Hafta SonuKitapKöşe YazılarıManşetYazarlar

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Pati patiye, el ele Dünyayı tamire: Zaman Yolcusu Kreta

0

Gezegenler hasta olur mu? Ya da gezegenler, mesela telefonlar gibi bozulur mu? Sıfırdan Yayınları’ndan çıkan, Gülşah Özdemir Koryürek’in yazıp Selin Saygılı’nın resimlediği “Zaman Yolcusu Kreta: Tüketme, Tükenme” kitabının her iki soruya da yanıtı koca bir “Evet!!!”. Hatta kitabımız, bir doktor veya tamirci titizliğiyle gezegenin bozulmasının veya diğer bir deyişle hastalanmasının teşhisini de koyuyor: İKLİM KRİZİ! Üstelik teşhisle de  kalmıyor; tedaviyi/ çözümü de duyuruyor: Kitabın başlığındaki gibi  TÜKETME, TÜKENME!

İhtiyaçlarımız gerçek mi, isteklerimiz de mi ibaret ?

“Zaman Yolcusu Kreta: Tüketme, Tükenme” kitabı teknik açıdan pek de klasik bir kitap değil.  Çünkü yalnızca yazıya dayanmıyor. O bir videolu kitap! Gezegenin başındaki iklim krizi belası öyle büyük bir mesele ki; yazar Gülşah Özdemir Koryürek derdini anlatırken yalnızca metinden faydalanmamayı tercih etmiş. Esasen bu kitap, bir projenin duraklarından bir tanesi…

Diğer duraklardan biri, kitapta karakoluna yer verilen, iklim krizinin sonuçları ve bu krize karşı yapılması gerekenler üzerine bir animasyon video… İklim krizine karşısında hasta dünyamızı iyi etmek için önerilen reçetelerden biri de takas pazarı... Ki zaten kitap tam da tüketim kültürünü sorguluyor ve şu soruyu soruyor: İhtiyaç beklediklerimiz gerçek ihtiyaçlarımız mı yoksa sadece birer istekte mi ibaret? Acaba ihtiyaçlarla istekleri karıştırıyor muyuz?

Maalesef karıştırıyoruz. Ve tükettikçe tüketiyoruz. Tükettikçe gezegeni hasta eden, dengesini bozan bu sistemi besliyoruz. Bu çıkmaz sokağa karşı Zaman Yolcusu Kreta kitabı, tek tek ve kolektif olarak yapabileceklerimiz olduğunu söylüyor. Yani beklemek yerine bir yerden başlayalım diyor.

Peki deyim yerindeyse bu uyanışta başlangıç düğmesine kim basıyor? Zaman Yolcusu Kreta kitabında başlangıç düdüğünü çalan bir çocuk… Ve tabii arkadaşları Kreta ve şair kedi Şiva ile el ele vererek iklim krizinin durdurarak gezegeni kurtarma çabasında başarılı oluyor. Bu üç kafadarın çabasıyla önce çocuklar, sonra büyükler iklim krizinin nedenleri ve sonuçları konusunda farkındalık kazanıyor ve evimizi, Dünyamızın kurtarmaya soyunuyor.

Ahh, iklim krizinin kitapta anlatıldığı gibi Dünyamızı distopik bir felakete sürüklediğini anladıktan sonra nasıl yerlerinde dursunlar ki? Öyle ya, kitabımız bir çocuk bilimkurgu kitabı ama kitapta İnsantik ve Çöplantik gibi oldukça yaratıcı adlandırmalarla tarif edilen o korkunç gelecek sadece bir edebiyat ürünü değil! Kitapta dizelerine yer verilen ünlü şair Orhan Veli Kanık‘ın “Bedava” şiirindeki kinayede olduğu gibi çok da uzak olmayan bir gelecekti oksijeni bile parayla satın alabilir hale gelebiliriz.

Toz bulutlarından kara deliklere…

Bu arada, söylemeden geçemeyeceğim, kitabımızın okuyucuya çok önemli bir katkısı var: Kitapta hem iklim krizi konusunda daha fazla bilgi edinmek isteyecek hem de örneğin o güzelim şiiri bir kez daha okumak isteyecek okurlar için her bilginin altında dipnotu paylaşılıyor. Bununla da kalınmıyor;  yazar kitabın sonunda kendisinin iklim krizi konusunda yararlandığı kaynaklara da yer veriyor. Ki; aslında Zaman Yolcusu Kreta kitabı, yazarın kendi kişisel hikayesinin bir parçası… Yazar çocukluğunda bolca vakit geçirdiği İstanbul Çekmeköy‘deki Taşdelen ormanlarının kendisini gelecekte nasıl da bir iklim savaşçısı haline getirdiğini kitabın sonundaki biyografisinde okurla paylaşıyor. Zaten kitabın baş kahramanı Kreta da gezegenler arasında çok çok uzun yıllardır yaptığı yolculukta kişisel gayesini, yani kendini arıyor. Ve tam da dünyamızı kurtarmaya karar verdiğinde hayattaki amacını buluyor.

İnsanın evrendeki kişisel yolculuğunu yer veren “Zaman Yolcusu Kreta” kitabının en değerli bulduğum özelliklerinden biri de çok boyutlu oluşu… Öyle ki; yazar  kitapta sadece bir edebi eser yaratmakla kalmamış; başta çocuk okurlar olmak üzere, bütün okurları toz bulutlarından kara deliklere kadar astronomi ile ve dünyamızın jeolojik tarihiyle tanıştırmak istemiş. Bu anlamda kitap aslında hem bir bilimkurgu eseri hem de bir bilim kitabı sayılabilir. Bundan dolayı olacak; kitabı okurken çocukluğumda bıkmadan usanmadan heyecanla karıştırdığım o devasa ansiklopedileri hatırladım. Bu anlamda okuyucunun bilimsel merakını da kışkırtan “Zaman Yolcusu Kreta” kitabı aynı zamanda okuyucuya bilgiyi sorgulama mesajı da veriyor. Bu yüzden kitapta mesela internet aleminde dolaşan türlü türlü bilginin hepsinin doğru olduğunu varsaymak yerine bu bilgilerin doğruluğunu soruşturan teyit.org sitesine de dikkat çekiliyor.

Okurda soruşturma ve merak etme isteğini kamçılaması kitabın en beğendiğim yönlerinden biri… Fakat kitabı okurken şunu düşünmeden  edemedim: Acaba, biz büyükler, çocukların birer çocuk olduğunu, daha da önemlisi yetişkinler gibi altı üstü birer insan canlısı olduğunu unutup onlara karşı dünyamızın sorunları konusunda çok aşırı, belki de gerçekçi olmayan beklentiler mi besliyoruz? Evet, belki yetişkinlerin dünyasında sıkça çocuklar bizim umudumuz diye düşünülebiliyor  ama her zaman da yetişkinleri uyandırma görevi çocuklara biçilmeli mi? Ki bu kadar büyük bir sorumluluğun çocuklara atfedilmesi, çocuğun çocuk olduğunun unutulmasına neden olmaz mı? Hatta bu düşüncelerle kimi zaman çocuklara haksızlık yapmış olmuyor muyuz?

Evet; “Zaman Yolcusu Kreta” kitabını çok büyük keyifle okudum ama kitapta belki de yazarın okuyucularda iklim krizine karşı harekete geçme dürtüsünü uyandırma heyecanından olacak; kitapta bazı yerlerde çocuğa göre bir dil yerine akademik bir bilim dilinin kullanılması onlar için bir sorun yaratabilir.

Bu bu eleştirilerime rağmen kitabı gerçekten çok beğendim ve okurken çok keyif aldım. Hatta bu kitap 42 yaşındaki bana iklim  konusunda bilmediğim şeyleri de öğretti. Bu yüzden sözüm şu ki;  “Zaman Yolcusu Kreta” kitabını okuyun; büyük, küçük herkese okutturun! Okuyun ve okutturun ki; biz insanlar da küçük adımlarla bir yerlerden başlayalım; dünyamızın tamircileri, doktorları olalım!

Künye

Yazan: Gülşah Özdemir Koryürek
Resimleyen: Selin Saygılı
Yayınevi: SIFIRDAN YAYINLARI

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.