Manşetİfade ÖzgürlüğüMedya-İnternetTürkiye

M4D Yıllık Medya İzleme Raporu: Gazeteciler 2022’den ümitli değil

0

Gazeteciler Cemiyeti’nin Avrupa Birliği finansmanıyla yürüttüğü Demokrasi için Medya/ Medya için Demokrasi Projesi, 2019’dan bu yana üç aylık dönemler halinde yayımladığı Medya İzleme Raporu’nun 2021 için hazırlanan Yıllık Medya İzleme Raporu ve 2021 Yılı Mesleki Memnuniyet Araştırması Raporu yayımlandı.

Özet bulguları aşağıda sıralanan izleme raporu ve araştırma, 2021’de Türkiye’de basın özgürlüğünün ve gazetecilerin içinde bulunduğu ekonomik ve mesleki durumun fotoğrafını çekti. Raporun özet bulguları şöyle sıralandı:

‘Gazeteciler 2022’den ümitli değil ‘

2021’de Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü önündeki engelleri ortadan kaldıracak hiçbir adım atılmadı. Aksine temel hak ve özgürlüklerdeki gerileme sürdü. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, gazetecilere, aktivistlere, eleştirel düşüncelerini ifade eden sosyal medya kullanıcılarına yönelik ceza davaları, Koronavirüs salgını nedeniyle alınan kısıtlayıcı tedbirlerin çifte standartlı uygulanması gibi konular Türkiye’nin uluslararası demokratik standartlar açısından olumsuz tablosunun ana başlıklarını oluşturdu. 2021’de 241 gazeteci yargılandı, 73 gazeteci gözaltına alındı, bir radyo yayıncısı öldürüldü, 115 gazeteci fiziksel saldırıya maruz kaldı.

Cezaevindeki gazeteciler: Türkiye, Çin’den sonra ikinci sırada

Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘özgürlük için basın’ raporlarında, Aralık 2021 sonunda 23’ü hükümlü, 21’i tutuklu olmak üzere toplam 44 gazetecinin cezaevinde olduğu kayıtlara geçti. 2016’daki darbe girişiminin ardından 158’e çıkan cezaevindeki gazeteci sayısı 2020’nin sonunda 72 olarak kaydedilmişti. 2016 sonrası infaz süreleri tamamlanarak cezaevinden çıkanlarla birlikte 2021’deki belirgin düşüşe karşın Türkiye, 50 gazetecinin parmaklıklar ardında olduğu Çin’in ardından dünyada en çok gazeteci hapseden ülkeler arasında ikinci sırada yer aldı.

73 gazeteci gözaltına alındı, 241 gazeteci yargılandı

2021’de 241 gazeteci yargılandı, 28 gazeteci ceza aldı. Türkiye’de gazeteciler sıklıkla toplumsal olayları, sokak eylemlerini takip ettikleri sırada gözaltına alındı. M4D raporlarında 2021 yılı içindeki gözaltı uygulamaları tek tek tarandı ve not edildi. Yıl boyunca açık kaynaklardan derlenen verilere ve gazetecilerin bildirimlerine göre Türkiye’de gözaltına alınan gazeteci, basın çalışanı ve yayıncı sayısı en az 73 oldu. Gözaltına alınan 20’si kadın 73 gazetecinin çoğu iktidar politikalarına karşı protesto haklarını kullananların eylemlerini takip ettikleri sırada gözaltına alındı.

Araştırma bulgusu: Gazetecilerin üçte birinden fazlası mesleği nedeniyle gözaltına alındı ya da yargılandı/yargılanıyor. Her 10 genç gazeteciden biri 24 yaşına gelmeden en az bir kez gözaltına alınıyor.

115 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı

2021’de yurdun tüm bölgelerinde gazetecilere yönelik fiziksel saldırı vakaları raporlandı. Bu şiddet olayları genellikle, büyükşehirlerde eylemleri izleyen gazetecilere ve yaptıkları haberler nedeniyle yerel siyasi aktörlerin de aralarında olduğu grupların saldırılarına uğrayan yerel basın çalışanlarına yönelikti. Türkiye’de 2021’de fiziksel şiddete uğrayan gazeteci sayısı tespit edilebildiği kadarıyla en az 115 oldu. Yerel basının karşı karşıya kaldığı tehdit, şiddet ve yıldırmanın ulaştığı ağır boyut dikkat çekti. Bursa’da radyo programcısı Hazım Özsu, dini yorumlarını beğenmeyen bir dinleyici tarafından öldürüldü. Bu çalışma yayına hazırlanırken bir cinayet haberi de Kocaeli’den geldi. Gazeteci Güngör Aslan yazdıkları nedeniyle öldürüldü.

Araştırma bulgusu: Yerel medyadaki gazetecilerin yüzde 66’sı, ulusal medyadaki gazetecilerin de yüzde 60’ı tehdit aldığını belirtti.

Hedef gösterme, tehdit ve şiddet otosansürü arttırdı

Gazetecilere ve muhalif görüşlerini dile getirenlere yönelik kısıtlamaların sürdüğü 2021 boyunca eleştirel tüm kesimlere karşı iktidar yanlısı basında ve sosyal medyada karalama kampanyaları yürütüldü. İktidar partisine, müttefiklerine ve hükümet uygulamalarına yönelik pek çok eleştiriye çok sert dille karşılık verildiği örnekler sıkça görüldü. Eleştirel düşünceler, çoğulculuğa olanak tanımayan “terörist, darbeci, beşinci kol, gayrı milli, hain” gibi suçlamalarla karşılanmaya devam etti. Bir bakan, bürokrat ya da siyaset iden gelen suçlayıcı açıklamaların sosyal medyada tehditlere yol açtığı görüldü. Bunların gazetecilere yönelik sokak saldırılarına dönüştüğü örnekler kaygıları arttırdı. Tüm bu hak ihlalleri tehditlere, saldırılara yol açtığı kadar bir korku iklimi de yarattı, sansür ve otosansüre de neden oldu.

Araştırma Bulgusu: Gazetecilerin yüzde 60’ının haberleri sansüre uğradı. Yüzde 73’ü mesleğini özgürce yapamadığı görüşünde. Gazetecilerin yüzde 50’si otosansür nedeniyle haberinden vazgeçtiğini söyledi.

RTÜK ve BİK cezaları: 23,7 milyon TL, 639 gün ilan kesme

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) 2021’de verdiği 103 cezadan 80’i yine iktidara eleştirel yayınlarıyla öne çıkan televizyon kanallarına kesti. Halk TV, Tele 1, KRT, Fox TV ve Habertürk’e toplam 23 milyon 743 bin lirayı bulan ceza veridi. Basın İlan Kurumu’nun (BİK) raporlarına göre 2021’de gazetelere ilan kesme cezası verilen gün sayısı toplam 639 oldu. BİK Yönetim Kurulu toplantılarında görüşülen dosyaların yüzde 44’ü resmi ilan yayınlama ödevlerini yerine getirmeyen gazetelerin ilanlarını kesme cezalarıyla ilgili, yüzde 39’u da Basın Ahlak Esasları’yla ilgili dosyalardı. Dosya bazında kurulun iş yükünün yüzde 83’ü cezalarla ilgiliydi.

Kamu kaynaklarına bağımlı medya

M4D Projesi kapsamında medya takip şirketlerinin verilerinin derlenmesiyle yapılan kamu reklamı kullanımı araştırması sonuçları 2021’de yayımlandı. Bu sonuçlarla RTÜK ve BİK’in yıllık ceza karneleri karşılaştırıldığında, ceza alan basın kuruluşlarıyla kamudan reklam alamayan basın kuruluşların aynı olduğu belgelendi. Medyada düzenleyici denetleyici kuruluşların yaptırımlarıyla basının önemli gelir kaynağı olan kamu ve kamu ortaklı kuruluşların reklam politikasının paralelliği Türkiye’de medyaya yönelik çok yönlü iktidar kontrolünün açık bir kanıtı olarak ortaya konuldu. Büyük yatırımlarla yayın hayatına başlayan Olay TV’nin uğradığı baskılar sonucu kapatılması gibi 2021’de Türkiye’de medyanın ticari bir sektör olmaktan uzaklaştığı, siyasetin bu alandaki belirleyiciliğinin arttığı, medya sermayesinin büyük bölümünün iktidarla siyasi ve ekonomik bağımlılık ilişkisi içinde olduğu yönündeki tespitleri doğrulayan pek çok veri M4D 2021 Raporu’nda yer aldı.

Yazılı basında kan kaybı

Yazılı basındaki daralma, okur ve etki kaybı sürüyor. Altı matbaası ile bir dönemin en önemli üretim üssü Demirören Printing Center tesislerindeki kağıt kullanım miktarlarındaki dramatik düşüş dikkat çekti. 2017’de 17,4 milyar olan yıllık sayfa basım sayısı istikrarlı biçimde azaldı ve 2021’de 6,3 milyara düştü. Tüm basılı yayınlar nezdinde aynı istikrarlı düşüş Türkiye İstatistik Kurumu’nun yıllık yazılı basın istatistiklerine de yansıdı. Yılın büyük krizi ise şüphesiz salgın nedeniyle ağır yara alan daha sonra da TL’nin döviz karşısındaki değer kaybı nedeniyle ithal matbaa girdilerini temin edemeyen yerel basının yaşadığı krizdi. BİK faaliyet raporlarına göre resmi ilan yayınlama hakkı kazanmış gazete sayısı 2016’da bin 156 iken 2021’de bu sayı 982’ye düştü. Veriler yazılı basındaki kan kaybının doğrudan Koronavirüs salgını ile ilgili olmadığını ortaya koydu.

Şiddete karşı “Nefes alamıyoruz” eylemi

Eylemlerin şiddetle bastırılması sırasında polisin yetkisini aşan biçimde güç kullanması yıl içinde basın meslek örgütleri tarafından en çok eleştirilen uygulama oldu. Bu uygulamaların zirveye çıktığı dönem Emniyet Genel Müdürlüğü’nün eylemlerde görüntü ve ses kaydını yasaklayan genelgesinin yürürlüğe girdiği dönemle paralellik taşıdı. İstanbul’daki Onur Yürüyüşü sırasında polisin yere yatırdığı foto muhabiri Bülent Kılıç’ı, boğazına diziyle bastırarak gözaltına alması bardağı taşıran damla oldu. Basın meslek örgütleri gazetecilere şiddeti protesto etmek için eylemler düzenledi. Kılıç’ın o andaki sözlerinden hareketle “Nefes Alamıyoruz” sloganıyla İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenlenen eylemlere yüzlerce gazeteci katıldı.

Araştırma Bulgusu: Gazetecilerin yüzde 80’i mesleğin giderek değersizleştiğini düşünüyor. Üçte biri herhangi bir meslek örgütüne üye değil. Meslektaşlar arasında güçlü bir dayanışma olduğunu düşünenler yüzde 15’in altında.

Basın kartı mücadelesinde kazanım artıyor

Basın meslek örgütleri ve basın kartları konusunda 2018’den sonra görülmemiş bir engelleme uygulamasına imza atan İletişim Başkanlığı’na karşı hukuk mücadelesini bir bir kazanmaya başladı. Hem basın kartı hakkı verilmediği için idari yargıda hakkını arayan gazeteciler hem de avukatlarının titiz çalışması ve emeği ile Basın Kartı Yönetmeliği’ni Danıştay’a taşıyan meslek örgütleri, 2021’i hukuk zaferiyle sonuçlandırdı. Danıştay önce hukuki belirsizlik içeren yönetmelik maddelerinin yürürlüğünü durdurdu, sonra tüm yönetmeliğin. Basın Kartı Yönetmeliği’nde temel haklara, hukuka ve Anayasa’ya uymak zorunda olunduğu vurgulandı. 31 Aralık 2021 itibariyle sürekli ve göreve bağlı basın kartı sayısı 16 bin 429 oldu. Yönetmelik hükümleri gereği bu sayı içinde gazetecilik yapmayan kamu çalışanları da bulunuyor. BİK verilerine göre resmi ilan yayınlama hakkına sahip gazetelerde ise sadece 3 bin 165 kişinin basın kartı var.

Araştırma Bulgusu: Gazetecilerin yarısının basın kartı yok, yüzde 6’sı başvuru sonucunu bekliyor. Basın kartı olanların sadece dörtte biri kadın. Gazetecilerin yüzde 80’i mesleğin değersizleştiği görüşünde, yaklaşık yarısı “mesleği başkasına tavsiye etmem” diyor.

2021’de hukuki kazanımlar

Tüm olumsuzluklarına karşın 2021 yılı gazeteciler için bazı kazanımlara ve görece iyileşmelere de işaret edilen bir yıl oldu. Yüksek yargının basın özgürlüğü kararları, tutukluluk tedbirindeki görece azalma, cezaevinden tahliye olan gazeteciler, basın kartı ya da sendika üyeliği gibi konularda hukuki kazanımlar bu görece iyileşme işaretleri arasında sayılabilir. Ayrıca 2021 yılında basın meslek örgütlerinin pek çok gündem maddesinde bir araya geldiği, ortak mücadele zemininde buluştukları ve kazanım elde ettikleri de görüldü. Ancak basın özgürlüğünün, demokrasi ve çoğulculuğun gelişeceği yönünde umutlu olmak için nedenler hala çok az.

M4D anketiyle gazetecilerin nabzı tutuldu

M4D Projesi’nin 2021 yılı Mesleki Memnuniyet Anketi, Türkiye’de gazeteciliğin görünümünü yansıtması açısından yılın en önemli çalışmaları arasında sayılabilir. Çoğu geleneksel medya kurumlarından 317 gazetecinin katılımıyla yapılan araştırma, gazetecilerin mesleğini özgürce yapamadığını, mesleki memnuniyetlerinin giderek azaldığını ortaya koydu. Araştırmada, yukarıda aktarılan bulguların yanı sıra gazetecilerin mesleklerine ilişkin algılarını da tespit etti. Bunlar, yalnızca Türkiye’deki gazetecilik mesleğine dönük yapısal unsurları değil, gazetecilerin kendilerini bireysel ve toplumsal açıdan bu meslek içerisinde nasıl konumlandırdıklarını göstermesi açısından da önem taşıyor.

Araştırmanın gazetecilerin çalışma şartlarıyla ilgili olarak ortaya koyduğu bulgular da M4D Raporu’na işlendi. Buna göre, kadın gazetecilerin neredeyse tamamı çalışırken cinsiyet ayrımcılığına uğradığını ifade etti, yüzde 34,5’i ayrımcılıkla sık sık karşılaştığını belirtti. Gazetecilerin üçte birinin basın sigortası kapsamında çalıştırıldığı, beşte birinin serbest gazetecilik yaptığı görüldü. Gazetecilerin beşte üçü yasal çalışma süresinin üzerinde 9-12 saat çalışıyor ve her 10 gazeteciden biri 13 ila 17 saat mesaiyle görev yapıyor. 2021 yılında, bu yoğun ve sorunlu çalışma atmosferinde gazetecilerin yüzde 38,2’sinin üç bin TL ve altı maaşlarla çalıştığı, beş bin TL ila üç bin TL arasında ücret aldığını söyleyenlerin oranın yüzde 35 olduğu görüldü. Türkiye’de gazeteciler 2021’i bu koşullar altında geride bıraktı.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.