Köşe YazılarıManşetYazarlar

[İnsan kaynaklı çevre yıkımlarında bugün] Petar Zoranić tanker kazası

0

İstanbul Boğazı’nda meydana gelen ilk tehlikeli boyuttaki kaza, günümüzden yaklaşık 62 yıl önce, Independenta kazasından[1] 19 yıl önce, 14 Aralık 1960 tarihinde Yunan bandıralı World Harmony tankeri ile Yugoslav (Hırvat) bandıralı Petar Zoranić tankeri çarpışmasıdır. Trajedide 21 Hırvat ve 29 Yunan gemi subayı ve mürettebatı, bir Türk kılavuz kaptan ve Tarsus‘taki iki Türk gümrük memuru; toplam 53 kişi denizde yaşamını yitirirken, tonlarca petrol, önlem alınmaksızın Boğaz suyuna karışmıştır:  (1,2,3,4).

“Bundan 56 sene öncesi… Takvimler 1960 Aralık ayının 14’ünü gösterirken İstanbullular birkaç saat sonra olacaklardan habersiz uykuya yatmıştı. Boğaziçi sakinleri saat 02.30 sularında müthiş bir patlamayla uyandı. Kış gecesinin zifiri karanlığı birdenbire aydınlandı. Etraf kızılca kıyamete bürünmüştü. Deniz adeta tutuşmuştu!… Kimi korkudan bebeğini düşürdü kimi kalp krizi geçirdi; kimi ise memleketine dönmek için bavullarını hazırladı… Boğaziçi’nin ateş günlerinde gecesini gündüze katan bir aktör daha vardı: İstanbul İtfaiyesi.” (Mehmet Şimşek) (3)

Sovyetler Birliği’nin Tvapse limanından on bir ton gazyağı yüküyle Yugoslavya’ya hareket eden ve gazetelerin sonradan yazdıklarına göre Boğaz’da yanlış rotada seyreden Petar Zoranić adlı tanker, gene akaryakıt almak üzere Sovyetler Birliği‘ne doğru yol almakta olan World Harmony adlı Yunan tankeriyle çarpışmış ve bir iki dakika sonra Yugoslav tankerinden boşanan gazyağı bütün İstanbul’un işiteceği bir gürültüyle patlamıştı. İki geminin mürettebatı ya gemiyi anında terkettikleri ya da anında yanıp öldükleri için kumandasız kalan gemiler denetimden çıkmış ve Boğaz’ın güçlü ve esrarengiz akıntılarının ve girdaplarının keyfince sağa sola sürüklenerek her iki yakadaki mahalleleri, Emirgân‘ı, Yeniköy‘ün yalılarını, Kanlıca‘yı, Çubuklu‘daki petrol ve benzin depolarını, Beykoz‘un ahşap evlerle kaplı sahillerini tehdit eden ateş topları halinde dönmeye başlamışlardı. Bir zamanlar Melling‘in cennet gibi resmettiği ya da A. Ş. Hisar‘ın “Boğaziçi Medeniyeti” dediği yerler petrol alevleri ve kara dumanlar içindeydi” (Orhan Pamuk) (5)

Coğrafi özellikleri nedeniyle son derece riskli bir suyolu olan İstanbul Boğazı’ndan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalandığı 1936 yılında, yılda ortalama 4 bin 700 gemi geçiş yapıyorken; bu sayı 2007 yılında 56.606’ye yük hacmi 484.867.696 grostona ulaşmıştı. Günümüzde (2021) geçen gemi sayısı  (38.551) yaklaşık %32 azalmakla birlikte, yük miktarı (631.920.375 gros ton) %30,3 artmıştır. %64’ü Boğaz’dan uğraksız geçen bu gemilerin 8.248’ini (%21,4) petrol, LPG ve kimyasal madde (TCH) taşıyan tankerler oluşturmaktadır. Her yıl İstanbul Boğazı’ndan ortalama 135 milyon ton ham petrol geçmektedir (1,6). Boğazın kıvrımlı yapısının denizciler için en zor rotalardan biri olduğu göz önüne alındığında İstanbul’un büyük risk altında olduğu görülmektedir.

10.000 m3 ’lük LNG tankında Bleve[2] patlamasının 2,0 km2‘lik yüksek (Kırmızı) risk bölgesinde 10,0 kW/m2 termal radyasyon oluşacağı ve 60 saniye içinde canlılar için potansiyel olarak ölümcül olacağı; 2,8 km2 orta derece (turuncu) risk bölgesinde 60 saniyede canlılarda ciddi yanıklar oluşacağı, yaklaşık 4,4 km2‘lik düşük risk (sarı) bölgesinde binaların tahrip olmasına, ciddi yaralanmalara ve camların kırılmasına neden olabileceği belirlenmiştir. Olası patlama modellemesi sonucunda İstanbul Boğazı’nda çok büyük bir felaket yaşanacağı öngörülmektedir (7). Boğaz’da yaşanacak olası bir tanker patlamasının 11 şiddetinde bir depreme eşdeğer yıkım yaratacağı ve yaklaşık 50 kilometrelik bir alanda etkili olacağını belirten yayınlar vardır. Son yıllarda seyir güvenliğine yönelik geliştirilen ciddi önlemler sonucunda İstanbul Boğazı’nda büyük bir denizcilik kazası yaşanmamıştır. Ancak geçmişte yaşanan pek çok tanker ve yük gemisi kazası İstanbul’da çevre felaketlerine ve milyonlarca liralık maddi kayba yol açmıştır.

Ölümcül yolculuk

14 Aralık 1960, 1959 yapımı olan Petar Zoranić’in, denize indirilişinin 108. günüydü.  O gün, Yugoslav (şimdiki Hırvat) tarihinin en büyük deniz kazası ve dünyada türünün en büyük trajedilerinden biri gerçekleşti. Çarpışmadan Yunan gemisi sorumluydu ve gemi sigortalı olduğu için hasar tazminatı ödendi, ancak yaşanan trajedi birçok aileyi etkiledi.

13 Aralık’ta Sovyetler Birliği’nin (şimdiki Gürcistan) Tuapse limanından yola çıkan Petar Zoranić, 12.065 ton yüksek derecede yanıcı benzin ve 11.330 ton mazottan oluşan toplam 23.395 ton akaryakıtla Hamburg’a gidiyordu. Geminin deneyimli kaptanı Yugoslav (Hırvat) Ante Sablić, İstanbul Boğazı’ndan daha önce yüzü aşkın kez geçmişti. Kader gecesinde, İstanbul Boğazı’nda seyir güvenliği yönetmeliğine göre Büyükdere karantina istasyonunda gemiye Türk kılavuz kaptan Cevdet Çubukçu bindi. Petar Zoranić’te 50 denizci ve denizcilerden ikisinin karısı, toplam 52 kişi vardı.

Petar Zoranić, boğazın Asya yakasından, İstanbul’a doğru 5 – 6 deniz mili hızla yol aldı. Her şey iyi gidiyordu. Mürettebat, İstanbul’un 7,5 mil kuzeyinde, Kanlıca semtinin hemen dışında, radarda büyük bir geminin ters yönden kendilerine doğru ilerlediğini ve rotalarını kestiğini gördü. Avrupa kıyılarına bağlı kalmak yerine, kurallara aykırı olarak Asya kıyılarına doğru yol alan bu gemi, Kaptan Aristoteles Badzis‘in komutasındaki 32.000 tonluk Yunan tankeri World Harmony idi. Boş olarak Pire’den Rusya’nın Novoroski Limanı’na akaryakıt yüklemeye gidiyordu. Soruşturmanın daha sonra ortaya koyduğu gibi, gemide hiç kılavuz kaptan yoktu. Yunan gemisinde 40 denizci ve bir denizcinin eşi olan bir kadın vardı.

Saat 02:00’den birkaç dakika sonra, Petar Zoranić’e geminin acentesi geldi ve memleketlerinden gelen (aslında Hamburg’da almayı bekledikleri) mektupları denizcilere dağıttı. Mektuplarını neşeli bir merakla okuyan denizcilerin büyük çoğunluğu bu yüzden uyanıktı ve bu durum birçok hayat kurtardı.

İki tanker Boğaziçi’nin en dar geçitlerinden biri olan Kanlıca-İstinye arasında karşılaştı. Çarpışma Kanlıca yakınlarında gerçekleşti. Gece saat 02:40’ta, Yunan tankeri baş bölümüyle Zoranić’in sağ baş tarafına, yüksek oktanlı benzin deposuna çarptı. Tank o kadar şiddetli patladı ki Boğaz’ın iki yakası sallandı. World Harmony’deki yakıt tankları da patladı. Boğaz’da, tüm İstanbul’u aydınlatan sanki büyük bir yüzen meşale oldu. Binlerce meraklı, hayaletimsi manzarayı görmek için kıyıya geldi. Denizciler gemiyi terk edince her iki gemi de kumandasız kaldı ve rüzgâr gemileri kıyıya sürükledi. Daha büyük bir felakete yol açacak olan yangının yakında kıyıdaki akaryakıt depolarına atlama tehlikesi neyse ki gerçekleşmedi (Şimdiki belediyenin bulunduğu yer Shell tesisleriydi. Çubuklu’da petrol depoları vardı.). Tüm İstanbul itfaiyecileri ve ordu müdahale etti, ancak World Harmony’nin serseri mayın gibi sürüklendiği taraftaki evleri kurtaramadılar. Harmony, yangının ahşap evleri sardığı Beykoz Körfezi’nde karaya oturdu.

Gemilerdekiler denize atlayarak kendilerini kurtarmaya çalıştı. Ancak bu nihai kurtuluş değildi, çünkü onları yeni tehlikeler bekliyordu. Bunların birincisi geminin deniz akıntısı tarafından çevreye yayılan akaryakıtın oluşturduğu yanan sıvı adacıklarıydı. İkincisi deniz ve hava soğuktu (10°C), bu yüzden soğuk şokundan etkilenmeden bir an önce karaya çıkmaları gerekiyordu ve üçüncü tehlike bu boğazda çok güçlü olan ve saatte 5 deniz miline ulaşan deniz akıntısı, neredeyse kaçan bir denizciler için ölümcül oldu ve çoğu karaya çıkamadı. Hasarlı M/T Petar Zoranić, rüzgar ve deniz akıntısıyla Beykoz sahiline doğru yüzdü. Saat 03.20 sularında, birkaç gün sonra Amerika’ya gitmek için İstinye tersanesi havuzunda ışıklandırılıp bekleyen boş Türk yolcu gemisi Tarsus‘a (4500 BT) yaslandı. Zoraniç’in dev alevleri Tarsus’u tanınmaz hale getirdi.

En az 18-20 bin ton petrol (Independenta’dan dökülenin yaklaşık %21,2’si) boğaza döküldü. Zoranić tankeri büyük bir alev topu gibi boğazda yüzerek Beykoz Kasrı’na yakınlarında karaya oturdu. Zoranić’teki yangın, 55 gün daha devam etti ve boğazdaki transit deniz trafiğini engelledi. Kimse yanan gemiyi söndürmeye cesaret edemedi. İstanbul, zaman zaman patlamalarla sarsıldı. Sonunda Türk Hava Kuvvetleri yangını söndürmek ve yayılmasını önlemek için yanan tankeri günlerce bombaladı, ama Zoranić, 14 Aralık 1960’tan 6 Şubat 1961’e kadar alev alev yandı.

Zoranić’teki insanların yarısından fazlası (29 denizci ve iki denizcinin eşi) kurtarıldı. Yunan tankeri World Harmony’nin 41 mürettebatından sadece 12’si hayatta kaldı.

Soruşturma

Türk denizcilik yetkilileri konuyu araştırmak için hemen harekete geçti. Deniz kazası, deniz hukuku ve kaza uzmanları ile deniz sigorta uzmanlarından oluşan on dört kişilik bir komisyon tarafından soruşturuldu. Yunan tankeri, kılavuz kaptansız ve boğazın ters tarafında seyrettiği için %97 oranında hatalı bulundu.

Daha sonra başka bir kaza

Yaklaşık üç yıl sonra, 15 Eylül 1964’te Norveç gemisi Norborn, Kanlıca yakınlarında Zoranić’in enkazına çarptı. Yangın çıktı ve denize petrol döküldü.

Olayın edebiyata ve görsel sanatlara yansıması

  • 1963’te İstanbul’da Fransızların çektiği L’immortelle filminden bir sahnede arkada Petar Zoranić’in enkazı uzun uzun görünüyordu (8).
  • Nobel edebiyat Ödülü sahibi romancımız Orhan Pamuk, çocukluğunda o gece gördüklerini, “İstanbul-Hatıralar ve Şehir” isimli  hayatının ilk yirmi iki senesini bir büyüme ve olgunlaşma romanına dönüştürdüğü kitabında ve İspanyol haftalık El País gazetesinde yayınlanan bir makalesinde yazdı.
  • Bugün, Petar Zoranić‘in trajedisiyle ilgili fotoğraflar ve makaleler, Zadardaki Hırvatistan Bilim ve Sanat Akademisi Tarih Bilimleri Enstitüsü‘nün denizcilik tarihi koleksiyonundadır.
  • 1979 yılında İzmir Alaybey tersanesinde inşa edilen Kaptan C. Çubukçu römorkör gemisi, adını Petar Zoranić‘te hayatını kaybeden pilot Cevdet Çubukçu‘dan almıştır.

Kaynaklar

  1. https://www.wikiwand.com/tr/%C4%B0stanbul_Bo%C4%9Faz%C4%B1#Denizcilik_kazalar%C4%B1 08.12.2022 tarihli erişim.
  2. https://www.wikiwand.com/hr/M/T_Petar_Zorani%C4%87 08.12.2022 tarihli erişim.
  3. https://www.aksam.com.tr/foto-galeri/guncel/istanbul-bogazinda-tarihi-kare-iste-52-gun-suren-1960-peter-zoranic-gemi-kazasinin-bilinmeyenleri/33046/34 08.12.2022 tarihli erişim.
  4. https://www.aksam.com.tr/aksam-tv/yasam/bogazin-en-buyuk-gemi-kazasi/23955 08.12.2022 tarihli erişim. (Kısa videoda kazadan sonraki yangın ve söndürme çabaları görülüyor)(Y.N.).
    5. Pamuk O., Hatıralar ve Şehir, 11. Baskı, Yapı Kredi Yayınları
    [1] Bkz.: https://yesilgazete.org/independenta-exxon-valdezin-nesi-olur-umur-gursoy/
    [2] Kaynayan Sıvı Genleşen Buhar Patlaması (BLEVE) olarak bilinen olay, bir tank içerisinde bulunan sıvının atmosfer basıncındaki kaynama noktasının çok üstündeki bir sıcaklığa ulaşarak içerisinde bulunduğu tankı parçalamasıdır. Bkz.: https://isgrehberi.org/2019/01/23/bleve-patlamasi-nedir/ 08.12.2022 tarihli erişim.

You may also like

Comments

Comments are closed.