Enerjiİklim KriziManşet

Akkuyu nükleer santrali Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşındı: İnsanlığa karşı suç işleniyor

0

Mersin‘in Gülnar ilçesinde inşası devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) yıkıcı bir deprem beklenen bir fay hattına yakın olması ve santrali soğutmada kullanılacak olan Akdeniz‘in suyunun iklim krizi nedeniyle soğutamayacak kadar ısınmış olması nedeniyle barındırdığı risklerden ötürü Uluslararası Ceza Mahkemesine şikayet edildi.

Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal tarafından açılan davanın sanıkları arasında Akkuyu NGS projesinin başladığı 2009 yılından bu yana Enerji Bakanı olarak görev yapan isimlerin (Hilmi Güler, Taner Yıldız, Berat Albayrak, Fatih Dönmez) yanı sıra Akkuyu ve Rosatom yönetim kurulu üyeleri yer alıyor.

Dava dosyasında, Akkuyu NGS’nin büyük bir deprem beklenen bir fay hattı üzerinde bulunmasının yanı sıra iklim değişikliğinin Akdeniz’in deniz suyu sıcaklığı üzerindeki etkisi nedeniyle santrale yeterli soğutma sağlanaması riski nedeniyle Akdeniz ve Ortadoğu‘nun sınıraşan kirlilik ve nükleer facia riskine maruz bırakıldığına yer veriliyor.

‣ ‘İskenderun körfezindeki bir depremle Akkuyu Çernobil’e dönüşebilir’

‘Her an 7’den büyük, yıkıcı bir deprem olabilir’

Akkuyu NGS’ye karşı daha önce açılan tüm davalarda bilimsel delillerle santralin, her an 7’den büyük yıkıcı bir deprem beklenen aktif bir fay hattının üzerinde olduğu ispat edilmişti.

Atal tarafından yapılan basın açıklamasına göre, TürkiyeAvrupa Deprem Tehlikesi ve Risk Tesislerinin (EFEHR) yayımladığı deprem tehlike analizlerinde Avrupa’da deprem açısından en riskli ülke olarak belirlenmişti. 2001 yılında ise Çukurova Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümü, Akkuyu’nun da üzerinde olduğu Kuzey Anadolu Ecemiş fay hattında her 10 bin yılda bir 7’den büyük yıkıcı deprem olduğunu, son 17 bin yıldır ise yıkıcı deprem olmadığını ve her an olabileceğini ortaya koymuştu.

Dava dosyasında, inşaat başladıktan sonra ise karstik boşluklar olan zeminin üzerine inşa edilen betonun, henüz üzerine 56 bin ton nükleer reaktör ağırlığı binmeden 2018 Temmuz ayında çöktüğü ve santral temelinde çatlak oluştuğu hatırlatılarak “Türkiye nükleer facianın ayak seslerini duydu” ifadelerine yer verildi.

‣ Deprem bölgesinde bir de Akkuyu NGS tehdidi: Faaliyete geçmemiş olması bir şans

Akdeniz, iklim krizi tehdidi altında

Akkuyu’nun depremselliğinin üstüne, iklim değişikliği nedeniyle Akdeniz’in nükleer reaktörleri soğutamayacak kadar ısınması eklendi.

Av. İsmail Hakkı Atal, nükleer santrallerin çalışması için deniz suyu sıcaklığının 28°C’yi geçmemesi gerektiğini belirterek, Akkuyu NGS’nin gezegende ortalama deniz suyu sıcaklığının ortalama karasal sıcaklıktan daha yüksek olan tek nükleer sahası olduğunu ifade etti. Meteroloji Genel Müdürlüğü ölçüm istasyonu, 2022 yılının Ağustos ayında Akdeniz’de deniz suyu sıcaklığının 30,5°C olarak ölçüldüğünü bildirdi.

Bilim insanlarına göre Doğu Akdeniz, iklim değişikliğinin etkilerinden orantısız bir şekilde etkileniyor ve dünya ortalamasından iki kat daha hızlı ısınıyor.

Geçen yıl yaşanan ve Avrupa’yı aylar boyunca etkisi altına alan sıcak  dalgaları nedeniyle Fransa‘da nükleer reaktörlerin soğutulması için çekilen soğutma sularının sıcaklığı 28°C’nin üzerine çıkmış ve nükleer kaza tehlikesinden ötürü reaktörler kapatılmıştı.

‣ Akkuyu NGS’yi bekleyen yeni tehlike: Rosatom, MOX yakıtı kullanmaya başladı
‣ 27 Nisan’daki ‘açılış’ için nükleer yakıt geliyor: Uzmanlardan Akkuyu NGS için uyarı yağıyor

‘Elektriği 10 kat pahalıya alıp 10 kat pahalıya satmak için’

Atal, Akkuyu NGS’nin elektrik fiyatları üzerindeki etkine de değinerek “Elektriği 10 kat pahalı fiyata Rusya nükleerinden satın almak için ‘gözleri kör, kulakları sağır olmuş’ Enerji Bakanları ile 10 katı fiyata satmak için gözleri dönmüş Rosatom ve Akkuyu NGS yönetim kurulu, hukuken geçerli üretim lisansı ve hukuken geçerli ÇED raporu olmayan Akkuyu Gecekondusunu inşa etmeye devam ettiler” ifadelerine yer verdi.

Açıklamada, zemin betonu çatlamadan üç yıl önce Akkuyu Nükleer A.Ş. Kamu Diplomasi Müdürü Faruk Uzel‘in, “zemin kotunun bir metre altında taban suyunu izole edip kesemeyen mühendislik bilginizle, Akkuyu’da deniz kıyısında ve deniz seviyesinden 12 metre düşük kotta güvenli nükleer santral yapamazsınız” diyerek Rosatom şirketinin yeterli teknik kapasitesinin olmadığını belirtip istifa ettiği hatırlatıldı.

‣ Akkuyu’ya nükleer yakıt hangi yolla, nasıl getirilecek, kim denetleyecek?
‣ Siyasal bekayı nükleer yakıtla ateşlemeyi ummak

‘Görünüşte yargılama yapan mahkemeler gerekçesiz ret kararı verdi’

Atal, Akkuyu NGS aleyhinde açılan tüm davaların Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının ele geçirdiği mahkemeler tarafından “görünüşte” ve “şekli” yargılamalar yaptığını belirtti.

Bu davaların Anayasa, kanunlar ve uluslararası sözleşmeler uygulanmaksızın reddedildiğini ifade eden Atal, “Hatta o kadar ki; mahkemelerin tamamı kararlarına yazacak ret gerekçesi bulamayarak gerekçesiz ret kararı verdi” diye ekledi.

‣ Ekoloji savunucuları uyarıyor: Çernobil ve Fukuşima’da yaşananlar Akkuyu’da tekrarlanmasın
‣ Akkuyu’da güvenlik nasıl sağlanacak?

‘Tüm Akdeniz ve Ortadoğu sınıraşan kirlilik tehdidi altında’

Av. Atal, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün çalıştırıldığı takdirde ‘sınıraşan kirlilik’ yaratıp, tüm Akdeniz’i ve Ortadoğu’yu nükleer faciaya uğratacak olan Akkuyu nükleer santraline uluslararası hukukun müdahale etmesi gerekmektedir. ‘Kör parmağın gözüne’ yapılmak istenilen Akkuyu nükleer santral projesi neden olacağı ölüm, göç ve sivil halkın fiziksel sağlığındaki oluşturacağı hasarlar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü 7’inci Maddenin a, b, d, k fıkralarını ihlal etmektedir. Akkuyu nükleer santralinin inşa edilmesi ve çalıştırılmasının insanlığa karşı suç olarak yargılanabilmesi için; a) ya suç failleri Roma statüsünü tanıyan ülke yurttaşları olmalı, ya da b) suç Roma Statüsünü tanıyan ülke topraklarında meydana gelmelidir.”

Açıklamada, insanlığa karşı suçlu olarak şikayet edilen, 2009’dan bu yana görev yapan Enerji Bakanları ile Akkuyu ve Rosatom yönetim kurulu üyelerinin neden olduğu/olacağı nükleer facia sürecinin sınıraşan kirlilik yaratacağı ve Roma Statüsünü tanıyan ülkeler olan Ürdün, Tunus, İspanya, Fransa, Yunanistan, Karadağ, Güney Kıbrıs Rum kesimi söz konusu kirlilikten etkileneceği için Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargı yetkisi doğduğu kaydedildi.

Haberin İngilizcesi için tıklayınız.

‣ Çevre savunucularından siyasi partilere net mesaj: Nükleeri kapatacağız demeyene oy yok
‣ Ege’nin çevre aktivistlerinden Akkuyu’dan geri adım çağrısı: Toplum, derin endişe içerisinde

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.