Ana Sayfa Blog Sayfa 208

Dünyaca ünlü koy Ayayorgi’ye de moloz döküldü: Bir katliamla karşı karşıyayız

Çeşme‘nin dünyaca ünlü koyu Ayayorgi koyuna moloz döküldü. Doğal arkeolojik alan da dahil 20 dönüme yakın arazideki tüm yüzey tıraşlandı, ağaçlar kesildi, zeytin ağaçları tahrip edildi.

Çeşme Ekoloji Platformu tarafından ekokırım suçuna ilişkin yapılan açıklamada söz konusu inşaat çalışmasında yüzlerce zeytin, sakız ve çam ağacının kesildiği belirtildi:

“3. Derece arkeolojik ve doğal sit alanı olarak koruma altında olan Aya Yorgi’de turizm amaçlı kamp alanı yapmak için gerçekleştirilen kaçak inşaat çalışmasında yüzlerce zeytin, sakız ve çam ağacı kesilmiş, muhteşem sahil hafriyat döküm alanına dönüştürülmüş, denize uzanan tepelik oyularak tüm fauna ve doku tahrip edilmiş, hafriyat aynı.zamanda denize boşaltılarak tahribat gerçekleştirilmiştir.

Hazine arazisi olan bu alanda gerçekleştirilen derin tahribata ilişkin Çeşme Belediyesi’nin de 4 Ocak 2024 tarihinde İklim Değişikliği, Çevre Şehircilik Bakanlığı’na bildirimde bulunduğu dilekçesinden de anlaşıldığı üzere, bakanlık bilgisi dahilinde gerçekleştirilen bir katliamla karşı karşıyayız.”

Çeşme Çevre Platformu‘nun bildirdiğine göre iş makinalarıyla denizin içine de moloz döküldü:

“Kıyı Kenar Kanununca korunan ve dokunulması yasak olan alanda beach kulüp yapılması için inanılmaz bir inşaat faaliyeti sürüyor. İnşaatı yapanlar hazine arazisini kiraladıklarını iddia ediyor ama ellerinde burada bu tahribatı yapabilecek herhangi bir resmi izin veya belge mevcut değil. Bu tahribat deniz kıyısından yukarıdaki bölgede de sürüyor burada kendilerine ait olan arsalar da inşaat yasağı mevcut olmasına rağmen belediyenin verdiği günübirlik kamp alanı izniyle doğa tahribatı son gaz devam ediyor.”

Öte yandan inşaat alanına dikenli teller de çekildi. Yurttaşın denize ulaşımı da engellendi. Yapılan tahribata bölge sakinleri de tepki göstererek ekokırım suçunu ilgili kamu kurumlarına bildirdi. Ancak henüz herhangi bir müdahalede bulunulmuş değil.

Daha önce dilekçe de verilmiş

Konuyla ilgili Çeşme Belediye Başkan Yardımcısı Fayıka Öner, İzmir Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne ve İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne inceleme yapılması için 4 Ocak’ta bir dilekçe göndermişti.

Dilekçede söz konusu zemin düzeltme çalışmasında endemik bitki örtüsüne ve zeytin ağaçlarına zarar verildiği belirtildi. Yazıda ayrıca şunlara yer verildi:

“İzmir ili Çeşme ilçesi Sakarya mahallesi 206 ada 1 parsel, 204 ada 7 ve 45 parsellere ilişkin Zabıta Müdürlüğümüzce 3 Aralık 2023 tarihinde yapılan kontrolde ekli resimlerde görüldüğü üzere zemin düzeltme temizlik çalışması yapıldığı endemik bitki örtüsü zeytin ağaçlarına zarar verildiği, hafriyat ve taşıması yapıldığı tespit edilmiş, 28 Ağustos 1996 tarih ve 6344 sayılı kurul kararı gereği 3. Derece Arkeolojik Sit Alanında kaldığından konunun tarafınızca incelenmesi hususunda bilgi ve gereğini arz ederim.”

Tutanak da tutulmuş

3 Aralık’ta ise yine aynı bölgede Zabıta Müdürlüğünce tutanak tutulmuştu. Tutanakta benzer ifadelere yer verilerek fotoğrafla da kanıtı ek olarak sunulmuştu. İşte o tutanak:

ayayorgii çeşme,

Ek olarak geçen gün de (5 Şubat 2024) bölgede ilçe belediyesinin Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünce çevre denetim tutanağı tutuldu. O tutanakta da benzer ifadeler yer aldı:

ayayorgi, çeşme, tutanak

Yurttaş tepkili

Bölge sakinleri ve ekoloji aktivistleri söz konusu tahribata karşı tepkilerini dile getirirken şikayetlerini de sürdüreceklerini belirtti, belediye ve ilgili kamu kurumlarını göreve çağırdı.

‣Ayayorgi imara açıldı: Bir günde milyon dolarlık rant yaptılar 

Ayayorgi

Ayayorgi Murat Kurum bakanken imara açılmıştı

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çeşme Dalyan, Sakarya Mahallesi ve Ayayorgi bölgesinde Nazım İmar Planı Değişikliği yaparak dünyaca ünlü Ayayorgi’yi Mart 2023’te imara açmıştı.

Mart 2023’te Ayayorgi’de yapılan değişiklik ile bölge imara ve betonlaşmaya açılmıştı. 1/5000 ölçekli planlamaya göre bölgeye iki katlı bina yapılabilecekti. Çeşme’nin dünyaca ünlü Ayayorgi’nin imara açılması çevre aktivistleri tarafından tepkiyle karşılanmıştı.

Dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, tepki toplamıştı. Kurum şu anda da İstanbul Büyükşehir Belediyesi için AKP‘nin başkan adayı olarak seçime hazırlanıyor.

Ayayorgi

İmar plan değişikliği onayı

Bakanlık tarafından yapılan imar planı değişikliği açıklaması İzmir Valiliği tarafından şöyle duyurulmuştu:

“Çeşme İlçesi, Dalyan ve Sakarya Mahalleleri, Ayayorgi Mevkiine ilişkin 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Değişikliği Bakanlık Makamının 7 Mart 2022 tarih ve 3123141 sayılı Olur’u ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109. maddesi uyarınca onaylanmıştır.

Söz konusu 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Değişikliği 3194 sayılı “İmar Kanunu” uyarınca 24 Mart 2022-22 Nisan 2022 tarihleri arasında Valiliğimiz (Çevre, Şehircilik İklim Değişikliği İl Müdürlüğü), Anadolu Caddesi No:41/2 Bayraklı/İzmir adresinde 4. kat Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğü ilan panosunda ve internet sayfasında 1 ay süreyle eş zamanlı olarak askıya çıkarılmıştır.”

Yeşil Gazete ‘Video- Editör’ arıyor

Yeşil Gazete olarak tam zamanlı Video Editör olarak çalışmak üzere, daha önce gazetecilik deneyimi olan ve kendisini iklim ve ekoloji alanında geliştirmek isteyen veya halihazırda bu alanda yetkin yeni ekip arkadaşı arıyoruz.

Aramıza katılacak kişinin iklim ve ekoloji alanlarında yetiştirilmeye açık, video editlemeye hakim, hayatının her alanında şiddetsizliği kendisine ilke edinen, insan ve hayvan hakları konusunda duyarlı olmasını önemsiyoruz.

“Video Editör” pozisyonu için son başvuru 14 Şubat 2024

Özgeçmişinizi ve neden başvurmak istediğiniz ile ilgili 300 kelimeyi geçmeyen bir metni, daha önce yaptığınız bir video-haber örneğini ve özgeçmişinizi [email protected] adresine gönderin.

Mail başlığı olarak “Yeşil Gazete Video Editör Başvurusu” yazmayı unutmayın. Son başvuru tarihi ise 14 Şubat 2024.

İŞ TANIMI

  • Rutin olarak gündem takibi yapmak
  • Röportajlar, araştırma dosyaları ve incelemeler ile özgün haberler üretmek, video haberler yapmak, Youtube sayfamız için içerik yaratmak,
  • Gerektiği durumlarda il dışına seyahat ederek sahadan haber takibi yapmak
  • Yurtdışındaki haber sitelerini günlük olarak takip etmek ve önemli araştırma, makale ve haberleri Türkçeye kazandırmak
  • SEO ile uyumlu içerikler üretmek

ARADIĞIMIZ ÖZELLİKLER

  • En az iki yıllık habercilik deneyimi
  • İstanbul’da ikamet etmek
  • Dil bilgisi ve yazım kurallarına hakim olmak ve Türkçeyi iyi ve etkin kullanabilmek
  • Haber diline hakim olmak, araştırmayı sevmek ve gündemi aktif olarak takip etmek
  • Çeviri yapabilecek, yazabilecek ve röportaj yapabilecek düzeyde iyi İngilizce bilgisine sahip olmak
  • WordPress tabanlı web sitelerinin kullanımında deneyim sahibi olmak
  • Görsel içerik oluşturmak için Canva, Photoshop ve ilgili video programlara hakimiyet
  • Özgün içerik oluşturma isteği, kapasitesi ve yaratıcılığı
  • Ekip çalışması ve ortak iş yürütme becerisine sahip olmak
  • En az iki yıllık habercilik deneyimine sahip olmak
  • Kendini geliştirmeye ve eğitim programlarına katılmaya açık olmak
  • Haftada beş gün düzenli olarak saat 09.00 ile 18.00 arasında tam zamanlı bir şekilde çalışmaya ve gerekli durumlarda mesai sonrasında çalışabilmeye uygun olmak
  • Haber takibi yapmak için yılın belirli dönemlerinde il dışına seyahat etme yönünde herhangi bir kısıtlamaya sahip olmamak
  • Hibrit çalışma disiplinine sahip olmak
  • İklim ve ekoloji konularında bilgi sahibi veya merak sahibi olmak ve kendini bu alanlarda geliştirmek istemek

‘Avustralya’nın iklimi 1910’dan bu yana 1.5 derece ısındı’

Büroda kıdemli klimatolog olan Dr. Simon Grainger, Guardian‘a Avustralya’nın kara yüzeyindeki ısınmanın bir yıl daha veri eklenmesinin ardından 1,48°C’den yeni 1,5°C’ye yükseldiğini söyledi: “Bu ısınma 2023’ün dünya çapında kaydedilen en sıcak yıl olmasıyla birlikte ısınan küresel iklimle tutarlıdır.”

Küresel ısınmaya esas olarak fosil yakıtların yakılması ve arazilerin temizlenmesi neden oluyor ve bu da atmosferdeki CO2 miktarını 18. yüzyıldan bu yana yaklaşık %50 artırıyor.

Avustralya Meteoroloji Bürosu salıdan cumaya kadar geçerli olacak bir sıcak dalgası uyarısı yayımladı. Yerel halk hafta ortasına kadar güneybatıda en yüksek sıcaklıkların 40’lı derecelere çıkacağı konusunda uyarıldı.

Melbourne Üniversitesi’nden iklim bilimci Dr. Andrew King, Avustralya’nın kara yüzeyinin 1,5 dereceye ulaşmasının “şaşırmadığını”, çünkü “Avustralya’nın zaten küresel ortalamanın üzerinde ısındığını” bildiklerini söyledi: “Ayrıca karaların okyanuslardan daha hızlı ısındığını ve birçok bölgenin küresel ortalamadan daha hızlı ısındığını da biliyoruz.”

Avustralya’nın eski sıcaklık gözlemleriyle desteklenen resmi kayıtları kullanılarak geçen yıl yayınlanan bir araştırma , toprağın 1850 ile 1900 arasındaki döneme göre yaklaşık 1,6 derece ısındığını ortaya çıkarmıştı. Çalışmada Avustralya’nın kara yüzeyinin, küresel ortalama olan 1,1 derecenin yaklaşık 1,4 katı kadar ısındığı belirlenmişti.

İklim bilimci Dr. Linden Ashcroft şunları söyledi: “Isınmanın her yüzdelik  derecesi önemli. 1,5 dereceyi vurmak sembolik olabilir, ancak bu durumu daha az korkutucu hale getirmiyor. Bu bir sarsıntı” diye konuştu.

Okyanus suları da 1900’den bu yana 1.05C ısındı

Kıtadaki kentlerden Sidney, 1858’e kadar uzanan bir rekorla, maksimum sıcaklıklar açısından en sıcak ikinci yılının yaşadı. Canberra, Hobart, Brisbane, Perth ve Darwin de tüm yıllar boyunca ilk 10’da yer alan maksimum sıcaklıklara maruz kaldı.

Avustralya’nın okyanus sularının da genel olarak 1900’den bu yana 1,05 derece ısındığı ve 1900’den bu yana kaydedilen en sıcak 10 yılın dokuzunun 2010’dan bu yana yaşandığı belirtildi.

Kıtanın 2023 ikliminde, Pasifik Okyanusu‘nda daha sıcak ve kuru hava getiren El Nino hava olayı etkili oldu.  2023 kışı, kaydedilen en sıcak kıştı ve ağustos ayından ekime kadar olan dönem, aynı zamanda 1900’e kadar uzanan kayıtlardaki tüm üç aylık dönemler arasında en kurak olanıydı. Eylül, nisan 1902’den sonra, herhangi bir ay içinde kaydedilen en kurak ikinci ay oldu.

Grainger “İklim değişikliği sadece yazın aşırı koşulları beraberinde getirmekle kalmıyor, aynı zamanda yıl boyunca sıcak gün ve gecelere de neden oluyor” dedi.

2023’ün en iyi vahşi yaşam fotoğrafları 

Londra Doğa Tarihi Müzesi tarafından düzenlenen Yılın Vahşi Yaşam Fotoğrafları Ödülü bu yıl, buz parçası üzerinde uyuyan kutup ayısı fotoğrafına verildi.

Her yıl yarışmaya ev sahipliği yapan Londra Doğa Tarihi Müzesi’nin müdürü Douglas Gurr, “Nima’nın nefes kesici ve dokunaklı görüntüsü, gezegenimizin güzelliğini ve kırılganlığını görmemizi sağlıyor” ifadelerini kullandı.

2023’te yarışmaya 50 binden fazla fotoğrafın katıldığı, bunlardan 25’inin jüri ve Doğa Tarihi Müzesi tarafından kısa listeye alındığı belirtildi. Müze, “Buz Yatağı” isimli uyuyan kutup ayısı fotoğrafının 75 bin kişi tarafından seçildiğini, bu katılımın bir rekor olduğunu açıkladı.

Vahşi yaşam fotoğrafları
Tzahi Finkelstein, İsrail’in Jezreel Vadisi’nde kıyı kuşlarını fotoğraflarken, bir Balkan göl kaplumbağası ile şeritli yer yusufçuğu arasındaki bu anı yakaladı.

Doğa Tarihi Müzesi fotoğrafın hikayesini “Yusufçuk beklenmedik bir şekilde kaplumbağanın burnuna kondu, ancak kaplumbağa böceği kapmak yerine, bataklığın bulanık sularının ortasında bir anı paylaşarak etkileşimden zevk alıyor gibi görünüyordu” diyerek anlattı.

vahşi yaşam fotoğrafları
Daniel Dencescu, bulutsuz bir kış gününde Roma’da sığırcıkları takip ederek saatler harcadı ve dev bir kuş şeklinde girdap oluşturan sığırcık sürüsünü yakalamayı başardı.
vahşi yaşam fotoğrafları
Mark Boyd’un çektiği bu fotoğrafta, Kenya’nın Maasai Mara’sında yavrulardan birini sevgiyle tımarlayan bir çift dişi aslan görülüyor.
vahşi yaşam fotoğrafları
Audun Rikardsen, kuzey Norveç’in Tromsø dışındaki bir fiyordun sularındaki bir çift denizanasını aydınlatan, kuzey ışıkları olarak da bilinen görkemli Aurora Borealis’i fotoğraflamak için pozlama ve flaş tekniklerini kullandı.

Rusya hükümeti ve yargısının homofobisi davaya yansıdı

Rusya Yüksek Mahkemesi‘nin, “uluslararası LGBTİ+ hareketi”ni aşırılıkçı bir örgüt olarak tanımlanmasının ardından söz konusu yargılamanın ilk örneğine imza atıldı.

Saratov, Leninsky Bölge Mahkemesi, 33 yaşındaki Fotoğrafçı Inna Mosina‘ya karşı gökkuşağı bayrağı için “aşırılıkçı bir örgütün sembollerinin gösterilmesi” yönündeki idari davayı değerlendirdi. Hakim Natalya Afanasyeva, Inna Mosina‘ya bin 500 ruble (502 TL) para cezası verdi.

Rusya’da bağımsız haber sitesi Mediazona‘nın aktardığına göre; Mosina’nın davası, “LGBT hareketinin” aşırılıkçı bir örgüt olarak tanınmasının ardından Rusya’da bir ilk oldu.

Duruşmanın 30 Ocak’ta görülmesi gerekiyordu ancak ertelenmişti. Karar 5 Şubat’ta verildi. Sanatçının hangi fotoğrafları nedeniyle “aşırılıkçı bir örgütün sembollerini gösterdiği” gerekçesiyle aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu ise mahkeme açıklamadı.

Rusya Yüksek Mahkemesi LGBTİ+ hareketini ‘aşırılıkçı örgüt’ kabul etti 

Ne olmuştu?

Rusya Yüksek Mahkemesi, Aralık 2023’te “uluslararası LGBTİ+ hareketi”ni aşırılıkçı bir örgüt olarak kabul etmiş ve ülke genelindeki faaliyetlerini yasaklamıştı.

Mahkeme Rusya Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine toplanmıştı. Kamuya kapalı yapılan toplantı sonunda yapılan açıklamada “davalı tarafından kimsenin toplantıda bulunmadığı” belirtilmişti.

Mahkemenin tanımladığı şekilde dünyada resmi bir “uluslararası LGBTİ+ örgütü” bulunmuyor. Bu da kararın nasıl uygulanacağı ve kimleri kapsayacağı konusunda büyük belirsizlik yaratıyor.

Rusya’da son yıllarda LGBTİ+’lara yönelik ciddi baskılar söz konusu. Rus anayasasında üç yıl önce değişiklik yapılarak evliliğin yalnızca “kadın ve erkek arasında” gerçekleşebileceği açık bir şekilde belirtilmişti.

Kararın açıklanması öncesi, geçen yıl eşcinsel olduğunu açıklayan St Petersburg yerel meclis vekili Sergei Troshin, olası kararın “uzun hapis cezaları” anlamına gelebileceğini söylemiş, “Bence bu, devletin LGBTİ+ aktivisti olarak gördüğü herhangi birinin ‘aşırıcı bir oluşuma dahil olma’ suçundan uzun hapis cezaları alabileceği anlamına gelecektir. Bu oluşumun içinde organizatör olarak yer alanlar çok daha uzun cezalarla karşılaşacaktır” demişti.

Rusya’daki LGBTİ+ toplumunda panik olduğunu da belirten Troshin insanlar acilen göç etmeye çalıştığını, kendilerinin bunula ilgili ‘tahliye etmek’ terimini kullandıklarını belirtmişti:

“Kendi ülkemizden ayrılmak zorunda kalıyoruz. Bu korkunç.”

 

İtalya’da ‘popülasyon arttı, insanlara fazla yaklaşıyorlar’ gerekçesiyle boz ayı kıyımı

İtalya‘da yerel yetkililer, Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen bir proje kapsamında popülasyonları yeniden artan boz ayıları öldürmeye başladı.

Kuzey İtalya’daki yetkililerin, geçen salı günü “insanlar için tehlikeli olduğu” gerekçesiyle bir boz ayıyı öldürmesi, hayvan hakları aktivistlerinin protestolarına ve İtalya Çevre Bakanı’nın inceleme başlatmasına yol açtı.

Resmi açıklamaya göre, M90 adı verilen hayvan, Doğu Alpler‘deki Sole Vadisi’ndeki ormancılık birlikleri üyeleri tarafından öldürüldü. TrentiAno-Alto Adige/Südtrirol eyaletinin yetkilileri, ayının “aşırı güven ve kentsel alanlara sık sık gitme eğilimi” gösterdiğini, birçok kez insanları takip ettiğini ve en son olarak da bir çift yürüyüşçüyü ormanlık bir yolda yarım kilometreden fazla takip ettiğini belirtti.

Eyalettin açıklamasında, bölgedeki Ispra Çevre Enstitüsü‘nün de “M90 ayısının mümkün olan en kısa sürede kaldırılması” gerekliliğini doğruladığı belirtildi.  Öldürülen hayvan, takılan radyo tasmasından ve kulak işaretlerinden teşhis edildi.

Estonya’da kurt katliamı: Populasyonun yüzde 30’undan fazlası yok edilebilir
‣ Son 50 yılda yaban hayatı popülasyonunun yüzde 70’i yok oldu

Hayvan hakları gruplarından protesto

AP‘nin aktardığına göre hak aktvistleri kararın ve infazın hızını protesto etti. Hafta sonu eyaletin başkenti Trento‘da bir protesto düzenlenecek.

LAV hayvan hakları grubundan Massimo Vitturi, kararnamenin zamanlaması ve infazın “emrin imzalandığı sırada tüfeklerden duman çıktığını düşündürdüğünü” söyledi. İtalya çevre bakanı Gilberto Pichetto Fratin de öldürmenin en iyi seçenek olup olmadığını sorgulayarak “Bu, tek alternatif olamaz. Bölgede barışcıl şekilde birlikte yaşamayı garanti almak için çaba göstermeliyiz” dedi.

Alp boz ayılarının popülasyonu artıyor

Alp boz ayılarının nesli bir zamanlar neredeyse tükenmek üzereydi, ancak AB’nin finanse ettiği proje sayesinde popülasyon yeniden toparlandı.  Eyalet yetkilileri ise koruma çalışmaları nedeniyle sayıları artan Alp boz ayılarıyla ilgili ne yapılacağı konusunda hayvan hakları savunucularıyla sık sık karşı karşıya geliyor. 

Geçen bahar aylarında yetkililer, Brenta Milli Parkı’nda JJ4 olarak tanımlanan 17 yaşında bir dişi ayıyı bir koşucuyu öldürdüğü ve 2020’de bölgede yürüyüş yapan bir baba ve oğlunu yaraladığını öne sürerek yakalamıştı. Hayvan hakları aktivistleri şimdilerde onun Romanya‘ya nakledilmesi için mücadele ediyor .JJ4’ün kardeşlerinden ikisi de 2008’de komşu İsviçre‘ye ve 2005’te Almanya‘ya doğru giderken öldürüldü.

Ayrıca biri nisan ayında Molveno Gölü yakınlarında, diğeri ekim ayında Val di Non‘daki Bresimo‘da olmak üzere M62 ve MJ5 adlı iki ayının cesetleri bulunmuştu.

 

AB ülkelerinde kadına yönelik şiddetle ilgili ilk yasa kabul edildi

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, ilk kez kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik yasa üzerinde anlaşmaya vardı.

Buna göre, kadın sünneti ve zorla evlendirme dahil olmak üzere bir dizi şiddet, “suç” olarak tanımlanıyor. Ayrıca bazı ülkelerde ilk kez, yaygın çevrimiçi şiddet biçimleri de suç olarak kabul ediliyor. Kadına yönelik nefret söylemi,  ‘cyber-flashing’ (yabancılara müstehcen fotoğraf göndermek) ve mahrem görüntülerin rıza dışı paylaşılması da suç haline gelecek.

Ancak salı günü kabul edilen yasada tecavüz suçunun ortak bir tanımı bulunmuyor. Avrupa Komisyonu tarafından Mart 2022’de sunulan tasarının ilk taslağında, tecavüz suçunu, mağdurların zorlama, tehdit veya baskıya dair kanıt sunmalarına gerek duymadan, rıza olmaksızın cinsel ilişki olarak tanımlıyordu. Tasarı, kadınlara ve kız çocuklarına karşı işlenen cinsel suçlar nedeniyle pek çok üye ülkede kök salmış olan “sadece evet, evet demektir” konseptine dayanıyordu.

Aylar süren özenli müzakerelerin ardından 11 ülke bu tanıma sıcak baktığını açıklasa da aralarında Bulgaristan, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi Doğu Avrupa ülkelerinin yanı sıra Fransa, Almanya ve Hollanda‘nın da bulunduğu 14 üye ülke rızaya dayalı tanımı engellemeye devam etti.

Yasa tasarısının yürürlüğe girebilmesi için Avrupa Parlamentosu ve Konsey tarafından resmen kabul edilmesi gerekiyor.

Tepkiler: Hayal kırıklığı

AB’nin Temel Haklar Ajansı’nın tahminlerine göre birlik ülkelerinde yaşayan ve 15 yaşını geçen kadınların yaklaşık yüzde 5’i tecavüze uğruyor.

Nihai anlaşmaya varılmadan hemen önce üye devletleri cinsel rıza konusunda “farkındalık yaratmaya” ve “rızaya dayalı bir kültürü” teşvik etmeye zorlayan bir madde de eklendi. Ancak bu, Komisyon’un rıza dışı cinsel ilişkiyi tüm blokta suç haline getirme hedefinin çok uzağında kalıyor.

Strazburg‘dan konuşan ve parlamentonun bu dosyadaki baş müzakerecilerinden biri olan İrlandalı Parlamenter Frances Fitzgerald, bloğun kadınları şiddetten korumak için “bitmemiş bir işi” olduğunu söyledi: “Tecavüzün rızaya dayalı tanımı bu direktife dahil edilemediğinden, üye devletlerde oldukça rahatsız edici tutumlar yaşanabilir. Birlik genelindeki şiddet istatistiklerinin büyüklüğü göz önüne alındığında bu çok büyük bir hayal kırıklığıdır.”

Fransa ve Almanya, tecavüzün AB çapında suç sayılmasını engelledikleri için eleştiri oklarının hedefi olmuş durumda. Her iki ülkenin de desteğiyle rızaya dayalı tanımın kabul edilebilirdi.

Dosyanın diğer baş müzakerecisi İsveçli Parlamenter Evin İncir, “Bu üye devletlerden bazılarının İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayan devletler olmasından dolayı hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim, bu benim anlayışımın ötesinde bir durum” dedi.

AB üyelerinin büyük çoğunluğunun tecavüzün tanımı açısından rızanın yokluğunu zorunlu kılan İstanbul Sözleşmesi’ne taraf.

Avrupa Kadın Lobisi politika ve kampanyalar sorumlusu Irene Rosales, “Fransa ve Almanya’nın, İstanbul Sözleşmesi standartları uyarınca rızaya dayalı tecavüzün uyumlaştırılmış tanımına ilişkin 5. Maddeyi kaldırma yönündeki çirkin kararını” “derin bir üzüntüyle karşıladığını” söyledi: “Bu tamamen ikiyüzlülüktür ve kadınları ve kız çocuklarını şiddetin en iğrenç biçimlerinden birinden korumak için kaçırılmış korkunç bir fırsattır.”

Yeni kurallar, yapay zeka tarafından üretilen porno görüntülerin paylaşımı için de aynı şekilde geçerli olacak.

Yeniden Refah Partisi iklim inkarcılığına devam ediyor: ‘Sıfır karbon insanlığı bitirme projesidir’

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla, iklim inkarcılığına örnek gösterilecek nitelikte bir açıklamada bulunarak “Karbon ayak izi, sıfır karbon insanlığı ama öncelikle kobay ülke olarak gördükleri ülkemizi bitirme projesidir” dedi.

AA’ya konuşan Aşıla, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “İnsanı ve insanlığı yok etmeye çalışan siyonizm şimdi de ‘iklim krizi‘ kisvesi altında çok daha tehlikeli bir planla karşımızdadır” ifadelerini kullandı.

Anadolu Üniversitesi İşletme Mezunu Aşıla, meteorolojik olayların dalgalanma göstereceği ama bunun iklim değişikliği olmadığını belirterek “İnsanın yüzde 17’si karbondur. Sıfır karbon, sıfır insan demektir” yorumlar yaptı. Aşıla aynı zamanda İklim Kanunu’nun da Türk milletine fakirleşme, mülksüzleşme, yıkım getireceğini iddia etti.

Meteoroloji uzmanları ve iklim bilimciler ise Yeniden Refah Partili Aşıla’nın aksine bilimsel çalışmalara dayanarak yıllardır iklim krizinin gerçekliğini ortaya koyuyor ve bunun için acil önlem taleplerini dile getiriyor.

Bir iklim inkarcısını nasıl tanırsınız?

İklim inkarcıları 2000’li yılların başlarından itibaren iklim krizinin aslında bir yanıltmaca olduğuna, bunun sıradan insanların “özgürlüklerini kısıtlamak” için uydurulmuş bir yalan olduğuna inanıyor. Bu inkarcıların arasında sağ-popülist politikacılar öne çıkıyor. İklim inkarcıları iklim krizinin ve küresel ısınmanın gerçek olmadığı söylemini yayıyor.

Başta ABD‘de eski başkan Donald TrumpBrezilya‘da Jair BolsonaroAlmanya’da aşırı sağcı AfPBirleşik Krallık‘ta muhafazakar hükümetin başbakanı Rishi Sunak olmak üzere Güney Amerika’daki diktatörlükler hatta giderek Avrupa‘ya yayılan bu eğilim, İklim Kanunu‘nun gündeme gelmesiyle birlikte Türkiye’de de etkisini göstermeye başladı.

Türkiye’de iklim inkarı söylemini yayan kişileri ise kurdukları şu cümlelerden tanıyabilirsiniz:

  • “Yediğinize içtiğinize kota getirilmesinin alt yapısı bu kanun ile oluşturulacak.”
  • “Şu an iklim üzerinden bir oyun sergileniyor. Küresel ısınma algısıyla insan faaliyetlerinin, canlı türlerinin doğaya zarar verdiğini bu hareketlerin kısıtlanmasına ve küresel ısınmayı arttırdığına dair, karbon gazı ve karbon emisyonunu arttırdığına dair bir algı ve manipülasyon süreci yaşıyoruz”
  • “Cinsiyetsiz toplum devreye girecek, dijital kimlikler devreye girecek”
  • “Yaşamlarınıza, yediğinize, beraber oturup kalktığınız her şeyde karbon azaltımı yapılacak”
  • “İklim krizi bu insanlar için birer algı”
  • “Sosyal puanlama devreye girecek”
  • “Dış güçler saldırıyor”
iklim inkarcılığı
[Dosya] İklim inkarcılığı Türkiye’de: Kim bu insanlar, neyi, neden inkar ediyor? -1

Şili’de devam eden orman yangınları uydudan görüntülendi

Şili‘nin orta ve güney kesimlerinde 2 Şubat 2024’te başlayan orman yangınları devam ediyor. Yangınlar, özellikle Valparaiso ve Viña del Mar kentlerinde etkili oldu ve çok sayıda itfaiye ekibi yangınlarla mücadele etmek için görevlendirildi. Bu yangınlar sonucunda çeşitli kaynaklara göre en az 120 kişi hayatını kaybetti.

BBC’nin aktardığına göre yangınların sürdüğü bölgede geniş alanların kül olmasına neden olan bu felaket, Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric tarafından “2010’daki depremden bu yana ülkeyi vuran en kötü felaket” olarak tanımlandı. Bu depremde 500’den fazla kişi hayatını kaybetmişti. Uydu görüntüleri, yangının dumanlarının uzaydan bile görülebildiğini ortaya koydu.

Şili
Son bir haftada yanan bölge uydudan böyle görüntülendi. Kaynak: NASA Firms

Yangınlar, turistik beldeler olan Viña del Mar ve Valparaíso gibi sahil kasabalarında görülen alışılmadık bir sıcak hava dalgasının ardından başladı ve kısa sürede geniş bir alana yayıldı. Yangınlar, şiddetli rüzgarlar tarafından körüklendi ve sakinler, dakikalar içinde tepelerdeki yerleşim topluluklarının alevler içinde kaldığını anlattı.

İçişleri bakanı, hükümetin önceliğinin hayatları kurtarmak ve yangını durdurmak olduğunu söyledi. Bu arada, gönüllüler evlerini kaybedenlere yiyecek ve kıyafet yardımlarını ulaştırmaya devam ediyor. Yetkililere göre, yangınlarda yaklaşık 15 bin ev ev hasar gördü.

Şili’deki orman yangınlarında El Niño etkisi

Aralık 2023 ve Ocak 2024 boyunca El Niño hava olayı, Güneybatı Amerika‘da kuraklıklara ve yüksek sıcaklıklara neden oldu, bu da orman yangınları riskini artırdı.

Şili’deki orman yangınlarında ölü sayısı 100’ü aştı
El Niño tarımı tehdit ediyor: Çiftçiler ürün ekmekten korkar hale geldi

Bilim insanlarına göre iklim değişikliği ve El Niño, gezegenimizin giderek ısınmasının arkasındaki itici güçler. Bu durum, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları gibi olayları daha olası hale getiriyor. 2022’de yayımlanan Birleşmiş Milletler Çevre Programı raporuna göre, “Kontrol edilemez ve yıkıcı orman yangınları, dünyanın birçok yerinde mevsimsel takvimlerin beklenen bir parçası haline geliyor.”

Yangınlar, Şili’nin başkenti Santiago‘nun 33 santigrat derece üzerinde sıcak ve kuru sıcaklıklarla mücadele ettiği bir yaz sıcak dalgası sırasında gerçekleşti.  Komşu ülke Kolombiya da son zamanlarda yangınlarla mücadele etti ve uluslararası yardım çağrısında bulundu. Şili’de acil durum ekipleri, kentsel alanlara yakınlığı nedeniyle Valparaíso liman şehrindeki yangınlara öncelik veriyor.

Yurttaşın yeraltı su kaynağı satışına karşı tepkisi sonuç verdi: Valilik geri adım attı

Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) tarafından bugün (8 Şubat) açılacağı ilan edilen Köyceğiz ilçesi Yayla mahallesinde yeraltı sularının içme suyu olarak satışına yönelik üç yıl süre ile kiraya verilmesi ihalesi bir gün kala Muğla Valiliği tarafından iptal edildi.

Dün (7 Şubat) Muğla Su İnisiyatifi tarafından öğlen saatlerinde bir basın açıklaması ile açılmak istenen ihalenin YİKOB’un yetkisinde olmadığı, yönetmeliğe aykırı ve suç niteliğinde olduğu belirtilmişti.

Muğla Valiliği yeraltı sularını satışa çıkardı: Üç yıllık içme suyu ihalesi 

Yeşil Gazete’nin gündeme taşıdığı ihalenin akşama doğru Muğla Valiliği’nin web sitesinde iptal edildiği duyuruldu.

Muğla Su İnisiyatifi gönüllüleri, bu gelişme ile ilgili olarak yanlıştan dönülmesinin sevindirici olduğunu, Muğla’nın sularının ticarileştirilmesine izin vermeyeceklerini bildirdi.

Ne olmuştu?

Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) Köyceğiz’e bağlı Yayla mahallesindeki Ekşidibi kaynak suyunu ihaleye açmıştı.

Doğal kaynak suyunun ihalesi için muhayyen bedel 5,5 milyon TL iken geçici teminat ücreti ise 166 bin TL olarak belirtilmişti.

Yeraltı suyunun üç yıl süreyle kiralanması için duyurulan ihalenin bugün (8 Şubat) başlatılacağı bildirilmişti.

Yeraltı suyunun içme suyu olarak kullanılması için ihaleye çıkarılması kararı tepki toplamıştı.