Editörün SeçtikleriEnerjiManşet

Bakan Bayraktar’ın Akkuyu açıklamasına tepki: Doğruyu söylemiyor

0

Mersin‘in Gülnar ilçesinde inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali‘nin (NGS) bir Rus yatırımı olmasına rağmen Türkiye‘deki herhangi bir yabancı yatırımdan hiçbir farkının olmadığını söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar‘a uzmanlar tepki gösteriyor.

Birkaç gün önce Akkuyu Nükleer A.Ş‘nin CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Anastasia Zoteeva bir Rus kanalına verdiği röportajda Akkuyu Nükleer Santrali hakkında “Kendimiz için inşa ediyoruz. Bu nükleer santral Rusya‘ya aittir” ifadelerini kullanmıştı.

Bakan Bayraktar ise Zoteeva’nın sözleri üzerine “Akkuyu Nükleer A.Ş., Türkiye Cumhuriyeti‘nin vergi mevzuatına, hukuk kurallarına göre çalışan bir şirket, bir Türk şirketidir. … Orada yapılan bir doğal gaz santralinden, geçmişte yapılan bir kömür santralinden, rüzgar, güneş enerjisi santralinden hiçbir farkı yok bu yatırımın” açıklamasında bulunmuştu.

‣ Akkuyu NGS CEO’su: Santral bizim, onu kendimiz için inşa ediyoruz

‘Anlaşmanın esaslarını belirleyen alt anlaşmalar söz konusu’

Yeşil Gazete Nükleer Editörü ve nükleersiz.org Koordinatörü, bağımsız araştırmacı Dr. Pınar Demircan, Bakan Bayraktar’ın söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Demircan, Yeşil Gazete’ye yaptığı değerlendirmede “Sayın Enerji Bakanı Bayraktar’ın açıklamalarını okuyunca yurttaşlara mevcut projenin farklı yanlarının gösterildiğini anlıyoruz” diyor: “Zira Bakan Rusya Federasyonu ile anlaşmanın Rusya tarafına bir üstünlük vermediğini savunurken zaten anlaşmada ‘Türkiye Cumhuriyeti’nde nükleer yakıt üretim tesislerinin kurulması ve işletimi de dahil olmak üzere nükleer yakıt döngüsü hakkındaki işbirliği ve teknoloji transferi Taraflarca mutabakata varılacak ayrı koşullar çerçevesinde yürütülecektir’ deniliyor.”

Demircan, bunun anlaşmanın esaslarını belirleyen alt anlaşmaların söz konusu olduğu anlamına geldiğini belirterek ekliyor:

“Bu da bizi reaktör anlaşmasını sorgulamaya götürüyor. Eğer Türkiye ile Rusya arasındaki Hükümetlerarası Anlaşmanın manasını sorgulayacak olursak, bu anlaşmanın önemi daha ziyade bu anlaşma ile Anayasanın dışından dolaşılmasıdır. Zira bu anlaşmanın yapılmasından önce Anayasanın 90’ıncı maddesinin son fıkrasında da, ‘Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa‘ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz’ ibaresi eklenmiştir.”

‣ Akkuyu nükleer santrali Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşındı: İnsanlığa karşı suç işleniyor

‘NGS’ye itirazların Anayasa içinden yapılması önleniyor’

Bu şekilde nükleer santral projesine itirazların Anayasa içinden yapılmasının önlendiğini kaydeden Pınar Demircan, “Dolayısıyla toplumsal güçler ve yurttaşlar olarak Akkuyu NGS projesine karşı itirazlar yalnızca Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleri üzerinden gerçekleştirilebilmiştir” diye belirtiyor.

Dr. Demircan, bu hükümetlerarası anlaşmaya ulaşmak isteyen okuyucuları Resmi Gazete‘ye yönlendiriyor.

Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında yakıt üretim tesislerinin kurulması ve işletimi de dahil olmak üzere nükleer yakıt döngüsüne ilişkin yapılmış olan anlaşmaya dair detaylar, linkin beşinci Maddesinde Proje Şirketine dair açıklamalar arasında yer alıyor.

Demircan’a göre, Yap-Sahip ol-İşlet Reaktör finansman anlaşmasının detaylarını içeren bu kısımda projenin sahibinin Rusya olduğu açık. Burada “Rus Yetkili Kuruluşları’nın Proje Şirketi’ndeki toplam payları, hiçbir zaman %51’den (yüzde elli birden) az olamaz. Proje Şirketi’nin geride kalan azınlık hisselerinin dağıtımı, her zaman, ulusal güvenlik ve ekonomi konularında ulusal çıkarların korunması amacıyla Tarafların rızasına tabidir” ifadeleri yer alıyor.

‣ Nükleer karşıtları Fukuşima’dan Akkuyu’ya uzanan nükleer tehdidine dikkat çekti

‘Bırakın yüzde 51’i, projenin yüzde 100 sahibi Rusya’

Aynı bölümde “Proje Şirketi, NGS tarafından üretilen elektrik de dahil olmak üzere, NGS’nin sahibidir. Proje Şirketi, Rus Tarafı’nca yetkilendirilen şirketlerin doğrudan veya dolaylı olarak başlangıçta %100 (yüzde yüz) hisse payına sahip olacak şekilde, Türkiye Cumhuriyeti kanunları ve düzenlemeleri kapsamında anonim şirket şeklinde kurulur” yazdığına da dikkati çeken Demircan, bu ,fadelerin projenin tamamının Rusya’ya ait olduğuna işaret ettiğini belirtiyor:

Yani günümüzde bırakın yüzde 51’i, projenin yüzde 100 sahibi Rusya’dır. Bu anlaşmada Türkiye tarafının her tür lisans izinleri vermekle yükümlü olduğu da yazar. Türkiye’de Akkuyu NGS stratejik yatırım olarak tanımlanarak 6745 Sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun üzerinden çok çeşitli imtiyaz ve teşviklere kavuşturulmuştur.”

Dr. Pınar Demircan, şunları ekliyor:

“Sayın Bakanın Akkuyu NGS’nin Türk hukukuna tabii olduğu sözlerine ilişkin de belirtmek isterim ki 1999 yılında Türkiye’de uluslararası projelere ilişkin ev sahibi ülke ile yaşanacak uyumsuzlukların çözümü için Tahkim Kanunu kabul edilmiştir. Yani Akkuyu NGS kaynaklı sorunlarda başvuru mercii Tahkim mahkemeleri olacaktır. Bu durumda verdiğimiz linkte 17’inci Maddede ‘6. Tahkim kurulu kararını oy çokluğuyla alır. Bu karar, her iki Taraf için de nihai ve bağlayıcıdır” ibaresinde net olarak görülmektedir.”

‣ Pınar Demircan: Türkiye Akkuyu NGS projesini iptal etmeli
‣ Pınar Demircan: Türkiye, Akkuyu Nükleer Santrali’yle kendi Fukuşima’sını yaratıyor

‘Bakan yalan söyleyerek halkı manipüle etmeye çalışıyor’

Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Gönüllü Avukatı İsmail Hakkı Atal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Akkuyu NGS’nin bir Türk şirketi olduğu yönündeki iddialarına yanıt vererek “Enerji bakanı panikle, yalan söyleyerek olayı kapatmaya çalışıyor” ifadelerini kullanıyor.

Akkuyu NGS’nin bir ülke topraklarında mülkiyeti, yönetimi, işletilmesi başka bir ülkeye ait olarak planlanan ilk ve tek nükleer santral olduğunun altını çizen Atal, “Enerji bakanı açıkça yalan söyleyerek halkı manipüle etmeye çalıştı. Evet, Bakan açıkça yalan söylemekte ve Türkiye’yle Rusya arasında imzalanan ikili uluslararası anlaşmanın aksini iddia etmektedir” diyor.

Av. Atal da 2010 yılında Türkiye ile Rusya arasında imzalanan ikili uluslararası anlaşmanın Demircan’ın atıfta bulunduğu maddesine dikkati çekiyor ve ekliyor:

“Akkuyu Nükleer yüzde 100 Rus hissesiyle, Rus mülkiyetinde kurulacaktır. Yine aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre Rusların hissesi hiçbir zaman yüzde 51’in altına düşmeyecek, geri kalan yüzde 49 hisseyi de Türklere veya başka birine verip vermemesi tamamen kendi inisiyatifinde, isteğinde olacaktır.”

‣ ‘Akkuyu’yu neresinden tutsak elimizde kalıyor: Koşar adım felakete gidiyoruz’

‘Nükleer felaket olursa Rusya sorumluluk üstlenmeyecek’

Nükleer Düzenleme Kurumu Kanununun dördüncü maddesinin ikinci fıkrasına değinen İsmail Hakkı Atal, bu madde ile yabancıların Türkiye’de kurdukları şirketler vasıtasıyla nükleer santral sahibi olmasının önünün açıldığını belirtiyor.

Atal, ikili uluslararası anlaşmanın altıncı maddesine göre üçüncü taraf sorumluluğun tamamen Türkiye’ye ait olduğunu vurguluyor ve bunun ne anlama geldiğini açıklıyor:

Yani burası patlarsa zıplarsa bir kaza olursa Ruslar hiçbir şekilde sorumluluk üstlenmeyecek; Akdeniz‘deki tüm ülkelere, Libya, Mısır, Cezayir, Tunus, Fransa, İtalya, Yunanistan, İspanya… hepsine karşı maddi tazminat sorumluluğu Türkiye’ye ait olacaktır.”

‣ Sinop’a da talip olan Rosatom, Akkuyu NGS’nin aynısını önerdi

‘Türkiye Akkuyu ile nükleer teknoloji sahibi olmayacak’

Uluslararası anlaşmanın 15 maddesinin birinci fıkrası inceleyen Av. Atal, Akkuyu NGS ile Türkiye’nin nükleer teknoloji sahibi olacağı iddialarının da kamuoyunu yanılttığının altını çiziyor:

“Ruslar hiçbir şekilde Türkiye’ye nükleer enerji teknolojisi transferi yapmayacaktır. Yani kamuoyuna söylenenlerin aksine Türkiye bu konuda hiçbir zaman nükleer teknoloji sahibi olamayacaktır. Ruslar Türkiye ile Rusya arasında imzalanan anlaşmanın 15’inci maddesinin ikinci fıkrasına göre bu konuda tüm yetkiyi kendilerine almışlardır.”

Atal, “İşte Anastasia Zoteeva şimdi bu gerçeği itiraf etti; ‘Akkuyu ve nükleer santrali tamamen bize aittir, Ruslara aittir’ dedi. Buna karşı geçtiğimiz gün enerji bakanı yalan söyleyerek hayır bu bir Türk şirketidir dedi” diye belirtiyor: “Oysaki bu işte gördüğünüz gibi uluslararası anlaşmayla belirlendiği, Nükleer Düzenleme Kurumu Kanunuyla belirlendiği şekilde bir Türk şirketi değil, tamamen Rus devlet şirketi Rosatom’a, yani Rusya Devleti’ne aittir.”

Akkuyu

‣ ‘İskenderun körfezindeki bir depremle Akkuyu Çernobil’e dönüşebilir’
‣ Ekoloji savunucuları uyarıyor: Çernobil ve Fukuşima’da yaşananlar Akkuyu’da tekrarlanmasın

‘Akkuyu, Türkiye tarihindeki en büyük milli güvenlik tehdidi’

Av. İsmail Hakkı Atal, Rusya’nın yakın tarihlerde Suriye ve Ukrayna‘da gerçekleştirmiş olduğu bazı operasyonları anımsatarak, Türkiye sınırlarında nükleer güve sahip olmasının Rusya’yı büyük bir milli güvenlik sorunu haline getirdiğinin altını çiziyor.

Santralin yönetim kurulu üyelerinin tamamen Ruslardan oluştuğunu ve aralarında bir tane dahi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bulunmadığını vurgulayan Atal, şunları söyleyerek Akkuyu NGS’nin inşaasına son verilmesi çağrısında bulunuyor:

“Emperyalist, sömürgeci, faşist bir devlet olan Rusya’ya ait olan bu nükleer santral Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük milli güvenlik tehdididir. Nitekim 27 Ocak 2020 tarihinde Suriye’nin kuzeyinde İdlib‘de Ruslar 33 askerimizi şehit etti. Ve bu yıl 12 Mart 2023 tarihinde bu sömürgeci emperyalist Rusya Ukrayna’daki Zaporijya nükleer santraline bir füze atarak hatta birden fazla füze atarak bütün dünyayı nükleer bir facianın eşiğinden döndürdü. Ve bugün emperyalist, sömürgeci, faşist bir devlet olan Rusya devletine Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarında ait olan; yönetimi, mülkiyeti, sermayesi her şeyi Rusların olan bu nükleer santral Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en önemli, en büyük ulusal güvenlik tehdididir. Türkiye, egemenlik haklarını kullanarak bir an önce Rusya Devleti’ni Türkiye’den çıkarmalıdır.”

‣ Erdoğan Putin’le görüştü: Akkuyu, Sinop, üçüncüyü de farklı bir merkezde yapacağız 
‣ Erdoğan: Putin’e iki yeni nükleer santral yapımını önerdim

You may also like

Comments

Comments are closed.