimini ve emisyonunu başarıyla azaltmayı başardı. Bu, günün en sıcak saatinde havanın 2 derece daha soğumasına neden oldu.

Soğuk boya kaplamalı çatılar, geleneksel çatılarla karşılaştırıldığında güneşli bir günün en sıcak saatlerinde yüzde 50 daha fazla güneş ışığını yansıtıyor ve yüzde 40’a kadar daha az ısı emiyor.

Termal konfor seviyeleri, sıcaklığı, bağıl nemi, termal radyasyonu ve rüzgar hızını hesaba katan, insanın dış mekan sıcaklık hissini ölçen bir gösterge olan Evrensel Termal İklim İndeksi kullanılarak ölçüldü.Çalışmada, uygulanan yöntemin bölgeyi yayalar için de daha konforlu hale getirdiğini gösterdi.

Araştırmanın baş yazarı Dr EVS Kiran Kumar Donthu, “Çalışmamız , soğuk boya kaplamalarının ısı birikimini azalttığına ve kentsel ortamın soğumasına katkıda bulunduğuna dair kanıtlar sağlıyor” dedi.

‘Minimal düzeyde müdahaleci bir çözüm’

Bulgular, sıcak dalgalarının yıkıcı etkileriyle mücadele etmenin hızlı ve ucuz bir yolunu arayan şehirler için çok değerli olabilir .

Donthu, bunun, genellikle büyük kentsel yeniden geliştirme gerektiren diğer seçeneklerle karşılaştırıldığında, anında etkisi olan, kentsel soğutma için minimal düzeyde müdahaleci bir çözüm olduğunu belirtiyor.

Kentsel yapılarda emilen ısı miktarını azaltarak , aynı zamanda binaları daha serin hale getirebileceğini ve iç mekan iklimlendirme ihtiyacını da azaltabileceğini ekliyor.

Yöntemin sadece Singapur gibi yıl boyunca sıcak olan şehirlerde değil, diğer kentsel alanlarda da faydalı olduğuna dikkat çekiliyor.

Baş araştırmacı Doç. Wan Man Pun, “Küresel ısınmayla birlikte insanlar serin kalmanın yollarını giderek daha fazla arayacak. Çalışmamız, soğuk boya kaplamalarının gelecekte kentsel ısı adalarının etkisini azaltmak için uygun stratejilerden biri olabileceğini doğruluyor” diye konuşuyor.

Ekip bundan sonra soğuk boya kaplamasının aynı deney yerinde zaman içindeki dayanıklılığına odaklanacak.

‘Taşımalı seçmen’in etkisi ne oldu?

31 Mart yerel seçimleri için, çeşitli bölgelerde görevdeki asker ve polislerin Kürt illerine taşınarak, buralarda oy verip seçim sonuçlarını etkileme girişimi bir ölçüde sonuç verdi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 31 Mart seçim günü Kürt illerinde 31 merkezde 46 bin 901 taşımalı seçmen tespit ettiklerini duyurmuş; taşımalı asker ve polisler dün Şırnak, Hakkari, Siirt, Kars, Ağrı ve Iğdır‘da toplu bir şekilde sandığa giderken görüntülenmişti.

Taşımalı seçmen
Türkiye seçimini yaptı: 31 Mart yerel seçimlerine ‘taşımalı seçmen’ damgasını vurdu

Tepkilere neden olan bu durum birçok kentte DEM Parti’nin hakimiyetini değiştirmese de bazı merkezlerde seçim AKP-MHP’nin lehine sonuçlandı.

12 il ve ilçe ile çok sayıda beldede sonuçlar değişti

Bazı il ve ilçelerde ortaya çıkan tablo şöyle:

BATMAN/GERCÜŞ

AKP: Bin 360
DEM Parti: 1306
Fark: 54
Taşınan seçmen: 274

DİYARBAKIR/EĞİL

AKP: 4 bin 589
DEM Parti: 4 bin 372
Fark: 217
Taşınan seçmen: 1129

DİYARBAKIR/HAZRO

AKP: 4 bin 83
DEM Parti: 3 bin 712
Fark: 371
Taşınan seçmen: 797

HAKKARİ/ÇUKURCA

AKP: Bin 506
DEM Parti: 1404
MHP: 883
Zafer Partisi: 405
CHP: 379
Fark: 102
Taşınan seçmen: 3 bin 235

HAKKARİ/GEVER/ESENDERE BELDESİ

AKP: Bin 22
DEM Parti: 531
Fark: 491
Taşınan seçmen: 953

HAKKARİ/ŞEMDİNLİ

AKP: 4 bin 64
DEM Parti: 3 bin 739
Fark: 325
Taşınan seçmen: 1886

KARS

MHP:16 bin 384
DEM Parti: 13 bin 120
Fark: 3 bin 264
Taşınan seçmen: 3 bin 842

MARDİN/SAVUR

AKP: 6 bin 15
DEM Parti: 5 bin 248
Fark: 767
Taşınan seçmen: 978

SİİRT/ERUH

AKP: 2 bin 857
DEM Parti: 2 bin 125
Fark: 732
Taşınan seçmen: 1071

ŞIRNAK

AKP: 18 bin 33
DEM Parti: 15 bin 553
Fark: 2 bin 480
Taşınan seçmen: 6 bin 541

ŞIRNAK/BEYTÜŞŞEBAP

AKP: 2 bin 169
DEM Parti: Bin 215
Fark: 954
Taşınan seçmen: 828

ŞIRNAK/ULUDERE

AKP: 2 bin 681
DEM Parti: 2 bin 575
Fark: 106
Taşınan seçmen: 1409

81 şehrin 11’inde kadın adaylar kazandı

Türkiye‘nin 81 şehrinden 11’inde kadın adaylar, yerel seçimi kazandı.

2019 seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre, yerel seçimler için başvuru yapan 8 bini aşkın belediye başkanı adayının yüzde 8,1’i kadınken, 2024 seçimlerinde bu oran Kadın Adayları Destekleme Derneği‘nin verilerine göre, başvuru yapan 15 bini aşkın adayın yüzde 11’i olarak artmıştı.

Büyükşehir belediye başkanları olarak seçilen kadın adaylar arasında Aydın‘dan Özlem Çerçioğlu (CHP), Diyarbakır‘dan Ayşe Serra Bucak Küçük (DEM Parti), Eskişehir‘den Ayşe Ünlüce (CHP), Gaziantep‘ten Fatma Şahin (AK Parti) ve Tekirdağ‘dan Candan Yüceer (CHP) bulunuyor.

İstanbul‘da, 39 ilçeden yalnızca Bakırköy‘de Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu (CHP), Üsküdar‘da Sinem Dedetaş (CHP) ve Maltepe‘de Esin Köymen (CHP) kadın belediye başkanı olarak seçildi.

Ankara‘nın 25 ilçesinden Akyurt‘ta Hilal Ayık (AK Parti) başkanlık yarışını kazandı.

İzmir‘de ise Çeşme‘den Lal Denizli (CHP), Foça‘dan Saniye Fıçı (CHP), Karabağlar‘dan Emine Helil İnay Kınay (CHP), Karaburun‘dan İlkay Girgin Erdoğan (CHP), Karşıyaka‘dan Behice Yıldız Ünsal (CHP), Kınık‘tan Sema Bodur (CHP), Konak‘tan Nilüfer Çınarlı Mutlu (CHP) ve Selçuk‘tan Filiz Ceritoğlu (CHP) olmak üzere 8 ilçede kadın belediye başkanları seçildi.

Adana ve Bursa gibi büyükşehirlerde ise hiçbir ilçede kadın belediye başkanı seçilemedi.

DEM Parti‘den aday olan dört kadın başkan da kazandı: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi için Ayşe Serra Bucak Küçük, Siirt için Sofya Alağaş, Batman için Gülüstan Sönük ve Ağrı için Hazal Aras. Bu dört kadın lider, eş başkanlık sistemi ile DEM Parti’nin 10 ilde kazandığı başkanlık koltuklarında görev alacak.

Belediye başkanı olarak seçilen kadınların yanı sıra, kadın muhtarların sayısında da artış gözlemlendi.

 

Validebağ Savunması: Siz giderken ağaçlar size selam duracak demiştik!

31 Mart yerel seçimlerinde, İstanbul’da el değiştiren ilçe belediyelerinden biri de, muhafazakar kimliğiyle bilinen Üsküdar oldu. İstanbul’un en eski ilçelerinden olan Üsküdar’da, iki dönem belediye başkanlığını yürüten AKP‘li Hilmi Türkmen yarışı kaybetti, ilçenin yeni Belediye Başkanı CHP’in genç kadın adayı; gemi mühendisi, Haliç Tersanesi‘nin bağlı olduğu Şehir Hatları’nın Genel Müdürü Sinem Dedetaş oldu.

Üsküdar’daki Validebağ Korusu, uzun yıllardır Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul Valiliği ile birlikte AKP’li Türkmen tarafından, imar planları değiştirilip koru statüsünden çıkarılarak millet bahçesi yapılmak isteniyordu.

Ekoloji aktivistleri ve bölge halkı ise nöbetler tutarak, davalar açarak ve art arda kazanarak koruyu bugüne dek korumayı başarmıştı.

Validebağ davası görüldü: Koru kazandı
Validebağ Korusu’nda millet bahçesi yapmak isteyen Bakanlığın istinaf talebi reddedildi
Validebağ’da belediyenin ihalesine iptal kararı
Validebağ Korusu’na belediye baskını: Direnişçilere ve otlara saldırdılar
‣ Validebağ Nöbeti 100 günü geride bıraktı

Validebağ Savunması, seçimin sonuçlarının belirlenmesinin ardından sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Siz giderken Validebağ’ın ağaçları size selam duracak demiştik. Görev süresi boyunca Validebağ Korusu’nu hedef alan; ağacına, çiçeğine, böceğine düşman Hilmi Türkmen, Üsküdar Belediye Başkanlığı’nı kaybetti” dedi.

Yerel seçimlerde yine CHP’nin adayı Mesut Kösedağı‘nın kazandığı Kadıköy Belediyesi de sosyal medya hesabından Üsküdar Belediyesi‘ni etiketlendi ve  “Validebağ’da buluşuyor muyuz?” diye soruldu.

İkizköy’e aktivist muhtar, Sinop’a nükleer karşıtı başkan

Yerel seçimler, Türkiye‘nin birçok yerinde çevre ve ekoloji mücadelesine önem veren adayların seçilmesiyle sonuçlandı. Özellikle, Sinop‘ta nükleer enerjiye karşı çıkan Metin Gürbüz‘ün Belediye Başkanı olarak seçilmesi ve Seydişehir‘de Cengiz Holding‘e karşı direniş gösteren topluluğun zaferi dikkat çekerken, Akbelen direnişine sahne olan İkizköy’de de aktivist muhtar adayı Nejla Işık, seçimi kazandı.

Konya’nın Seydişehir ilçesinde, Cengiz Holding’e karşı işçi ve çiftçilerin gösterdiği direniş sonrasında ilçe, uzun yıllar sonra CHP’ye geçti. Twitter’da paylaşılan bir mesajda, ” İşçi direnişi görmüş tüm il ilçelerde değişim var istisnasız!” ifadeleriyle bu değişim vurgulandı.

Manisa‘daki Soma Maden Havzası‘nda bulunan ilçelerin tamamında CHP’nin zafer kazanması, bölgedeki maden işçilerinin hak mücadelesinin yansıması olarak görüldü. Twitter mesajıyla maden işçilerinin zaferi ve bölgesel değişimler dile getirildi.

Sinop‘ta nükleer santral projesine karşı duruşuyla bilinen Metin Gürbüz, Belediye Başkanı olarak seçildi. Twitter’da yapılan bir paylaşımla, Gürbüz’ün yıllar süren mücadelesi ve seçim başarısı kutlandı.

Seçim sonuçları, İstanbul Üsküdar‘daki Validebağ Korusu‘nun korunması için mücadele edenler için de umut verici haberler getirdi. “Siz giderken Validebağ’ın ağaçları size selam duracak demiştik” şeklindeki ifadelerle, AKP’li Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen‘in görevini kaybettiği duyuruldu. Üsküdar’da belediye başkanlığına seçilen CHP’li Sinem Dedetaş, Üsküdarlılar için umut oldu.

Muğla’nın Milas ilçesindeki İkizköy’de devam eden Akbelen direnişinin öncü kadınlarından Nejla Işık, muhtarlık seçimlerini kazandı. İkizköylüler gelişmeyi, “Yeni muhtarımız Nejla Işık ile İkizköyü artık biz yöneteceğiz!” diyerek paylaştı.

Akpınar’ın ilk kadın muhtarı Aydos için mücadele veren Özgül oldu!

Aydos’ta Aydos Ormanı millet bahçesine dönüştürülmesin diye kurulan Aydos Ormanı Savunması’ndan Gül Özgül, Akpınar mahallesinin muhtarı oldu. Millet bahçesini savunan rakibine karşı galip geldiğini dile getiren Özgül mahallenin ilk kadın muhtarı oldu.

Esin Köymen Maltepe’de başkan seçildi

CHP’nin Maltepe belediye başkan adayı Esin Köymen, kent mücadelesinin önde gelen isimlerinden biri ve adaylık yarışını kazanarak Maltepe Belediye Başkanı oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümünden mezun olan Köymen, TMMOB Mimarlar Odası‘nda çeşitli görevlerde yer aldı. Köymen galibiyeti sonrası şu mesajı paylaştı:

Maltepe’de Yaşam Var diyerek çıktığımız bu yolda desteği ile bizi onurlandıran tüm Maltepe halkına yürekten teşekkür ederim.”