ManşetDoğa MücadelesiEnerji

Sinop Nükleer Santrali’nin ÇED davası Danıştay’a taşındı

0

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) bileşenleri, Sinop Nükleer Güç Santralı (NGS) için verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının iptali için açılan davanın 30 günlük inceleme süresi dolmadan reddedilmesi üzerine kararı Danıştay’a taşıdı.

Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) sekretaryasını üstlendiği NKP, Sinop ve Ayancık Belediyeleri ile Sinoplular; Merkez ilçesi Abalı Köyü, İnceburun’da EUAS International ICC Merkezi Jersey Adaları Türkiye Merkez Şubesi tarafından yapılması planlanan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 11 Eylül 2020’de onayladığı Sinop NGS projesi nihai ÇED raporunun iptali istemiyle mahkemeye açılan davada talebin reddedilmesi üzerine temyiz talebiyle 19 Nisan’da Danıştay’a başvurdu.

İlgili haber: Sinop’ta nükleer santral davasında karar bir ay sonra açıklanacak: Yaşamak istiyoruz!

‘Hukuka Aykırı ve Kasıtlı Değerlendirmeler Yapıldı’

Danıştay 6. Dairesi’ne sunulan dava dilekçesinde, mahkemenin Türkiye’de şu ana kadar bir ÇED davasında sunulan en kapsamlı bilirkişi raporundaki değerlendirmeleri yok sayarak ret kararı verdiği dile getirildi.

Mahkemece görevlendirilen 15 kişilik bilirkişi heyetine resen alt başlıkları ve içerikleriyle 210 soru sorulduğu ve bu sorulara verilen yanıtlarda dava konusu işlemin dayanağı olan ÇED raporu ile ilgili 276 iptal gerekçesi ve eksikliklerin ortaya konulduğunun vurgulandığı dilekçede şu ifadelere yer verildi:

“Davamızın haklılığını açık seçik ortaya koyması nedeniyledir ki bu bilirkişi raporu, davalı idare ve davalı yanında davaya katılanların yoğun itirazlarına uğramıştır. Sinop’ta nükleer santral yapılamayacağı ve dava konusu işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu fazlasıyla kanıtlanmış olmasına rağmen davanın reddine karar verilmiştir. Samsun 3.İdare Mahkemesi, davanın bilimsel-teknik ve uzmanlık gerektiren boyutunu bir yana bırakarak davalı idarelerden de ileri giderek bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere karşı açıkça taraflı yorumlar yapmıştır. Mahkeme üyelerinin açıkça hukuka aykırı ve kasıtlı değerlendirmelerle hareket etmeleri nedeniyle tarafımızdan ayrıca Hakimler ve Savcılar Kurulu’na şikayet başvurusu yapılacaktır.”

İlgili haber: Sinop’ta nükleer santral davası: Nükleeri değil, yaşamı savun

‘Adil yargılama yerine hukuki vasıf kazandırılma çabasına girildi’

Davanın 2 Ekim 2020’de açılmış olmasına ve İYUK 20/A kapsamında ivedi yargılama usulüne tabi olmasına rağmen 8 Nisan 2022 tarihinde davanın esası hakkında karar verildiğine işaret edilen dilekçede, “Bu kadar geç bir sürede karar verilirken yürütmeyi durdurma talebimiz konusunda karar verilmemiş ve bilirkişi raporuyla ilgili taraf itirazları doğrultusunda ek rapor alınmamıştır. Gerek bilirkişilerden ek rapor alınmaması gerekse yürütmeyi durdurma konusunda karar vermemiş olması, mahkeme heyetinin dava ile ilgili peşin hükümlü tutumunu en baştan beri koruduğunu göstermektedir” denildi.

İlgili haber: Nükleer tehditler altında Fukuşima’nın 11. yıl dönümü

Davanın reddi kararının, keşfe katılmayan, bilirkişilere sorulacak soruları hazırlamayan hakimlerce verildiğine dikkat çekilen dilekçede, Mahkeme’nin, davada adil yargılama yapmak yerine dava konusu işleme hukukilik vasfı kazandırma çabasına girdiği, bununla da yetinmeyerek nükleer santral projesini, son derece uzmanlık gerektiren teknik konularda dahi savunmaya çalıştığı kaydedildi.

‘Somut verilere rağmen mahkeme öznel değerlendirmede bulundu’

Dava dilekçesinde; çevre hukuku, jeoloji bilimi, flora, fauna ve korunan alanlar, orman ekosistemi, deniz ve karadaki sulara olumsuz etkileri, meteoroloji bilimi, radyoaktif atıklar, halk sağlığı, işçi güvenliği ve sağlığı ile kaza riski, fayda-maliyet analizi, enerji ihtiyacı, çevre düzeni planları açısından iptal nedenleri özetlendi.

Bilirkişi raporunun ilgili kısmında yenilenebilir enerji kaynaklarının tümünün devreye girmesi halinde dahi ülkenin enerji ihtiyacının karşılanamayacağının belirtilmesine rağmen mahkemece dayanaktan ve bilimsel verilerden yoksun bu saptamanın da hükme esas alındığına dikkat çekilen dilekçede, bu durumun açıkça haksız ve hukuka aykırı olduğunun altı çizildi.

‘Davanın haklılığı bilirkişi raporuyla kanıtlandı’

İvedi yargılama usulü kapsamında dava konusu işlem hakkında doğrudan iptal kararı vermesi ve yürütmenin durdurulmasının talep edildiği dilekçede, bilirkişi raporunun, davanın haklılığını kanıtladığına vurgu yapıldı.

Bilirkişi raporunda da belirtilen telafisi imkansız zararların daha fazla yaşanmaması için bilirkişi raporunun somut yürütmeyi durdurma gerekçesi olan kısımlarına özellikle dikkat çekildiği kaydedildi. Belirtilen gerekçelerle bir an önce yürütmenin durdurulması kararının verilmesinin istendiği de ayrıca ifade edildi.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.