Ana Sayfa Blog Sayfa 202

TMMOB: İliç’e verilen ÇED kararları iptal edilsin, işletme kapatılsın

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu, Erzincan‘ın İliç ilçesinde SSR Mining ve Çalık Madencilik’e ait Çöpler Altın Madeni’nde yaşanan facia ile ilgili açıklama yaptı. “Sömürge madenciliğiyle doğa ve insan yaşamının katledildiği” belirtilen açıklamada, Çöpler Maden İşletmesinin faaliyete girdiği 2008 yılından itibaren art arda çevresel felaketlerle gündeme geldiğine dikkati çekildi.

2021 yılında Çöpler Kompleks Madeni’nde kapasite artışı ve ek tesisler yapılmasına yönelik projeye verilen ‘ÇED Olumlu’ kararının iptali istemiyle açtıkları davada; projenin çevre üzerinde yarattığı ve yaratacağı tahribat ifade edildiği, siyanürlü altın madenciliği yönteminin barındırdığı riskler itibariyle vazgeçilmesi gereken bir yöntem olduğu, bölgenin depremsellik ve heyelan açısından tehlikeleri de ayrıntıları ile vurgulandığının altı çizildi.

‘Şikayet başvuruları dikkate alınmadı’

21 Haziran 2022’de yaşanan siyanür sızıntısı sonrası birlik tarafından da suç duyurusunda bulunulduğuna da dikkat çekilen açıklamada, yetkililerin ancak olaydan günler sonra açıklamaya yaptığı ve şirket hakkında sadece para cezası verildiği hatırlatıldı:

“Akabinde ise hiçbir şey olmamış gibi durdurma kararı kaldırılmış ve şirket faaliyetlerine devam etmiştir. Savcılık tarafından ise yalnızca Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve yöneticileri hakkında ‘çevrenin taksirle kirletilmesi sonucu toprakta, suda, havada kalıcı etki bırakması’ suçundan soruşturma yürütülmüş ve neticesinde taksirle işlenen suç bakımından gerekli ödeme yapıldığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.”

‘Tüm sorumlular hesap vermeli’

Tüm bu süreçlerde madenin çevre ve insan sağlığı için büyük bir tehdit unsuru olduğunun defalarca belirtildiği ifade edilen TMMOB’un açıklamasında yetkililerin ısrarla uyarıları dikkate almadığı vurgulandı:

“Bu yaşananların sorumlusu, faaliyeti yürütenler kadar yürümesine olanak sağlayan, izin verenler, ülkemiz kaynaklarının, doğamızın bir grup yabancı sermayenin çıkarları uğruna yağmalanmasına göz yumanlardır. İvedilikle sonuçlandırılması yasa ile zorunlu tutulan davaları sürüncemede bırakan, uzamasına neden olan, üzerinden yıllar geçmesine karşın halen yürütmenin durdurulması talebini dahi karara bağlayamayanlardır. Bir kez daha sesleniyoruz; madenlerimiz ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının yağma alanı olmaktan çıkarılmalı, İliç’te yaşanan felaketin tüm sorumluları yargı karşısında hesap vermeli, tüm ÇED kararları kararı iptal edilmeli ve işletme derhal kapatılmadır.”

Doğa savunucularından İliç için ortak ses: Ekokırım ve insanlık suçu işleniyor

Ekoloji alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, Erzincan İliç’te yaşanan maden felaketi sonrasında bir araya gelerek ortak basın açıklaması yayımladı.

AKP iktidarı şirketlerle el ele ekokırım ve insanlık suçu işliyor” başlığıyla yayımlanan bildiride, “Erzincan İliç Çöpler Altın Madeninde 13 Şubat günü meydana gelen, siyanürlü yığın  liçi sahasındaki çökme sonucu oluşan göçük altında sadece işçiler değil, AKP iktidarı da kaldı” deniliyor.

Bilim insanlarının uyarılarının dikkate alınmadığı vurgulanan açılamada şunlar kaydedildi:

“15 yıl içinde olabilecek 7 ve üzeri deprem potansiyeli bulunan yere AKP iktidarı, beşli çeteden Çalık Grubu ve dünyanın en kirli maden şirketi Kanadalı Anagold şirketi ortaklığıyla Çöpler Altın Madenin açılmasına izin verdi. Aynı yerde 2020 yılında madenin siyanürlü suyunun, dünyanın hiç bir yerinde olmayan bir yöntemle havaya püskürtülmesine izin verildiği için yüzlerce kuş öldü. Ardından 7 ay önce Haziran 2023’te aynı madende yüzlerce ton siyanürlü su 500 metre ilerideki Fırat Nehri‘ne aktı. AKP iktidarı iki ay kapalı tuttuğu madenin tekrar çalışmasına izin verdi. Bu da yetmezmiş gibi AKP iktidarı, Çöpler Altın Madeni şirketinin 2023 vergi borcundan 7,2 milyon doları silerek siyanür sızıntısı yapan şirketi ödüllendirdi.”

Siyanür sızıntısından 7 ay sonra 13 Şubat 2024’te madende denetimsiz biçimde yığılmış milyonlarca ton siyanürlü ve sülfürik asitli zehirli maden atığı yığın liçi, madende çalışan onlarca işçinin üzerine çöktü. Ne kadar ironik bir rastlantıdır ki 13 Şubat, aynı zamanda Çöpler Altın Madeninin bulunduğu Erzincan ilimizin düşmandan kurtuluş günüdür. Buradan soruyoruz: Düşman yalnızca topla tüfekle gelen midir? Yoksa bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen Erzincan halkını ve Fırat’la birlikte doğasını, geleceğini yok eden midir?

Ekoloji örgütleri, odalar, sendikalar, barolar olarak İliç’teki Anagold Madenciliğe ait Çöpler Kompleks Madeninin kapatılması için yıllardır siyasi iktidarı uyardığını ifade eden doğa savunucuları, bilirkişilerin maden çalıştığı sürece bu felaketlerin kaçınılmaz olduğunu onlarca kez raporladığını ama her seferinde iktidarın rant işbirliği yaptığını ve Anagold’un ortakları olan Kanadalı SSR Mining ve yerli Çalık Holdingten yana tutum sergilediğini belirtiyor. Ortak açıklamada, üst üste yaşanılan siyanür sızıntıları ve kazalarına rağmen geçici kapatma ve göstermelik para cezaları dışında ciddi bir yaptırımda bulunulmadığına da dikkat çekildi.

İliç Altın Madeni’nde toprak kayması: En az dokuz işçi toprak altında
İliç’teki altın madeninde kayan siyanürlü yığının iki kattan fazla artması istenmişti
Meslek örgütleri: Çöpler’deki faciaya davet çıkarıldı

Bugün (14 Şubat’ta) Bursa Su Kolektifi tarafından Bursa’daki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü binası önünde yapılan protesto gösterisinde de okunan ortak açıklamada madenin üç katı büyütülmesi için son kapasite artışı talebine, dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından, ekoloji hareketlerinin itirazlarına rağmen, ÇED olumlu kararı verildiği hatırlatıldı.

Ekokırıma yol açan facianın sonuçları, kamu yararı gözetmesi gereken kurum ve temsilcilerince ısrarla halktan gizleniyor. Sabırlı Deresi üzerindeki menfezleri kapatarak Fırat Nehri’ne bu zehirli atığın kayması durdurulmuş olacak mıdır? Yeraltı sularına karışması bu yolla engellenecek midir?
Bu süreçte, buharlaşarak  havaya karışan hidrojen siyanür kitlesel ölümlere sebep olacak mıdır?
Şimdiye kadar yalan beyanlarla ÇED raporları hazırlatan şirket ya da bu raporlara rant ortaklığı sebebiyle göz yuman siyasi iktidar bu sorulara doğru yanıtları verecek midir?

Bundan sonraki sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Ekoloji Hareketi, yaşanılan tartışmasız bir şekilde ekokırım ve doğaya, insana karşı işlenmiş kasti bir suç olduğun belirtti.

İliç Altın Madeni dahil uygunsuz bir şekilde faaliyetlerine devam eden tüm madenlerin kapatılması için ısrarcı olacaklarını ifade eden doğa savunucuları, “Benzer sorunları diğer altın madenlerinde de yaşamak istemiyoruz” dedi.

Basın açıklaması metnini imzalayan örgütlerin listesi ise şu şekilde:

2017 Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, 78’liler Meclisi Girişimi, Adaların Atları Platformu, Adam-der, Adana Ekoloji Platformu, Adana Kadın Platformu, Agonya Doğa Koruma Girişimi, Akhisar Çevre Derneği, Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Kültür Dernekleri, Alevi Kültür Dernekleri Altınoluk Şubesi, Altınoluk Şahinderesi Dayanışma Platformu, Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, ARÇEP Artur Çevre platformu, Ardep ( Artvin Demokrasi Platformu) ve Yeşil Artvin Derneği, Avcılar Kültür Sanat Derneği, Aydın Ekoloji ve Yaşam Platformu (AYEP),  Ayvalık Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Girişimi, Ayvalık Tabiat Platformu.

Bakırköy Kent Savunması, Bakırtepe Çevre Platformu, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Bodrum Savunması, Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği, Burgazada Orman Gönüllüleri Platformu, Burhaniye Çevre Platformu, Burhaniye Halk İnisiyatifi, Bursa Su Kolektifi, Büyük Menderes İnisiyatifi (BMİ), Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği, Çan Çevre Derneği, Çekerek Irmağı Özgür Akacak, Çeşme Çevre Platformu, Çeşme Ekoloji Platformu, Çeşme Ekoloji Platformu, Çiğli Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği, Çine Yaşam Platformu (Çiyap).

Datça Demokrasi Platformu, Dem Parti Ekoloji ve Tarım Komisyonu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM), Demokrasi İçin Birlik, Deniz Yıldızı Kadın Derneği, Deştin Çevre Platformu, Devrimci 78’liler Federasyonu, Dikili Kültür ve Çevre Platformu (DİKÇEP), DİSK Dev Yapı İş Sendikası Muğla Temsilciliği, DİSK Emekli-SEN Ege Bölge Temsilciliği, DİSK İstanbul Temsilciliği, Divriği Derneği, Divriği Kültür Derneği, Divriği Yaşam ve Doğa Derneği, Doğa İçin Sanat Derneği, Doğader, Doğal Yaşam Derneği, Doğama Dokunma Platformu, Doğanın Çocukları, Doğama Dokunma Platformu, Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE), Dünya Mirası Adalar.

Edremit Demokrasi Platformu, Edremit DİSK Emekli-SEN, Edremit Körfezi Erzincanlilar Kültür ve Yardımlaşma Derneği,  Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), EĞİTİM-SEN Edremit Temsilciliği, Ekoloji Birliği, Ekoloji Birliği Gençlik Meclisi, Ekoloji Birliği Kadın Meclisi, Ekoloji Politik, Emek Partisi (EMEP), Erzurumlular Dayanışma Federasyonu (EDAF), EŞİTİZ- Eşitlik İzleme Kadın Grubu.

Fethiye Kent Konseyi, Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu, Gaia Dergi, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Gömeç Çevre Platformu, Green Justice Platform, Güllük Körfezi Koruma Platformu, Gümüşlük Forumu, Güzelçamlı Doğa Yürüyüşçüleri Grubu, Hayat Agacı Kadın Kooperatifi, İHD Ankara Şube Ekoloji Komisyonu, İHD Çanakkale Şubesi, İkizdere Çevre Derneği, İkizdere Dernekler Federasyonu, İkizköy Çevre Komitesi, İklim Adaleti Koalisyonu, İnşaat İşçileri Sendikası, İzmir Kadın Dayanışma Derneği, İzmir Yeşil Gelecek Derneği.

Kamu Emekçileri Sendikası (KESK), Karaburun Sivil İnisiyatif, Karadeniz Ereğli Çevre Platformu (KERÇEP), Karadeniz İsyandadır Platformu, Karakoçan Dayanışma İnisiyatifi, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Kazdağları Ekoloji Platformu, Kazdağları Kardeşliği, Kazdağlı Kadınlar, KEÇİ Kültür Ekoloji Çevre ve İletişim Derneği, Kemaliye (Eğin) Güneşi Platformu, Kemaliye ve Köyleri Çevre Platformu, Kesk Çanakkale Şubeler Platformu, Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği, Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği (KEYAD), Koza Kültür Sanat ve Doğa Derneği, Körfez Bağımsız Kadın Dayanışması, Kuşadası Çevre Platformu (KUŞAÇEP), Kuşadası DİSK Eğitim-SEN Temsilciliği, Kuşadası DİSK Emekli-SEN Temsilciliği, Kuşadası Kadın Platformu, Kuşadası Kent Dayanışması, Kuşadası Kent Konseyi, Kuzey Ormanları Savunması, Küçükkuyu DİSK Emekli-SEN Temsilciliği, Küçükkuyu Sivil İnisiyatif Grubu.

MUÇEP Datça Meclisi, Malatya Çevre Platformu, Marmaris Kent Konseyi, Mersin Çevre ve Doğa Derneği, Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Milas Kent Konseyi, Munzur Koruma Kurulu (DEDEF), Munzur Çevre Derneği, Muğla Su İnisiyatifi, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Ordu Çevre Derneği.

Patnos Dernekleri federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi (76 Şube adına), Polen Ekoloji Kolektifi, Samandağ RES Karşıtı Mücadele, Samsun Devrimci 78’liler Derneği, Sancaktepe Erbaalilar Derneği, Sinop Kent Hakları Derneği (KENTSAV), Sinop Nükleer Karşıtı Platform (Sinop NKP), Sinop Nükleer Karşıtı Platform Derneği (SNKPDER), Söke Çevre Platformu (SÖKEÇEP), Sürdürülebilir Yaşam Derneği.

TMMOB Mudanya, Tarım Orman İş Çanakkale İl Temsilciliği, Tarım Orman İş Çanakkale Şubesi, Temiz Çevre Derneği – Antalya, Terme Çevre Platformu (TERME), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği, Tüm Emeklilerin Sendikası Küçükkuyu Şubesi, Tüm Tokatlılar Kültür ve Dayanışma Derneği, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Tabipleri Birliği Çanakkale Şubesi, Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi, Türkiye İşçi Partisi (TİP), TİP Küçükkuyu Belde Temsilciliği.

Uluslararası Çevre Gazetecileri Derneği (UÇE), Validebağ Direnişi, Validebağ Savunması, Van Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (VAN ÇEVDER), Yarımada Yeşilleri, Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, Yeni Foça Forum, Yenişehir Çevre Platformu, Yeryüzü Ekoloji Kolektifi, Yeşil Artvin Derneği, Yeşil Direniş Ekoloji ve Yaşam Gazetesi, Yeşil Sol İklim Krizi Çalışma Grubu, Yeşiller, Yeşilırmak Çevre Platformu, Yurttaş Girişimi, Özgürlükçü Gençlik, Şezlongsuz Datça İnisiyatifi. ​​

İliç için change.org’ta da kampanya başlatıldı

İliç’te gerçekleşen felaketin ardından, kampanya platformu change.org’ta da İliç Doğa ve Çevre Platformu tarafından bir imza kampanyası başlatıldı. Şimdiden 8 binden fazla imzanın atıldığı kampanyada, şu ifadelere yer verildi:

Siyanür ve toksik kimyasallarla Fırat Havzası ve Nehri tehlike altında.

Siyanür’ün Fırat Nehri’ne ulaşması, çok çok büyük bir felaket demek. Maalesef şu anda olası sonuçlar ve tehlikenin boyutları gizleniyor.

Bu madenin kapatılması için yıllardır uyarıyoruz. Bilirkişiler, maden çalıştığı sürece bu felaketlerin kaçınılmaz olduğunu onlarca kez raporladı ama her seferinde görmezden gelindi.

Üst üste yaşanılan siyanür sızıntıları ve kazalarına rağmen geçici kapatma ve göstermelik para cezaları dışında ciddi bir yaptırımda bulunulmadı.

Anagold’un ortakları olan Kanadalı SSR Mining ve yerli Çalık Holding,

7,2 milyon dolar vergi borcu silinmesi ile adeta ödüllendirildi.

Madenin kapasite artışına hukuksuz şekilde izin verildi.

Talebimiz net:

Çöpler Altın Madeni ve Anagold şirketi acilen kapatılmalıdır. Anagold yetkilileri ve suça ortak olan tüm kamu görevlileri ve şirket yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı ve yurtdışına çıkış yasağı getirilmelidir.

Siyanür liçli madencilik yasaklanmalıdır. Felaketin yaşandığı alanda delillerin karartılmasının önüne geçilmeli, süreç kamuoyuna açık biçimde yürütülmelidir.

 

Landslide at Iliç Gold Mine: At least nine workers buried

0

A huge cyanide heap in the area where Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’s Çöpler Gold Mine facility is located in the İliç district of Erzincan has collapsed.

In the mine where Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. has been producing gold since December 2010, mountains of cyanide and sulphuric acid collapsed with the incident that occurred around 14.30 yesterday. According to the first determinations, at least 9 labourers remained under the soil. Interior Minister Ali Yerlikaya said, “9 out of 667 workers cannot be reached, 400 people are being searched.”

While the teams started search and rescue operations in the region, Erzincan Governor Hamza Aydoğdu said that there are workers under the soil and it is not yet clear how many workers are under the soil. Erzincan Mayor Bekir Aksu also reported that there were at least 9 workers under the soil.

In the statement made by İliç Nature and Environment Platform, it was stated that the governor’s statement did not reflect the truth and that the incident occurred as a result of the explosion of a mountain of waste containing millions of tonnes of toxic waste. The following statements were made in the statement:

Today we faced the fact that the mountains of waste rock in İliç, which we have been saying for years, are in danger of collapse! The number of workers buried under millions of tonnes of toxic waste has not been announced yet! The governor of Erzincan is passing it off as a landslide, no, this is a landslide of a mountain of rust containing millions of tonnes of toxic waste! It is a landslide of millions of tonnes of toxic soil that will mix with groundwater!
There can be no mine in İliç, Anagold must be closed down immediately!

Sedat Cezayirlioğlu, a lawyer from İliç, who has repeatedly filed lawsuits against the mine, announced that a major disaster was taking place in the region and that millions of tonnes of cyanide-soil were heading towards the Euphrates River.

Lawyer Serdar Doğan stated that they had filed lawsuits several times before regarding the İliç mining site and said: “They did not take our lawsuits into consideration. This incident was inevitable. There were small-scale incidents related to this mining site before, but not of this magnitude. This mine site has to be closed. They are gambling with people’s lives.”

A worker at Anagold Maden told T24 that there are 400 workers on each shift, “We work three shifts here. There are 400 workers on each shift. When our shift was over, they said, ‘There is an incident’ and informed us around 13:30. There is a slip on the back side of the images. The soil you see is contaminated with cyanide. Because these soils are the stockpiles of the prospectors. Our friends who use lorries, dozers and diggers were working in that area. No one is allowed in the area. Only ambulances are travelling back and forth and there are Disaster and Emergency Management Presidency (AFAD) teams,” he said.

Minister of Justice Yılmaz Tunç stated that a judicial investigation was initiated by the İliç Chief Public Prosecutor’s Office and four prosecutors were assigned.

In the statement made by AFAD, “Today, around 14.00, a landslide occurred in a mine in İliç district of Erzincan province and it has been informed that there are citizens under the cave-in. Personnel from our provincial AFAD directorates of Erzincan, Erzurum, Sivas, Rize, Rize, Malatya, Giresun, Diyarbakır, Tokat and Tunceli were dispatched to the incident area. We are following the developments”.

The Ministry of Environment, Urbanisation and Climate Change also announced that the culvert gates were closed to prevent the flowing material from reaching the river.

Licence controversy

Çöpler Gold Mine is operated by Anagold Mining, a US and Canadian company that has been fined for cyanide leaks. Anagold is 80 per cent owned by Alacer Gold, a Canadian gold mining company whose tax debt was previously cancelled, and 20 per cent by Lidya Mining, a subsidiary of the Çalık Group.

It was revealed in 2022 that the cyanide pipes used in the mine had burst. The mine, which was fined 16.4 million liras, started operating again after the necessary improvements were made.

The fact that Anagold’s tax debt had been cancelled was revealed in the balance sheet of the Canadian gold mining company SSR Mining, an 80 per cent shareholder of the company.

Çöpler, the second largest gold mine in Turkey, has been in operation since 2010.

Anagold Mining made a statement that “we have activated our emergency plan”. In addition, in the statement, contrary to the governor, the company accepted that there was a slip in the heap leaching area and made the following statements:

“We would like to express our deep regret for the slide that occurred in our heap leach area at our Anagold Çöpler Gold Mine operation at around 14:28 on Tuesday, 13 February.

We would like to remind once again that our most important priority in this challenging process is the health and safety of our employees and contractors. Immediately after this unfortunate incident, we immediately contacted our employees in the region, activated our emergency plan and informed the relevant public institutions and organisations.

Immediately after the urgent notification to Anagold emergency response teams and AFAD units, necessary security measures were taken in the area where the incident occurred, and action was taken quickly for all interventions. As an organisation that puts employee health and safety at the centre of all its activities, we will act in unity and solidarity with both our employees and stakeholders in these difficult times.

While we continue to take all necessary steps to minimise the effects of this unfortunate incident, we will mobilise all our means for the immediate clarification of the incident. We respectfully announce to the public that we will keep the necessary authorities and the public informed about the developments within the scope of our transparency principle.”

What happened?

There was a cyanide leak in Erzincan on 21 June 2022. At the Anagold Gold Mine, a joint venture between Canada and Çalık Holding, a rupture occurred in a pipe containing cyanide solution and 20 tonnes of cyanide solution was dispersed in the region.

As previously reported by Yeşil Gazete, the Turkish Thoracic Society and the Turkish Medical Association had written reports on the area in question years ago, drawing attention to the dangers of cyanide leaching and calling for an immediate halt.

Erzincan is breathing cyanide

In 2010, gold production with cyanide was started at the mine, which started drilling in 2001. In 2019, sodium cyanide was increased to 11 thousand tonnes and sulfuric acid production to 122 thousand tonnes. In the report published in 2021, 18 hazardous substances were included. These include hazardous substances such as sodium cyanide, nitric acid, copper sulphate, sodium hydrosulphite, which cause severe burns, corrosive effects, skin and eye irritation to the respiratory tract and aquatic organisms.

‣Euphrates River will die if the gold mine increases its capacity

The first EIA studies for the Çöpler Complex Mine were conducted in 2007-2008 and the EIA report was given an “EIA Positive” decision on 16 April 2008.

Within the scope of the EIA Report issued for the mine in 2008, it was stated that 100 million tonnes of rock and 52 million tonnes of ore would be extracted during the activities planned to continue for 18 years. However, the figures increased over time. In the EIA report in 2014, the amount of rock was increased to 173 million tonnes. In 2021, the figures increased up to four times; the rock was increased to 420 million tonnes and ore to 85.3 million tonnes.

‘It must be strictly prohibited’

In the report published by Turkish Medical Association (TTB)  on 25 May 2021, it was stated that “Cyanide mining activity consists of four main stages: Exploration, stripping and blasting, grinding and cyanidation, and storage of waste. All these stages of mining involve different threats to nature and human health. Cyanide leaching, which is a toxic chemical that threatens biodiversity, freshwater existence and human health, should be strictly prohibited.”

In the statement issued by the Turkish Thoracic Society on 24 July 2017, it was underlined that almost all of the substances to be used in the plant are risky for human health and ecological life. In the statement, it was stated that “While some of them (e.g. quartz-containing sand) pose a risk only for the health of workers (silica causes silicosis, is known to be carcinogenic); most of the substances have the potential to have a negative impact on the health of workers, people in the environment and ecological life.”

In the statement, it is said that even if the enterprise assumes that there will be no risk during the operation period, the existing danger will continue to exist forever as these wastes cannot be eliminated after the mine operation is terminated, “Considering the proximity of the region to the Euphrates River, it is not possible to foresee the extent of an environmental disaster that may be caused by a possible leakage and destruction risk”:

In the context of environmental health and air pollution, it is observed that the size of the environmental pollution caused by the diesel fuels to be used in the operation is also in gigantic amounts. Since the region is close to active fault lines and the water sources that feed the Euphrates River, it seems that the negative effects in the event of a runaway/disaster have the potential to affect the entire geography and ecosystem in the Euphrates River basin.”

The opinion of Prof. İsmail Duman from Istanbul Technical University (ITU)  on the EIA report is similar to the other two comments:

“The acute effect of Arsen, also known as rat poison, is lethal when taken in excessive amounts. Its chronic effects are as follows: skin cancer, sensory impairment, loss of reflexes and depression, anaemia, heart failure, blood cancer, cancer of the lymphatic system, liver tumours, congenital disabilities, babies born with incomplete development, lung cancer, kidney failure and mental illness.”

The mine reportedly uses 460.65 cubic metres of water per hour. The plant also releases large amounts of carbon dioxide into the atmosphere. The report contains the following statements regarding the amount of carbon dioxide (CO2):

“At low pH levels, carbonates in the ore react with acid to release CO2. The acidification process releases large amounts of CO2 and thus less CO2 is released in the autoclave, strengthening the efficiency of oxygen utilisation in the BO unit.”

Özgür Özdemir, a lawyer who makes the programme Adalet Arası on Yeşil Gazete TV, evaluated the legal developments regarding the mine in October 2023 and also followed the Constitutional Court process. Özdemir said, “Unfortunately, the warnings of neither lawyers nor other experts were taken into consideration.”

İliç’teki maden faciası soruşturmasında dört kişi gözaltına alındı

Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çöpler Altın Madeni sahasında dün öğleden sonra meydana gelen milyonlarca metreküp kontamine toprağın kayması sonucu başlatılan soruşturma devam ediyor.

Facianın ardından yapılan sayıma göre dokuz işçinin halen toprak altında. İşçileri çıkarmak için başlatılan çalışmalar ikinci gün de sürüyor.

Olayla ilgili olarak İliç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve üç başmüfettiş ile bir müfettişin görevlendirildiği soruşturma kapsamında biri saha sorumlusu dört kişi gözaltına alındı.

Kayıp işçileri arama çalışmaları devam ediyor

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya felaketin yaşandığı bölgedeki çalışmalardaki son duruma ilişkin gazetecilere açıklama yaptı. Bölgede 339’u arama kurtarma personeli olmak üzere bin 800 kişiyle çalışmaların sürdüğünü belirten Ali Yerlikaya, “Ayrıca 626 araç, 97 aydınlatma kulesi, 32 iş makinesi, 6 drone, 3 KBNR aracı, 5 metale duyarlı radar cihazı ile çalışmalar devam ediyor” dedi.

Bakan Yerlikaya, yapılan değerlendirmelerde mahsur kalan işçilerden beşinin bir konteyner, üçünün aynı bölgede araç içinde, bir işçinin ise farklı bir bölgede kamyon içinde olduğunu söyledi.

Enerji Bakanı: Son denetim ağustos ayında yapıldı, sorun görülmedi

Yerlikaya ile birlikte bölgede bulunan  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da Çöpler Madeni’nin 2004 yılından bu yana işletme ruhsatı olduğunu  ve buraya ilişkin son denetimin 2023’ün Ağustos ayında yapıldığını söyledi.

Bayraktar, yapılan son denetimde dünkü kazaya ilişkin bir tespit bulunmadığını açıkladı.

Siyanür tehlikesine ilişkin de konuşan Bakan Bayraktar, “Sürekli ölçümler yapılıyor. Şu anda endişe edilecek bir şey yok” dedi.

JMO uyarıyor: İliç fay hattı üzerinde, gerekli önlemler alınıyor mu?

Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) yayınladığı açıklamada Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni işletmesinde gerçekleşen felaketi değerlendirdi.

Yığın liçi sahasına yığılmış malzemenin duraysızlık (zemin kütlesinin etkilendiği gerilmelerin veya ağırlığının etkisiyle yerini, konumunu veya şeklini koruyamaması) nedeniyle kaydığını belirten açıklamada olay, “ülkemizde son yıllarda madencilik alanında görülen en büyük çevre felaketlerinden biri” olarak tanımlandı.

Haziran 2022’de siyanür karışımlı çözelti taşıyan borularda yaşanan kırılma sonrası bölgede incelemeler yapmış olduğunu belirten JMO, işletme sahası içerisinde Türkiye Diri Fay Haritasında aktif olduğu ifade edilen ve Munzur segmenti olarak tanımlanan bir fay hattı bulunduğunu açıkladı.

Bildiride şu bilgiler verildi: “Ancak bu fay hattının işletme projeleri hazırlanırken dikkate alınmadığı, hatta fayın inaktif olduğunun belirtildiği, hazırlanan atık depolama, üretim ve diğer tesis projelerinde 0,30 g ivme değerleri gibi düşük ivme değerleri baz alınarak proje hazırlandığı görülmüştür. Olası büyük bir depremde bu alanda bulunan tesislerin yıkılma riski taşıyabileceği ifade edilerek, hazırlanan ve işletilmekte olan atık depolama tesisi, üretim tesisleri ile açık kazı ve yığın liçi için gerekli tasarım parametrelerinin hem statik, hem de dinamik koşullar (açık ocakta patlama ile kazı yapılması nedeniyle) dikkate alınarak  yeniden yapılması ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiği ifade edilmiştir.”

İliç
JMO’nun paylaştığı Çöpler Altın maden işletmesi yerleşim planı.

‘İliç’te yükseklik limiti aşılmış olabilir’

Sıvı içeren yığın liçi malzemesinin kaya ortamlara göre oldukça zayıf, gevşek ve gözenekli zemin türü gibi davrandığını hatırlatan JMO, bu yığınların sıvı içerdiği için açık ocaklar ve pasa yığınları gibi sıklıkla stabilite sorunları yaratabildiğini ifade etti.

“İliç’te gelişen bu büyük boyutlu kaymanın olası nedenlerinden belki başlıcası, video görüntülerinden görüldüğü gibi, yığın yüksekliğinin fazla olması ve bu nedenle yüksekliğin belirli bir limiti geçmiş olma olasılığı ve yığının içerdiği çözeltinin gözeneklerde yarattığı basıncın yükselmiş olması olabilir. Ayrıca yine malzemenin hareketini gösteren görüntülerden, yığın linçini oluşturan malzemenin kayma sırasında oldukça yüksek bir hızla akan bir zemin gibi davranarak (çamur akması) hareket etmesi de gözenek sıvısı basınçlarının oldukça yüksek olma olasılığının bir göstergesi olabilir. Ayrıca geçtiğimiz hafta içinde bu bölgeye düştüğü belirtilen yağışın, bu malzemenin içine süzülmesiyle malzemenin doygunluk derecesinin artmış olması da kuvvetle muhtemeldir. Videoya alınan kayma sırasında malzemenin oldukça hızlı bir akışla sıvı gibi davrandığı da görülmekte olup, bu davranışın “akma duraysızlığı” şeklinde adlandırılması söz konusudur.”

Yığın liçini oluşturan malzemelerin maruz kalabileceği diğer bir duraysızlık türünün ‘sıvılaşma’ olduğu, ancak bu davranışın gelişebilmesi için deprem veya patlatma gibi dinamik bir etkinin gerekli olduğunu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bölgede bu ara herhangi büyük bir deprem meydana gelmediği gibi, patlatmanın yapıldığı işletme sahası, yığın liç alanından uzaktadır. Ancak kazı patlatmalarının kaymayı tetikleyip tetiklemediği hususu da göz önüne alınarak gerekli incelemeler yapılmalıdır. Bu nedenle bu duraysızlığın gelişiminde sıvılaşma olgusunun etkileyici bir faktör olma olasılığı düşük olmakla birlikte, söz konusu alanda göz önüne alınmalıdır.”

İliç Altın Madeni’nde toprak kayması: En az dokuz işçi toprak altında
İliç’teki altın madeninde kayan siyanürlü yığının iki kattan fazla artması istenmişti
Meslek örgütleri: Çöpler’deki faciaya davet çıkarıldı

İliç’teki felakete hangi ihmaller neden oldu?

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, bundan sonra bu sahada konuyla ilgili olarak yapılacak inceleme ve değerlendirmelerde belirledikleri soruların yanıtlarının da dikkate alınması gerektiğini söyledi. İlgili kurumlar tarafından acilen yanıtlanması gerektiği ifade edilen sorular şu şekilde sıralandı:

  • İşletmedeki liç yığınlarının jeoteknik, hidrolojik ve hidrojeolojik faktörler birlikte dikkate alınarak etüdü ve buna dayalı şev ve döküm tasarımı yapılmış ve bunlara ilişkin raporlar hazırlanmış mıdır?
  • Eğer bu etüt yapılmış ve raporları hazırlanmış ise, raporlarda önerilen tasarımın uygulanabilirliği nedir? Eğer bu etüt yapılmış ve raporları da tamam ve uygunsa, bu tasarım işletme tarafından hangi ölçüde dikkate alınmış ve uygulamaya geçirilmiştir?
  • MTA Genel Müdürlüğü tarafından 2013 yılında hazırlanarak yürürlüğe giren Türkiye Diri Fay Haritasına göre Çöpler altın işletme sahası içinden geçen ve aktif olduğu belirtilen Ovacık-Malatya Fay Zonunun bir kolu olan ve İliç ile Ovacık arasında bulunan KB-GD doğrultulu Munzur Fay Segmentinin üzerinde paleosismoloji çalışması yapılıp, deprem üretme potansiyeli, tekrarlanma periyodu gibi parametreler konusunda herhangi çalışma yapılmış mıdır? Yapıldı ise işletme sahası içinde yer alan tesisler ile yığın liçi ve açık ocak işletme projeleri revize edilmiş midir?
  • Çöpler altın madeni işletmesinde olası tehlikelere karşı “Acil Durum Planları” yapılmış mıdır? Yapıldı ise olası yığın liçi akması veya stabilite problemlerine karşı hangi önleyici tedbirler alınmıştır?
  • 2022 Haziran ayında liç sahasının doğusunda, liç alanına siyanürlü çözelti taşıyan borularda yaşanan kırılma sonucu siyanürlü kimyasal çözelti, Sabırlı Deresi boyunca akmış, zehirli kimyasalların Karasu Nehrine ve üzerinde yer alan baraja ulaşmadığı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ifade edilerek, gerekli tedbirlerin alınması için geçici süre ile işletmede üretimin durdurulduğu kamuoyuna duyurulmuştur. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı alınan hangi tedbirleri yeterli görerek, işletmenin tekrar açılmasına onay vermiştir?
  • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı işletmede hangi sıklıkta “izleme ve kontrol” faaliyetini yürütmektedir? İzleme ve kontrol işlemleri kendi personeli eliyle mi, yoksa firma tarafından ücreti ödenen kuruluşlar vasıtasıyla mı yerine getirmektedir?
  • Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü yeterli jeolojik, jeoteknik, hidrolojik ve hidrojeolojik araştırma ve inceleme yapmadan bu tür işletmelerin açılmasına neden izin vermektedir?
  • Ülkemizde kaç alanda maden işletmesinin atık barajı “aktif fay zonları” üzerinde veya yakınında yer almaktadır? Bu işletme sahalarında gerekli tedbirler alınmış mıdır?
  • Şubat 2023 tarihinde Çöpler altın işletme sahasında yığın liç sahasında yaşanan akma sonucunda, akan malzeme Karasu Nehrine ve üzerinde yer alan baraja ulaşmış mıdır? Ulaştı ise siyanürlü kimyasallar ile liç edilmiş, içinde siyanürlü sıvı çözeltinin yanında bol miktarda zehirli ağır metaller de içeren malzemenin, alandan uzaklaştırılması için hangi tür önleyici tedbirler alınmıştır?

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve MAPEG‘i, ÇED raporları ve madencilik faaliyetlerinin izlenmesi, kontrol edilmesi ve denetlenmesi konularında eksikliklerin giderilmesi için uyardı.

Özellikle, maden atıkları ve çevresel etkilerle ilgili mevzuatın katılımcı bir anlayışla gözden geçirilmesi, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının denetim süreçlerinde daha etkin rol alması gerektiği belirtiliyor. Ayrıca, maden işletmelerinin denetiminin güçlendirilmesi ve çevre felaketlerine yol açan firmalara karşı kesin tedbirler alınması gerektiği de JMO’nun altını çizdiği noktalar arasında.

Bildirinin tamamına buradan ulaşılabilir.

The sliding cyanide heap at the gold mine in Iliç had been proposed to be more than doubled

0

In the Çöpler Gold Mine owned by Anagold Mining and Çalık Holding at İliç, Erzincan, a slide occurred in the leaching area where the cyanide-separated piles are collected during the gold ore extraction process. According to official statements, at least nine people were trapped under the sliding pile. In the company’s second capacity increase application, it was stated that the leaching area planned to be more than doubled.

Erzincan Governor Hamza Aydoğdu described the incident as a landslide, while Anagold said in a statement that a slide occurred in the leaching area. Due to cyanide leaching at the İliç Gold Mine, the heap in question poses a great threat to living life. The mine is also adjacent to the Euphrates River. The river near the tailings area is about two kilometers from the cyanide pond.

‣ Landslide at Iliç Gold Mine: At least nine workers under ground
‣ Professional organizations: Invitation to tragedy in Çöpler

According to the mine’s final EIA file dated 2019, the size of the leach site was 853 thousand square meters.

In the mine’s open pit expansion application file dated June 2, 2023, it is stated that the size of the leach area is 607 thousand 492 square meters. With the second capacity increase, the total heap leach area size will be 1 million 887 thousand 925 square meters.

On the other hand, the company’s latest project file contains the following statements regarding the presence of cyanide in the leach pile:

In the Çöpler Project, oxidized ore is subjected to crushing, screening and grinding processes and then subjected to a leaching process using sodium cyanide to extract the gold and silver.

Interior Minister Ali Yerlikaya said, “8-10 decares of land mass spread over an area of 100 decares.”

TTB warned three years ago: Cyanide leaching must be strictly banned

Two years ago, we warned against the mine by including scientific reports in our news article. Here are those reports:

In the report shared by TTB on May 25, 2021 on the subject, “Cyanide mining activity consists of four main stages: Exploration, stripping and blasting, grinding and cyanidation, and waste storage. All these stages of mining involve different threats to nature and human health. Cyanide leaching, which is a toxic chemical that threatens biodiversity, freshwater and human health, should be strictly banned.”

On the other hand, the Turkish Thoracic Society issued an official statement on July 24, 2017. In the statement, it was emphasized that almost all of the materials to be used in the plant are risky for human health and ecological life.

“While some of them (e.g. quartz-containing sand) pose a risk only for workers’ health (silica causes silicosis, is known to be carcinogenic), most of the substances have the potential to have a negative impact on workers’ health, people in the environment and ecological life,” the Turkish Thoracic Society said in its opinion.

The statement added: “Considering the proximity of the region to the Euphrates River, it is not possible to foresee the extent of the environmental disaster that a possible leakage and destruction risk could cause.”

The comment of Prof. İsmail Duman from ITU on the EIA report was similar to the other two statements.

Prof. Dr. İsmail Duman stated that the main environmental risk is caused by the heavy metals mobilized by cyanide, especially the compound Arsen (AS) is present in the aqueous phase and these are dangerous poisons and said: “The acute effect of Arsen, also known as rat poison, is lethal when taken in excessive amounts. Its chronic effects are as follows: skin cancer, sensory impairment, loss of reflexes and depression, anemia, heart failure, blood cancer, cancer of the lymphatic system, liver tumors, congenital disabilities, babies born with incomplete development, lung cancer, kidney failure and mental illness.”

“The slightest carelessness and inexperience can lead to irreparable disasters,” Duman said, emphasizing that the water in the Euphrates River and the dams would become unusable for years, which would mean the end of agricultural production.

Dumping of surface soil to the Waste site

Waste site quadrupled in 2021

In 2010, gold production with cyanide was started at the mine, which started drilling in 2001. In 2019, sodium cyanide was increased to 11 thousand tons and sulfuric acid production to 122 thousand tons. In the report published in 2021, 18 hazardous substances were included. These include hazardous substances such as sodium cyanide, nitric acid, copper sulfate, sodium hydrosulfite, which cause severe burns, corrosive effects, skin and eye irritation to respiratory tract, aquatic organisms, severe burns, corrosive effects, and extreme irritation to the skin and eyes.

‣Euphrates River will die if the gold mine increases its capacity

The first EIA studies for the Çöpler Complex Mine were conducted in 2007-2008 and the EIA report was given an “EIA Positive” decision on April 16, 2008.

The EIA Report issued for the mine in 2008 stated that 100 million tons of rock and 52 million tons of ore would be extracted during the 18-year operations. However, the figures increased over time. In the EIA report in 2014, the amount of rock was increased to 173 million tons. By 2021, the figures had quadrupled, with rock increased to 420 million tons and ore to 85.3 million tons.

İsmail Hakkı Atal, the lawyer of the lawsuit filed against the previous capacity increase at the Çöpler Gold Mine in İliç, told Yeşil Gazete, “The pile of waste has collapsed. Of course it is toxic mud. Therefore, it will mix with rain and groundwater.”

Rainfall is expected in the region starting today.

Atal said, “When they collect the waste in one place, they lay a membrane or something underneath it, but when that waste is dispersed, when rainwater gets on it, all the heavy metals and elements in it will mix with the groundwater, and somehow it will mix into the food chain by evaporation.”

‘It is necessary to shut down the mine’

Regarding the company’s statement that it has activated its emergency plan, Atal said, “Even if it activates its emergency plan, nothing will happen. After this hour, this disaster has shown its end. It is necessary to take a lesson from this and shut down this mine immediately. There is no other solution. We already knew something like this was going to happen. Science was telling us this. For example, when there was a 4.2 magnitude earthquake on the Bingöl Yedisu fault line at the beginning of May, we applied to the Erzincan Governor’s Office on May 30, 2022. They did nothing,” he said.

Following May 2022, a cyanide leak occurred at the same mine on June 21, 2022 when a pipe with cyanide solution broke. Atal made the following statements regarding the cyanide leak in question:

“80 kg of cyanide went all the way to the Euphrates at that time. So the science is clear. If you pile tens of millions of tons of soil somewhere by disrupting the balance/structure of the earth’s crust by saying ‘no, I have taken all kinds of precautions’, that soil is bound to disintegrate one day.”

‘We need to get rid of this government as soon as possible’

Previously, in July 2022, an expert discovery was made at the site to determine whether the Çöpler Gold Mine was located on a fault line. Sedat Cezayirlioğlu, the plaintiff Sedat Cezayirlioğlu and his volunteer lawyer İsmail Hakkı Atal, who announced the activities of the cyanide-spewing company in Erzincan and fought for this for years, were not taken to the discovery. Underlining that they drew attention to seismicity in the discovery, Atal said:

“We mention all kinds of possibilities, from rust to cyanide pools, but… Therefore, Turkey is no longer even a state of law, as we experienced in Akbelen. We need to get rid of this government as soon as possible.”

The experts chosen for the mine’s survey had been challenged: AKP member defends mine

In September 2023, objections were raised to the experts chosen for the survey to be conducted as part of the lawsuit against the expansion of the gold mine’s capacity. Some of the experts were from the AKP, some were not experts in their field and some were gold mine proponents. The reasons for the objections were as follows:

  • We initially rejected Prof. Dr. Serhat Vançelik, a public health expert, as he was Erzurum Provincial Health Director for 10 years between 2007 and 2017 and close to the AKP government.
  • In the Anagold mine investigation file of former Erzincan Chief Public Prosecutor İlhan Cihaner, it was documented in the records of the Ministry of Justice in 2009 that the bribe exchange between the fugitive FETÖ prosecutor Bayram Bozkurt and the Anagold company was made through the law office of the son of former AKP Justice Minister Mehmet Ali Şahin. On the other hand, since Çalık Holding is a 20 percent shareholder of the Canadian-American gold mine (SSR mining) Anagold company and Çalık Holding is close to the AKP government, it is clear that the report to be given by the AKP public health expert Prof Dr Serhat Vançelik will not be impartial, so with our objection, we requested the Ministry of Justice General Directorate of Criminal Affairs to subpoena the investigation file prepared by İlhan Cihaner.
  • On the other hand, since the court appointed a ‘hydraulic engineer‘ expert when it should have appointed a ‘hydrogeologist‘ expert, we objected to this expert, to the meteorological engineer and geological engineer who do not have the qualification of faculty member in violation of the Council of State reversal, to Prof Dr İbrahim Alp, a mining engineer who is an unconditional gold mine propagandist, to Prof Dr İbrahim Alp, an environmental engineer who owns private companies and does business with mining companies. Dr Okan Tarık Komesli, who does not have sufficient studies in the field of seismology and whose academic title is geophysicist, not seismologist, and Prof. Dr Nafiz Maden, who is an expert witness, and requested the postponement of the discovery.”

The substances have hazardous effects on the respiratory tract, aquatic organisms, skin and eyes

In 2010, gold production with cyanide was started at the mine, which started drilling in 2001.

In 2019, sodium cyanide was increased to 11 thousand tonnes and sulfuric acid production to 122 thousand tonnes.

In the report published in 2021, 18 hazardous substances were included. These include hazardous substances such as sodium cyanide, nitric acid, copper sulphate, sodium hydrosulphite, nitric acid, copper sulphate and sodium hydrosulphite, which cause severe burns, corrosive effects, skin and eye irritation to the respiratory tract and aquatic organisms.

Erzincan halkı siyanür soluyor: Altın madenindeki en ufak dalgınlık felaketlere yol açabilir

Kanal İstanbul imar planı iptal edildi

İstanbul 11. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Yenişehir Rezerv Yapı Alanı imar planını iptal etti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca 15 Temmuz 2021’de onaylanan ve 16 Temmuz 2021’den itibaren bir ay süreyle askıya çıkarılan” İstanbul İli, Yenişehir Rezerv Yapı Alanı (Kanal İstanbul Projesi) 1. Etabına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği’ne itiraz etmişti.

Bakanlık, İBB’nin itirazını zımnen reddetmiş; İBB de bu işlem üzerine imar planının iptal edilmesi için konuyu yargıya taşımıştı. Başvuruda işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğu, uyuşmazlık konusu plan değişikliklerinin kamu yararına aykırılık teşkil ettiği, İstanbul’un geleceği için hayati önem taşıyan tarım topraklarına, orman alanlarına ve su havzalarına geri dönülemez zarar vereceği  belirtilmişti.

İdare Mahkemesi: Hukuka uyarlık yok

Bakanlığın işlemiyle ilgili kararını veren İdare Mahkemesi, İBB’nin itirazını haklı bularak imar planını iptal etti.

Mahkeme 2023/3120 numaralı kararında şunları yazdı: “15/07/2021 onay tarihli, İstanbul İli, Yenişehir Rezerv Yapı Alanı (Kanal İstanbul Projesi) 1. Etabına ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile bu plan değişikliklerine yapılan 16/08/2021 tarih ve BK No:4274, İBB No:138918 sayılı itirazın zımnen reddine ilişkin işlemde şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır”

Kararda dava konusu revizyon imar planı değişikliklerinde dava konusu planın payına düşen nüfusun nasıl tespit edildiğinin bilinmediği; bu durumun dava konusu plan değişiklikleri için nüfus denetimi yönünden belirsizlik yarattığı kaydedildi.

Plan değişikliklerinin bilirkişi raporunda bu hususa yönelik yapılan açıklamalar kapsamında nüfus hesapları yönünden eksikler içerdiğini belirten mahkeme heyeti; değişen yol güzergahına bağlı olarak genişleyen ve yeni önerilen donatı alanları hakkında yatırımcı kurum ve kuruluşlarının görüşlerine dair bilginin bulunmadığına, mezarlık alanlarının ağaçlandırılacak alan olarak gösterilmesinin mevzuata uygun olmadığına dikkat çekti.

İBB’nin Kanal İstanbul’a ilişkin yargıya taşıdığı plan süreçlerine dair diğer davalar için yargı süreci ise devam ediyor. Ayrıca açılan ÇED davası da Danıştay‘da görülüyor.

Tema Vakfı’nın Kanal İstanbul’da plan değişikliğine karşı açtığı dava reddedildi
Kanal İstanbul projesiyle evlerinden edilmek istemeyen Şahintepeliler imar planına dava açıyor
Kanal İstanbul kapsamındaki Yenişehir’ in planları revize edildi: TMMOB dava açıyor
Danıştay, Kanal İstanbul için yapılacak demiryolu ihalesini iptal etti

İmamoğlu: Sıkı takipçisiyiz

Konuya ilişkin açıklama yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul Projesi’nde büyük bir yanlış yapıldığının altını çizdi:

“Bu karar idare mahkeme kararı olduğu için kesin değil. Kararın gerekliliklerinin 30 gün içerisinde yerine getirilmesi istendi. Bu karar, Kanal İstanbul Projesi’nde büyük bir yanlış yapıldığının bir başka yönüyle de hüküm altına alınmasının bir belgesidir. Tabii, sadece dün bize, tarafımıza ulaşan bu karar değil, özellikle ana davalarımızın idare mahkemelerinde hem de Danıştay’da sürdüğünü belirtmek isterim. Bunun sıkı takipçisiyiz.”

İstanbul’un en güçlü muhafızı olmaya devam edeceklerini söyleyen İmamoğlu, “16 milyon insanımızla birlikte devam edeceğiz. İddiayla söylüyorum, gücünü bunlar anlayamaz, o vicdanlarını kaybettiler. O muhafız gücünü en çok bu şehrin pırlanta gibi çocuklarında ve gençlerinde hissediyorum. Bizim cesaretimizin, kararlılığımızın özünde İstanbullulardan aldığımız güç var” dedi.

Kurum, İstanbul’un gündeminde olmayan bizim de gündemimizde olmayacak demişti

AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Murat Kurum, adaylığını açıkladıktan sonra Kanal İstanbul ile ilgili gazetecilerin ısrarlı sorularına “İstanbul’un gündeminde olmayan hiçbir iş bizim de gündemimizde olmayacak” diye yanıt vermişti.

Kurum muhalefeti suçlayarak şunları söylemişti: “Aslında maalesef mevcut yönetimin, İstanbul’la ilgilenmeyenlerin, İstanbul’un sorunlarına çözüm bulmayanların, İstanbul’un ulaşım çilesini, deprem riskini ortadan kaldırmayanların ajanslar üzerinden kurduğu senaryolar bunlar. Biz bu senaryolara ortak olmayacağız. İlk günden beri ne dedik? İstanbul’un sorunlarıyla ilgileneceğiz, buna odaklanacağız dedik. ‘Kanal İstanbul projesi İstanbul’a bir ihanettir’ söylemiyle yine aynı senaryoları kurup, gündemi İstanbul olmayanların yapmış olduğu oyunlardır. Siyasi senaryolardır. Biz bu senaryoların farkındayız. İstanbullular bu senaryoların farkında. O yüzden hep ne diyoruz? İstanbul’un gündeminde olmayan hiçbir iş bizim de gündemimizde olmayacak. Burada İstanbul’un sorunları neyse, acil, öncelikli işler, meseleler neyse biz buraya odaklanacağız.”

İliç’e gidişler engelleniyor: İncelemeye giden İHD heyetinden üç kişi gözaltına alındı

Erzincan, İliç’teki altın madeninin siyanürlü yığın liçin kayması sonucu meydana gelen kaymanın sorumlularına karşı Erzincan’a doğru yola çıkanlar engelleniyor. İliç’e inceleme yapmaya gitmek üzere yola çıkan üç İnsan Hakları Derneği heyeti dahil dört kişi ise gözaltına alındı. Tunceli Valiliği’nin madendeki kaymadan sonra Erzincan’a geçişleri 18 Şubat’a kadar yasaklayan karar ise gerekçe olarak gösteriliyor.

“Erzincan ilinde meydana gelen toprak kayması olayı ile ilgili eylem ve etkinlik düzenlemek amacıyla kişilerin ve araçlarının, ilimiz sınırları içerisinden Erzincan iline çıkışlarının 14.02.2024 günü saat: 00.01’den 18.02.2024 günü saat: 23.59’a kadar ilgili mevzuat çerçevesinde KISITLANMASI kararı alınmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” kararı nedeniyle şehirden çıkışlarda yoğun kontroller yapılıyor.

Erzincan’a doğru sabah saatlerinde yola çıkan ve engellenenlerden ikisi de Akpazar Belediye Eşbaşkanı Orhan Çelebi ile ESP Eşgenel Başkan Yardımcısı Beykan Taşkıran’dı.

Yeşil Gazete’ye konuşan Orhan Çelebi, “Dersim çıkışında arkadaşları beklettiler. Dersim çıkışında yasak var. Dört, beş araç var; orada bekliyor. Biz sabah erken çıktık. Şu anda Muti Köprüsü’nde bekletilmiştik. Ama yaptığımız müzakereler sonucunda bırakıldık. Şimdi Erzincan’a doğru gidiyoruz. Dersim çıkışında İHD heyetine gözaltılar olduğu bilgisi var” dedi.

İncelemeye gitmek isteyen heyet gözaltına alındı

Yeşil Gazete’nin ulaştığı Gürbüz Solmaz, kendisi de dahil üç İHD heyeti ve bir de avukat dört kişinin gözaltında olduğunu doğruladı. Gözaltılarla ilgili İnsan Hakları Derneği’nden de şöyle bir açıklama geldi:

“Erzincan İliç ilçesinde yaşanan maden göçüğü sonrasında bölgeye giderek yerinde inceleme yapmak isteyen İHD Dersim Şube Eş Başkanlarımız Gürbüz Solmaz, Gönül Sonbahar ve üyelerimiz Nilüfer Akdağ ve Gökmen Yeşil gözaltına alındı.

Tunceli Valiliğiinin İl idaresi kanunu kapsamında almış olduğu ‘Tunceli İlinden Erzincan İline Çıkışları Yasaklayan Karar‘ kapsamında gözaltına alınan İHD üye ve yöneticilerimizin derhal serbest bırakılarak İliç’e gitmelerine izin verilmesini ve bu yasak kararın kaldırılmasını talep ediyoruz.”

İliç felaketinin müsebbibi şirkete Kanada sahip çıkmıyor: Madenin sahibi kim?

Kanada Büyükelçisi Kevin Hamilton, Erzincan İliç‘te dokuz işçinin siyanür ve diğer zehirli kimyasallarla kirlemiş tonlarca toprak yığını altında kaldığı Çöpler Altın Madeni‘ndeki felaketle ilgili bir açıklama yayımladı.

Hamilton sosyal medya platformu X‘ten yaptığı açıklamada “Erzincan’daki maden işletmesi Kanada’ya ait değildir.” dedi.

Kanada Büyükelçiliği de Türkçe yaptığı paylaşımda “Bazı medya kuruluşları göçüğün meydana geldiği madenin Kanada’ya ait olduğunu bildirdi. Bu doğru değildir. Erzincan’daki maden işletmesi Kanada’ya ait değildir” ifadelerini kullandı.

Çok uluslu şirketin merkezi ABD‘deki Colorado Denver‘de bulunuyor. İliç’teki madenin yüzde 80’ine sahip şirket, Kanada Şirketler Kanunu‘na da tabi görünüyor. Kanada Toronto’da da bir ofisi bulanan şirketin CEO’su da Kanada vatandaşı.

Türkiye’de Çalık Holding‘in sahibi olduğu Lidya Madencilik’le ortak olarak 21 Eylül 2000 tarihinde Anagold Madencilik Sanayii ve Ticaret A.Ş.’yi kuran SSR Mining, 1946 yılından bu yana dünya çapında madencilik alanında faaliyet gösteriyor.

Şirket, Artvin‘deki Hod Maden‘in de yüzde 40 hissesinin sahibi. Burada da büyük ortak Çalık Holding.

Kanada’da yerleşik SSR Mining’in ABD, Meksika, Peru gibi pek çok ülkede sermaye ortaklıkları bulunuyor.

Hisseleri çakıldı

İiliç’deki felaketin ardından  SSR Minig’in hem ABD hem de Kanada borsalarındaki değeri de yüzde 50 oranında düştü.

Türkiye saati ile dün facianın duyulmasının ardından 16.30’da açılan NASDAQ’da (ABD) şirketin hisseleri yüzde 50’den fazla değer kaybetti. Günü 9,72 dolar ile kapatan şirketin hisseleri 16.30’da 8,23 dolar ile açıldı. 1 saatten kısa sürede 4,50 dolara kadar geriledi ve 22 senelik dibi gördü.

Toronto (Kanada) borsasında ise dünü 13,08 Kanada Doları’ndan kapatan şirket 11,11 Kanada Dolar’ı ile açıldı. NASDAQ’la benzer şekilde 1 saatte yüzde 50’den fazla değer kaybetti.

Reuters‘ın aktardığına göre hisselerin düşmesinin ardından şirket, Çöpler’deki faaliyetlerin askıya alındığını duyurdu.

 

Bakan Yerlikaya: İliç’te 10 milyon metreküp kütle kaydı

Erzincan İliç‘teki Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen siyanürlü toprak yığınının kaymasıyla ilgili bölgede inceleme yapan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya gazetecilere açıklama yaptı.

Yerlikaya, AFAD, JAK, TSK, Emniyet Genel Müdürlüğü, madenciler ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan 339’u arama kurtarma personeli olmak üzere toplam 827 personelin görev yaptığını söyledi.

10 milyon metreküplük kütle 800 metre hareket etti

Cevherin biriktirildiği yığın liç alanından yamaç üzerinde önce kayma ve sonra çok hızlı akma şeklinde bir kütle hareketi meydana geldiğini belirten Bakan Yerlikaya şu bilgileri verdi:

“Hareket yaklaşık 200 metre yüksekliğe sahip bir yamaç boyunca oldu. Kayan kütlenin toplam hacminin şimdilik hesaplarda 10 milyon metreküp olduğu, bu kütlenin de yaklaşık 800 metre kadar hareket ettiği ve hareket hızının ortalama saniyede 10 metre olduğu öngörülüyor.”

9 işçiyi arama çalışmaları sürüyor

İlk belirlemelere göre dokuz işçinin kayan kütlenin altında kaldığını ve işçileri arama kurtarma çalışmalarının aralıksız devam etiğini ifade eden Yerlikaya, “Bölgede hem yeni gelişebilecek bir kaymayı izlemek hem de göçük altındaki kişileri, araçları saptayabilmek amacıyla mobil takip sistemleri ve yer radar gibi ekipmanlar kuruldu” dedi:

“Sahada dekontaminasyon ve mobil koordinasyon tırları görevlendirildi. AFAD koordinasyonunda üniversitelerimizden gelen bilim insanları bölgenin önceki ve güncel haritalarını kullanarak stabil alanları tespit ediyor ve bu alanlara izleme cihazları yerleştirmeye başladılar. Bununla birlikte uydu radar verilerinden sahadaki hareketlerin geçmişe yönelik davranışları inceleniyor ve yapılacak çalışmalarda olası riskli bölgeler belirleniyor. Ayrıca bölgede gece boyunca arama kurtarma çalışmalarını sürdürebilmek için 40 jeneratör ve 40 aydınlatma kulesi bulunuyor.”

Bölgede yağış başladı 

Meteoroloji 12’nci Bölge Müdürlüğü‘nden alınan bilgiye göre, ekiplerin aramalarını sürdürdüğü İliç’te bugün yağmur yağışı var. Hava sıcaklığının da 4 derece olması bekleniyor. Uzmanlar, şiddetli yağış halinde kayan kütleyle birlikte büyük miktarda siyanürün Fırat Nehri’ne karışabileceğini, bu durumun ise bir doğa soykırımına yol açacağını belirtiyor.

Habertürk’e konuşan yer Bilimci Prof. Dr. Süleyman Pampal, Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen toprak kaymasının, altın çıkarımı sırasında kullanılan zehirli siyanür ve diğer kimyasallarla işlem görmüş topraktan oluştuğunu belirtmişti. İşlem görmüş toprağın, dağ gibi üst üste yığıldığını ve bu yığının Fırat Nehri’ne 700-800 metre gibi çok yakın bir mesafede olduğunu anlatan Pampal, “Fırat’a karışması, bölgedeki tüm yaşamın sona ermesi anlamına gelir. Fırat’a ulaşmasının acilen önlenmesi gerekiyor; o vadinin önü kapatılmalıdır” çağrısında bulunmuştu.

siyanurhavuzu.jpg

‘Halka yalan söylemeyin’

Metalürji Mühendisi Cemalettin Küçük ise topluma doğru bilgi verilmesini isteyerek, şu uyarılarda bulundu:

“Artık halka yalan söylenmemesi gerektiğini belirtmek zorundayız. ‘Tedbirler alındı, hiçbir kimyasal tehlike yok’ gibi yanıltıcı açıklamalar yapılmamalı. Şu an bir risk oluştuğunu kabul etmeliyiz. Bu risk nedir? Siyanürün buharlaşması ve rüzgarın yönüne bağlı olarak insanlar ile hayvanlar için zehirlenme tehlikesi bulunmaktadır. Halkı daha fazla yanıltmayın. Şu ana kadar yapılanlar yeter; kandırma ve para kazanma çabalarına son verin. Artık yalan konuşmayı bırakın, bu ve benzeri faaliyetleri durdurun ve Türkiye’de bu işe bir son verin.”

Ne olmuştu?

Erzincan’ın İliç ilçesindeki Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.‘nin Çöpler Altın Madeni tesisinin bulunduğu alanda bulunan devasa siyanürlü yığın dün 14.30’de kaymıştı.

Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2010 yılı aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı madende siyanür ve sülfürik asit dağları çöktü. İlk belirlemelere göre en az 9 işçi toprak altında kaldı.

İliç Altın Madeni’nde toprak kayması: En az dokuz işçi toprak altında
İliç’teki altın madeninde kayan siyanürlü yığının iki kattan fazla artması istenmişti
İliç’teki faciaya tepki yağıyor