Doğa MücadelesiEkolojiManşet

Estonya’da kurt katliamı: Populasyonun yüzde 30’undan fazlası yok edilebilir

0

Baltık ülkelerinden Estonya bir kez daha ülkedeki kurt nüfusunu azaltmak için belirli bir sayıda kurdun öldürüleceğini belirtti.

Ülkede belirli sayıda kurdun öldürülmesi her yıl tekrarlansa da bu yılki karar ekoloji savunucuları için endişe kaynağı haline gelmiş durumda.

Estonya Çevre Ajansı, ülkede koruma planlarının izin verdiğinden daha fazla kurt olduğunu iddia ederek itlaf kotasını 144 olarak belirledi.

Ancak euronews’ün aktardığına göre Tartu Üniversitesinden kurt araştırmacısı Maris Hindrikson, kendisi ve diğer bilim insanlarının veriler konusunda “ikna olmadıklarını” söylüyor.

Hindrikson, kurt nüfusunun “eski moda” ve avcı gözlemleri gibi “sistematik olmayan” tekniklere dayanarak hesaplandığını ve bunun Estonya’daki kurt sayısını tam olarak yansıtmayabileceğini belirtiyor.

Bu da öldürülecek hayvan kotasının çok yüksek olabileceği ve potansiyel olarak “tüm popülasyonu bozabileceği” anlamına geliyor.

Hindrikson, “Sorun şu ki, kaç kurt olduğunu bilmiyoruz” diyerek, ülkedeki tüm kurt nüfusunun yüzde 30’undan fazlasının yok edilebileceğini tahmin ediyor.

Fotoğraf: Gerry Broome / AP

Yetkililer: Öldürmek şart

Estonya Çevre Ajansı, “metodolojinin İsveç, Finlandiya ve Norveç gibi İskandinav ülkelerinde kullanıldığını” belirterek “Mevcut metodolojinin kapsamlı, objektif ve uygun olduğunu düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.

Kurt sayıları son yıllarda toparlanmış olsa da, toplam sayıları Uluslararası Kurt Merkezi tarafından “istikrarlı/azalan” olarak kabul ediliyor. Tahminlere göre Estonya’daki toplam kurt nüfusu 150 ila 300 arasında. 

Yetkililer, kurtların çiftlik hayvanlarına, özellikle de koyunlara saldırarak ülkedeki çiftçileri ekonomik olarak zarara uğratması nedeniyle belirli bir sayıda hayvanı öldürmenin gerekli olduğunu iddia ediyor.

Estonya Çevre Kurulu (Keskonnaamet) verilerine göre, 2022 yılında toplam 946 koyun yırtıcı kurtlar tarafından öldürüldü. Henüz 2023’ün sonuna gelmeden rakamın bu yıl 1,100’ü aştığı belirtiliyor.

Özellikle Tartu ilçesinin güneydoğusundaki bir çiftlikte yaşanan korkunç bir saldırı, ekim ayında bir düzineden fazla koyundan oluşan damızlık sürünün tamamının ölümüne neden olurken, çiftçi Rein Mirka, Estonya Kamu Yayıncılığına (ERR) olayın kendisine 15 bin ila 20 bin euroya mal olduğunu söyledi.

‣ Evcilleştirilemeyen bir canlı türü olarak kurt -1 

‘Sürüleri yok ettikçe daha çok koyun yiyecekler’

Hindrikson hâlâ kurtları katletmenin soruna en iyi yaklaşım olup olmadığını sorguluyor.

“Bilim her zaman itlafın koyun ölümlerini azaltmaya yardımcı olmadığını göstermiştir” diyen Hindrikson, yaşam alanları kaybedildikçe, yani sunulan gıda kaynakları sınırlandıkça, ölümcül çözümlerin ters etki yaratabileceğini ve kurtları ilk etapta çiftlik hayvanlarını avlamaya itebileceğini belirtiyor.

Hindrikson şunları kaydediyor:

İtlaf aslında büyük bir sorun çünkü sürüleri yok ediyor. Kurtlar çok sosyal hayvanlardır ve büyük sürülerin geyik gibi daha büyük hayvanları avladığını biliyoruz. Ancak genellikle daha küçük sürüler daha küçük avlara yöneliyor çünkü avlanmak için işbirliği yöntemleri geliştiremiyor.”

Araştırmacıya göre bir başka sorun da, yaşlı kurtlar itlaf edildiğinde genç kurtların daha karmaşık avlanma stratejilerini deneyimleyip öğrenememeleri, ve bu nedenle çiftlik hayvanlarını yemeye yönelmeleri. Hindrikson bunu kurtlar için “fast food”a benzetiyor.

Araştırmalar, öldürmeye dayalı çözümlerin çiftlik hayvanlarını korumada diğer önlemlere kıyasla daha az etkili olduğunu, ancak bu ilişkinin ekolojik bağlam ve yerel yönetim uygulamaları gibi çeşitli faktörlerden etkilendiğini gösteriyor. 

Hindrikson “İtlafa tamamen karşı değilim. Sadece koyunların peşine düşen bazı sorunlu hayvanları ortadan kaldırmak mantıklı olabilir. Benim karşı olduğum şey, çok sayıda hayvanın itlaf edilmesi. Kaç tane kurdumuz olduğunu ve itlafların gerçekte nasıl bir etkisi olduğunu gerçekten bilmiyoruz. Görünüşe göre çok sayıda kurdu öldürdüğümüzde sürülerin yapısı etkileniyor, koyunların peşine düşüyorlar, sonra koyun saldırıları artıyor. Sonra da insanlar ‘evet, koyunlar tehlikede, lütfen daha fazla kurt öldürün’ diyor. Bu bir kısır döngü” diyor.

Fotoğraf: Dawn Villella / AP

‘Kurtları suçlamak kolaya kaçmak’

Hindrikson’un önerdiği daha iyi alternatifler, karaca ve yaban domuzu gibi “vahşi doğada yeterli sayıda doğal av sağlamak” ve kurtları caydırmak için adımlar atmak.

Çiftçiler daha fazla çit inşa etmeli ve kurtları korkutmak için bekçi köpekleri almalı. Bu tüm Avrupa‘da işe yarayan bir şey. Bir koyun saldırısı haberi alıyoruz ama genellikle çiftçiler hiçbir önlem almamış oluyor. Hep kurtları suçluyoruz. Bu kolaya kaçmak; aslında her şeyi insanlar yapıyor.”

Araştırmacı Hindrikson, önleyici tedbirlerin ve toplumun bu sorunun nereden kaynaklandığını ve nasıl hafifletileceğini anlamasını sağlamanın çok önemli olduğunu ekliyor.

Hindrikson ayrıca hükümetin sorunla mücadele politikalarında, özellikle de büyük yırtıcı hayvanların yol açtığı zararların telafisi planlarındaki kusurlara işaret ediyor. 

”Elbette koyun saldırılarını önlemeye çalışıyoruz. Ancak Estonya’da yaşadığımız sorun, önleyici tedbirler ile tazminat arasında bir korelasyon olmaması” diyor. Bu, çit inşa edilmediğinde, koyunların koruması için köpek olmadığında ya da diğer önleyici tedbirleri alınmadığında bile tazminat alınabileceği anlamına geliyor. Araştırmacı ise bunu “Bu büyük bir sorun” olarak niteliyor.

‣ Evcilleştirilemeyen bir canlı türü olarak kurt- 2

Estonya’da kurtlarla birlikte yaşamak

Çevre Ajansının av izleme çalışma grubunun baş uzmanı Marko Kübarsepp, ekim ayında verdiği bir demeçte, Estonya’daki kamuoyunun birkaç düzineden fazla sürüye tahammül etmeye istekli olmadığını ve “sayıları çok arttığında kurtların bir numaralı düşmanı” olma eğiliminde olduğunu söyledi.

Hindrikson, kurtları öldürme planlarının Estonya’da kurtlara yönelik eski önyargılardan kaynaklandığını iddia ederek şunları aktarıyor:

Bizde bu tür bir toplumsal sınır var, insanlar kurtlardan korkuyor. İster çiftçi ister avcı olun, kim olursanız olun, kurtlar da bizim gibi yırtıcı olduğu için, kaynaklar konusunda bir tür mücadele hissedersiniz.

Kurtlar uzaklardaki ormanlarda yaşamıyor. Aramızda yaşıyorlar. Aslında onlarla nasıl bir arada yaşayacağımızı bilmiyoruz. Bu çok zor.”

You may also like

Comments

Comments are closed.