Ana Sayfa Blog Sayfa 1093

Colorado’da yangınlar devam ediyor: On binlerce kişi tahliye edildi

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Colorado eyaletinde meydan gelen yangınlar nedeniyle on binlerce kişi yerleşim yerlerinden tahliye edildi, yüzlerce ev de kül oldu.

Eyalet, son yıllarda aşırı kuraklıklarla mücadele ediyor. İnsan kaynaklı iklim krizi nedeniyle artan hava sıcaklığı ve kuru hava, orman yangınları tehdidini de artırıyor.

Yangından etkilenenlere yardım yapılacak

Vali Jared Polis tarafından eyalette acil durum ilan edildi.

Polis, yangının doğal yollarla çıkmış olabileceğini ifade etti ve “Rüzgarların dinmesini, havanın değişmesini umuyoruz” dedi. Vali ayrıca, yangından etkilenen insanlara gerekli yardımların yapılacağını da dile getirdi.

Perşembe günü Louisville ve Superior kentlerinde 30 bin kişiye evlerini terk etmeleri söylenmişti.

Kuraklığın da yaşandığı eyalette saatte 169 kilometre hıza ulaşan rüzgar, yangının hızını hızlandırıyor.

Yaralı sayısı artabilir

Yangınlar özellikle eyaletin başkenti Denver‘ın kuzeyindeki Boulder ilçesinde hızlı bir şekilde devam ediyor.

Boulder İlçe Şerifi Joe Pelle, Superior’un batısında yaklaşık 370 evin, Superior’da ise 210 evin alevler içinde kaldığını söyledi. Bir alışveriş merkezi ve bir otel de tamamen yandı.

Pelle, bir ilk müdahale görevlisi ve altı kişinin yaralandığını belirterek, yaralı sayısının artabileceğini, ölümlerin de olabileceğini dile getirdi.

2022’de çevreyi kirletenlere uygulanacak idari para cezaları belirlendi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2022 yılında çevreyi kirletenlere uygulanacak idari para cezalarını belirledi.

Kamusal alanlarda her ne şekilde olursa olsun çevreyi kirletenlerin cezası 1362 TL oldu. Düzenlemeyle tehlikeli atıkların ülkeye girişini sağlayanlar, kanuna aykırı şekilde toplayanlar, depolayanlar, ihraç edenlere yönelik ceza miktarları da artırıldı.

ÇED sürecine aykırı davrananlara 54 bin 783 TL ceza

2872 sayılı Çevre Kanunu gereğince verilecek idari para cezalarına ilişkin tebliğ, Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı.

Buna göre, “hava kirliliği yönünden önemli etkileri” nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tabi tutulan tesisleri, yetkili makamlardan izin almadan kuran ve işleten, iznin iptal edilmesine rağmen kurmaya ve işletmeye devam eden, bu tesislerde izin almaksızın sonradan değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlar da 131 bin 516 TL ceza ödeyecek.

Bu tesislerde emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları aşıyorsa ödenecek idari para cezası 263 bin 49 TL olacak.

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinde verdikleri taahhütnameye aykırı davrananlar da her bir ihlal için 54 bin 783 TL ödeyecek.

Kurulması zorunlu atık alım, ön arıtma, arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da çalıştırmayanlara 328 bin 819 TL idari para cezası uygulanacak.

Standartlara aykırı şekilde gürültü ve titreşime neden olan konutlar için ceza miktarı 2 bin 171 TL, ulaşım araçları için 6 bin 555 TL, iş yerleri ve atölyeler için 21 bin 903 TL, fabrika, şantiye ve eğlence gürültüsü için de 65 bin 750 TL olacak.

Yeni düzenlemeyle denizi kirleten tüm deniz araçlarına yönelik cezalar da groston başına artırıldı.

Biyoçeşitliliği tahrip edenler 109 bin 593 TL ceza

Kanunda ve yönetmelikte öngörülen standartlara aykırı veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenlere 131 bin 516 TL, bu fiilin konutlarla ilgili işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için 3 bin 267 TL ceza verilecek. Bu cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanan, diğer konutlarda ise yöneticiye ait olacak.

Biyolojik çeşitliliği tahrip edenlere ve ilan edilen Özel Çevre Koruma Bölgeleri için tespit edilen koruma ve kullanma esaslarına aykırı davrananlara ve sulak alanlar için yönetmelikle belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 109 bin 593 TL ceza verilecek.

Anız yakanlar her dekar için 109,49 TL ödeyecek

Kanuna aykırı olarak anız yakanlar da her dekar için 109,49 TL ödeyecek. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskun mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat artırılacak.

Kanundaki koruma esaslarına aykırı olarak içme ve kullanma suyu koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı besleyen yer üstü ve yer altı sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık boşaltanlara 263 bin 49 TL idari para cezası verilecek. Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için ceza miktarı 6 bin 555 TL olacak.

İlgili mevzuatlardaki usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 122 bin 580 TL’den 490 bin 320 TL’ye kadar ceza verilecek. İthal edenler de 408 bin 600 TL ödeyecek.

Usul ve esaslara aykırı plastik poşetleri üretenlere ceza

Plastik poşetleri ilgili mevzuata aykırı ücretsiz verdiği veya bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak plastik poşet verdiği tespit edilen satış noktalarına depo alanı hariç kapalı satış alanının her metrekaresi için 22,53 TL, elektronik ortamda satış yapanlara ise 4 bin 86 liradan 40 bin 860 liraya kadar ceza verilecek.

Ayrıca bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırı plastik poşetleri üretene, tedarik edene, üreticinin Türkiye dışında olması halinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilciye ve/veya ithalatçıya 20 bin 430 TL, geri kazanım katılım payına ilişkin belirlenen esaslara uymayanlara da 2 bin 43 TL ceza uygulanacak.

Sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, sera gazı emisyonu izleme planını sunmayanlar veya süresi içerisinde güncellemeyenlerin ödeyeceği ceza miktarı 32 bin 688 TL, doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanların ceza miktarı da 49 bin 32 TL oldu.

Egzoz emisyon ölçümü yaptırmayanlara ceza

1 Ocak 2022’den itibaren egzoz gazı emisyon ölçümü yaptırmayan motorlu taşıt sahipleri 2 bin 815 TL ve aynı aracın yönetmeliklerle belirlenen standartlara aykırı emisyona sebep olması durumunda motorlu taşıt sahipleri 5 bin 633 TL ceza ödeyecek.

Bunun yanında, taşıt imalatında bulunan egzoz gazı emisyon kontrol sistemi olan katalitik konvertör/katalizör/dizel partikül filtresi olmadan kullanan motorlu taşıt sahibine 2 bin 815 TL ceza verilecek.

Egzoz Gazı Emisyon Yetki Belgesi bulunan ancak yetkilendirme sonrasında ilgili yönetmelikle düzenlenen şartları kaybettiği tespit edildiği halde ölçüme devam eden veya tekniğine ve belirlenen kurallara aykırı ölçümler yapanlara 11 bin 266 TL ceza kesilecek.

Benzin ve naftanın depolanması, dolumu ve tankerlerle nakliyesine ilişkin terminaller, dolum adaları veya akaryakıt istasyonlarında kullanılan her türlü düzenek, tesis ile tankerlerden salınan uçucu organik bileşiklerin kontrolüne ilişkin bakanlıkça belirlenen esas ve kriterlere uymayan, terminaller veya dolum adaları için 81 bin 720 TL, akaryakıt istasyonları için 40 bin 860 TL, tankerler için 4 bin 86 TL idari para cezası kesilecek.

Katı yakıt özelliklerini sağlamayan yakıtları ithal eden veya satanlara, katı yakıtların depolanması, taşınması, yüklenmesi, boşaltılması veya torbalanmasına ilişkin düzenlemelere uymayanlara 22 bin 537 TL, belgelerin veya izinlerin alınmaması durumunda 33 bin 806 TL idari para cezası verilecek.

İstanbul Valiliği, yılbaşı gecesi ve günü için kapalı olacak yolları açıkladı

İstanbul Valiliği, yılbaşı gecesi ve günü için kapalı olacak yolları ve alternatif güzergahları duyurdu.

Tedbirler kapsamında bazı ilçelere 31 Aralık 2021 Cuma günü saat 08.00’den 1 Ocak 2022 Cumartesi günü saat 08.00’e kadar ağır tonajlı araçların girişi de yasaklandı.

Bazı yollar araç trafiğine kapatılıyor

Sarıyer, Şişli, Beşiktaş, Beyoğlu, Fatih, Bakırköy, Zeytinburnu, Kadıköy ilçelerinde 31 Aralık 2021 Cuma günü saat 08.00’den 1 Ocak 2022 Cumartesi günü saat 08.00’e kadar kamyon, tır, beton mikseri vb. ağır tonajlı araçların girişi yasak.

Şişli’de 30 Aralık 2021 Perşembe günü 19.00-21.00 saatleri arası ve 31 Aralık 2021 Cuma günü saat 18.00’den 1 Ocak 2022 Cumartesi günü saat 01.00’e kadar, Kadıköy’de 31 Aralık 2021 Cuma günü saat 18.00’den 1 Ocak 2022 Cumartesi günü saat 06.00’ya kadar, Beyoğlu’nda ise 31 Aralık 2021 Cuma günü saat 08.00’den 1 Ocak 2022 Cumartesi günü saat 08.00’e kadar araç trafiğine geçici olarak kapatılacak.

Kapatılacak yollar ve alternatif yollar

Şişli’de kapanacak yollar:

  • Mim Kemal Öke Caddesi
  • Abdi İpekçi Caddesi
  • Bostan Sokak
  • Atiye Sokak
  • Altın Sokak
  • Prof. Dr. Fevzi Fevzioğlu Sokak
  • Bronz Sokak

Şişli’de alternatif yollar:

  • Teşvikiye Caddesi
  • Bayıldım Caddesi
  • Valikonağı Caddesi
  • Rumeli Caddesi
  • Halaskargazi Caddesi
  • Cumhuriyet Caddesi

Kadıköy’de kapanacak yollar:

Osmanağa Mahallesi’nde,

  • Söğütlüçeşme Caddesi – Bestekar Dilhayat Sokağı Kesişimi
  • General Asım Gündüz Caddesi – Kırtasiyeci Sokak Kesişimi
  • General Asım Gündüz Caddesi – Serasker Caddesi Kesişimi

Caferağa Mahallesi’nde,

  • General Asım Gündüz Caddesi – Nailbey Sokak Kesişimi
  • General Asım Gündüz Caddesi – Nazmi Bey Sokak Kesişimi
  • General Asım Gündüz Caddesi – Sakız Gülü Sokak Kesişimi
  • General Asım Gündüz Caddesi – Dr. İhsan Ünlüer Sokak Kesişimi
  • General Asım Gündüz Caddesi – Şair Latifi Sokak Kesişimi
  • Dr. Esat Işık Caddesi – Badem Altı Sokak Kesişimi
  • Badem Altı Sokak – Ruşenağa Sokak Kesişimi
  • Badem Altı Sokak – Dalga Sokak Kesişimi
  • Badem Altı Sokak – Moda Caddesi Kesişimi
  • Badem Altı Sokak – Fırıldak Sokak Kesişimi
  • Badem Altı Sokak – Gürbüztürk Sokak Kesişimi
  • Badem Altı Sokak – Cemal Süreya Sokak Kesişimi
  • Mühürdar Caddesi – Damga Sokak Kesişimi
  • Mühürdar Caddesi – Albay Faik Sözener Caddesi Kesişimi
  • Albay Faik Sözener Caddesi – Misbah Muayyes Sokak Kesişimi
  • Albay Faik Sözener Caddesi – Muvakkithane Caddesi Kesişimi

Caddebostan Mahallesi’nde ise İskele Sokak ve bu güzergaha bağlanan tüm cadde ve sokak kesişimleri kapalı olacak.

Kadıköy’de alternatif yollar:

  • General Asım Gündüz Caddesi
  • Dr. Esat Işık Caddesi
  • Rıhtım Caddesi
  • Söğütlüçeşme Caddesi
  • Çetin Emeç Bulvarı
  • Abdulkadir Noyan Sokak

Beyoğlu’nda kapanacak yollar:

  • İstiklal Caddesi ve bu caddeye bağlanan tüm yollar,
  • Sıraselviler Caddesi’nden İstiklal Caddesi’ne bağlanan yollar,
  • Asmalı Mescit Caddesi,
  • Tarlabaşı Bulvarı üzerinde Zambak Sokak, Atıf Yılmaz Caddesi (Sakızağacı Taksi Durağı) ve Balo Sokak girişleri
  • Yeni Çarşı Caddesi, Turnacıbaşı Caddesi, Meşelik Sokak ve Sadri Alışık Sokaktan İstiklal Caddesine gidiş istikameti,
  • Ömer Hayyam Caddesi Ömer Hayyam köprü altından hamalbaşı caddesi kesişiminden itibaren kapatılacak, gelen akım Unkapanı istikametine yönlendirilecek.

Beyoğlu’nda alternatif yollar:

  • Galata Köprüsü’nden gelen sürücüler; Kemeraltı Caddesi, Meclis-i Mebusan Caddesi ve Dolmabahçe Caddesi’ni kullanarak Beşiktaş istikametine,
  • Unkapanı Köprüsü’nden gelen sürücüler; Şişhane Meydan, Refik Saydam Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarını takiben Divan Kavşak ve Cumhuriyet Caddesi’ne yönlendirilecek.

İBB’ye ‘teftiş’ başlatılmasına dayanak yapılan DİAYDER iddianamesi kabul edildi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik İçişleri Bakanlığı tarafından yöneltilen iddiaların yer aldığı Din Alimleri Derneği (DİAYDER) iddianamesi İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde “PKK’nin hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü” öne sürülen ve aralarından bazılarının İBB’de çalıştığı belirlenen 10’u tutuklu 23 kişi hakkında 3,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

İddianamenin kabulüyle dosya soruşturma aşamasından kovuşturma aşamasına geçti. İlk duruşma 18 Şubat 2022’de yapılacak.

28 Aralık’ta Kürtçe hutbe okudukları ve dernek faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklanan DİAYDER üyeleri için Anayasa Mahkemesi‘ne (AYM) hak ihlali başvurusunda bulunulmuştu.

 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı Akın Gürlek, eski HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, eski HDP’li vekil Sırrı Süreyya Önder, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlarla, gazeteci Canan CoşkunTürk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında hükmettiği hapis cezalarıyla biliniyor.

Gürlek, Enis Berberoğlu hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararına da aykırı hüküm vermiş, bu kararının ardından HSK tarafından birinci sınıf hakim yapılmıştı.

İddianameden…

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan 335 sayfalık iddianame, Şirinevler’de faaliyet gösteren derneğin, KCK sistematiği doğrultusunda kurularak faaliyet yürüttüğü iddia ediliyor.

Pek çok kısmında İçişleri Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerde bazı çalışanlarının terör örgütü iltisakı bulunduğu iddiasıyla  soruşturma başlattığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na atıf yapılan iddianamede, belediyede gassal olarak çalışan sanıkların maaşlarının bir bölümünü derneğe aktardıkları, derneğe belediye tarafından yoksullara dağıtılmak üzere yardım kartları verildiği iddiaları yer alıyor. İddianamenin delil değerlendirme bölümünde ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, seçim öncesi DİAYDER üyeleri ile görüştüğü ve kadro sözü verdiklerine yönelik sanık beyanlarına vurgu yapılıyor. 

Ayrıca derneğin bastırdığı takvimin ücretinin de belediye tarafından ödendiğine yönelik sanık konuşmaları bulunduğu belirtiliyor. 

Ekonomik Güven Endeksi son yedi ayın en düşük seviyesinde

Türkiye İstatistik Kurumu‘nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Ekonomik Güven Endeksi, aralık ayında 97,6 değerini alarak son yedi ayın en düşük seviyesine geriledi.

Ekonomik güven endeksindeki düşüş, tüketici, reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı.

Tüketici Güven Endeksi de düştü

Kasım ayında 99,3 olan Ekonomik Güven Endeksi, aralık ayında yüzde 1,8 oranında azaldı ve 97,6 değerine düştü.

Tüketici Güven Endeksi ise bir önceki aya göre aralık ayında yüzde 3,1 oranında azalarak 68,9 değerini, reel kesim güven endeksi yüzde 1,7 oranında azalarak 110,1 değerini aldı.

Hizmet sektörü güven endeksi ise yüzde 0,5 oranında azalarak 118,8 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0,4 oranında azalarak 121,5 değerini ve inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3,9 oranında azalarak 90 değerine düştü.

Ekonomik Güven Endeksi’nin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.

Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanlığı kararıyla yeni enstitü

Boğaziçi Üniversitesi’ne, dün yayımlanan (29 Aralık) Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle  “Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü” kurulmasına karar verildi.

Resmi Gazete‘de yayımlanan kararın  “2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun ek 30’uncu maddesi gereğince” alındığı belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı kararına sosyal medya hesabından tepki gösteren akademisyen Albert Ali Sallah şu ifadeleri kullandı:

“Boğaziçi’nde veri bilimi ve yapay zeka ile ilgili dersler veren, yayın ve proje yapan, öğrenci yetiştiren 72 akademisyen olduğunu” belirtti. Hocaların görüşü alınmamasını eleştiren Sallah, “Tepeden inme, hiçbir strateji ve planlama dokümanı olmayan bir enstitünün neden kurulduğu belli: Senatoda bir koltuk” dedi.

Aylardır atanmış rektörlere karşı direnişini sürdüren Boğaziçililerin kurduğu #BoğaziciDirenişi hesabından ise; “Gece yarısı kararları gelmeye devam ediyor” değerlendirmesi yapıldı.

 

Omicron kararları: Yedi Avrupa ülkesi, Türkiye’den giden yolcu kabul etmeyecek

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) Omicron varyantı nedeniyle ülkelere giriş tablosunu güncelledi. Yapılan güncelleme kapsamında başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bir çok ülkeye giriş şartları değiştirildi.Omicron varyantı nedeniyle alınan karar doğrultusunda Hollanda, Hırvatistan, İspanya, İzlanda, İsviçre, İtalya, Türkiye’den ülkelerine yolcu kabul edilmeyeceği açıklandı. Lüksemburg‘a ise 31 Aralık’a kadar Türkiye’den giden yolcuların kabul edilmeyeceği kaydedildi.

Türkiye’den İsveç’e seyahat etmek isteyen yolcular ise aşı kartı ibraz etmeleri durumunda ülkeye giriş sağlayabilecek.

Test zorunluluğu

Güncelleme kapsamında bazı ülkelere giriş şartlarında da değişiklik oldu. Bu bağlamda Türkiye’den Irak’a seyahat eden yolcular, 14 günlük karantina kurallarına uyacak.

Bağdat, Necef ve Basra‘ya seyahat edecekler kişilere en geç 72 saat, Süleymaniye‘ye gideceklere ise en geç 48 saat önce alınmış PCR testi sonucu ibraz etme zorunluluğu getirildi.

Türkiye’den İran‘a gidecek yolculardan ise azami 72 saat süreli PCR testi talep edilecek. Test yaptırmayanlar ülkeye alınmayacak.

Yolcuların karantinaya tabi olabilecek, aşılı olanlar ise en geç 14 gün öncesinden tüm aşılarını olduklarını dair belgeyi ibraz etmesi gerekecek.

Ayrıca Türkiye’den gelen yolcuların varış noktasında hızlı antijen testine tabi olabilecekleri açıklandı.

SHGM’nin internet sitesinde yer alan seyahat kuralları güncellenmesinde aşılanmamış yolcuların Portekiz’e girmesine izin verilmeyeceği de kaydedildi. Ayrıca aşılanma durumları fark etmeksizin tüm yolcuların negatif PCR test sonucuna sahip olması gerekiyor. Testin ilk kalkıştan en fazla 72 saat önceden yaptırılmış olması isteniyor.

 

[2021’in ardından] İklim krizinde yılın 10 önemli gelişmesi

İklim krizi 2020 yılı başlarında yaşanan büyük Avustralya orman yangınlarıyla yeni bir aşamaya girmişti. Sıcaklık rekorunun (1,25 dereceyle) kırıldığı 2020 yılında pandeminin ilk dönem kısıtlamaları nedeniyle emisyonlarda %7 azalma görülmüş, ABD‘de Donald Trump‘ın seçimleri kaybetmesiyle de küresel iklim politikalarında yeni bir dönemin açılacağı kesinleşmişti. 2021’e bu yeni durumla girdik: Giderek çığırından çıkan bir iklim krizi nedeniyle artan kaygılar ve küresel iklim eyleminde yıllardır süren tıkanıklığın ardından kısmi bir açılma.

Pandeminin aşıya rağmen fazla hız kesmeden sürdüğü şartlarda başlayan 2021’de ise iklim krizi alanında önceki yıllara göre hem çok daha fazla felakete hem de atılan yeni adımlara tanıklık ettik. İşte 2021’in iklim krizi alanında ilk 10’u, sondan başa doğru…

10- Kömürden çıkış

Enerji sisteminde kömürün yavaş yavaş da olsa terk edileceği nihayet bu yıl resmi kararlara yansımaya başladı. Yılın başında önce Japonya ve Güney Kore‘nin, ardından ABD‘nin ve nihayet yılın sonuna doğru Çin‘in ülke dışındaki kömür yatırımlarına finansman sağlamayacaklarını açıklamaları, AB ve İngiltere‘nin önceki yıllardaki benzer kararlarına eklenince yeni kömür yatırımlarının önü büyük ölçüde kesilmiş oldu. Bu önemli gelişme Uluslararası Enerji Ajansı‘nın mayıs ayında yayımlanan Net Sıfır Raporu‘nda bu yıldan itibaren yeni kömürlü termik santral yapılmaması ve 2030’da gelişmiş ülkelerde 2040’ta ise bütün dünyada kömürün terk edilmesi gerektiği açıklamasıyla birleşince Glasgow’daki kömür kararının yolu açıldı.

Kasım ayında Glasgow’da yapılan COP26‘da aralarında Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği’nin de olduğu (ama ABD, Çin, Hindistan ve Türkiye’nin olmadığı) 46 ülke aynı tarihleri verdikleri bir kömürden çıkış açıklaması yaptılar. Gelişmeler bununla da kalmadı, kömür kullanımının aşamalı olarak azaltılması Glasgow İklim Paktı adı verilen COP kararına girdi. Bu karar, Birleşmiş Milletler iklim müzakereleri tarihinde kömürün adının ilk kez anılması açısından önemliydi, ancak kömürden çıkış sözünün Hindistan‘ın son dakika müdahalesiyle kömürün azaltılmasına çevrilmesi nedeniyle “dağ fare doğurdu” etkisi yarattı. Yine de bütün bu gelişmeler 2021’de kömürün geleceğinin olmadığının anlaşıldığı ve nihayet resmi kararlara da girdiği şeklinde yorumlanabilir. Tabii bu kadar önemli bir gelişme listemize neden 10. sıradan girebiliyor derseniz, bunun nedeninin sadece yetersizliği değil çok da geç kalmış olması olduğunu söyleyebiliriz. Bu kararlar 10 yıl önce alınsaydı tarihi bir önem taşırdı. Ancak şimdi çok az ve çok geç kategorisine giriyor. Kömürden çıkış beklenmedik bir şekilde hızlanmadığı takdirde öyle de kalacak gibi görünüyor.

9- 30 X 30 koruma kararı

Ocak ayında yaklaşık 50 ülkeden oluşan Yüksek Taahhütler Koalisyonu 2030’a kadar dünya alanının %30’unun koruma alanı ilan edilmesi hedefini benimsedi. Bu yıl (yarısı) yapılan BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 15. Taraflar Konferansı’nda (COP15) bu hedef resmileşmediyse de sözü edildi. COP15, 2022’de devam edecek ve korunan alan hedefini %17’den %30’a çıkarmak bütün ülkeler tarafından kabul edilirse bu iklim krizinin de bir parçası olan büyük yok oluşu bir nebze frenlemek açısından önemli bir adım olabilecek.

8-Metan taahhüdü

Bu yıl ilk kez aralarında ABD, AB ve petrol üreticisi körfez ülkelerinin de olduğu 80’den fazla ülke metan emisyonlarını 2030’a kadar %30 azaltmayı taahhüt etti. Büyük fosil yakıt üreticileri arasında olan Avustralya, Rusya ve Çin’in imza atmaması nedeniyle katılım beklenenden zayıf kalsa da ilk kez metan emisyonları konusunda bir hedef belirlenmesi önemliydi.

7- Shell kararı

Hollanda‘da mahkeme Shell petrol şirketini emisyonlarını 2030’a kadar %45 azaltmakla yükümlü kıldı. Karar başka petrol şirketlerine karşı açılacak davalar için emsal teşkil edebilir.

6- Keystone XL petrol boru hattının yapımı iptal

2010’dan bu yana ABD ve Kanada‘da yerli halkların ve iklim aktivistlerinin büyük eylemlerle engellenmeye çalıştığı 1.900 kilometrelik dünyanın en kirletici petrol boru hattı nihayet iptal edildi. Boru hattını yapacak Kanadalı TC Enerji Şirketi ABD’de Biden’ın iktidara gelmesinin ardından izinleri iptal etmesinden sonra projeden vazgeçtiğini duyurdu. Bu karar iklim hareketinin son yıllardaki en büyük zaferlerinden birini kesinleştirdi.

5- ABD’nin Paris Anlaşmasına geri dönmesi

2020’nin Kasım ayında Trump’ın başkanlık seçimini kaybetmesi ve Joe Biden döneminin başlamasının ardından yeni yönetim ilk iş olarak ABD’nin Paris Anlaşması‘na geri döndüğünü açıkladı. Ardından ABD yeni Ulusal Katkı Beyanı‘nı ve iklim eylemini de içeren istihdam ve altyapı paketini açıkladı. Ulusal Katkı Beyanı’na göre ABD’nin 2030’a kadar emisyonlarını 2005 seviyesinin %50-52 altına indirmesi ve elektrik üretimini 2035’e kadar fosil yakıtlardan (doğal gaz dahil) arındırması gerekiyor. ABD’nin iklim krizindeki güncel payı ve tarihsel sorumluluğu düşünüldüğünde hâlâ çok az ve çok geç olmakla birlikte bu politika değişikliği Trump dönemine kıyasla büyük bir adım ve diğer ülkeleri de kısmen de olsa peşinden sürükleme kapasitesine sahip. ABD’nin 2021 yılı içinde Çin’le iki kez iklim deklarasyonu yayımladığını da unutmamak gerekiyor. Biden döneminde ABD bakalım yeterince ileriye adım atabilecek mi?

4- İklim felaketleri

Bu yıl saymakla bitmeyecek kadar çok ve büyük iklim felaketi yaşandı. Güney Sudan‘daki büyük sel felaketi 1 milyona yakın insanı hâlâ etkiliyor. Brezilya‘da sel suları nedeniyle yıkılan iki baraj Bahia eyaletinde geniş kesimleri sular altında bıraktı ve en az 20 kişi öldü.Yaz aylarında Almanya ve Belçika‘da yaşanan büyük sellerde ölü sayısı 170’i geçti. Türkiye‘de başta Bozkurt ilçesi olmak üzere Kastamonu, Sinop ve Bartın‘da büyük sellerde onlarca kişi öldü. Kenya‘nın kuzeyinde ve Madagaskar’ın güneyinde süren büyük kuraklık felaketi açlık tehdidini büyütüyor. Yaz aylarında Kanada‘nın batısında yaşanan sıcak dalgasında 49,6 derece ölçüldü ve 486 kişi sıcaktan öldü. Kaliforniya ve Sibirya‘da mega orman yangınları devam etti. Türkiye’de yaşanan tüm zamanların en büyük orman yangınlarında 100 bin hektardan fazla orman alanı iki hafta gibi kısa sürede çıkan 160’tan fazla orman yangınında kül oldu. İklim felaketleri o kadar arttı ve şiddetlendi ki, artık bunların iklim kriziyle bağlantısı fazla sorgulanmıyor. İklim krizine daha fazla insanın dikkat etmesi ve politik gelişmeler de felaketleri izliyor. Ancak şimdi de felaketleri kanıksama riski ortaya çıkmaya başladı.

3- IPCC’nin 6. Değerlendirme Raporu

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) sekiz yıl aradan sonra yeni değerlendirme raporunun birinci cildini yayımladı. Yeni ve çok önemli bulguların sıralandığı raporda insan kaynaklı iklim krizinin hızla şiddetlendiğine dikkat çekilerek sıcaklık artışının son 10 yılda sanayi öncesi dönemin 1,1 derece üzerine çıktığı ve 2030’larda 1,5 derece sınırının aşılacağı söylendi. Yüzyılın sonundan önce ısınmayı 1,5 derece sınırının altında tutmanın tek yolunun küresel emisyonları 2050’ye kadar sıfırlamak olduğu raporda bir kez daha netleştirildi.

2- Almanya’da Yeşiller’in koalisyon hükümetine girmesi

Yılın iklim politikaları açısından en önemli gelişmelerinden biri aralık ayında kesinleşti. Avrupa’nın en yüksek emisyonlara sahip ülkesi Almanya’da Sosyal Demokratlar ve Hür Demokratlar (liberaller) ile üçlü koalisyon hükümetine giren Yeşiller Partisi, kömürden çıkış tarihini 2038’den 2030’a çekmek ve yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payını iki kat artırarak 2030’da %80’e çıkarmak gibi iddialı hedefleri koalisyon protokolüne sokmayı başardı. 1,5 derece hedefi koalisyon anlaşmasının en önemli vurgularından biri oldu.

1- Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olması

Dünya için küçük, Türkiye için büyük bir adım! Türkiye, altı yıllık gecikmeden sonra Paris Anlaşması’na taraf oldu ve bununla da kalmayarak 2053’te net sıfır hedefini açıkladı. Aslında uluslararsı iklim müzakereleri başladığından bu yana 30 yıldır Türkiye’nin attığı belki de ilk büyük adım olan Paris Anlaşması’na taraf olma kararı Türkiyeli iklim aktivistlerinin yıllar süren büyük çabasıyla gerçekleşti. Elbette bu kararda AB’nin yeşil mutabakatının Türkiye ekonomisi üzerinde oluşturduğu tehdit önemli bir paya sahipti. Ayrıca Almanya, Fransa ve Dünya Bankası‘nın Türkiye’ye 3,2 milyar dolar ekstra iklim finansmanı sözü vermesinin de etkili olduğu anlaşılıyor. Ancak sonuçta bu kararın Türkiye’nin iklim politikalarını tamamen değiştirecek çok önemli bir adım olduğunu ve yılın en önemli gelişmesi sayılmayı hak ettiğini söyleyebiliriz.

 

TMMOB, Diyarbakır’da kaçak yapılaşma için suç duyurusunda bulundu

Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB), Diyarbakır‘da kaçak yapılaşmaya izin veren yetkili ve kurumlar hakkında suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu öncesi yapılan basın açıklamasında “Bu kent sahipsiz değildir” pankartı açıldı.

‘Kayyım kente irade gaspı olarak atanmıştı’

Gazete Duvar‘da yer alan habere göre, suç duyurusu öncesi Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yapılırken, TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Doğan Hatun, kayyım uygulamalarına dikkat çekti.

Hatun, “Kayyım bu kentte bir irade değil irade gaspı olarak atanmıştı. Defalarca kaçak yapılara ilişkin başvuru yaptık. Fakat herhangi bir dönüş olmadığı gibi kaçak yapılar yapılmaya devam edilmiştir” ifadelerini kullandı.

TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Ferit Kahraman, 4 Mart’ta yaptıkları “Kayyımlar suç işliyor!” başlıklı açıklamanın ardından kayyımların benzer suçlar işlemeye devam ettiğini kaydetti.

Kahraman, soruşturma yürütmek üzere belge talep eden Diyarbakır Valiliği ve diğer kurumlarla yazıştıklarını ancak herhangi bir işlem yapılmadığını söyleyerek, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

Bu kentte mevzuata aykırı birçok kent suçu yetkililerin gözleri önünde, yanı başında, bitişik duvarında işlenmektedir. Hastane/sağlık yapısına, özel eğitim binasına, büro/plaza binasına, alışveriş merkezine, otel yapısına kaçak kat ilave edilmekte, kaçak lokanta ve kaçak düğün salonları inşa edilmekte ve hiçbir denetime tabi tutulmamaktadır.”

Ferit Kahraman ayrıca, “Denetimden ve mühendislik hizmetlerinden yoksun, her yönüyle yapısal risk taşıyan ve yoğun kullanıcı sayısına sahip bu mekanlarda gerçekleşmesi muhtemel kazalara karşı, topluma kimler, nasıl hesap verecektir? Kentin en işlek noktalarında her bir metrekaresinin on binlerce lira değerinde olduğu bu kaçak yapılardaki on milyonlarca liralık rantın parçası olmak suç değil midir? Mevzuat gereğince hakkında ruhsatsız yapı tespiti yapılan ve para cezası işlemi uygulanan yapılara dair neden yıkım işlemleri yapılmamaktadır?” diye sordu.

‘Bu kent rant ve talanlarınız karşısında sahipsiz değil’

“Bu tür kent suçlarında doğrudan veya dolaylı sorumluluğu bulunan kurum ve kişileri uyarıyor ve hatırlatmak istiyoruz; Bu halk, bu kent rant ve talanlarınız karşısında sahipsiz değildir” diyen Ferit Karaman, şu açıklamalarda da bulundu:

Kaçak yapılara kestiğiniz cezalar yüz binlerce lira değerinde olabilir, fakat arkasında yatan milyonlarca liralık rantın yanında bunun bir hiç olduğunun da farkındayız. Kente ve kentliye karşı sorumluluğu olan bir meslek örgütü olarak, bu tür kent suçlarında doğrudan veya dolaylı sorumluluğu bulunan kurum ve kişileri uyarıyor ve hatırlatmak istiyoruz; Bu halk, bu kent rant ve talanlarınız karşısında sahipsiz değildir.

Başta yerel yönetimlerdeki kaçak yapılara işlem yapmayan ilgili tüm birimler hakkında olmak üzere, ticari alanlara ruhsat işletmesi veren belediye yetkilileri, inşa faaliyetleri süren yapılara dair görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyen Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, yapı denetim firmaları, ayrıca hastaneler için Sağlık İl Müdürlüğü, eğitim yapıları için Milli Eğitim İl Müdürlüğü yetkilileri hakkında da suç duyurusunda bulunacağımızı belirtmek istiyoruz.”

Turkovac aşısının uygulanmasına başlandı

Sağlık Bakanlığı Türkiye Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu‘nun (TİTCK) acil kullanım onayı verdiği yerli Covid-19 aşısı Turkovac, ülke genelindeki şehir hastanelerinde uygulanmaya başlandı.

Geçen hafta Turkovac’a acil kullanım onayı alındığını duyuran Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün Bilim Kurulu üyeleriyle gittiği Ankara Şehir Hastanesi‘nde hatırlatma dozu olarak yerli aşıyı yaptırdı.

Turkovac için henüz Dünya Sağlık Örgütü‘nden (WHO) acil kullanım onayı alınmadı. Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan, örgüt nezdinde “gerekli girişimlerin başlatıldığını” açıkladı.

Tür Tabipleri Birliği (TTB) geçen gün Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne bir yazı ile ilettiği Turkovac ile ilgili sorularını ve uyarılarını kamuoyu ile paylaşmış; aşının bilimsel bilgi ve verileri yeterli düzeyde paylaşılmadığına, bilimsel dergilerde Faz-3 çalışmalarına dair herhangi bir makale yayımlanmadığına dikkat çekmişti.

İnteraktif aşı  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın haziran ayında Faz 3 çalışmalarına başlandığını açıkladığı Turkovac,  Çin menşeili Sinovac gibi inaktif bir aşı. Erciyes Üniversitesi ile Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı‘nın (TÜSEB) işbirliğiyle geliştirilen aşının, hazirandan bu yana binlerce kişi üzerinde test edildiği açıklanmıştı.

Geleneksel yöntemlerle üretilen inaktif aşılar, öldürülmüş virüs ihtiva ettiği için diğer aşılara göre daha güvenli olarak kabul ediliyor. Bu aşılar düşük sıcaklıklarda da korunabiliyor. Ancak inaktif aşıların, Covid-19’a karşı etkinliği en fazla yüzde 50 olarak belirtiliyor. Son aylarda bütün dünyayı saran Omicron varyantına karşı etkinliği ise henüz bilinmiyor.