Editörün SeçtikleriEkolojiİliç FaciasıManşetTürkiye

İliç’teki altın madeninde kayan siyanürlü yığının iki kattan fazla artması istenmişti

0
Fotoğraf: DHA

Erzincan, İliç‘te Anagold Madencilik ve Çalık Holding’in sahibi olduğu Çöpler Altın Madeni‘nde altın cevheri çıkarma sürecinde siyanürle ayrıştırılan yığınların toplandığı liç alanında kayma meydana geldi. Resmi açıklamalara göre en az dokuz kişi kayan yığının altında kaldı. Şirketin ikinci kapasite artışı başvurusunda liç sahasının iki katından daha fazla artılacağı belirtilmişti.

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, söz konusu olayı toprak kayması şeklinde açıklarken Anagold’un yaptığı açıklamada ise yığın liç alanında kayma meydana geldiği belirtildi. İliç Altın Madeni’nde yapılan siyanürlü liçleme nedeniyle söz konusu yığın canlı yaşamı üzerinde büyük bir tehdit oluşturuyor. Maden, Fırat Nehri‘ne de komşu. Pasa alanının yakınındaki nehir, siyanür havuzuna yaklaşık iki kilometre uzaklıkta.

‣ İliç Altın Madeni’nde toprak kayması: En az dokuz işçi toprak altında
‣ Meslek örgütleri: Çöpler’deki faciaya davet çıkarıldı 

Madenin 2019 tarihli nihai ÇED dosyasına göre; yığın liç sahasının büyüklüğü 853 bin metrekare büyüklükteydi.

Altın madeninin 2019 nihai ÇED dosyasından

Madenin 2 Haziran 2023’te yapılan açık ocak genişleme başvuru dosyasında ise yığın liç sahasının alan sahası büyüklüğünün 607 bin 492 metrekare olduğu belirtiliyor. İkinci kapasite artışı ile birlikte toplam yığın liç alan büyüklüğünün ise 1 milyon 887 bin 925 m2 olacağı belirtildi.

Çöpler Kompleks Madeni Açık Ocak Genişleme

Öte yandan şirketin son proje dosyasında liç yığınında siyanür bulunduğuna ilişkin şu ifadeler bulunuyor:

“Çöpler Projesinde oksitli cevher; kırma eleme ve öğütme işlemlerinden geçirilerek içerisindeki altın ve gümüşün alınabilmesi için sodyum siyanürün kullanıldığı yığın liç prosesine tabi tutulmaktadır.”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da açıklamasında “8-10 dönümlük toprak kütlesi 100 dönümlük alana yayıldı” dedi.

TTB üç yıl önce uyarmıştı: Siyanürlü liçleme kesinlikle yasaklanmalıdır

İki yıl öncesinde kaleme aldığımız haberimizde bilimsel raporlara yer vererek söz konusu madene karşı uyarıda bulunmuştuk. İşte o raporlar:

 TTB’den 25 Mayıs 2021’de konuya ilişkin paylaşılan raporda “Siyanürlü madencilik faaliyeti dört ana aşamadan oluşur: Arama, sıyırma ve patlatma, öğütme ve siyanürleme, atıkların depolanması. Madenciliğin tüm bu aşamaları doğa ve insan sağlığı için farklı tehditler içerir. Biyolojik çeşitlilik, tatlı su varlığı ve insan sağlığını tehdit edecek derecede toksik bir kimyasal olan ‘siyanürlü liçleme kesinlikle yasaklanmalıdır” ifadelerine yer verilmişti.

Öte yandan Türk Toraks Derneği tarafından 24 Temmuz 2017’de görüş bildirilmişti. Görüşte tesiste kullanılacak maddelerin hemen hepsinin insan sağlığı ve ekolojik yaşam açısından riskli olduğunun altı çizilmişti.

Türk Toraks Derneği tarafından verilen görüşte “Bazıları (örneğin kuvars içeren kum) sadece çalışan sağlığı açısından risk oluşturmakta iken (silik, silikozise yol açmaktadır, kanserojen olduğu bilinmektedir); çoğu madde başta çalışan sağlığı olmak üzere, çevredeki insanlar, ekolojik yaşam üzerinde olumsuz etki potansiyeline sahiptirler” denilmişti.

Ayrıca görüşte, “Bölgenin Fırat Nehri‘ne yakınlığı göz önüne alındığında olası bir sızıntı, yıkım riskinin yol açabileceği çevresel bir felaketin ne boyutlara ulaşacağını öngörmek mümkün değildir” ifadeleri kullanılmıştı.

İTÜ’den Prof. Dr. İsmail Duman’ın ÇED raporuna ilişkin görüşü de diğer iki görüşle benzer nitelikteydi.

Prof. Dr. İsmail Duman esas çevresel riskin siyanür tarafından mobilize edilen ağır metallerden kaynaklandığını, özellikle Arsenik’in (AS) bileşiğinin sulu fazda bulunduğunu ve bunların da tehlikeli birer zehir olduğunu belirterek “Fare zehri olarak da bilinen Arsenik’in akut etkisi, aşırı miktarda alındığında öldürücü olmasıdır. Kronik etkileri ise şöyledir: cilt kanseriduyu bozukluğurefleks kaybı ve depresyonkansızlıkkalp yetmezliğikan kanserilenf sistemi kanserkaraciğer tümörüdoğuştan sakatlıklargelişmesini tamamlamadan doğan bebeklerakciğer kanseriböbrek yetmezliği ve akıl hastalıkları” görüşünü belirtiyor.

“En ufak bir dalgınlık ve acemilik telafi edilemeyecek felaketlere yol açabilir” diyen Duman, Fırat Nehri’ndeki ve barajlardaki suyun yıllar boyu kullanılmayacak hale geleceğini, bunun da tarımsal üretimin sonu manasına geldiğini vurgulamıştı.

2021’de pasa dört katına çıkarılmıştı

2001’de sondaj çalışmalarına başlanan maden işletmesinde 2010’da siyanürle altın üretimine geçildi. 2019’da sodyum siyanür 11 bin tona, sülfürik asit üretimi 122 bin tona çıkarıldı. 2021’de yayınlanan raporda ise 18 adet tehlikeli maddeye yer verildi. Bunlar arasında solunum yollarına, sudaki organizmalara, ciddi yanıklara, aşındırıcı etkilere, cilt ve gözde aşırı tahrişlere neden olan sodyum siyanürnitrik asitbakır sülfatsodyum hidrosülfit gibi tehlikeli maddeler de bulunuyor.

‣Altın madeni kapasitesini artırırsa Fırat Nehri ölecek

Çöpler Kompleks Madeni için ilk ÇED çalışmaları 2007-2008 tarihlerinde yürütülmüş ve hazırlanan ÇED raporuna, 16 Nisan 2008 tarihinde “ÇED Olumlu” kararı verilmişti.

Maden için 2008’de verilen ÇED Raporu kapsamında 18 yıl sürdürülmesi planlanan faaliyetlerde 100 milyon ton kaya (pasa) ve 52 milyon ton cevher çıkarılacağı belirtiliyordu. Ancak rakamlar zaman içerisinde arttı. 2014’teki ÇED raporunda pasa 173 milyon tona çıkarıldı. 2021’de ise rakamlar dört kata kadar arttı; pasa 420 milyon tona, cevher 85,3 milyon tona çıkarıldı.

İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde daha önce kapasite artırımına karşı açılan davanın avukatı İsmail Hakkı Atal, olaya ilişkin Yeşil Gazete‘ye yaptığı açıklamada, “Pasa yığını çökmüş. Tabi o zehirli çamur. Dolayısıyla o yağmurla, yeraltı suyuyla karışacak” dedi.

Bölgede bugünden itibaren yağış bekleniyor.

Atal, “Pasayı bir yerde topladıklarında altına membran falan seriyorlar ama o pasa dağıldığında dolayısıyla, üzerine de yağmur suyu aldığında içerisindeki bütün ağır metaller, elementler yeraltı suyuna karışacak, bir şekilde buharlaşmayla besin zincirine karışacak” ifadelerini kullandı.

‘Madenin kapısına kilidi vurmak gerekiyor’

Şirketin acil durum planını devreye soktuğu yönünde açıklamasına ilişkin ise Atal, “Acil durum planını da devreye soksa da herhangi bir şey olmaz. Artık bu saatten sonra artık bu facia ucunu gösterdi. Bundan ders alıp hemen bu madenin kapısına kilidi vurmak gerekiyor. Başka çaresi yok. Göz göre göre… Biz böyle bir şey olacağını biliyorduk zaten. Bilim bize bunu söylüyordu. Biz daha önce de mesela Mayıs’ın başında Bingöl Yedisu fay hattında 4.2 büyüklüğünde deprem olunca 30 Mayıs 2022’de Erzincan Valiliği’ne başvuru yaptık. Hiçbir şey yapmadılar” dedi.

Mayıs 2022’nin ardından aynı madende 21 Haziran 2022’de siyanür solüsyonlu borunun kırılması sonucu siyanür sızıntısı meydana gelmişti. Atal söz konusu siyanür sızıntısına ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:

“80 kg siyanür o zaman Fırat’a kadar gitti. Dolayısıyla bilim açık ve net. Sen bir yere ‘hayır, ber türlü tedbiri aldım’ diyerek yer kabuğunun dengesini/yapısını bozarak bir yere on milyonlarca ton toprağı yığarsan o yığılan toprak elbet bir gün dağılmaya mahkum.”

‘Bu iktidardan kurtulmamız gerekiyor bizim bir an önce’

Daha önce Temmuz 2022’de Çöpler Altın Madeni’nin fay hattı üzerinde olup olmadığının tespit edilmesi için sahada bilirkişi keşfi yapılmıştı. Keşfe Erzincan’daki siyanür saçan şirketin faaliyetlerini duyuran ve yıllardır bunun için mücadele eden davacı Sedat Cezayirlioğlu ve gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal alınmamıştı. Söz konusu keşifte depremselliğe dikkat çektiklerinin altını çizen Atal, şunları kaydetti:

“Her türlü ihtimali dile getiriyoruz; pasasından siyanür havuzuna kadar ama… Dolayısıyla artık hükümet Akbelen’de de yaşadığımız gibi Türkiye artık kanun devleti bile değil. Bu iktidardan kurtulmamız gerekiyor bizim bir an önce.”

Madenin keşfine seçilen bilirkişilere itiraz edilmişti: AKP’li, madeni savunuyor

Eylül 2023’te altın madeninin kapasitesinin artırılmasına karşı açılan dava kapsamında yapılacak keşif için seçilen bilirkişilere itiraz edilmişti. Bilirkişilerden bazılarının AKP’li olmasına, bazılarının alanında uzman olmamasına ve bazılarının da altın madeni savunucusu olmasına karşı çıkılmıştı. İtirazların gerekçeleri ise şöyleydi:

  • “Keşif bilirkişilerinden Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Serhat Vançelik 2007-2017 yılları arasında 10 yıl Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü yapıp AKP hükümetine yakın olduğundan başta bu bilirkişiyi kabul etmedik.
  • Eski Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner‘in Anagold madeni soruşturma dosyasında firari FETÖ’cü Savcı Bayram Bozkurt ile Anagold şirketi arasındaki rüşvet alışverişinin eski AKP’li Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin‘in oğlunun avukatlık bürosu vasıtasıyla yapıldığı bilgisi 2009’da Adalet Bakanlığı kayıtlarına girmişti. Diğer yandan Kanada-Amerikan altın madeni ( SSR mining ) Anagold şirketine Çalık holdingin yüzde 20 ortak olması ve Çalık Holding‘in de AKP iktidarına yakın olması nedeniyle, AKP’li halk sağlığı uzmanı bilirkişi Prof. Dr. Serhat Vançelik’in vereceği raporun tarafsız olmayacağı belli olduğundan itirazımızla birlikte Adalet Bakanlığı Ceza işleri genel müdürlüğünden İlhan Cihaner’in hazırladığı soruşturma dosyasının da celbini talep ettik.
  • Diğer yandan mahkeme ‘hidrojeolog’  bilirkişi ataması gerekirken ‘hidrolik mühendisi‘ bilirkişi atamış olduğundan bu bilirkişiye,
  • Danıştay bozmasına aykırı olarak öğretim üyesi vasfını taşımayan Meteoroloji Mühendisi ve Jeoloji Mühendisine,
  • Koşulsuz altın madeni propagandacısı Maden mühendisi Prof. Dr. İbrahim Alp‘e,
  • Özel şirket sahibi ve maden şirketlerine iş yapan Çevre Mühendisi Prof. Dr. Okan Tarık Komesli’ye,
  • Sismoloji alanında yeterli çalışması olmayan ve akademik sıfatı Sismolog değil jeofizikçi olan bilirkişi Prof. Dr. Nafiz Maden‘e itirazlarımızı bildirerek, keşfin ertelenmesini talep ettik.”

Maddelerde solunum yoluna, sudaki organizmalara, cilt ve göze zararlı etkiler var

2001’de sondaj çalışmalarına başlanan maden işletmesinde 2010’da siyanürle altın üretimine geçildi.

2019’da sodyum siyanür 11 bin tona, sülfürik asit üretimi 122 bin tona çıkarıldı.

2021’de yayınlanan raporda ise 18 adet tehlikeli maddeye yer verildi. Bunlar arasında solunum yollarına, sudaki organizmalara, ciddi yanıklara, aşındırıcı etkilere, cilt ve gözde aşırı tahrişlere neden olan sodyum siyanürnitrik asitbakır sülfatsodyum hidrosülfit gibi tehlikeli maddeler de bulunuyor.

Erzincan halkı siyanür soluyor: Altın madenindeki en ufak dalgınlık felaketlere yol açabilir

You may also like

Comments

Comments are closed.