Doğa MücadelesiEkolojiManşetTürkiye

Cengiz Holding’in Kazdağları’ndaki maden projesi için keşif yapıldı

0

ÇANAKKALE – Cengiz Holding tarafından açılmak istenen, alanı Çan, Halilağa ve Bayramiç’e bağlı Hacıbekirler mevkilerinin arasında bulunan altın-bakır madeni için dün (5 Aralık) Bayramiç Muratlar Köyü’nde keşif yapıldı.

Cengiz Holding’in Halilağa Bakır Madeni Projesi için 2. kez verilen “ÇED Olumlu” kararının iptali için Tema Vakfı, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çan Çevre Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği ve yörede yaşayan 90 yurttaş davayı açmıştı.

Bu dava kapsamında yapılan bilirkişi keşfine çevre avukatlarının yanı sıra Çan Çevre Derneği, Kazdağı Dayanışma Derneği, İda Dayanışma Derneği, Kazdağı İstanbul Dayanışması, Ekoloji Birliği, Kazdağları Kardeşliği, TEMA Vakfı, çevreci aktivistler, Cengiz Holding iştirakleri, davacılar ve köylü vatandaşlar katıldı.

Bilirkişi raporlarının okunduğu keşifte çevre avukatları ve davacılar projeye karşı itirazlarını sundu.

Projeye karşı keşif öncesinde, 3 Aralık Pazar günü Çanakkale’de bulunan sendika, dernek, oda ve parti temsilcileri ile tüm doğa ve yaşam savunucuları, Cengiz Holding’e karşı bir eylem gerçekleştirmişti.

“Tüm yaşam hiçe sayılıp dağlarımız, köylerimiz, topraklarımız ve su kaynaklarımız beşli çeteye peşkeş çekiliyor” diyen yurttaşlar, tepkilerini şöyle dile getirmişti:

“Yöre halkının tüm itirazlarına ve projenin iptali için açtığımız ilk davayı kazanmamıza rağmen, Cengiz Holding, Bayramiç ve Çan ilçelerinin ortasında Hacıbekirler, Muratlar ve Halilağa köylerini haritadan silecek, 55 köyü etkileyecek, yörenin tüm su kaynaklarını tüketecek ve 600 hektar orman ve tarım arazisini yok edecek bakır madeni projesinde ısrar ediyor.”

Cengiz Holding’in Halilağa bakır madeni alanında ağaç kesimleri sürüyor
Halilağa’da Cengiz Holding’in bakır madenine verilen ÇED olumlu kararı iptal!
 Mahkemeden Cengiz Holding’in Halilağa bakır madeni için yürütmeyi durdurma kararı

Kazdağları

Keşif, Muratlar Köyü’nde keşif hakiminin beyanları alması ile başladı. Maden yüksek mühendisi ve Kazdağı Derneği yönetim kurulu üyesi Esenay Hacıosmanoğlu ÇED raporunun madencilik açısından eksik ve hatalı yönlerini anlattı;

  • ÇED kapsamında çıkarılacak cevherin sadece bakır değil altın da içerdiği, başka bir projede altının da zenginleştirmesinin planlandığı açıklandı.
  • Maden işletme projesinde bakır, altın, altın+bakır kompleks, feldispat ve kuvars madenciliği planlanırken, ÇED’in sadece bakır üretimine yönelik olduğu; ÇED projesinin maden işletme projesine uygun hazırlanması gerektiği halde iki projenin uyumlu olmadığı karşılaştırma yaparak açıklandı.
  • ÇED’in aksine, maden işletme projesinde zenginleştirme ve atık depolamanın bulunmadığı belirtildi.
  • Maden işletme projesine göre ÇED atık depolama tesisinin rezerv alanında kaldığı, dolayısıyla kaynak kaybına sebebiyet verebileceği açıklandı.
  • İşletme projelerinin sadece görünür rezerve göre yapılması gerektiği ancak ÇED kapsamında tüm maden kaynağının işletilmesinin planlandığı gösterildi.
  • Atık depolama tesisinin son derece geniş alana yayıldığı, olumsuz çevresel etkiyi azaltacak depolama alternatiflerinin ÇED kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
  • Atık depolama tesisinin açık ocak patlatması limit alanında kaldığı gösterildi.
  • Rapor içinde 3 farklı atık depolama tasarımı bulunduğu gösterildi.
  • Gerekli depolama kapasitesini sağlayabilmek için kazı yapılması gerektiği, bunun sonucunda atık depolama tabanının yeraltı suyu seviyesinin altına düşeceği açıklandı.
  • Taban teşkili için gerekli kota alma çalışmasını ve kapasiteyi karşılamak için yapılacak kazıyı içermeyen etüt ve kesitlerden bahsedildi.
  • Maden su ihtiyacının eski ocak göllerinden karşılanması alternatifinin ÇED kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
  • Duyarlılık analizlerinin kümülatif kesitler üzerinden yapılmadığı gösterildi.
  • Yeraltı suyu seviyesi altında gerçekleşecek büyük boyutlu (derin açık ocak, geniş ADT) ve patlatmalı madencilik faaliyetlerinin, yüksek asit üretme potansiyeli ve kirletici etkisi olan malzemeden oluşan ocak ve pasa şevleri ile bu birimlerde oluşacak ocak gölünün, sahanın zaten hassas ve kırılgan olduğu görülen dengesini kontrol edilemez şekilde bozacağı, proje alanı ve çevresindeki su kaynaklarını olumsuz etkileyeceği, akış örüntülerine önemli ölçüde zarar vereceği açıklandı.
  • Kümülatif değerlendirmede, gerek ruhsat sahası gerekse etki alanı içindeki diğer projelerin doğru ve eksiksiz bir şekilde ele alınmadığı gösterildi.

Kazdağları

TEMA’dan Çevre Mühendisi Onur Küçük, bölgedeki aynı şirkete ait çok sayıda maden projesinin varlığından söz ederek, kümülatif etki konusuna vurgu yaptı.

Davacıların avukatı Cem Altıparmak, şirketin ÇED süreci yürütmeden DSİ ile protokol kapsamında yapmaya başladıkları ve bölgenin su kaynaklarına el koyacak olan gölet projelerinden, Kocabaş Çayı’na yapılmak istenen derivasyon kanalından bahsederek ÇED raporundaki eksiklere dikkat çekti.

Ziraat Mühendisi Hicri Nalbant, projenin bölgenin tarımını yok edeceğini, tarım için gerekli olan suyun madene verileceğini söyledi.

Orman Mühendisi Hasan Basri Avcı, projenin kocaman bir orman ekosistemini yok edeceğini söyleyerek idarenin ve ÇED raporunun ormana kereste gözü ile baktığını belirti.

Hacıbekirler köylülerinden Gülferit Güven, köylerinin proje alanının çok yakınında olduğunu ve madenden olumsuz etkileneceklerini, tarım ve hayvancılık yapamaz hale geleceklerini belirterek madeni istemediklerini söyledi.

Bayramiçliler maden şirketinden dron alan Ziraat Odası’na tepkili: Şirket taraftar oluşturmak istiyor

Kazdağları

‘Yöre insanı susuzluğa terk edilecek’

Çan Çevre Derneği avukatı Ümran Aydın ise Çan’ın 55 köyünün tek su kaynağı Kocabaş çayının madene verildiğinde, yöre insanının susuzluğa terk edileceğini, artık Çan ilçesinde tarımın yapılamayacağını anlattı.

Diğer avukatlar tarafından proje alanındaki ve yakınlarındaki arkeolojik buluntular ve sit alanları hakkında da bilgiler verildi. Daha sonra hakim davalı idare Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı avukatına ve müdahil şirket avukatına söz vererek beyanlarını aldı.

Beyanların ardından altın ve bakır madeninin çıkartılmak istendiği proje için yapılan keşfe geçildi, projede öngörülen açık ocak, atık havuzu alanları ve arkeolojik buluntular incelendi.

Keşfin sonunda davacılardan bölgede yaşayan Emel Yalçın ve Ferzan Aktaş da söz alarak projenin tarım alanlarına ve yaşam alanlarına verecekleri zararları anlatarak, yöre insanının kanser riskiyle yaşamak istemediği belirterek projenin iptal edilmesini istedi.

You may also like

Comments

Comments are closed.