İfade ÖzgürlüğüManşetMedya-İnternet

Türkiye’de gazetecilerin son üç günü

0

Türkiye’de gazeteciler artık manşetlere haberleriyle değil, ne yazık ki boğazları sıkılarak, hapse gönderilerek, şiddete uğrayarak çıkıyorlar. Türkiye’de gazetecilerin yalnızca üç günü dahi ülkede basının maruz kaldığı baskıyı ortaya koyuyor.

Gazeteciler baskınla, işkenceyle gözaltına alındı: Emniyet görüntüleri müzikle paylaştı
Gazeteciler sokakta: Susturma, korkutma, hapsetme yasasına hayır!

Türkiye’nin son iki günlük gündeminde yoğun olarak yer alan konu Türkiye Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınması ve sonrasında da tutuklanması oldu.

Fincancı için Türkiye genelinde “ifade özgürlüğü” adına sesler yükseldi. Zira Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın “Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz” değerlendirmesi tutuklanmasına kadar varan süreci başlattı.

Dün Şebnem Korur Fincancı için adalet sağlanması adına Kadıköy’de saat 19.00’da bir eylem gerçekleştirilmiş ve eylemi kayıt altına almak isteyen gazetecilere sert müdahalede bulunulmuştu.

Evrensel muhabiri Eylem Nazlıer, kamuoyunu bilgilendirmek üzere katıldığı eylemde görevini gerçekleştirirken bir polis tarafından şiddete maruz kaldı. Nazlıer’in boğazı sıkıldı. Gazeteci olayın ardından darp raporu aldı.

Yeşil Gazete muhabiri Metin Yoksu, hakkında Suruç katliamında hayatını kaybedenlerin cenazesinde çektiği fotoğraf sebebiyle açılan davanın ilk duruşması için Batman’dan İstanbul’a geldi.

Dün görülen duruşmada Yoksu ‘Amacım barış gazeteciliği‘ diyerek savunma verirken savcı, ceza talep etti. Dava 18 Nisan’a ertelendi.

İki günde olanlar elbette bununla sınırlı değil.

Bugün (27 Ekim ) Ankara Adliyesi‘ne gazetecilerin girmesi yasaklandı.

Güvenlik güçleri “Talimat var” diyerek gazetecilerin kimliklerini topladı. Gazetecilerin çektikleri görüntüler sildirildi, kameralarına zarar verildi.

Bunun üzerine gazeteciler, polisin izin verdiği alanda beklemeye başladı. Daha sonra müdahale olan bölgeye yönelen gazeteciler, polis tarafından durduruldu.

Polis, kimlik kontrolü yapılacağını söyleyerek basın mensuplarının TC kimlik kartlarını topladı. Kontrolün uzun sürmesi üzerine gazeteciler, kimlik kartlarını bırakarak müdahalenin yaşandığı bölgeye gitti. O anlar ANKA Haber Ajansı‘nda şöyle aktarıldı:

“Bu sırada adliye D Kapısı önündeki kitlenin gerisinde kalan bir bölgede, sokakta bir vatandaşın polisler tarafından darp edildiğini gören gazeteciler, olayı görüntülemek üzere bu noktaya gitti. Polisler, esnaf olduğunu söyleyen vatandaşı zorla yere yatırdı. Bir sivil polis, “Ya boğuldum” diye bağıran vatandaşa tokat atarak diziyle kafasına bastırdı.

Gazeteciler, bu anları görüntülerken polisler tarafından engellenmeye çalışıldı. Bir polis, bir gazetecinin boynunda İletişim Başkanlığı basın kartı asılı olmasına ve sorulduğu zaman basın kartı olduğunu da söylemesi üzerine, ‘Ver onu iptal ettirelim‘ diyerek karşılık verdi.

Birkaç polis, olayı görüntüleyen bir gazeteciden çektiği görüntüleri silmesini istedi. Gazeteci, basın kartının olduğu söyledi ve tekrar kartını gösterdi. Bunun üzerine polis, gazetecinin basın kartını almak istedi. Basın kartını vermeyen ve görüntüleri de silmek istemeyen gazeteci, polise isterse kendisini gözaltına alabileceklerini söyledi. Fakat polis, baskı yaparak gazeteciye görüntüleri sildirdi.”

Türkiye’de gazetecilere son dönemde baskıların boyutu arttı.

BirGün muhabiri İsmail Arı’ya iki yıl hapis cezası verildi. Arı, Kızılay Başkanı Kerem Kınık hakkındaki haberi nedeniyle yargılanıyor.

Arı’nın “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Çağlayan‘daki İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme, hükmün açıklanmasını geriye bıraktı.

Haber takibi sırasında gözaltına alınan gazeteci Sibel Hürtaş‘ın “görevi yaptırmamak için direnme” suçlamasıyla yargılandığı davada mahkeme, duruşmalara gelmeyen müşteki polis hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine karar verdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında, Mezopotamya Ajansı‘nın (MA) Ankara bürosuna 25 Ekim’de baskın yapıldı.

MA ve JINNEWS muhabirlerinin bulunduğu eve de polislerce baskın yapıldı.

Ankara, İstanbul, Van, Diyarbakır, Urfa ve Mardin‘deki baskınlarda 11 gazeteci gözaltına alındı.

11 gazetecinin gözaltı süresi uzatıldı: 45 günlük bebeğe çıplak arama yapıldı

Gözaltına alınanlar arasında Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever, Selman Güzelyüz, Emrullah Acar, Hakan Yalçın, Berivan Altan, Zemo Ağgöz, Ceylan Şahinli ve JINNEWS’ten Habibe Eren, Öznur Değer, Derya Ren bulunuyor.

İşkenceyle gözaltına alınan Jin News ve MA muhabirlerinin gözaltı süreleri bir gün uzatıldı; soruşturma dosyasına kısıtlılık getirildi. Gözaltındaki MA muhabiri Zemo Ağgöz’ün 45 günlük bebeği, emzirmek için getirildiğinde çıplak arandı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve DİSK Basın İş; Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Urfa ve Van’daki ev baskınlarında JINNEWS ve Mezopotamya Ajansı çalışanı 11 gazetecinin gözaltına alınmasıyla ilgili açıklama yaptı:

“Gazeteciliği suç olarak görmekten vazgeçmeyen iktidarın uzun süredir basın üzerinde sürdürdüğü baskının son örneği, seçime giderken 11 gazetecinin gözaltına alınması olmuştur.

JİNNEWS ve Mezopotamya Ajansı’nın İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Urfa ve Van’daki yazı işleri müdürü ve muhabirleri dâhil olmak üzere 11 kişi evleri basılarak gözaltına alınmıştır. Meslektaşlarımız gözaltına alınırken darp edildikleri ve ters kelepçe uygulandığı kamuoyuna yansımıştır.

Biz gazetecilik meslek örgütleri olarak seçime gidilirken meslektaşlarımıza yönelik bu operasyonları, yurttaşın haber alma ve gerçeğe ulaşma hakkına yeni bir saldırı olarak görüyoruz. Gazetecilik suç değildir.

Seçime giderken gazetecilerin görev yapmasının önündeki engellerin kaldırılması, kamuoyunun şeffaf bir biçimde oluşabilmesi için gereklidir. Gözaltına alınan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Seçime gazetecileri gözaltına alarak gidilmemelidir.”

Gazetecilere baskı artarak devam ediyor

İfade Özgürlüğü Derneği’nin yeni raporuna göre Türkiye’de 574 binden fazla web sitesi ve alan adına erişim engellenmiş durumda:

  • Bir yıl içinde engellenen alan adı ve web sitelerinin sayısı 2021’de ilk kez 100 bini aştı.
  • Web sitesi ve alan adlarının dışında 150 bin URL adresi erişime engellendi. Erişimi engellenen adreslerin 28 bini haber sayfası.
  • 2021 yılı içinde EngelliWeb çalışması kapsamında tespit edilebildiği kadarıyla Türkiye’den toplam 107 bin 706 alan adı daha erişime engellendi. (Böylece) 2021 sonu itibarıyla Türkiye’den toplam 574 bin 798 web sitesi ve alan adına, 789 farklı kurum tarafından verilen toplam 504 bin 700 farklı kararla erişim engellendi.
  • 2021 yılı içinde erişimi engellenen web sitelerinde, önceki yıllara göre artış gözlemlendi.
    5651 sayılı Kanun ve erişimin engellenmesi uygulamalarının başlamasından sonraki 15 yıllık sürecin (2007-2021) ortalamasının (yıllık 38 bin 300 web sitesi) çok üzerinde bir sayıyla erişimin engellenmesi uygulamalarına 2021’de de devam edildi.
    2021 sonu itibarıyla 8.350 Twitter hesabına, 55.500 tweete, 13.500 YouTube videosuna, 9.500 Facebook içeriğine ve 9.000 Instagram içeriğine de 5651 sayılı Kanun ve diğer hükümlere istinaden yaptırım uygulandı.
    2020 içinde Wikipedia, Sendika.org ve Imgur engellemeleri sona erdi.
    OdaTV, Independent Türkçe ve JinNews haber platformları ise 5651 sayılı Kanun’un 8/A maddesine istinaden arka arkaya verilen kararlarla erişime engellendi.

Türkiye basın özgürlüğünde 180 ülke arasında 149’uncu sırada

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre; Türkiye, 180 ülke arasından 149. sıraya yerleşti. Türkiye’de basın özgürlüğünde sınıfta kalırken listenin başında Norveç, Danimarka ve İsveç geldi.

Listenin son sırasında Kuzey Kore yer aldı. Kuzey Kore’yi sırasıyla Eritre ve İran takip etti.

Geçen sene Türkiye bu endeksin 153. sırasında yer alıyordu. RSF endeksine göre bu ilerlemede medyaya dönük baskılara karşı sivil toplumun ortaya koyduğu mücadele etkili oldu.

Gazeteciler 2022’den ümitli olmadıklarını söylemişti

M4D Yıllık Medya İzleme Raporu: Gazeteciler 2022’den ümitli değil

Gazeteciler Cemiyeti’nin Avrupa Birliği finansmanıyla yürüttüğü Demokrasi için Medya/ Medya için Demokrasi Projesi, 2019’dan bu yana üç aylık dönemler halinde yayımladığı Medya İzleme Raporu’nun 2021 için hazırlanan Yıllık Medya İzleme Raporu ve 2021 Yılı Mesleki Memnuniyet Araştırması Raporu’ndan şunlar çıkmıştı:

2021’de Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü önündeki engelleri ortadan kaldıracak hiçbir adım atılmadı. Aksine temel hak ve özgürlüklerdeki gerileme sürdü. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, gazetecilere, aktivistlere, eleştirel düşüncelerini ifade eden sosyal medya kullanıcılarına yönelik ceza davaları, Koronavirüs salgını nedeniyle alınan kısıtlayıcı tedbirlerin çifte standartlı uygulanması gibi konular Türkiye’nin uluslararası demokratik standartlar açısından olumsuz tablosunun ana başlıklarını oluşturdu. 2021’de 241 gazeteci yargılandı, 73 gazeteci gözaltına alındı, bir radyo yayıncısı öldürüldü, 115 gazeteci fiziksel saldırıya maruz kaldı.

Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘özgürlük için basın’ raporlarında, Aralık 2021 sonunda 23’ü hükümlü, 21’i tutuklu olmak üzere toplam 44 gazetecinin cezaevinde olduğu kayıtlara geçti. 2016’daki darbe girişiminin ardından 158’e çıkan cezaevindeki gazeteci sayısı 2020’nin sonunda 72 olarak kaydedilmişti. 2016 sonrası infaz süreleri tamamlanarak cezaevinden çıkanlarla birlikte 2021’deki belirgin düşüşe karşın Türkiye, 50 gazetecinin parmaklıklar ardında olduğu Çin’in ardından dünyada en çok gazeteci hapseden ülkeler arasında ikinci sırada yer aldı.

2021’de 241 gazeteci yargılandı, 28 gazeteci ceza aldı. Türkiye’de gazeteciler sıklıkla toplumsal olayları, sokak eylemlerini takip ettikleri sırada gözaltına alındı. M4D raporlarında 2021 yılı içindeki gözaltı uygulamaları tek tek tarandı ve not edildi. Yıl boyunca açık kaynaklardan derlenen verilere ve gazetecilerin bildirimlerine göre Türkiye’de gözaltına alınan gazeteci, basın çalışanı ve yayıncı sayısı en az 73 oldu. Gözaltına alınan 20’si kadın 73 gazetecinin çoğu iktidar politikalarına karşı protesto haklarını kullananların eylemlerini takip ettikleri sırada gözaltına alındı.

115 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı

2021’de yurdun tüm bölgelerinde gazetecilere yönelik fiziksel saldırı vakaları raporlandı. Bu şiddet olayları genellikle, büyükşehirlerde eylemleri izleyen gazetecilere ve yaptıkları haberler nedeniyle yerel siyasi aktörlerin de aralarında olduğu grupların saldırılarına uğrayan yerel basın çalışanlarına yönelikti. Türkiye’de 2021’de fiziksel şiddete uğrayan gazeteci sayısı tespit edilebildiği kadarıyla en az 115 oldu.

Yerel basının karşı karşıya kaldığı tehdit, şiddet ve yıldırmanın ulaştığı ağır boyut dikkat çekti. Bursa’da radyo programcısı Hazım Özsu, dini yorumlarını beğenmeyen bir dinleyici tarafından öldürüldü. Bu çalışma yayına hazırlanırken bir cinayet haberi de Kocaeli’den geldi. Gazeteci Güngör Aslan yazdıkları nedeniyle öldürüldü.

You may also like

Comments

Comments are closed.