Editörün SeçtikleriEkolojiManşet

Bayramiçliler maden şirketinden dron alan Ziraat Odası’na tepkili: Şirket taraftar oluşturmak istiyor

0

ÇANAKKALEBayramiç‘te çevre aktivistleri, Bayramiç Ziraat Odası‘nın Truva Bakır İşletmeleri A.Ş.‘den Kazım Cengiz‘den ilaçlama dronu almasına tepki gösterdi. Aktivistler, “Bayramiç’in Hacıbekirler ve Muratlar köyünü haritadan silecek olan, yörenin tarımı için yaşamsal olan su kaynaklarına el koymayı planlayan bir maden şirketinden bağış alması, buna tenezzül etmesi ne kadar etik bir davranıştır? Koskoca Ziraat Odası’nın bir ilaçlama dronunu alacak kadar kaynak yaratamaması ne denli kabul edilebilir bir durumdur?” diye soran aktivistler, “Bayramiç Ziraat Odası’nın paraya ihtiyacı varsa biz verseydik” dedi. Yeşil Gazete‘ye konuşan Bayramiç Ziraat Odası Başkanı Mesut Şen, aktivistlere yanıt verdi:

“Kazdağları bizim kırmızı çizgimizdir. Ben bunu maden şirketleri ile görüştüm zaten. Yönetim Kurulu başkanı şu anda Kazım Cengiz. Kendisine ilk tanışmamızdan bu yana hep şunu izah ettim. Sizin, dedim, Kazdağları’nda projeniz var mı? ‘Başkanım bizim hiçbir şekilde Kazdağları‘nda projemiz yok. Biz zaten şu anda işlediğimiz Hacıbekirler tarafındaki maden ocağında bile toprağı sarıyoruz, limandan gönderiyoruz, Samsun‘da işleniyor. Bizim siyanür gibi yani insan sağlığına zararlı hiçbir şekilde çalışmamız yok’ beyanıyla karşı karşıya kaldık. Şimdi Kazdağları’nda bırakın Cengiz Holding‘i herhangi bir başka firma, Kanada firması da olabilir, herhangi bir maden şirketinin zaten bir projesi oluşacak oldu mu ben Bayramiç Ziraat Odası olarak, bırakın ziraat odası başkanlığını, ben kendim şahsen bir üretici olarak zaten karşılarına dikilirim.”

Çevre aktivistleri dün (22 Kasım) eylem gerçekleştirerek binlerce çiftçinin, üreticinin üye olduğu, üyelerinden aidat alan ve ayrıca gelir kaynakları olan ve kamusal bir görev yapan Bayramiç Ziraat Odası’nın tarım alanlarını yok etmek isteyen, tarımsal sulara el koyacak olan, toprağı ve suyu zehirleyecek olan bir şirketten dron hibesi almasını eleştirmişti.

‘Şirketin amacı taraftar oluşturmak, bağış da bu faaliyetlerden biri’

Ayrıca Bayramiç’e bağlı Hacıbekirler ve Muratlar köyleri ile Çan’a bağlı Halilağa köyü sınırları içerisinde faaliyete geçmesi planlanan ve daha çok sayıda köyü etkileyecek olan Halilağa Bakır Madeni Projesi’ne karşı verdikleri mücadeleyi nasıl kazandıklarını anlatan aktivistler şu ifadeleri kullanmıştı:

“Cengiz Holding’e ait olan Truva Bakır A.Ş.’nin kamuoyu yaratmak için daha önce yörede köylülere erzak kuponu dağıttığı, yemek organizasyonları yaptığı, köy muhtarlarını yanına almak için çeşitli geziler düzenlediği, kamunun yapması gereken altyapı işlerini yaptığı bilinmektedir. Şirket bu tür faaliyetleri ile bölgenin idam fermanı olan Halilağa Bakır Madeni Projesi için tepkileri sönümlendirmeyi, taraftar oluşturmayı amaçlamaktadır. Bayramiç Ziraat Odası’na yapılan bu bağış da bu faaliyetlerden birisidir.

Bayramiç Ziraat Odası’nın Çanakkale’nin tarımsal ve süt üretiminde potansiyelini görmezden gelip, bu potansiyele zarar verecek olan ve sicilini tüm Türkiye’nin bildiği bir maden şirketi ile bu denli yakın ilişkilere girmesi ve bağış kabul etmesini etik bulmuyor, kurumsal kimliğine yakışmadığını düşüyor, kınıyor ve tüm üyelerinin onurunu düşünerek ilaçlama dronunu şirkete iade etmesini istiyoruz.”

‘Dron bağışı yapmak isterlerse buyursunlar onlardan da alırım’

Ek olarak Bayramiç köylüleri ile Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Kazdağları Kardeşliği ve Kazdağları Ekoloji Platformu‘na üye aktivistler hibeyi kabul eden odayı eleştirerek “Oda’nın bir drona ihtiyacı varsa, kaynak yaratamıyorsa, dilerlerse kendilerine kaynak yaratma konusunda yaşam savunucuları olarak destek vermekten mutluluk duyarız” demişti. Mesut Şen’in bu eleştirilere yanıtı şöyle oldu:

“Bize demişler ki Ziraat Odası’nın parası yok mu? Evet, yok. Bayramiç Ziraat Odası’nın bir geliri yok ki. Sadece üye aidatı ile geçinen bir kurum. Ben burada sekiz aydan beri başkanlık yapıyorum. Biz seçildikten üç ay sonra odamızın parası bitti. Ben beş ay boyunca bütün personelin maaşını, sigortasını cebinden ödemiş bir adamım. Bizi sanmasınlar ki multi milyoner bir oda. Böyle bir şey yok. Bizim sadece bizim üye aidat gelirimiz var ve bunlar da yani çok cüzi rakamlar. 118 lira bizim aidatımız.”

Odalara finansal desteğin ticari işletmelerle sağlandığını belirten Mesut Şen ayrıca “Türkiye’de birçok oda ticari işletme kurmuş, ilaç satıyor, gübre satıyor, tarımsal alet edevat satıyor. Bu şekilde ayakta kalıyor. Bizim odamızın ticari işletmesi yok. Ben şimdi kararını aldım. Ben de Bayramiç Ziraat Odası’na ticari işletme kuracağım ve aktif bir ticari gelir elde etmek için bir çaba göstereceğiz. Şu anda zaten bizim bölgeye bir dron yetmez, çevreci arkadaşlarımız da odamıza dron bağışı yapmak isterlerse buyursunlar onlardan da alırım” dedi.

‘Kazdağları’nda oluşabilecek her türlü eyleme ben varım’

Kendisinin de Ziraat Fakültesi mezunu bir insan olduğunu, meyvecilik yaptığını ifade eden Mesut Şen, “Bayramiç Ticaret Odası’na tarıma dayalı bir destek yapılmış. Ben bunu şimdi alırsam belli bir kitle eleştiriyor, almazsam daha büyük bir kitle eleştiriyor. Şimdi biz kendi şahsımıza herhangi bir şey, ne bir rüşvet ne de kendi şahsımıza kullanabileceğimiz bir hibe almadık. Biz Bayramiç çiftçisinin gereksinimi olan, tarım teknolojisi olan ilaçlama dronu aldık. Burada bu çevreciler, arkadaşlar bu kadar eleştiri yapacak bir anlamı yok. Çünkü Kazdağları’nda oluşabilecek her türlü eyleme ben varım zaten” şeklinde konuştu.

“Yarın bir A firması Kazdağları’nda gelsin, bir proje yapmaya kalksın, beni orada görmezlerse o zaman bu arkadaşlar desinler: Ziraat Odası madencilere destek oluyor” diyen Mesut Şen, ayrıca şu ifadeleri kullandı:

“Ama şimdi elbette ki Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ülke. Bütün ülkeler yeraltı kaynaklarının hepsini kullanıyorlar. Her ülkede yani bugün Amerika’da da madenler işletiliyor. Diğer ülkelerde, Avrupa ülkelerinde bu madenler işletiliyor. Şimdi Türkiye’de işletilmeyecek diye bir şey yok ki. Bunun engellemesini ziraat odaları yapmıyor zaten şu anda bunu bakanlık yapıyor, devlet yapıyor bunu. Devletin izin verdiği bir şeye biz engel olamayız. Sadece ne yaparız? Eğer gerçekten bizim tasarımımızı, yeraltı sularımızı, içme sularımızı kirletecek bir pozisyon varsa biz buna engel olmak için eylem gösteririz.”

‘Şirket mahkeme kararını beklemeden faaliyete geçti’

Öte yandan yerel halk ve aktivistler hibe alınan şirkete karşı verdikleri mücadelenin devamında, mahkeme kararı gelmeden şirketin gerçekleştirdiği faaliyetleri şöyle aktardı:

“Projeden vazgeçmeyen şirket, yeniden başvurdu. Yeni proje de aralarında dernekler ve yöre köylülerinin olduğu 100’e yakın davacı tarafından yeniden dava ettik. 5 Aralık’ta, Hacıbekirler köyü yakınlarında proje alanında bilirkişi keşif yapılacak. Davayı bu kez de kazanacağımıza inanıyoruz.

Henüz dava süreci devam ederken şirket Çevre Etki Değerlendirme Süreçlerinden kaçarak madene su sağlamak için DSİ ile yaptığı protokol kapsamında, gölet inşaatlarına ve Çan’ın can damarı olan Kocabaş Çayı’ndan su almak için kanal yapımı işlemlerine başlamış ve bu amaçla ağaç keserek ve arazi düzleyerek şantiye kurmuştur. Mahkeme kararı beklenmeden yapılan bu işlemler hukuka aykırıdır ve kabul edilemez.”

You may also like

Comments

Comments are closed.