Ana Sayfa Blog Sayfa 578

AKP savunmada: Asker ilk gün deprem bölgesindeydi, dayanıklı yollar sayesinde ulaşım kesilmedi

Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremde 10 il büyük yıkıma uğrarken, özellikle ilk iki-üç gün başta İçişleri Bakanlığı‘na bağlı AFAD ve Kızılay olmak üzere, deprem bölgesine hiç yardım gitmemesi, arama kurtarma çalışmalarına geç başlanması yüzünden binlerce insanın yaşamını yitirmesi büyük tepkiye neden oldu, AKP-MHP koalisyonu sert şekilde eleştirildi.

Sonrasında en yetkili ağızlardan yapılan yapılan açıklamalarda, arama kurtarma ekiplerinin de enkaz altında kalması, kış koşulları, yolların ulaşıma uygun olmaması gibi mazeretler ileri sürüldü.

Ancak bugün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, en çok eleştirilen konulardan biri olan; ordunun sahaya sürülmemesine yanıt verdi, “Sahadaydık” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise aksi yöndeki çok sayıda tanıklık, bizzat devletin ajansı AA‘nın servis ettiği çok sayıda fotoğraf ve videoya rağmen, yaptıkları altyapılar ve dayanıklı yollar sayesinde ulaşımı kesintisiz sağladıklarını öne sürdü.

Akar: Ordunun geç kaldığı söylemleri iyi niyetli değil

Hatay’da konuşan Akar, “Depremin ardından ordunun kışlalardan geç çıkarıldığına” ilişkin eleştirilere tepki göstererek, “Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları askeriyle, siviliyle, işçisiyle, teknik personeli ile ilk andan itibaren seferber olmuş, milletinin yanına koşmuştur” dedi.

AA‘nın aktardığına göre, Akar, “Gerçekleri yansıtmayan yanlı iddialar iyi niyetle izah edilemez. MSB ilk andan itibaren milletinin yanına koştu. Deprem sonrası harekat merkezleri süratle yapılması gerekenleri yaptı, 04.30’da birliklerden rapor istendi, TSK İnsani Yardım Tugay Komutanlığı’na hazır ol emri verildi” ifadelerini kullandı.

Karaismailoğlu: Bakanlığımız çok başarılı

Adıyaman‘da konuşan Bakan Karaismailoğlu ise, binlerce kilometre yolun olduğu bir alanda sadece birkaç yolun depremden etkilendiğini, onların da kısa sürede tamiri ve onarımının yapıldığını söyledi:

*Hakikaten yaptığımız altyapılar, yaptığımız yollar… Bu kadar dayanıklı yollar sayesinde ulaşımı kesintisiz sağlamış olduk. Yine hava yollarında hareketlilik devam ediyor. Vatandaşlarımızın bütün ihtiyaçlarını karşılıyoruz. ”

Bakan, depremin üzerinden geçen 15 günde, bakanlığının çok başarılı bir süreç geçirdiğini, vatandaşların bütün ulaşım ihtiyaçlarını fazlasıyla karşıladıklarını da iddia etti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da geçtiğimiz günlerde, depremlerde TOKİ binalarının yıkılmadığını söylemiş; sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “TOKİ binaları nasıl sağlam kaldı” sorusuna, “Doğru zemin, doğru teknikle” yanıtını vermişti.

 

Tele1’e üç gün karartma: Bir sonraki aşama yayına son verme

TELE1, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) verdiği ceza doğrultusunda üç gün karartılacak.

RTÜK, ekim ayında TİP Milletvekili Sera Kadıgil’in Diyanet’le ilgili eleştirisinden dolayı TELE1’e üç günlük ekran karartma cezası vermişti. Ceza, Kadıgil’in “Diyanet bu haliyle siyasal İslamcı gereçtir” sözüne dayandırılmıştı.

Önce yürütmeyi durdurma sonra iptal

TELE1 sonrasında RTÜK’ün cezanın iptalini ve yürütmesini durdurulması için yargıya başvurdu ve Ankara 2’nci İdare Mahkemesi, 26 Ekim’de oy birliğiyle yürütmenin durdurulması kararını verdi.

Ancak TELE1‘in açıklamasına göre, mahkeme şimdi de yürütmeyi durdurma kararını iptal etti. RTÜK’ün üç günlük ekran karartma cezası 23-24-25 Şubat tarihlerinde uygulanacak.

TELE1 bir yıl içerisinde iki kere ‘dil, din, ırk ayrımı gözeterek yayın yaptığı’ gerekçesiyle ceza yemiş oldu. CHP’li RTÜK üyesi İlhan Taşçı, bir sonraki aşamanın kanalın yayınına son verilmesi olacağını söyledi.

Hatay Kriz Koordinasyonu: Kenti inşaat rantına teslim etmeyin

Maraş‘ta 6 Şubat’ta meydana gelen iki büyük depremin büyük yıkıma yol açtığı Hatay‘da yeniden inşa için hazırlıklar yapıldığı yönünde yetkililer açıklama yaparken, kurulan Kriz Koordinasyon Merkezi ‘rant’ uyarısında bulundu.

Defne Evi önünde bir araya gelen siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcileri, gönüllüler ve vatandaşlar Hatay için hiç vakit kaybetmeden yapılması istenilen talepleri açıkladı. Kurumlar adına açıklama yapan KESK üyesi Mutlu Aymaz, felaketin her düzeyde sorumlularının yargı önünde hesap vermesi için tüm mücadele edeceklerini sözünü verdi.

Hatay’ın başta Antakya, Defne Samandağ ve Kırıkhan olmak üzere onarılacak değil “yeniden kurulacak” bir kent haline geldiğini vurgulayan Koordinasyon Merkezi’nin acil talepleri şöyle:

  • Öncelikle yıkılan ve ağır hasar gören, depremin yıkıcı etkisinin büyüklüğünü de dikkate alarak ihtiyaç duyan bütün Hatay halklarının “barınma sorunu” kentin özgün karakteri de dikkate alınarak ve altyapı sorunları çözülmüş biçimde giderilmelidir. Binlerce kişilik çadır kentler yerine çadır mahallelerin kurulması gerekmektedir. Uzun vadede mahallelerde konteyner kentler oluşturulmalıdır.
  • Halklarımızın “Beslenme- giyim kuşam – sağlık ve eğitim ihtiyaçları hiçbir eksiklik yaratmayacak biçimde çözülmelidir. Engelli, kronik hasta vb. dezavantajlı gruplar hiçbir biçimde mağdur edilmemelidir.

‘Düzenli nakdi destek yapılmalı, sorumlular hesap vermeli’

  • Depremde mağduriyet yaşayan bütün halklarımıza “asgari ücret ”in altında kalmamak üzere düzenli ve sürekli bir ”nakdi” destek yapılmalıdır.
  • Hatay şehrinin yeniden imarında “şehrin tarihsel ve kültürel” dokusuna saygılı olunmalı, Şehri terk etmek zorunda kalan insanların geri dönüşleri teşvik edilmeli şehir hiçbir biçimde inşaat rantına teslim edilmemelidir.
  • On binlerce canın ölümünün ne afet, ne kader ne de depremden kaynaklanmadığının bilinci ile ülke yönetme erkini elinde bulunduran ve her türlü kararı alma yetkisine sahip eski ve yeni bütün bürokratik ve siyasi sorumluların hesap vermesi sağlanmalıdır.
  • Deprem mağdurlarının diğer kentlere nakli, tarikat-mafya ilişkilerine dayanan kurumların gözetiminden çıkarılmalı, gidilen kentlerdeki barınma sorunu da öğrenci yurtlarının boşaltılması ile değil, mülkiyet sahiplerinin rant için elinde tuttuğu otel, pansiyon, konutlar ile ve kamuya ait ancak iktidar tarafından yandaş zümrelere tahsis edilmiş binaların kullanıma açılmasıyla çözülmelidir.

  • Depremzedelere yönelik konut inşaatlarının yer seçim kararının aceleye getirilmemesini, iktidara yakın firmaların servetine servet katılırken, yer seçiminde orman, mera, tarım alanı vb. alanların umarsızca talan edilmemesini talep ediyoruz.
  • Tüm bunlar, bizlerin “talepleri olmanın” yanı sıra aynı zamanda sadece takipçisi değil kararlı birer savunucusu olacağımızın , söz konusu konularda mücadele yürüteceğimizin deklarasyonudur. Halklara çağrımız mücadeleyi yükseltme ve bu topraklara, yaşamımıza sahip çıkmamız gerektiğidir.”

Brezilya’daki sel ve heyelanlarda 36 kişi yaşamını yitirdi

Bölge için yapılan hava durumu tahminleri, São Paulo’nun kıyı bölgesinde şiddetli yağmurların devam edeceğini gösteriyor. Bunun da sivil savunma ve itfaiye kurtarma ekiplerinin işini zorlaştıracağı ve ölü sayısının artıracağı düşünülüyor.   

Karnavallar iptal

Sel felaketinin ardından başta São Sebastião olmak üzere , Ubatuba, Ilhabela ve Bertioga şehirlerindeki karnaval şenlikleri iptal edildi. São Paulo eyaletinin kuzey kıyısı, büyük şehirlerdeki büyük sokak partilerinden uzak durmayı tercih eden varlıklı turistlerin sık seyahat ettiği bir karnaval bölgesi. 

Bölgeye iki uçak ve kurtarma ekipleri gönderen ordudan da destek istenen sel ve toprak kayması nedeniyle Rio de Janeiro‘yu liman kenti Santos’a bağlayan yol da kapandı. 

Deprem sonrası tutuklanan müteahhitlerin sayısı 133’e çıktı

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerle 10 ilde meydana gelen büyük yıkımın ardından, Adalet Bakanlığı tarafından 11 Şubat’ta verilen bir kararla Deprem Suçları Soruşturma Büroları kuruldu.

Deprem bölgesinde çok sayıda savcı görevlendirilirken; yıkılan, hasar gören yapıların müteahhitleriyle ilgili soruşturmalar da devam ediyor.

Savcılıklar bugüne kadar kadar yıkılan binalarda sorumluluğu saptanan 430 kişi hakkında adli işlem yapıldığını açıkladı. 19 Şubat itibarıyla yakalanan şüphelilerden 133’ü tutuklandı, 127’si hakkında adli kontrol tedbirleri uygulanması kararlaştırıldı.

Savcılıkların talimatıyla halen 17 kişi gözaltında bulunurken, şüphelilerden 11’inin hayatta olmadığı, beşinin yurt dışında olduğu tespit edildi. 54 şüpheli de ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Ayrıca 28 zanlı hakkında yakalama kararı, 57 kişi hakkında da gözaltı talimatı verildi. İki kişinin ise şüphelilik vasfı halen değerlendiriliyor. Ajanslara yansıdığı kadarıyla henüz hiçbir yetkili hakkında işlem yapılmadı.

Adana

71 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Müteahhit firmanın sahibi Hasan Alpargün, KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da gözaltına alındı. Mete, Sami Bey, Ekim, Alpargün, Belük, Sinem, Tutar Yapı, Zeray, İhsan Bayram, Özgür ve Kubilay apartmanlarından sorumlu inşaat mühendisi, müteahhit, statikten sorumlu fenni mesul ve kooperatif yöneticileri dahil 15 şüpheliden E.N.S., A.Ş., H.Z.Y., H.A. ve Ö.F.G. tutuklandı. Atilla T., Tamer E., Cem A., Abdullah Y., Ferit I., Celal G. ve Muzaffer M. tutuklandı, altısı adli kontrol şartıyla olmak üzere 13 şüpheli serbest bırakıldı. Tutuklu sayısı 13’e yükseldi. Nizip’te yıkılan bir binadan ötürü iki kişi gözaltına alındı.

Adıyaman

Müteahhit Yavuz Karakuş ve eşi Sevilay Karakuş Gürcistan’a gitmek üzereyken İstanbul Havalimanı’nda yakalanarak tutuklandı. Besni ilçesinde yıkılan altı binanın müteahhidi Mersin’de yakalandı. Besni’de 123 kişinin yaşamını yitirdiği binaların müteahhidi Şükrü İşitmen, Mersin’de gözaltına alınarak tutuklandı. Otelde KKTC’li voleybolcuların da aralarında bulunduğu onlarca insan yaşamını yitirdiği İsias Otel’in sahip ve yöneticileri Ahmet Bozkurt, Efe Bozkurt, Amine Bozkurt ve Şule Özbek gözaltına alındı; Ahmet, Mehmet Fatih ve Efe Bozkurt tutuklandı, Ulviye Bozkurt ve Şule Özbek adli kontrol şartıyla salıverildi. Zümrüt Apartmanı’nın inşaat sorumlularından Nusret Özavcı tutuklandı. Özkan Apartmanı’nın müteahhidi Mehmet Özkan tutuklandı. Bina iki yıl önce izinsiz şekilde tadilattan geçirilmiş. Yıkılan binalarla ilgili “yapım kusurları ve kolon kesme” iddialarına ilişkin gözaltına alınan dört şüpheliden ikisi tutuklandı. Şevket Çerçiler Apartmanı’nın müteahhitlerinden Ersin Tekin tutuklandı, Burak Bozkurt hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Gölbaşı’nda depremde yıkılan Huzur Apartmanı’nın müteahhidi Yıldıray Varki, yurt dışına kaçmak için geldiği İstanbul Havalimanı’nda yakalandı.

Diyarbakır

33 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. 15 kişi tutuklandı. Diyar Galeria İş Merkezi’nin mülk sahibi Hasibe Yıldırım ve proje sorumlusu inşaat mühendisi Mustafa Cevat Arsız İstanbul’da yakalandı; Yıldırım ve Arsız adli kontrol hükümleri uygulanarak, proje sorumlusu mimar Şeref Kesgün ifadesi alınarak salıverildi.

Hatay

Rönesans Rezidans’ın müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun Karadağ’a kaçarken İstanbul Havalimanı’nda tutuklandı. Kule Apartmanı’nın müteahhidi Ömer Cihan, Antalya’da gözaltına alınarak tutuklandı. Erdoğan Apartmanı’nın müteahhidi Mustafa Erdoğan Keçecioğlu, Ankara’da gözaltına alınarak tutuklandı.

Gaziantep

Gazi Mahallesi Zübeyde Hanım Bulvarı Bahar Apartmanı’nın müteahhidi İbrahim Mustafa Uncuoğlu, İstanbul’da gözaltına alınarak tutuklandı. Şehitkamil ilçesinde 14 kişinin yaşamını yitirdiği Pamukoğlu sitesinin inşaat mühendisi A.G. gözaltına alındı. Ayşe-Mehmet Polat sitesinin müteahhidi ve fenni mümessili Mehmet Ertan Akay, İstanbul’da gözaltına alındı. Emre Apartmanı’nın şantiye şefi ve fenni mümessili Nazmi Tosun İstanbul’da gözaltına alındı, apartmanın müteahhitleri Ali Emre ile Ahmet Yıldız tutuklandı. Kolon kestiği suçlamasıyla gözaltına alınan iki kişi tutuklandı. İslahiye ilçesinde yıkılan binalarda sorumlululğu teshpit edilenlerden yedisi tutuklandı.

Kahramanmaraş

22 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bir müteahhit, Marmaris açıklarında tekneyle yurt dışına çıkmaya çalışırken yakalandı. Sekiz kişi gözaltına alındı. M.S., Ö.S. ve Ş.A. tutuklandı. Türkoğlu ilçesinde altı şüpheli daha gözaltına alındı, üçü tutuklandı. Ebrar Sitesi’nin müteahhitlerinden A.D. ve yıkılan bir başka binanın müteahhidi R.K. tutuklandı. Diğer şüpheliler ise serbest bırakıldı. Sabır Apartmanı’nın müteahhidi Ebubekir Özbey tutuklandı. Afşin ilçesindeki soruşturmada 12 kişi gözaltına alındı, yedisi tutuklandı, beşi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Malatya

46 şüpheli hakkında soruşturma başlatıldı. Gözaltına alınan 40 kişiden 13’ü tutuklandı. Malatya Onur İnşaat ortağı Serpil Başar Yoloğlu ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Osmaniye

Toplam 16 kişi gözaltına alındı. Beşi tutuklandı.

Şanlıurfa

33 kişinin hayatını kaybettiği Osman Ağan Apartmanı’nın müteahhitleri dahil 11 kişi gözaltına alındı. 14 kişinin hayatını kaybettiği Özabacılar Apartmanı’nın proje sorumlusu Osman Ekren İstanbul’da gözaltına alındı. İkisi müteahhit dört kişi tutuklandı. Beşinin gözaltı süresi uzatıldı, bir kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Haliliye ilçesinin Yenişehir Mahallesi’nde çöken Şelli Apartmanı’nda yapım kusurları ve kolon kesme nedeniyle bir müteahhit ve üç işyeri sahibi tutuklandı. Birecik ilçesinde 17 kişinin yaşamını yitirdiği Kaya Apartmanı’nın müteahhidi ve proje sorumlusu tutuklandı. Toplam tutuklu sayısı 11’e çıktı.

İki denetçiye tutuklama

Depremlerden sonra açılan dava ve soruşturmalarda bir ilke imza atıldı. Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili soruşturmalara yapı denetçileri ve kamu görevlileri de dahil edildi. 2017’de yürürlüğe giren kanun kapsamında projelere imza atan denetçiler ve kamu görevlileri hakkında yapılan bir işlem kamuoyuna yansımadı.

T24‘ten Gökçer Tahincioğlu‘nun aktardığına göre, depremin etkilediği kentlerde kurulan soruşturma bürolarının denetçi ve kamu görevlilerini de soruşturmalara dahil ettikleri öğrenildi. Bu kapsamda Kahramanmaraş’ta tutuklanan AKP Kahramanmaraş Dulkadiroğlu İlçe Başkanı Şahin Avşaroğlu tarafından yapılan 28 kişinin yaşamını yitirdiği Bad-ı Saba Konutları’nın dosyasında imzası bulunan iki denetçi için tutuklama kararı verildi. Projelere onay veren kamu görevlilerinin sorumluluğu konusunda da uzmanlar tarafından hazırlanacak raporun beklendiği öğrenildi.

Savcılıkların, kamuoyundan yansıyan iddialar doğrultusunda bilirkişi raporları da hazırlattıkları öğrenildi. Buna göre hazırlanacak raporlarda, yıkılan binalarla ilgili ihmali olduğu saptanan kamu görevlileri için de soruşturma izni istenecek.

Denetim firmalarının sorumlu elemanları, ifadelerinde, imza atmak istemediğini ancak buna zorlandığını söylerse, firma sahipleri ve diğer ilgililer hakkında da dava açılacak.

Ordu’daki Melet Balıkçı Barınağı’na yürütmeyi durdurma kararı: Telafisi zor zararlar verebilir

Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmak istenen Melet Irmağı Balıkçı Barınağı için başlatılan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) için Ordu İdare Mahkemesi ikinci kez yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Daha önce Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından “ÇED Gerekli Değildir” kararıyla yapılmak istenen Melet Balıkçı Barınağı için Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) tarafından açılan kararın iptali davası, Danıştay tarafından itiraz yolu kapalı olarak ORÇEV’in lehine sonuçlandırılmıştı.

Barınak çalışmalarını sürdürürken Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin ikinci kez ÇED süreci başlatması üzerine dernek, Ordu İdare Mahkemesi’ne yeniden dava açtı.

Ordu İdare Mahkemesi, çalışmanın “telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği” gerekçesiyle durdurulması için yürütmeyi durdurma kararı verdi.

‣ Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin Melet Irmağı’ndaki projesine durdurma kararı
‣ Ordu Büyükşehir Belediyesi projesine bir yürütmeyi durdurma kararı daha
‣ ORÇEV: Ordu Büyükşehir Belediyesi anayasa suçu işliyor

‘Ordu’yu koruyoruz’

ORÇEV Yönetim Kurulu’nun mahkeme kararına ilişkin yaptığı açıklamada, Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği zararların önlenmeye çalışıldığı vurgulandı.

ORÇEV yöneticileri “Ordu Çevre Derneği olarak ilimizin doğal yapısını korumak, resmi kurumların ya da özel kuruluşların yaptıkları çalışmalarla yaşanabilir şehir olmayı engelleyen girişimleri önlemek, ekolojik yapıyı korumak için çabamız sürüyor” dedi: 

“Bu kapsamda Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin özellikle deniz dolgusu kapsamındaki tüm çalışmalarının ekolojik dengeyi yok etmesi nedeniyle yargı süreçleri Ordu halkının lehine sonuçlandı.”

‣ Ordu’da belediyenin balıkçı barınağı projesine mahkemeden iptal kararı
‣ Ordu’da mahkeme kararına rağmen sürdürülen belediye inşaatına mahkeme kararları asıldı

‘OBB zarar veriyor, mahkeme durduruyor’

ORÇEV mahkeme kararı için de, “Şimdi de Melet Balıkçı Barınağı projesi için ikinci kez açılan davamız sonuçlanıyor. Ara karar lehimize sonuçlandı ve Ordu İdare Mahkemesi telafisi zor zararlar vereceği gerekçesiyle çalışmanın durdurulması yönünde karar verdi. Yani Yürütmeyi Durdurma kararı verdi. Yakın zamanda mahkemenin lehimize sonuçlanacağını umuyoruz” değerlendirmesini yaptı. 

‣ Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne bir suç duyurusu daha
‣ Ordu’daki deniz dolgusu projesine mahkemeden ret

Kararın gerekçesi olarak “…Öte yandan, hukuka açıkça aykırı olduğu tespit edilen dava konusu işlemin yürütülmeye devam edilmesi halinde proje faaliyetlerinin (inşa vb.) devam ettirileceği ve bunun da çevresel ve ekonomik zararlara neden olacağından, uygulaması halinde telafisi güç zararlar doğurabileceği de açıktır. Açıklanan nedenlerle, hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğurabileceğinden 2577 sayılı Kanun’un 27. Maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına … itiraz yolu kapalı olmak üzere… oybirliğiyle kesin olarak karar verildi” vurgusu yapıldığına dikkat çeken ORÇEV,  “Bu karar nedeniyle barınaktaki çalışmalar derhal durdurulmalıdır” dedi. 

Afetzederelere barınma yardımında ev sahibi-kiracı, evli-bekar ayrımı

AFAD, Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi (AYDES) internet sitesinde üzerinden, Afetzede Barınma Desteği’ne ilişkin 18 soruya yanıt verdi.

Buna göre, depremzede ailelere 12 ay süreyle, ev sahibi olanlara aylık 5 bin lira olmak üzere 60 bin lira, kiracı olanlara ise aylık 2 bin lira olmak üzere 24 bin lira kira yardımı yapılacak.

Evli çift, aile evinde oturuyorsa onlara da ev sahibi muamelesi yapılacak, aile yanında oturan kişi bekarsa, kiracı olarak yardımdan yararlanacak.

“Afetzede Barınma Desteği”nden kimin, nasıl yararlanacağı, başvuruların nereye, nasıl yapılacağına ilişkin sorular ve yanıtları şöyle:

Deprem afeti nedeniyle AFAD karşılıksız nakdi yardım yapıyor mu?

Afetzedelere taşınma, geçici barınma ve temel ihtiyaçlarını gidermek üzere afetler sonrasında AFAD tarafından nakdi olarak karşılıksız barınma desteği yapılacak.

İkamet adresimin başka yerde olması durumunda destek ödemesi alabilir miyim?

Hasar gören konutta oturduğu tespit edilen afetzedelere barınma desteği yapılmaktadır. Kimlik paylaşım sistemindeki kayıtların uyuşmaması halinde afetzedenin ikametgahı teyit edildikten sonra ödemeler yapılacaktır.

Barınma desteği almam için herhangi bir bankadan hesap açmam gerekiyor mu?

Afetzedeler, hesap açmalarına gerek kalmaksızın her ilde bulunan Ziraat Bankası şubelerinden barınma desteğini alabilecek. Yardım desteği, Ziraat Bankası’nda hesabı bulunanların kendi hesabına, hesabı olmayanların ise TC kimlik numaralarına yatırılacak.

Kiracıyım, kira kontratım yok, barınma desteği alabilecek miyim?

Afetzedenin kimlik paylaşım sisteminde ikametgahı sorgulandıktan sonra Tapu Kadastro Bilgi Sisteminden (TAKBİS) yapılacak inceleme neticesinde ev sahibi olmadığı tespit edilenler kiracı olarak kabul edilecek ve barınma desteğinden faydalanabilecek.

Hasar tespiti yapılırken konutuma girilemediğinden barınma desteği yardımını nasıl alabilirim?

Afetzedenin hasar tespitine yapacağı itiraz sonrasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı teknik ekiplerinin tespitine göre ödeme yapılacak.

Henüz hesabıma para yatmadı, ne yapabilirim?

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılacak hasar tespit işlemleri tamamlandıkça ödemeler yapılacak. Yardım desteği, evi hasar almış her vatandaşa T.C. kimlik numarası üzerinden Ziraat Bankasına yatırılacak.

Taşınma yardımı verilecek mi?

Afetzedelerin, ikamet adreslerinin bulunduğu ilin valiliğince kimlik paylaşım sistemi ve tapu sorgulamaları yapıldıktan sonra, konutları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı teknik ekiplerince yıkık, acil yıktırılacak, ağır hasarlı ve orta hasarlı olarak tespit edilen afetzede ailelere 15 bin lira taşınma yardımı yapılacak.

Kira yardımı verilecek mi?

Afetzedelerin, ikamet adreslerinin bulunduğu ilin valiliğince kimlik paylaşım sistemi ve tapu sorgulamaları yapıldıktan sonra konutları yıkık, acil yıktırılacak, ağır hasarlı ve orta hasarlı olarak tespit edilen afetzede ailelere 12 ay boyunca; ev sahibi olanlara aylık 5 bin lira olmak üzere toplam 60 bin lira, kiracı olanlara ise aylık 2 bin lira olmak üzere toplam 24 bin lira kira yardımı yapılacak.

Yıkık/acil yıktırılacak/ağır hasarlı/orta hasarlı konutlar için yapılan Barınma Desteği Yardımının tamamı afetzedelere hemen verilmekte midir?

İkamet adreslerinin bulunduğu il valiliğince yapılacak incelemeler sonrasında sırasıyla taşınma ve kira yardımında bulunulacak.

Konutu ağır hasarlı olup, konteyner talebi bulunan afetzedelere barınma desteği yapılıyor mu?

Konutu ağır hasarlı ev sahiplerinden konteyner talebi olanlara sadece 15 bin lira taşınma yardımı yapılacak, barınma desteğinde bulunulmayacak.

Ebeveynine ait konutta ikamet eden evli afetzedeler için Barınma Desteği Ödemesi yapılacak mı?

Evli afetzedeye, barınma desteği açısından ev sahibi kabul edilip, konut yıkık/acil yıktırılacak/ağır hasarlı/orta hasarlı ise 60 bin lira barınma, 15 bin lira taşınma desteği yardımı ödemesi yapılacak.

Ebeveynine ait bir konutta ikamet eden boşanmış afetzedeler için Barınma Desteği Ödemesi yapılıyor mu?

Boşanmış afetzedeye, barınma desteği açısından ev sahibi kabul edilip, konut yıkık/acil yıktırılacak/ağır hasarlı/orta hasarlı ise 60 bin lira barınma, 15 bin lira taşınma desteği yardımı ödemesi yapılacak.

Ebeveynine ait konutta ikamet eden bekar afetzedeler için Barınma Desteği Ödemesi yapılmakta mıdır?

Bekar afetzedeye, barınma desteği açısından kiracı kabul edilip, konut yıkık/acil yıktırılacak/ağır hasarlı/orta hasarlı ise 24 bin lira barınma, 15 bin lira taşınma desteği yardımı ödemesi yapılacak.

Bir üst ebeveyne (dede, babaanne vb.) ait konutta ikamet eden afetzedelere Barınma Desteği Ödemesi yapılıyor mu?

Bu durumdaki afetzedeye, barınma desteği açısından kiracı kabul edilip, konut yıkık/acil yıktırılacak/ağır hasarlı/orta hasarlı ise 24 bin lira barınma, 15 bin lira taşınma desteği ödenecek.

Hisseli konutlar için Barınma Desteği Yardımı yapılıyor mu?

Hisseli konut sahiplerinden hasar gören konutta sadece ikamet eden kişiye konutun hasar durumuna göre barınma desteği yapılacak. Eğer hisse sahiplerinin hepsi hasar gören evde oturuyor ise konutun hasar durumuna göre belirlenen barınma desteği miktarı en çok hisse sahibine, hisseler eşitse ilk başvuruyu yapan kişiye ödenecek. Ayrıca, hisse sahipleri kendi aralarında seçecekleri bir kişiye muvafakat vermek şartıyla bütün ödemenin sadece o kişiye yapılmasını da sağlayabilecek.

Hasarlı konutta ikamet eden eşlerden hangisine Barınma Desteği Ödemesi yapılıyor?

Barınma Desteği Ödemesi, konutun tapuda kayıtlı olduğu kişi adına yapılacak.

Apartman görevlileri için Barınma Desteği Ödemesi yapılmakta mıdır?

Apartman görevlileri için; bu görevlerini resmi olarak belgelemeleri kaydıyla, konutları yıkık/acil yıktırılacak/ağır hasarlı/orta hasarlı ise 24 bin lira barınma, 15 bin lira taşınma desteği yardımı ödemesi yapılacak.

Sahip olunan birden fazla konutun her biri için ayrı ayrı Barınma Desteği Ödemesi yapılabilir mi?

Afetzedeye, fiilen ikamet ettiği ve hasarlı olan konutu için hasar durumuna göre barınma desteği yapılacak. Fiilen ikamet edilmeyen konut için barınma desteği verilmeyecek.

Akçay Sulak Alanı’da ‘tescil oyunu’: 148 hektardan 48 hektara indirildi

Yapılaşmaya karşı korunması ve tescil edilmesi için uzun süredir mücadele verilen 148 hektarlık Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’nın 48 hektarlık kısmı “Mahalli Sulak Alan” olarak tescil edilirken, sulak alan özelliğine sahip yaklaşık 100 hektarlık alan tescil dışı bırakıldı.

Cumhurbaşkanlığı tarafından “Mutlak Korunan Hassas Alan” olarak ilan edilen alanın 11 hektarı, “Sürdürülebilir Kullanım Bölgesi” haline getirildi.

Çevre aktivistleri, alanın bir kısmının tescil edilmesinin sevindirici olsa da yeterli olmadığı kanısında.

Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği‘nden yapılan açıklamada, Ulusal Sulak Alan Envanteri Yönetim Bilgi Sistemi‘ne (SAYBİS) “diğer” sulak alan statüsü ile 148,2 hektar olarak kayıtlı olan Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’nın sadece üçte birine tescil verilmesinin “Kabul edilemez” bir karar olduğunu belirtilerek “Alanın tümünü korumak ve tescilini sağlamak için mücadeleye devam edeceğiz” denildi:  

Akçay Sazlığının bir kısmının tescil edilmesi olumlu bir gelişme olmakla birlikte bizler için yeterli değildir. SAYBİS’te yer alan 148 hektar alanla birlikte, Edremit Çayı’nın batısında kalan ve henüz yapılaşma olmayan ve sulak alan özelliği gösteren tüm alanların da Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı olarak tescil edilmesi gerekmektedir.

akçay

‣ Akçay Sulak Alanı’nın bilirkişi raporu: Yönetmeliğe aykırı ve kamu yararı yok
‣ Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’ndaki yapılaşma planlarının iptali için dava açıldı

Sulak alanda OSB, yapılaşma, inşaat projeleri 

Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’nda yapılmak istenen üç farklı proje yer alıyor. Bu projeler, sulak alan ekosisteminde bozulmaya yol açacak olmaları nedeniyle burada yaşayan yüzlerce canlı türü için tehdit oluşturuyor.

Bunlardan biri, Balıkesir Valiliği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Edremit Kaymakamlığı ve Edremit Belediyesi’nin de ortak olduğu Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (ETDİOSB).

Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, proje alanında Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan dolgu işleminin iptali için dava açmıştı. Dava sonucunda Belediye dolgu işlemi ile ilgili meclis kararını iptal etmek zorunda kaldı ve dolgu işlemini durdurdu. Ancak proje şu anda yeniden başlamış durumda ve proje için daha önce onaylanmış olan imar planlarının iptali için açılan davalar devam ediyor.

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Rezerv Konut Alanı’nda Yapılaşma projesi de sulak alanda yapılması istenen projeler arasında. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, sulak alan özelliğindeki yaklaşık 380 dönüm bir alanın satışını Belediye Meclisi gündemine aldı. Ancak gelen tepkiler üzerine bu satış konusu ertelendi.

Alan için hazırlanan planlara Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği diğer STK’larla birlikte itiraz etti. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi kararı yine Meclis gündemine taşıyarak 29 Aralık 2022 tarihinde alanın satışına karar verdi. Meclis kararı Edremit Çevre Derneği tarafından dava edildi.

Alanda yapılması istenen bir başka proje de Enginkent Konut İnşaatı. Proje için Edremit Belediyesi tarafından inşaat ruhsatı verildi. Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ruhsatların iptali için dava açtı. Yürütmeyi durdurma kararı verildi.

‣ Akçay Sulak Alanı tehlikede: Organize Sanayi Bölgesi yapmak için alan dolduruluyor
‣ Akçay Sulak Alanı hafriyat sahasına dönüştürüldü

Neler yaşandı?

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, bilim insanlarına Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı ile ilgili Ekosistem Değerlendirme Raporu hazırlattı ve raporu Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Genel Müdürlüğü’ne (DKMP) göndererek 148 hektar alanın sulak alan olarak tescilini talep etti.

Mahalli Sulak Alan Komisyonu’na da katılma talebini yazılı olarak ileten dernek, alanın tescilini görüşmek üzere Mahalli Sulak Alan Komisyonu’na katıldı. Komisyona sunulan planda işaretli alanın tescilinin talep ettiği alanın tümünü kapsamadığını gören aktivistler, tutanağa şerh koyarak alanın tamamının tescilini istedi.

Bakanlığın web sayfasında Akçay Sazlığı ve Sulak Alanı’nın tescil edildiğine ilişkin bir duyuru yer almazken, 09 Ocak 2023 tarihi itibarıyla çevrimiçi sayfada sulak alanlar listesinde olduğu görülüyor. Alanın tescil haritası ise komisyonda yapılan itirazın dikkate alınmadığın gösteriyor.

Tescil haritasında, 148 hektar yerine 48 hektar alanın tescil edildiği, Mahalli Sulak Alan Komisyonu’nun teklif ettiği alanın da daha da küçültüldüğü ve AkçayÖren sahil yolunun üstünde kalan kısmın çıkarıldığı görülüyor.

Halihazırda tescil edilen alan, OSB ve yapılaşma projeleri gibi bölgeyi tehdit eden projelerin bulunduğu alanları kapsamıyor. DKMP tarafından “Mahalli Sulak Alan” olarak tescil edilen alan, 20 Kasım 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı tarafından “Kesin Korunacak Hassas Alan” sınırı içinde kalan bölüm ile çakışıyor.

Ayrıca, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 13 Eylül 2021 tarihinde, bölge için “Nitelikli Koruma Alanı” ve “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” tescilleri yapıldı.

Söz konusu tescil işleminin, Enginkent’in proje alanı da dahil olmak üzere bölgenin bir kısmının yapılaşmasına karşı bir engel oluşturmasını bekleniyor.

‣ Akçay sulak alanına moloz dökülmesi kararına iptal
‣ Enginkent konut projesine karşı mahkemenin kararı yine Akçay’dan yana

Akçay Sulak Alanı

Zengin biyoçeşitliliği ile hem bölge hem de ülkemiz için kritik önem taşıyan Akçay Sulak Alanı, Türkiye’nin toplamında kaydedilmiş olan 487 kuş türünün yüzde 30’una, nesli kritik derecede tehlike altında olan yılan balıklarına (Anguilla anguilla) ve yüzlerce bitki türüne ev sahipliği yapıyor.

Sazlıklar, sulak çayırlıklar, açık su yüzeyleri ve kumul habitatlarıyla değişik türden canlı gruplarının barınmasına, beslenmesine ve üremesine uygun ortama sahip.

Yapılan çalışmalar alanın özellikle kuş ve balık türleri olmak üzere, sürüngenler, çift yaşamlılar, memeli hayvanlar, kelebekler ve sulak alan bitkileri yönünden çok zengin biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu gösteriyor.

Sulak alanda hem hukuka hem de Türkiye’nin taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi’ne aykırı biçimde inşaat faaliyetleri yürüten Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin, ekosistem bütünlüğünün korunması gereken sulak alandaki molozları kaldırması ve rehabilitasyon sürecini bir an önce başlatması gerekiyor. 

Bununla birlikte halihazırda kaçak yapılaşma, imar, su kaynakları civarında gerçekleştirilen madencilik faaliyetleri ve çeşitli tesislerin atık suları nedeniyle kirlilik tehdidi altındaki sulak alanın daha fazla tahrip edilmemesi için ise Tarım Orman Bakanlığı’nın alana ulusal öneme haiz resmi statü vermesi ise Akçay Sulak Alanı için hayati önem taşıyor.

Maraş depreminde can kaybı resmi rakamlara göre 41 bin 20’ye ulaştı

Kahramanmaraş merkezli dokuz saat arayla gerçekleşen iki deprem nedeniyle, Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde toplam 41 bin 20 kişi hayatını kaybetti.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı‘ndan (AFAD) yapılan açıklamaya göre, depremlerin ardından 6 bin 212 artçı deprem meydana geldi.

Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası arama kurtarma personelinden oluşan toplam 19 bin 436 arama kurtarma personeli görev yapıyor.

Ayrıca AFAD, Emniyet, Jandarma, MSB, UMKE, Ambulans Ekipleri, Yerel Güvenlik, Yerel Destek Ekipleri ve 5 bin 396 gönüllü dahil olmak üzere, sahada görevlendirilen saha personel sayısı ile birlikte bölgede 245 bin 198 personel görev yapıyor.

Afet bölgesine başta ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, treyler, greyder, vidanjör vb. iş makineleri olmak üzere toplam 12 bin 681 araç sevk edildi.

Afet bölgelerine 38 Vali, 160 Mülki İdare Amiri, 19 AFAD üst yöneticisi ile 68 il müdürü görevlendirildi. Ayrıca, uluslararası yardımların koordinasyonu için 12 büyükelçi ve 15 Dışişleri Bakanlığı personeli bölgede görevlendirildi.

Bölgeye, personel ve malzeme sevkiyatı için hava köprüsü kuruldu. Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı 81 helikopter ve 72 uçakla bugüne kadar toplam 11 bin 907 sorti yapıldı.

Bölgeye personel, malzeme sevkiyatı ve tahliye amacıyla Milli Savunma Bakanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından toplam 38 gemi görev yapıyor.

Ölü sayısı, açıklananlardan beş kat fazla olabilir

Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde koordinatör vali olarak görevlendirilen Şırnak Valisi Osman Bilgin, durumun resmi açıklamalardan daha vahim olduğunu belirterek “Açıklanan rakamlardan en az üç-dört, belki beş kat daha kötü. Bazı illeri komple yıkıp yeniden iller yapacağız” dedi.

Vali Bilgin açıklamada şunları kaydetti:

“Yaşadığımız afet çok büyük bir afet. Bir örnek vermek istiyorum. Nurdağı ilçesinin -dün akşam kararını aldık Sayın Çevre Bakanı ile- ilçeyi kaldırıyoruz. Komple yıkıyoruz. Tamamını, yüzde yüzünü yıkıyoruz. Yaşanan felaketi anlayın diye anlatıyorum size. Şu anda 150 ölü çıkan apartman var.

“Biz insan olarak üzerimize düşeni yapmalıyız. Biz onun için buraya geldik. İnsan olma gereği. Devletin temsilcisi olarak sizlerle beraber olmak, sizi dinlemek için geldim. Kusura bakmayın belki geç geldim ama durum gördüğünüzden, bildiğinizden çok daha vahim. Açıklanan rakamlardan en az üç-dört, belki beş kat daha kötü. Bazı illeri komple yıkıp yeniden iller yapacağız.

“Dolayısıyla gördüğünüz İstanbul veya Erzincan depremi… Hiçbirine benzeyen bir deprem değil. Şehirler haritadan silindi, yeni haritalar oluşturulacak. Devlet olarak, devletin görevlileri olarak geç gelmişsek sizden özür diliyoruz.”

Eko Afet Grubu deprem bölgesinde: Yıkımın nedenlerden biri de tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması

Haber: Fırat BULUT

*

Eko Afet Grubu depremin yıkıma yol açtığı 10 ilde depremin etkileri, yol açacağı ekolojik tahribatları incelemeye başladı. Yıkım yaşayan 10 kentin çevresel ve ekolojik açıdan durumlarını yerinde inceleyecek olan Eko Afet Grubu incelemeler ışığında bir de rapor oluşturacak.

15 Şubat günü ilk olarak Diyarbakır’da çalışmalarına başlayan heyet daha sonra Adıyaman’da incelemelerde bulundu. Grup önceki gün Malatya’ya gelerek burada TMMOB il temsilcileri görüşerek depreme ve depremin tahribatlarına dair bilgiler aldılar.

‣ Eko Afet Grubu deprem bölgesine gidiyor
‣ Eko Afet Grubu Adıyaman’da: Yıkıntı atıkları Atatürk Barajı’nı besleyen derelere dökülüyor
ÇMO Başkanı Kahraman: Deprem bölgesine çözüm diye sunulan her şey yeni bir soruna yol açıyor

Heyette yer alan Çevre Odası Başkanı Ahmet Kahraman şu açıklamalarda bulundu:

“İlk durağımız Adıyaman oldu. Orada arama kurtarma sürecinin nasıl yavaş işlediğine şahit olduk. Tüm acılarımızla birlikte bize kalan süreci iyi yönetebilmek için hızla çalışmalarımıza devam ettik. Çünkü bir salgın hastalık tehdidi var, içme suyu riski var, yapı tesislerinde ne kadar hasar var, kanalizasyon suya karışıyor mudur, tuvalet ihtiyacı ne durumda… Hızlıca bunları da kontrol etmeli ve raporlaştırmalıyız. Adıyaman’da şahit olduk; molozlar dere yatağına vahşice boşaltılıyor. Bu çözüm olarak kabul edilecek bir şey değildir.”

afet, eko

‘Karşılaştığımız tablo deprem sürecinin siyasi irade tarafından yönetilememesi’

Bölgeye Ekoloji Birliği adına gelen bir diğer isim ise Ekoloji Birliği Eşsözcüsü Halime Şaman.

Şaman, “Amacımız dayanışmayı sağlamak çünkü depremin ilk olduğu andan itibaren elimizdeki tüm imkanla buraya yetişmeye çalıştık. Taziye ziyaretlerimiz ve bölgede yapacağımız analizler sonucunda ekolojik yapılanmanın nasıl mümkün olabileceğine dair bir rapor hazırlayacağız. Bölgeyi ziyaret ederken şaşkınlıkla karşılaştığımız şey Pazarcık’a kayyum atanmasıydı. Adıyaman’da karşılaştığımız şey, hızlı bir enkaz kaldırma faaliyeti. Bir hak arayışını olabilmesi için oradaki kanıtların önemi çok yüksek. Çok önemli bir sulak alana hemen deprem gecesinde asbest yüklü binaların molozlarının döküldüğünü gürdük. Bir an önce bu işlemin durdurulması ve yok edici unsurlara izin verilmemesi şart. Deprem doğal bir süreç ama şu an karşılaştığımız tablo bu sürecin siyasi irade tarafından yönetilememesi” dedi.

afet, eko
Tarım arazilerin imara açılması ile yüksek katlı binaların inşa edildiği Bostanbaşı Mahallesi. Enkaz yanında mısır tarlasından kalanlar… Bostanbaşı Mahallesi, 30 Aralık 1992 tarihinde belediye statüsü alarak beldeye dönüştü. 12 Kasım 2012’de TBMM’de kabul edilen 6360 sayılı kanun ile mahalle oldu.
İsmini bölgedeki verimli arazilerde yetişen bostanlardan alan Bostanbaşı’nda henüz 3- 5 yıl önce yapılan yeni yapılar bile yıkıldı. Fotoğraf: Fırat Bulut

‘Tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması nedenlerden biri’

Malatya’daki yıkımın boyutuna ilişkin konuşan Şaman “Malatya üzerinde hem dikili mimari hem de daha alçak binalarda tahribatın olduğunu görüyoruz. Bunun da temel nedeni sulak alanların yoğun olduğu tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmasıdır. Aynı afet Japonya‘daki olunca neden etkisi az oluyor da bizde farklı oluyor? Bir mesele var demek ki, bir fıtrattan bahsedemeyiz bir kaderden bahsedemeyiz. Parayla sermayeyle yakın ilişkiye girişmiş, para kazancını insan hayatının önüne koyan bir anlayış enkaz altında kaldı” şeklinde konuştu.

afet, eko
Fotoğraf: Fırat Bulut

‘Deprem öldürmez ama bu tarz yapılaşmalar öldürür’

İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Melis Tantan ise şunları kaydetti:

“Türkiye’deki ekoloji hareketleri olarak bölgedeyiz. Depremin olduğu günden beri 10 gün geçti ama ekoloji bakış açısıyla çok fazla söz söylenmiş değildir. Halk sağlık sorunu, teknik ekipler açısından mühendislik boyutu çok önemli ama bir de ekolojik boyutu vardır. Bu bir afet ama kentlerdeki ağır beton yapılaşmanın bir sonucu olduğunu biliyoruz. Bu depremlerde depremin kendisi bir yıkım getirmiyor. Deprem öldürmez ama bu tarz yapılaşmalar öldürür, diyoruz biz.”

afet, eko
Fotoğraf: Fırat Bulut

Doğayla bağımızı her koparıldığı an yeni felaketlere kapı aralıyoruz. Bu deprem aslında bugün bize bunu gösterdi. Bölgede de birazcık bunu irdelemeye çalışıyoruz. Özellikle Malatya ve Adıyaman bölgeleri kömür olsun, termik santraller olsun, taş ocakların mermer ocaklarının yoğun olduğu bölgeler.”

Depremin yaşandığı illerde ve Malatya’da maden ocakları , termik santral ve HES gibi yapıların olduğuna dikkat çeken Tantan, şunları aktardı:

“Depremin büyük yıkıma yol açtığı bölgeler aynı zamanda HES ve barajların da yoğun olduğu bölgeler. Deprem aynı zamanda buradaki riskleri de arttırıyor.”

‘Ekolojik yaşam mümkün’

“Deprem bölgesi üzerinde her türlü canlı yaşamını tehlikeye sokan faaliyetler yatırımlar projeler yapamazsınız. Ne yazık ki bu deprem bunu da gösterdi” diyen Melis Tantan, son olarak şu ifadeleri kullandı:

“Birkaç HES’de çatlaklar olduğunu biliyoruz. Termik santrallerle ilgili bir bilgimiz yok ama gerçekten büyük bir risk. Bu riskler kamuoyunun önünde şeffafça denetlenmesi gereken süreçler. Tekrarlayalım bu coğrafyalarda bu tarz bir projenin olmaması gerekiyor. Hiçbir coğrafyada olmaması gerekiyor zaten. Bu gezimiz bu boyutlarla ilgili bir ön rapor hazırlamak için yaptığımız bir gezi. Bugün de yarın da devam edecek bir iş. Ekolojik yaşam mümkün, diyoruz. Toplumsal hayatın örülerek tekrardan kurulması için bizde elimizden geleni yapacağız ekoloji örgütleri olarak.”

Eko Afet Grubu’nda Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ahmet Kahraman, Ekoloji Birliği eşsözcüleri Halime Şaman ve Güner Yanlıç, İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Melis Tantan ve Çiğdem Özbaş, Mezopotamya Ekoloji Hareketi eşsözcüsü Mirad Bilgiç, Ekoloji Derneği’nden Leyla Çite yer alıyor.