ManşetMedya-İnternetTürkiye

Gazeteciler sansür yasasını görüşen AYM’nin önünde nöbette

0
Fotoğraf: ANKA

Basın meslek örgütleri gazetecilerin keyfi olarak suçlanmasına, tutuklanmasına neden olan “sansür” yasasının iptali için Anayasa Mahkemesi‘nin (AYM) karşısındaki alanda bugün (8 Kasım) “Sansüre ve tutuklamalara karşı basın nöbeti”nde. Nöbet sırasında oluşturulan serbest kürsüde konuşan Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Temsilcisi Doğan Tılıç, “Her gün Gazze’de bombalar altında haber geçen meslektaşlarımızı görüyorum. Biz de Türkiye’de ateşten gömlekle haberlerimizi geçiyoruz. İster ateş altında ister ateşten gömlekle gazeteciler her zaman dünyanın her yerinde sözlerini söylemenin yolunu bulurlar” dedi.

AYM “dezenformasyonla mücadele yasası” olarak tanıtılan, “sansür” yasası olarak bilinen TCK’nın “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna hapis cezası getiren 217/A maddesinin iptali için CHP’nin yaptığı başvuruyu bugün görüşüyor.

Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Basın Yayın İletişim ve Posta Emekçileri Sendikası‘ndan (Haber-Sen) oluşan basın meslek örgütleri, gazetecilerin keyfi suçlanmasına ve tutuklanmasına neden olan söz konusu maddenin iptali için bugün AYM’nin hemen karşısında bulunan alanda saat: 10:00 ile 14:00 arasında “sessiz protesto ve serbest kürsü” eylemi ve “Sansüre ve tutuklamalara karşı basın nöbeti’ tutmaya başladı.

Nöbete katılan basın meslek örgütlerinin temsilcileri ve katılımcılar serbest kürsüde görüşlerini ifade etti.

gazeteciler, sansür yasası, AYM, Ankara

‘Anayasa Mahkemesi var mı, yok mu?’

ANKA’da yer alan habere göre; Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, “Sansür yasası olarak ifade ettiğimiz basın yasasındaki 29. Madde’nin Anayasa’ya aykırılığı yönündeki iptal ve yürürlüğünün durdurulması başvurusu görüşmesi başladı. Bizler hepimiz burada tüm meslektaşlarımızı temsilen hem de tüm toplumun basın ve ifade özgürlüğünü savunan kişiler olarak bulunuyoruz. Bu kararı Anayasa Mahkemesi’nden bugün tüm ülkeyi rahatlatacak bir karar vermesini bekliyoruz” dedi ve ekledi:

“Burası Balyoz, Ergenekon davalarından bu yana adalet arayışını sürdürmek isteyen herkesin serbest kürsüsü olmuş durumda. Neden? Çünkü arkamızda ülkenin en yüksek mahkemesi var. Anayasa Mahkemesi’nin görevi, hepimiz için anayasayı korumak. Biz de anayasanın korunması için Anayasa Mahkemesi’nin yüksek yargıçlarının bugün çok önemli bir karar vereceğine inanıyoruz.

Can Atalay kararın gördüğümüz gibi Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığına şahit oluyoruz. Ülkenin en yüksek mahkemesi bugün bir karar verecek. Anayasa Mahkemesi var mı, yok mu? Bugün dezenformasyon maddesi kararıyla tüm ülkeye bunu göstermiş olacak.”

Hastane yatağından cezaevine: Gazeteci Elif Akkuş tutuklandı
Gazeteci Barış Pehlivan’ın tahliye talebi reddedildi
Gazeteci Kalafat ve Akgül’ün davası görüldü: bianet’in haber sitesi olup olmadığı araştırılacak

gazeteciler, sansür yasası, AYM, Ankara

‘Sessiz bir çığlık atıyoruz, yüksek yargıçlarımızın duymasını talep ediyoruz’

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise AYM önünde yaptığı açıklamada, “Arkamızda çok yüksek bir bina var. İçindekiler ise hukukun en yüksek insanları. Burada bugün yapılan görüşmede bizimle ilgili halkın haber alma hakkının yerleşmesi ve korunmasıyla ilgili çok yaşamsal bir karar alınacak. Bu kararın iptal yönünde olmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Biz gazetecilerin gazetecilik faaliyeti nedeniyle hapse girmesine, halkın haber alma hakkının yok edilmesine, gerçeğin halka ulaşmasını engelleyen bu yasanın iptali için burada hep beraber sessiz bir çığlık atıyoruz” diyen Türenç, “Yüksek yargıçlarımızın duymasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

‘Dezenformasyondan değil, gerçek gazetecilikten korkuyorlar’

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Biz bir yıl önce Meclis koridorlarını adım adım dolaşarak söyledik. Getirdiğiniz dezenformasyon yasası, kesinlikle dezenformasyona yönelik bir yasa değildir. Böyle olmayacaktır. Bu yasa kapsamında gerçek gazeteciler zan altında bırakacaktır. Biz bunu söylediğimiz zaman birçok yaptırıma maruz kaldık. Aslında şu çok açıktı” diyerek şu ifadeleri kaydetti:

“Dezenformasyondan değil gerçek gazetecilikten korkuyorlar.”

‘Bunu bir gözdağı için yapıyorlar’

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş geçen sene söz konusu yasaya karşı ortaya koydukları itirazlarını hatırlatarak “Bu basın özgürlüğünü yok edecek bir yasa, sansürü getirecek bir yasa demiştik. O zaman iktidardakiler bize şunu söylemişti: ‘Hiç merak etmeyin, onlar gazeteciler için çıkan bir yasa değil. Dezenformasyon suçlamasından hiçbir gazetecinin başına bir şey gelmeyecek’ demişlerdi. Aradan bir yıl geçti. 30 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. Dört gazeteci tutuklandı. En son tutuklananlardan biri Tolga Şardan’dı ve önceki gün serbest bırakıldı” dedi. Durmuş, şunları aktardı:

“Bu sabah yine bir arkadaşımız dezenformasyon suçlamasıyla gözaltına alındı. İşte bugün burada olmamızın asıl nedeni bu. Bu suçlama, gazetecilerin gazetecilik yapmasını engelleyecek bir suçlama. Her ne kadar gözaltına alınsa da tutuklasalar da kısa sürede serbest bırakmak zorunda olduklarını biliyorlar. Bunu bir gözdağı için yapıyorlar. Ama biz meslek örgütleri, gazeteciler olarak gözdağlarına pirim vermememiz gerekiyor. Umarım hakimler doğru kararı verir ve bu maddeyi iptal ederler.”

Üç ay sonra hakim karşısına çıkan Merdan Yanardağ için tahliye kararı
RTÜK’ten Halk TV’ye beş kez program durdurma ve para cezası
Gazeteciye saldıran belediye başkanı korumalarına tahliye: Kimsenin can güvenliği yok

gazeteciler, sansür yasası, AYM, Ankara

‘Türkiye’de ateşten gömlekle haberlerimizi geçiyoruz’

Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye Temsilcisi Doğan Tılıç da “Sadece bu kadar değiliz” dedi ve ekledi:

“Ben Dünyanın pek çok yerindeki meslektaşlarımızın da dayanışma duygusunu iletmek istiyorum; onlar da şu an beraberler. Bizim asıl ihtiyacımız olan bu. Her zaman bu kadar güçlü, bu denli bir arada durun. Arkamızdaki yüksek mahkeme bugün bir konuda karar verecek. Sansür yasası konusunda karar verecek. Karar ne olursa olsun ne bizi susturabilecekler ne de bizim için çok fazla bir şey yapmış olabilecekler. Her gün Gazze’de bombalar altında haber geçen meslektaşlarımızı görüyorum. Biz de Türkiye’de ateşten gömlekle haberlerimizi geçiyoruz. İster ateş altında ister ateşten gömlekle gazeteciler her zaman dünyanın her yerinde sözlerini söylemenin yolunu bulurlar.”

’85 milyonun hakkı için bu yasa iptal edilmelidir’

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El,  “Çıkacak kararı merakla bekliyoruz ve umut ediyoruz ki iptal olacak. Bu yasa sadece gazetecilerin problemi değildir. Biz bundan direkt etkileneceğiz ama 85 milyon yani halkın haber alma konusu şu an arkamızdaki binada konuşuluyor. Tamamen karanlık bir toplum aydınlatılması için mücadele eden gazetecilerin bu aydınlatma işlemi de engellenmiş oluyor” diyerek 85 milyonun hakkı için bu yasanın iptal edilmesi gerektiğini ifade etti.

‘Biz gazetecilik yapıyoruz, o kadar’

Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş gazeteciliğin birilerinin yazılmasını istemediklerini yazmak olduğu sözüne işaret ederek şunları aktardı:

“’Gazetecilik birilerinin yazmasını istemediklerini yazmaktır. Gerisi halkla ilişkilerdir’ diyor George Orwell. Biz halkla ilişkiler görevlisi değiliz. Biz gazetecilik yapıyoruz, o kadar. Çok kutsal bir görevi yerine getiriyoruz aslında. Kamuoyunun sesi oluyoruz.

Gerçekleri, doğruları ve perde arkasındaki yolsuzlukları, usulsüzlükleri kamuoyuna aktarma gibi çok kutsal bir görevi yerine getiriyoruz. Bu dezenformasyonla mücadele yasası olarak getirilen düzenlemedeki kamu düzenini bozma, ülkenin iç ve dış güvenliği, genel sağlığı gibi hepimizin üzerinde hassasiyetle durduğumuz ama bir o kadarda bu hassas başlıkların nerede başlayıp nerede bittiği, sınırını bilmediğimiz gerekçelerle suçlanıyoruz. Dolayısıyla biz kamu adına görevimizi yerine getiren gazeteciler olarak bu yüksek mahkemeden, geçen yıl yüce Meclis’te aynı konuşmaları yapmıştık. Malesef bir yıl sonra, ağır bilançodan sonra onlarca meslektaşımızın hakkında soruşturmalar başlatıldı. Anayasa Mahkemesi’nden bugün düzenlemenin iptalini bekliyoruz.”

Şardan: Ben, son olmamı istemiştim

Geçtiğimiz günlerde gözaltına alınarak tutuklanıp ardından tahliye edilen Gazeteci Tolga Şardan da “Ben, son olmamı istemiştim” dedi ve ekledi:

“35 yıldır sokakta gazetecilik yapan bir gazeteciyim. Meslek büyüklerim bana her zaman şu tavsiyelerde bulundular: Gazetecilik bir mesafe mesleğidir. Gazetecilikten zengin olunmaz. Gazeteci, sadece gazetecilik yapar. Ben bu şiarlarla bu tavsiyelerle bugüne kadar geldim. Herkesin bildiği gibi geçen hafta kaleme aldığım bir yazı nedeniyle önce gözaltına alındım. Pazartesi akşamı da tahliye edildim. Ben son olmamı istemiştim. Ama gelen haberlere bakılırsa aynı çerçevede yeni bir gözaltı daha olmuş. Bu gözaltılar nereye kadar sürecek bunu bilemiyoruz. Ancak AYM önemli bir karar alacak. Bu karar, Türkiye’de önümüzdeki dönem için ne istikamete gideceğinin de göstergelerinden biri olacaktır. AYM bir taş binadan ibaret olmadığını içinde hala bir demokrasi, çağdaşlık için görev yapan biz gazetecilerin önünü açması yönünde bir karar alması gerektiğini umuyorum. Gelecek kuşaklara, gazeteci adaylarının da önlerinin açık olması için bir zemin oluşturulması gerektiğini düşünüyorum.”

Tolga Şardan hakkında tahliye kararı
bianet editörü Evrim Kepenek’e de ‘dezenformasyon’ soruşturması açıldı
Bir ‘dezenformasyon’ soruşturması da Birgün muhabirlerine…

gazeteciler, sansür yasası, AYM, Ankara

‘AYM anayasal güvence altındaki basın özgürlüğünü oylayacak gibi görünse de kendi varlığını oylayacak’

RTÜK Üyesi İlhan Taşcı da söz alarak “AYM anayasal güvence altındaki basın özgürlüğünü oylayacak gibi görünse de kendi varlığını oylayacak. AYM’nin de varlık sebebi, bu anayasal güvence altındaki ilkelerin ortadan kaldırılmasına dönük olası müdahaleleri engelleme amacı taşımaktadır” ifadelerini kullandı ve şunları aktardı:

“Aslında bugün AYM, kendisinin ne kadar Anayasa’yı güvence altına alabildiğini oylayacak. Buradan çıkacak olan sonuç tam anlamıyla budur. Dezenformasyon gibi ucunun nereye varacağı belli olmayan subjektif bir kavram üzerinden basını kıskaca almaya çalışmak her şeyden önce Türkiye demokrasisine vurulacak en ağır darbelerden birisi olacaktır. Bizim buradaki beklentimiz AYM’nin hem kendi varlığını bir yüksek yargı organı olarak ortaya koyması hem de halkın haber alma özgürlüğü noktasında bir karara imza atmasını bekliyoruz.”

Gazeteci Cengiz Erdinç de gözaltına alındı
‘Adliyedeki rüşvet iddialarına soruşturma haberimize erişim engeli’ haberimize de erişim engeli geldi
Gazeteci Dinçer Gökçe de gözaltına alındı: Gerekçe Şardan’la aynı

‘Meşruiyeti varsa hiçbir mahkeme AYM’nin üstünde değildir’

Son olarak YeniÇağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu da “Önce AYM bu yasayı iptal etmekten öte AYM olduğunu ispat etmeli. AYM kararlarının tanımadığı bir ülkede ne anayasadan bahsedilebilir ne AYM’den. Dezenformasyon yasası mutlaka iptal edilsin ama kararlarının uygulanması için en azından buraya gelsinler eylem yapsınlar. AYM kararları uygulanmak istenmiyorsa, AYM Devlet Bahçeli’nin dediği gibi kapatılsın gitsin. Ama meşruiyeti varsa hiçbir mahkeme AYM’nin üstünde değildir” dedi.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.