Hafta SonuKitapKöşe YazılarıManşetYazarlar

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Müjde: Walter Benjamin’in gizemli kayıp bavulu ortaya çıktı

0

Resmi ideolojiden ayrılan düşüncelerin tehlikeli sayıldığı, sıra dışı fikir sahiplerinin yasa dışı ilan edilip tutuklandığı, insanların özgürce üretmek ve yaşamak için kaçmaktan başka çare bulamadığı bir ülkeyi hayal etmek zor değil. Bizim için, burada… ve başka birçok yerde.

Aslında Bay Benjamin’in Gizemli Bavulu’nun çizeri ve yazarı Pei-Yu Chang da, dünyanın gündeminden düşmeyen göç ve sığınmacılık olgusu üzerine bir kitap yapmak istiyordu. Taipei’de Alman Dili ve Edebiyatı eğitimi almış, yüksek öğrenimini sürdürmek için Almanya’ya gelmişti. Bu kitap aynı zamanda, Münster Sanat Akademisi’nde görsel iletişim tasarımı bölümünde, illüstrasyon dalında yaptığı yüksek lisansının bitirme tezi olacaktı.

Projesi üzerine düşünürken gezdiği Marbach kentinde Modern Edebiyat Müzesi’nde karşısına, içinde sadece küçük bir not kağıdının bulunduğu boş bir bavul çıktı. Kuşkusuz Benjamin Walter ve Adorno’nun isimlerini daha önce duymuştu, önemli düşünürler olduklarını biliyordu. Ama bu bavul merakını uyandırdı, sonunda da onu Walter Benjamin’in hayatı, yaşadığı dönemi, düşünceleri tehlikeli ilan edilen insanların dün ve bugün paylaştığı kaderi üzerine derinlemesine düşünmeye ve araştırmaya itti.

Sığınmacılara ‘yakından’ bakış

İşte, gerçek bir hikayeye dayanan sıra dışı resimli kitap Bay Benjamin’in Gizemli Bavulu bu yoğun düşünsel süreçte şekillendi.  Pei-Yu Chang metni, illüstrasyonları, kolajları, fontları oluşturup bir araya getirirken, edindiği bilgi birikimini çarpıcı bir sanat eserine dönüştürdü, ona yedirdi.

Bu yüzden resimli kitabın içeriğine geçmeden önce  Yahudi asılı Avusturyalı bir düşünür olan Walter Benjamin’in hayatı ve üretimini ya da kendi yaşamını tehlikeye atarak Nazilerden kaçmaya çalışan insanları, gizli patikalardan sınır dışına çıkaran, Lisa Fittko gibi direnişçilerin, o karanlık tarihte insanlık adına üstlendikleri önemli rolü uzun uzun anlatmaya gerek yok illa ki.

Çünkü bu eser, çocuk ve gençlerle birlikte baskıcı rejimler hakkında düşünmek, geçmişten bugüne insanların neden yurtlarından kaçmak zorunda kaldıklarını irdelemek, sığınmacı insanların, hepsi de birbirinden farklı bireysel kaderlerine daha yakından bakmak için zengin fırsatlar sunmakla kalmıyor. Aynı zamanda Pei-Yu Chang tarafından titizlikle düşünülmüş, çarpıcı formlara dönüştürülmüş metin-görsel bütünlüğünde saklanan ve andığımız tarihsel kişilikleri keşfetme heyecanı yaşatan birçok önemli detay barındırıyor.

Hikaye, farklı düşünenlerin kovuşturulduğu,  her gün daha fazla askerin daha fazla insanı tutuklamaya geldiği bir ülkede sıra dışı ve parlak fikirli bir filozof olan Bay Benjamin’in kaçmaya karar vermesiyle başlıyor. Dağınık saçları, yuvarlak gözlükleri ve çenesine dayadığı eliyle sevimli dalgın bir profesöre benziyor. Diğer elinde tuttuğu dolma kalemle not defterine bir şeyler karalıyor. Yani ülkede işler ters gitmeye başlayıp hayatı risk altındayken bile fikir üretmeyi sürdürüyor.

Ama sonunda o da, bu ülkeden gizli kaçış yollarını avucunun içi gibi bilen Bayan Fittko’ya başvuruyor. Direnişçi kadınla ilk buluşmasında, önünde durduğu vitrinin bir oyuncak dükkanına ait olması gözden kaçmıyor. Ne de olsa Walter Benjamin gerçek hayatında da bir oyuncak koleksiyoneridir.

Uzun bir yürüyüşe çıkacakları kaçış günü gelip çattığında Bay Benjamin’in yüz ifadesi artık daha ciddidir. Hatta iki  koluyla sıkı sıkı sardığı kocaman kırmızı bavulla inatçı bir izlenim uyandırır. Onunla birlikte sınırdan geçmeyi planlayan diğer insanların şaşkınlığı ve merakı, kocaman puntolarla çift sayfada adeta bağırır. Ama sonunda onlar da ikna olur: “Eğer bu kadar akıllı biri yanında her koşulda böyle ağır bir bavulla dağlardan geçmek istiyorsa bunun için kesinlikle iyi bir sebebi olmalıydı.”

Her koşulda yanında ne götürmek istersiniz?

Dik yollardan, sarp kayalardan ilerledikleri yolculuk giderek daha yorucu hale gelirken, Bayan Fittko bir kez daha Bay Benjamin’in fikrini değiştirmek için şansını dener. Ne var ki o, bavulun, “… sahip olduğum en önemli şey, hatta kendi hayatımdan bile önemli” olduğunu ileri sürer.

Bugün bile araştırmacılar Bay Benjamin’in hiç ortaya çıkmamış kayıp bavulunda neler olduğunu merak etmekte, hakkında farklı teoriler üretmektedir.

Bay Benjamin’in Gizemli Bavulu’nun odağında da bu soru var. İnsanların parça pinçik dedikodu ve spekülasyonları ile gazete kırpığı gibi görünen metin biçimsel olarak da birbirini tamamlıyor. Yürütülen tahminler arasında Walter Benjamin’in gerçek hayatına, örneğin fotoğraf teorisi ile ilgilendiğine işaret eden ayrıntılar yakalamak mümkün.

Ama ne, bavulda saklanan “tüm zamanların en iyi felsefe fikriydi” diye ileri süren akademisyenin varsayımı, ne de generallerin eski daktilo mesajı havasındaki “hedefini asla kaçırmayan görünmez bir roket” tahmini doğrulanabiliyor. İçinde mutlaka memleketinden otuz kilo sosis ve büyük annenin eşsiz reçeli olduğunu düşünen köylülerin iddiası da sadece iddia olarak kalıyor. Gizemli bavulun sırrı çözülemiyor.

Pei-Yu Chang bu olağanüstü eserinde başka bir şeyi başarıyor. Çünkü okura, yurdunu terk etmek zorunda kalan her insanın, her koşulda yanında götürmek istediği şeyleri hissettiriyor. Benjamin’in bavulunun içeriği hakkında iyi ya da kötü niyetli fikir yürütenlerin hepsi yanılırken dahi insan için vazgeçilmez değerlere işaret ediyor.

Ülkelerinden kaçmaya zorlanan insanlar düşünsel birikimlerini, sevdiği tat ve kokuları, aileleri ve kültürleriyle bağlarını hepsinden de önemlisi onurlarını koyar göç bavullarına. Bazen önemsedikleri bazı şeyleri fiziken geride bırakmak zorunda kalsalar da o bavulu hep yanlarında taşımaya devam ederler.

Yerleşememenin, yurtsuzluğun, oradan oraya göç etmenin bir sembolü yerine geçer bavul aynı zamanda. Kırmızıdır, çünkü sıra dışı fikirlerden korkan baskıcı faşist rejimler için tehlikeli olmayı sürdürür. Bavullarını elden bırakmadıkları sürece sahipleri kovuşturulmaya devam edilir. Kısacası ateşten gömlektir.

Bu resimli kitapta, Benjamin’in başarısız kaçış hikayesinin bir otel odasında intiharla sonlandığından bahsedilmez kuşkusuz. Tıpkı kayıp bavulu gibi Walter Benjamin’in intiharı da sırlarla örülüdür. Yakın dostu Adorno’nun iddia ettiği gibi, onun yerini alan başka bir insanın hayatını kurtarmak için mi sınırdan geçmek yerine intiharı seçmiştir,  yoksa bu kararında farklı nedenler mi rol oynamıştır halen belirsizdir.

Zaten Bay Benjamin’in Gizemli Bavulu’nun konusu bu değildir. Elbette kitapta, umut ve bir parça da mizah barındıran dinamik metin ve görsellerin yanı sıra savaş, esir alınan insanlar ve onlara silah doğrultan askerler gibi karaltılı silüetlerin yoğunlukta olduğu çizim ve kolajlar da var. Ama sayfa tasarımında bırakılan boşluklar, Chang’ın, hassasiyetle örselemekten kaçındığı çocuk okura düşünmek ve yorumlamak için özgür alanlar tanımayı ne kadar önemsediğini ortaya koyuyor. Kitap küçük yaştakileri anlatmaya, tartışmaya teşvik ediyor. Bu eseri, çocuklarla gerçek bir iletişim kurmak isteyen tüm yetişkinler için ender bulunan bir fırsata dönüştüren özellikler bununla da bitmiyor.

Çağla Vera Kılıçarslan’ın başarılı çevirisiyle, Genco Kara’nın titiz grafik uygulamasıyla, nitelikli kağıdı ve baskısıyla küçük-büyük tüm yaşlara hitap eden, yıllara, kuşaklara dayanabilecek bir kitap ama aynı zamanda bir sanat eseri hazırladığının bilinciyle davranmış Meav Yayınları.

Umarım böyle şahane eserlerin arkası hiç kesilmez…

Pei-Yu Chang

Pei-Yu Chang (d.1979) Taipei’de Alman Dili ve Kültürü ile Alman Edebiyatı okuduktan sonra Münster’de illüstrasyon eğitimi aldı. Okumayı ve seyahat etmeyi çok seven sanatçı, 2015 yılında güney Almanya’ya yaptığı bir gezide kayıp bavulun hikayesinden haberdar oldu. Bu hikayeden öylesine büyülendi ki hakkında bir kitap yazmaya mecburdu. Şubat 2016’da Prof. Felix Scheinberger’in yanındaki eğitimini tamamladı. Bay Benjamin’in Gizemli Bavulu adlı eser, onun bitirme projesi ve ilk çocuk kitabıdır.

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.