Hafta SonuKitapKöşe YazılarıManşetYazarlar

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Doğada farklıysak kardeşiz!

0

“… doğayla içiçe yaşamak istiyorum!” Büyük şehirde ikamet ediyorsanız muhtemelen bu cümleyi arkadaş çevrenizden sıkça duymuş, belki de kendiniz kurmuşsunuzdur. En geç emekli olunca köye, kıra göç etmek nicedir plazalarda ya da home officelerde ömür tüketen orta yaş beyaz yakalıların büyük hayali. Gençler arasında işsizlik yayıldıkça henüz yirmili yaşlarını sürenler dahi diplomalarını duvara asmak yerine rafa kaldırmayı düşünen, eski bir köy evinde küçük bir parça toprakla geçinip gitmek üzerinde hesap yapanlar artıyor.

Çoğunlukla fanteziden öteye gidemeyen bu “doğaya kaçış akımı”nda kuşkusuz Dünya’nın ekolojik dengesinin hızla bozulup etkilerini günden güne daha çok hissettirmesinin büyük payı var. “Birey olarak büyük gidişatı durduramayacaksam, hiç değilse bireysel (ya da en iyi ihtimalle küçük bir arkadaş çevresiyle sınırlı kolektif) kurtarılmış alanım olsun” güdüsüyle çiftlik hayatına çoktan geçenler de var tabii. Tıpkı o çiftlik hayatında beklediğini bulamayıp  hayal kırıklığıyla eski yaşamlarına dönenler olduğu gibi. Sonuçta doğayla iç içe yaşamayı istemek ile doğal yaşamla baş etmek, demek oluyor ki doğayla uyum içinde yaşamak iki farklı şey.

Kardeşçe yaşamak emek ister, bostan da öyle…

İkincisini başarmak birçok faktöre bağlı, öncelikle de bilgiye. İşte, Doğan Çocuk’tan geçtiğimiz aylarda çıkan Bostan Kardeşliği adlı kitap, belki de günün birinde küçük bir toprak parçasıyla ilgili büyük hayaller kuracak olan bugünün çocuklarına hitap edip onlara şimdiden temel bilgileri kazandırmayı amaçlıyor.

Kitap, daha adında ele verdiği gibi kardeşlik fikri etrafında kurgulanmış. “Kardeşçe yaşamak emek ister, bir bostan da öyle… ” deniyor arka kapakta. “Hem lezzetli hem sağlıklı ürünler almak istiyorsak doğaya onun dengesini bozmadan kardeşçe yaklaşmalıyız. Üstelik bir kardeş bostanında sebze meyveler de birbirine destek olur, biri diğerini korur ve gelişmesine yardım eder” açıklamasını yapan yazar Mariapia De Conto elbette bu genel geçer bilgileri vermekle yetinmiyor. İlerleyen sayfalarda fesleğenin yanına dikilen domateslerin güzel koktuğunu, salatalıkların aynısefa çiçeklerinin yakınında büyümeyi sevdiğini öğrendiğimiz gibi “bitki birliği” kavramının anlamı ve önemi de izah ediliyor.

Sözlük anlamı aynı anda iki ya da daha fazla bitki türünün birbirine yakın mesafeyle ekilerek yetiştirilmesi olan (tarımda) bitki birliği her şeyden önce verimi artırıyor. Çünkü uzun bitkiler kısalara gölge sağlıyor, çünkü farklı bitkiler farklı savunma mekanizmalarıyla zararlı böcekleri uzak tutmak için güç birliği ediyor. Hatta yabani otların bile ekolojik tarıma faydası var. Mesela yonca, doğanın dengesi için çok önemli, çünkü tozlaşma sağlayan polenleri bir çiçekten diğerine taşıyan arı gibi böcekleri kendine çekiyor.

Aynılar da farklılar da yan yana

Çünküler çoğaltılabilir. Üstelik yazar onları madde madde açıklamakla yetinmeyip hepsiyle ilgili somut örnekler veriyor. Bu da onu, öncelikle hedef kitlesi çocuklar olmasına karşın, ekolojik tarımın ABC’sini öğrenmek ya da tazelemek isteyen yetişkinler için de ilgi çekici kılıyor. Yalnızca kırsalda yaşayanlar değil, bostan illüzyonu yaşatacak bir apartman bahçesine ya da büyükçe birkaç saksı alan bir balkona/terasa sahip olan şanslı kentliler de bu kitaptan bahçecilik denemelerini gerçek birer deneyime dönüştürmek için faydalanabilir. Kaldı ki hangi otun hangi sebzeye fayda sağladığını; hangi aromatik bitkinin hangi sebze ya da meyveye tat kattığını, hangi bitkilerin birbirleriyle iyi anlaştığı, hangilerinin geçinemediğini öylesine öğrenmek bile heyecan verici.

Hem belli mi olur belki bir gün siz de kendinizi doğayla iç içe yaşamak hayalini gerçekleştirmeye çalışırken bulursunuz. İşte o zaman bu kitabı okumuş çocuklarınızın size bilgiçlik taslamasını istemiyorsanız şimdiden aile içi çatışmanın bitkiler için de geçerli olduğunuzu öğrenmekte fayda var.  Sonuçta kardeşlik bir yere kadar. Asıl zenginlik farklılıklarda. Özetle; Bostan Kardeşliği, doğa ile iç içe yaşayabilmek için doğanın doğal işleyişinden ders çıkarmamız gerektiğini, çıkarılacak en önemli dersin de kardeşçe yaşamanın sırrının farklılıkların uyumlu birlikteliği olduğunu öğütlüyor.

Yazar: Mariapa De Conto

İtalya’nın Pordenone şehrinde doğdu. Porcia’da yaşıyor. En büyük tutkusu kitaplar, kediler ve bitkiler. Yıllardır çocuk edebiyatıyla uğraşıyor; okutmanlık ve okul kütüphanelerinin geliştirilmesiyle ilgili projeler yürütüyor. Çocuklarla okuma buluşmaları ve atölyeler, yetişkinler için eğitim kursları ve yazarlarla buluşmalar yapıyor. Okul kitapları ve romanları yayımlanmıştır.

Çizer: Silvia Mauri

Karga kılığında dünyayı gezen, hiç büyümeyen bir çocuk. Floransa Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nden ve Milana IED’de İllustrasyon Bölümü’nden mezun oldu. Şu anda Como’da yaşıyor ve ve 0-122 yaş arası çocuklar için serbest illüstratör olarak çalışıyor.  Yaptığı birçok iş birliği arasında Editoriale Scienza, Rizzoli, Mc Editrice, Rolling Stone Magazine, Hoppipolla, Bepart, Courmayeur Noir in festival, Collective Arts Brewing, ABI Associazione Bance Italiane, Storie da non raccontare sayılabilir. 2010 yılından bu yana İtalya’da ve yurtdışında çok sayıda karma ve kişisel sergide yer almış, sektörel bazı önemli ulusal festivallere katılmıştır

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.