Ana Sayfa Blog Sayfa 97

Türkmen Dağı, İliç olmasın diye dayanışma büyüyor: Siyanürlü sömürüye hayır!

Türkmen Dağı Çevre Platformu’nun yeni üyesi Gökçeyazı Türkmen Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği’nin açılışı 8 Haziran’da Gökçeyazı’da gerçekleştirildi.

Dernek, Balıkesir-Türkmen Dağı’nı ekolojik yıkım projelerine karşı korumak ve Gökçeyazı ile Türkmen Dağı köylüleriyle dayanışma oluşturmak amacıyla kuruldu.

Derneğin açılışına Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Burhaniye Çevre Platformu, Ayvalık Tabiat Platformu, Balıkesir Çevre Platformu, Güney Marmara Dayanışması, KESK Balıkesir Şubeler Platformu, TÜM KÖY SEN Balıkesir Şubesi, Büro Emekçileri Sendikası’nın yanı sıra Gökçeyazı, Sarıalan ve çevre köylerden köylüler katıldı.

‘Bizim köyümüzün üstü zaten altın’

Gökçeyazı Türkmen Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu başkan yardımcısı Raziye Yıldırım, açılış etkinliğinde yaptığı konuşmada “Bizim köyümüzün ve Türkmen Dağı’mızın üstü zaten altın. Bizim altın madenine ihtiyacımız yok…” diyerek topraklarını madencilere teslim etmeyeceklerini vurguladı.

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan da açılışta bir konuşma yaparak derneklerin ve örgütlenmenin çevre mücadelesi için öneminden bahsetti.

Derneğin yönetim kurulu üyesi Dilek Yalçın ve Türkmen Dağı Çevre Platformu’ndan Nursel Çakır da açılış sırasında Türkmen Dağı Çevre Platformu adına bir basın açıklaması yaparak bölgedeki altın madeni projesinin sebep olacağı hasara dikkat çekti.

‘Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…’

Açılış etkinliklerinde gerçekleştirilen seyirlik oyununda meşe dallarına sarılı kadınlar meşeleri konuşturarak “Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine mücadele edeceğiz” dedi.

Etkinlikte bir Türkmen geleneği olan deve oyunu da sergilendi. Oyunda Türkmen Dağı’nı temsil eden deve, siyanürden ve tozdan hastalanarak yere yattı. Daha sonra devenin yardımına koşan halk sayesinde deve iyileşerek ayağa kalktı.

Açılış konuşmalarından sonra dernek başkanı Av. Anıl Yılmaz ve başkan yardımcısı Raziye Yıldırım, açılış kurdelesini tüm Gökçeyazılı kadınlarla birlikte kesti. Daha sonra misafirler, dernek merkezindeki fotoğraf sergisini gezip Gökçeyazı kapalı pazar alanına yürüdü.

Köylüler siyanürlü sömürüye ‘Hayır’ diyor

CVK Madencilik, Balıkesir’in İvrindi ve Altıeylül ilçelerine bağlı 16’dan fazla köyü etkileyecek bir altın madeni projesi gerçekleştirmek istiyor. Maden projesi kapsamında iki açık ocak, dört yeraltı galeri ocağı, kırma tesisi, zenginleştirme tesisi, atık barajı, pasa depolama alanları, bitkisel toprak depolama alanları ve cevher stok alanları kurulacak.

Projenin 9 bin 133 dönümlük ÇED alanı içinde 6 bin 822 dönümlük bir orman alanı ile bin 615 dönümlük özel mülk arazisi, 676 dönümlük hazine arazisi ve 19,5 dönümlük bir mera alanı bulunuyor.

Kurulması planlanan açık ocak alanlarından biri Sarıalan köyünün evlerine yalnızca 250 metrelik bir mesafede bulunurken atık barajı da Gökçeyazı köyü etrafındaki meraların üzerinde.

Tarım ve mera alanları yok olacak

15 bin 627 dönümlük proje için Türkmen Dağı ormanları ile Gökçeyazı, Sarıalan, Çamköy, Sofular gibi birçok köyün tarım ve mera alanları yok edilecek.

Projenin 9 bin 133 dönümlük ÇED alanı içinde 6 bin 822 dönümlük bir orman alanı ile bin 615 dönümlük özel mülk arazisi, 676 dönümlük hazine arazisi ve 19,5 dönümlük bir mera alanı bulunuyor.

Projeye karşı çok sayıda eylem yapan aktivist ve köylü, vali yardımcısı ile görüşerek bölgedeki altın madeni projesi için çalışma ruhsatının iptalini talep etti. Ancak henüz CİMER’e ve yetkililere gönderilen dilekçelere bir yanıt verilmedi.

Balıkesir Büyükşehir Meclisi, maden projesi için bir araştırma komisyonu kurulmasına karar verdi ve çevre platformu komisyonda yer almak için başvuru yaptı.

Köylüler ve misafirler altın madenine direniyor, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma!” diyor.

Balıkesir’de maden tehlikesine karşı köylüler ayakta: ‘Gökçeyazı ölümyazı olmasın’

Urfa Belediyesi ‘kuduz iddiasını’ yalanladı: Köpekleri tutuklanan Özgünlü’ye tutanakla teslim ettik

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, “Siverek Hayvan Rehabilitasyon Merkezi’nde kuduz karantinası veya karantina bölgesinden gelen herhangi bir hayvanın bulunmadığını açıkladı:

“İlgili kişinin ‘kuduz riski varmış’ diyerek ifade ettiği geri kalan hayvanları nereden ve ne şekilde aldığı tarafımızca bilinmemektedir. Kamuoyunun bilgisine sunulur.”

‣ Kuduz bahanesiyle katliam yasası meşrulaşmaz: Yılda en fazla 2 vaka görülüyor

‘Özgünlü’ye köpekleri biz verdik’

Belediyeden yapılan açıklamada hayvan barınağından 35 hasta köpeğin Ankara’ya taşındığı iddialarının ardından sosyal medyada hedef gösterilen ve gözaltına alınmasının ardından tutuklanan hak aktivisti Buket Özgünlü ile ilgili de şu bilgiler verildi:

“9 Haziran 2024 Pazar günü hayvan sever grupların Siverek Rehabilitasyon Merkezi ziyaretlerinde hayvan sahiplenmek istedikleri ve dernek olarak ruhsatlı barınağa sahip olduklarını beyan etmeleri üzerine 17 adet yavru ve 4 anne ile 4 adet yetişkin hayvan Buket Özgünlü isimli hayvansevere tutanakla sahiplendirme yapılmıştır.”

Ne olmuştu?

Yaşama Tutunan Patiler Derneği Başkanı Buket Özgünlü, için Şanlıurfa Siverek’te bulunan belediyeye ait hayvan barınağından hasta 35 köpeği Ankara‘ya taşıması sonrası bazı sosyal medya hesaplarından “kuduz karantinası ihlal edilen bölgedeki köpekler taşındı” iddiaları ortaya atılmıştı.

Urfa’daki hayvan hakları aktivistleri köpekler için ayağa kalktı: Sokaklarda köpek kalmamış

Bunun sonucunda Ankara Valiliği konuya ilişkin inceleme başlatıldığını bildirdi. Bugün köpekleri taşıyan Buket Özgünlü ve beraberindeki dernek çalışanı M.S.D. gözaltına alındı. Özgünlü gözaltına alınmasının ardından tutuklandı.

Aşırı hava koşulları 6 ayda 41 milyar dolar zarara yol açtı

Uluslararası kalkınma yardım kuruluşu Christian Aid tarafından hazırlanan son bir rapora göre, aşırı hava koşulları son büyük iklim konferansından bu yana geçen altı ay içinde en az 41 milyar dolar zarara yol açtı.

Raporda, Birleşik Arap Emirlikleri‘nde düzenlenen COP28‘den bu yana fosil yakıtlardan uzaklaşmak ya da düşük gelirli ülkelerin iklim felaketleriyle başa çıkmalarını desteklemek için yeterli ilerleme kaydedilmediği belirtiliyor.

Bonn’un gündemi: Kayıp-Zarar Fonu

Bonn‘daki iklim görüşmelerinin ikinci haftası başlarken, bu rakamlar iklim krizinin maliyetinin şimdiden ortaya çıktığını gösteriyor. Bonn’daki müzakereciler, aşırı hava koşullarından etkilenen düşük gelirli ülkelere yönelik mali akışların önünü açmak amacıyla bir “Kayıp ve Zarar Fonu” kurmak için çalışıyor.  Bu fon, COP28’de önemli bir tıkanma noktasıydı ve zengin ülkeler gerekli yatırımları kabul etmekte yavaş davrandı

Christian Aid raporunda, “Atmosferi ısıtan ve aşırı olayları körükleyen sera gazlarının aslan payından sorumlu olan zengin ülkeler, tarihi sorumluluklarını kabul etmeli ve diğer ülkelerin aşırı hava koşullarıyla başa çıkmalarına ve iyileşmelerine yardımcı olmak için Kayıp ve Zarar Fonuna sağladıkları finansmanı artırmalıdır” deniyor.

Yardım kuruluşuna göre 41 milyar dolarlık hasar, düşük bir tahmin. Genellikle sadece sigortalı kayıplar rapor ediliyor ve en kötü felaketlerin çoğu, çok az insanın ya da işletmenin sigortasının olduğu ülkeleri vurdu. Bu rakamlarda, hayatını kaybedenlerden evleri yıkılanlara ya da işlerini veya eğitimlerini kaybedenlere kadar afetlerin insani maliyeti de gözden kaçıyor.

İklim değişmeseydi, olmayacak aşırı hava olayları

Rapor, son büyük uluslararası iklim görüşmelerinden bu yana meydana gelen ve dördü de bilimsel olarak iklim değişikliğiyle ilişkilendirilen dört aşırı hava olayına ışık tutuyor:

  • Brezilya’da en az 169 kişinin ölümüne ve ekonominin en az 7 milyar dolar zarar görmesine neden olan sellerin yaşanma olasılığı iklim değişikliği nedeniyle iki kat arttı.
  • Güney ve güneybatı Asya‘da, sadece BAE’de en az 214 kişinin ölümüne ve 850 milyon dolarlık sigortalı hasara yol açan sel felaketi de iklim değişikliği nedeniyle daha olası hale geldi.
  • Batı, güney ve güneydoğu Asya‘da eş zamanlı olarak yaşanan sıcak hava dalgaları sadece Myanmar’da 1.500’den fazla kişinin ölümüne yol açtı. Büyümeyi yavaşlatması ve enflasyonu artırması beklenen sıcak dalgası, güneydoğu Asya’da iklim değişikliği olmasaydı tamamen imkânsız hale gelirken, güney ve batı Asya’da sırasıyla beş ve 45 kat daha olası ve aynı zamanda daha sıcak hale geldi.
  • Doğu Afrika‘da siklonların yol açtığı seller 559 kişinin ölümüne yol açtı ve iklim değişikliği nedeniyle sellerin görülme olasılığı yaklaşık iki kat artmış ve şiddeti de arttı.

Rapor, iklim değişikliğinin halihazırda yaşamı her ölçekte nasıl etkilediğini açıklıyor. Bu seller ve sıcak hava dalgaları çocukların eğitimini sekteye uğratarak birçoğunun yoksulluktan kurtulmasını zorlaştırdı. Ürünlere ve çiftlik hayvanlarına büyük zarar vererek bazı yerlerde gıda güvensizliğini, bazı yerlerde ise fiyat enflasyonunu körükledi. Aşırı sıcaklar ve seller, mülteciler ve çatışmalarla yaşayanlar için mevcut krizleri daha da derinleştirdi ve hatta birçok Hintlinin tehlikeli sıcaklıklarda oy kullanmakta zorlanması nedeniyle dünyanın en büyük demokratik olayını bile etkiledi.

Christian Aid krize yönelik çözümlerin açık olduğunu belirtiyor. Hükümetler ve kalkınma bankaları bu felaketleri körükleyen petrol, kömür ve gaza yönelik yeni yatırımları durdurmalı ve temiz kalkınmayı desteklemek için merkezi olmayan yenilenebilir enerjiyi büyük ölçüde artırmalı.

Brezilya’dan Christian Aid Küresel Savunuculuk Lideri Mariana Paoli de şunları söylüyor:

“Hala fosil yakıtları ateşe atmaya devam ederken iklim krizinin neden olduğu yanıkları iyileştiremeyiz. İklim krizine yol açmaktan büyük ölçüde sorumlu olan zengin ülkelerin iklim değişikliğine yönelik eylemler için finansmanı büyük ölçüde arttırmalarına ihtiyacımız var. Gerçek yaratıcılık ve siyasi irade göstermeleri ve gerçek iklim eylemini finanse etmek için çevreyi kirletenleri ve süper zenginleri vergilendirmeleri gerekiyor. Yoksul ülkelerin zengin ülkelere olan tarihi borçlarını iptal etmeli ve bunun yerine bu paranın iklim eşitliğini iyileştirmek ve herkesin iklim felaketlerine karşı daha güvende olmasına yardımcı olmak içinkullanılmasını sağlamalıyız.”

İklim adaleti çağrıları

Rapora ilişkin diğer değerlendirmeler de şöyle:

Davide Faranda (Institut Pierre-Simon Laplace’da (Paris) araştırmacı): 2024 yılında, insan kaynaklı karbon emisyonlarının neden olduğu küresel ısınma, Paris Anlaşması’nda belirlenen 1,5°C sıcaklık eşiğine ulaştı. Bu gezegensel ateş, doğrudan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarına atfedilebilecek yaygın sıcak hava dalgalarına, kuraklıklara, kasırgalara ve sellere neden olmakta ve çok büyük insani ve ekonomik zararlara yol açıyor.

Hızlı ilişkilendirme raporları üreten ClimaMeter araştırma konsorsiyumumuzda, iklim değişikliğinin, sınırlı adaptasyon kabiliyetine sahip savunmasız nüfusları orantısız bir şekilde etkileyen maliyetli aşırı hava olaylarının çoğunu körüklediğini gösterdik. İnsanlar ve ekosistemler üzerinde geri dönüşü olmayan sonuçları önlemek için harekete geçmek ve karbon emisyonlarını azaltmak için sınırlı zamanımız var.

Fiona Nunan (Birmingham Üniversitesi Çevre ve Kalkınma Profesörü): Bu yıl dünyanın dört bir yanında kasırgaların vurduğu, sel baskınlarının yaşandığı ve korkunç sıcak hava dalgalarının kavurduğu toplumlar gördük.  Bunların yol açtığı ekonomik ve sosyal zararın çok büyük olduğu açıktır. Dünya artan sera gazı emisyonları konusunda acilen harekete geçmediği sürece bu aşırı hava koşulları beklenmelidir. Bu olaylar, toplumların bu tür şoklara karşı daha hazırlıklı ve daha dirençli olmalarını sağlamak için çok daha fazla adaptasyon finansmanına ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor.

Nushrat Chowdhury (Christian Aid‘in İklim Adaleti Danışmanı): Geçen hafta ülkem Bangladeş, Remal Kasırgası tarafından vuruldu, insanlar öldü ve geçim kaynakları harap oldu. 150.000’den fazla ev hasar gördü ya da yıkıldı. Bu yıl yaşadığımız iklim kaosu işte böyle bir şey ve dünya karbon emisyonlarını azaltmaya başlayana kadar daha da kötüleşeceğinden endişe ediyorum.

Bangladeş halkı bu felaketten sorumlu değil ancak büyük kayıplarla karşı karşıyalar. İşte bu nedenle Kayıp ve Zarar Fonu’nun uygun şekilde finanse edilmesi çok önemlidir; böylece insanlar böylesine korkunç kasırgaların ardından yaşamlarını ve geçim kaynaklarını yeniden inşa edebilmek için destek alabilirler.”

Mohamed Adow (Nairobi merkezli enerji ve iklim düşünce kuruluşu Power Shift Africa‘nın Direktörü): Afrika, yüzlerce kişinin ölümüne ve yüz binlerce kişinin yerinden olmasına neden olan korkunç seller ve toprak kaymalarıyla bu yıl iklim krizinin yükünü şimdiden çekmeye başladı. Sadece benim ülkem Kenya‘da 12.000 çiftlik hayvanının ölmesi ve binlerce dönümlük ekinin yok olması, insanların yaşamları ve ailelerini besleyebilmeleri açısından yıkıcı bir durum.  Bu sadece iklim krizinin adaletsizliğini gösteriyor.

Kenya’nın tarihi emisyonları çok düşüktür ve halihazırda elektrik üretiminin %90’ından fazlası yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor. Yine de iklim çöküşünden muzdarip olmaya devam ediyoruz.  İşte bu nedenle küresel kuzeyin adaptasyon ve Kayıp ve Zarar Fonu için iklim finansmanını harekete geçirmesi elzemdir. Bu para pek çok insan için yaşam ve ölüm arasındaki farktır.

 

Atatürk Kent Ormanı’nda şenlik: Son beton parçası sökülene dek buradayız

Atatürk Kent Ormanı Gönüllüleri, Türkiye Ormancılar Derneği üyeleri, Kuzey Ormanları Savunması aktivistleri, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi öğrenci ve öğretim üyeleri, dün (9 Haziran) 5 Haziran Dünya Çevre Haftası kapsamında düzenlenen orman şenliğinde bir araya geldi.

Şenlik kapsamında müzik dinletileri, kompost atölyesi ve çocuklar için drama atölyesi gibi etkinlikler düzenlendi.

Atatürk Kent Ormanı (AKO)’nda düzenlenen şenliklerde Atatürk Kent Ormanı Gönüllüleri, orman alanında ihaleye verilen festival alanına dair bir basın açıklaması yaptı.

‘İhaleye verilen alan kamulaştırılsın’

110 hektarlık bir alana yayılan AKO, İstanbul’un Kuzey Ormanları’nın bir parçası olan Belgrad Ormanı’nın devamı niteliğindeyken Büyükdere Caddesi’ndeki büyüme ile ana ormandan koparak ayrı bir orman parçasına dönüştü.

Kullanıma yıllarca kapalı olan orman, İstanbul’un ekosistemini destekleyen ve yaban hayatına ev sahipliği yapan önemli bir yaşam alanı.

Ancak bu alan son yıllarda konumu ve şehrin önemli noktalarına bağlantıları nedeniyle farklı amaçlarla kullanılmak istendi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü, AKO yakınlarındaki 9 dönümlük bir araziyi ihaleye açarak bölgede otel ve turizm yapmak istedi. Ancak projeye tepki gösteren AKO Gönüllüleri, bu alanın kamulaştırılması ve yeniden orman alanına kazandırılması için bir imza kampanyası başlatarak yetkilileri AKO’yu korumaya davet etti.

Atatürk Kent Ormanı için üç bin imza İBB’ye verildi: İnşaat tehdidine izin vermeyin

Son beton parçası kırılıp atılana kadar mücadele devam edecek

Gönüllülerin topladığı üç bin imza neticesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, söz konusu alanı turizm alanı olmaktan çıkararak çocuk parkı alanına dönüştürdü. AKO Gönüllüleri, basın açıklamasında taleplerine yanıt veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.

Ancak gönüllüler 9 dönümlük arsanın ihalesi için yasal süreçlerin devam ettiğini hatırlatarak “Bu nedenle bu alan içerisinde bulunan üzerine bastığınız beton parçası kırılıp atılana ve ormana yeniden kazandırıldığını görene kadar mücadele edeceğiz. Bundan sonra buradaki değerli orman varlığını, gri balıkçılından sincapına, kara tavuktan orman kartalına kıymetlimiz orman türlerini savunmaya devam edeceğiz” dedi.

IKEA, ucuz ve basit mobilya için Romanya Karpat ormanlarını yok ediyor

İsveçli mobilya devi IKEA, Romanya‘nın biyolojik açıdan zengin ormanlarının hızla bozulmasına katkıda bulunmakla suçlanıyor.

Greenpeace’in araştırmasına göre, Avrupa‘nın en büyük birincil ve yaşlı orman alanlarından birini oluşturan Karpat dağları ormanlarının yüzde 50’den fazlası yok oldu. Örgütün raporunda bunda paket mobilya üreticisi IKEA’nın ve onun en büyük bayisi olan Ingka Grubu‘nun rolü olduğu belirtiliyor.

Araştırma, INGOLF sandalyeleri veya SNIGLAR bebek beşikleri ve çocuklar için yataklar gibi IKEA’nın tüm zamanların en sevilen ürünlerini üreten yedi üreticinin, yüksek koruma değeri olan ormanların yok edilmesiyle bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor.

Romanya’daki tedarikçilerden temin edilen en az 30 farklı ürün 13 ülkedeki IKEA mağazalarında bulundu: Avusturya, Belçika, Çekya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan, İtalya, İsrail, Polonya, İsveç, İsviçre ve Birleşik Krallık.

Greenpeace Orta ve Doğu Avrupa Biyoçeşitlilik Kampanyası Direktörü Robert Cyglicki  “Doğa mirasımız mobilya parçalarına dönüştürülemez. Yaşlı ormanlar gezegenin sağlığı açısından hayati öneme sahiptir ve derhal korunmalıdır. IKEA kendi sürdürülebilirlik vaatlerini yerine getirmeli ve tedarik zincirini yaşlı ormanların tahribatından temizlemeli” dedi.

Tahribat nedenleri: Kaçak kesim, yolsuzluk, yasaların işletilememesi…

Romanya’da  yaklaşık 3.000 kilometrekareye yayılan Karpat Ormanları, Avrupa yasalarınca Natura 2000 alanları olarak korunma altında olmasına karşın milyarlarca Euro kapasiteli kereste endüstrisi; sistemik yolsuzluk ve zayıf yasa uygulamalarıyla anılıyor.

Fotoğraf: Greenpeace.

2019’da bir hükümet raporundan sızdırılan veriler, ülkenin ormanlarından her yıl yaklaşık 40 milyon metreküp odun kesildiğini ve bunun yarısının yasa dışı olduğunu ortaya çıkarmıştı.

Ülkedeki STK’ların, 2020 yılında Avrupa Komisyonu’na hükümetin koruma altındaki Natura 2000 alanları içindeki bakir ormanlarda geniş çapta ağaç kesilmesini görmezden geldiği şikayeti üzerine Romanya hükümetine karşı ihlal davası başlatılmıştı. Komisyon ayrıca davayı Avrupa Adalet Divanı‘na göndermekle tehdit etti ancak henüz bu gerçekleşmedi.

ClientEarth çevre yardım kuruluşunun baş yaban hayatı avukatı Agata Syfraniuk, “Avrupa Komisyonu’nun bazı iyileştirmelerine ve uyarılarına rağmen, Romanya, AB’nin kalan son büyük birincil ve yaşlı ormanlarını gerektiği gibi koruma yönündeki yasal görevini yerine getirme konusunda başarısız olmaya devam ediyor. Komisyon, Romanya’nın AB doğa yasalarını açıkça göz ardı etmesini AB’nin en yüksek mahkemesi önünde gündeme getirmezse, bu önemli ormanların geleceği çok kötü görünüyor” diye konuştu.

Karpatlar neden korunmalı?

Biyoçeşitlilik Sözleşmesi’ne göre, birincil ormanlar, doğal olarak gelişmiş, insan faaliyetlerinin çok az veya hiç kanıtı olmayan doğal türlerden oluşuyor. BuBu nedenle de orijinal ekolojik süreçleri büyük ölçüde bozulmadan kalıyor.

Avrupa kıtasındaki en önemli flora ve fauna çeşitliliğine sahip Karpatlar, kahverengi ayılara, vaşaklara, kurtlara ve Avrupa bizonlarına ev sahipliği yapıyor.  Sorun, şirketlerin ve yetkililerin kısıtlamalardan kaçınmak için bu alanları birincil veya eski ormanlar olarak tanımlamaktan kaçınmak istemelerinde düğümleniyor. Bu da Romanya Karpat ormanlarının yalnızca yüzde 2,4’ünün (1700 km²)  ağaç kesilmesine karşı korunmasına yol açıyor.

Resmi veriler Romanya ormanlarının yaklaşık yüzde 7’sinin 120 yaşın üzerinde olduğunu gösteriyor. AB’nin biyoçeşitlilik stratejisine göre bu ormanların sıkı bir şekilde korunması gerekiyor.

IKEA, 50 şüpheli ihlalle bağlantılı

Çevre örgütleri Agent Green ve Bruno Manser Fonds da Romanya’daki dokuz orman alanını araştırdı. Bunlardan yedisi Ingka Group’a aitti ve ikisi IKEA’nın  tedarik zincirine bağlı kamu orman arazileriydi.

Nisan ayı raporu ‘IKEA: Dışarıda Akıllı, İçeride Çürük’, AB veya Romanya mevzuatına ilişkin en az 50 şüpheli ihlalin ve kötü orman yönetimi uygulamalarının detaylarını veriyor.

Bunlar arasında biyolojik çeşitliliğe sahip ormanlık alanların net bir şekilde kesilmesi, izin verilen maksimum ağaç hacminin aşılması ve eski meşe, kayın ve ölü odun gibi biyolojik çeşitlilik açısından yüksek ağaçların korunmaması yer alıyor.

Raporda, korunan alanlar da dahil olmak üzere incelenen tüm ormanların, yoğun ticari kesime tabi tutulduğuna bunun da toprağın ve ekosistemlerin ciddi şekilde bozulmasına neden olduğuna vurgu yapılıyor.

Araştırmacılar Romanya’daki her Ingka Yatırım mülkündeki orman yönetimi türlerini inceledi ve toplam alanın yalnızca yüzde 1’inin sıkı bir şekilde korunduğunu buldu. Rapora göre, Natura 2000 koruma alanlarıyla çakışıp çakışmamasına bakılmaksızın alanın yüzde 8’i kısmen korunuyor ve yüzde 90’dan fazlası endüstriyel ahşap üretimi için yönetiliyor.

IKEA: Saniyede bir ağacı yok ediyor

Geçtiğimiz yıl 60’tan fazla ülkede faaliyet gösteren yaklaşık 500 mağazası bulanan IKEA, yaklaşık 50 milyar Euro gelir elde etti. 

Kâr amacı gütmeyen Earthsight’a göre şirket, 2019’da saniyede bir ağaç tüketti ve dünya çapında 2.800 kilometrekareden fazla ormana sahip olarak genişlemeye devam ediyor.  Romanya’da ise 500 kilometrekareden fazla ormanlık alanı bulunuyor ve bu da onu ülkenin en büyük özel arazi sahibi yapıyor.

Urfa’daki hayvan hakları aktivistleri köpekler için ayağa kalktı: Sokaklarda köpek kalmamış

Şanlıurfa’da geçen hafta iki kişinin köpekler tarafından ısırılması sonucu yapılan testlerde kuduz vakasına rastlanması sonucunda Valilik iki mahallede karantina uygulaması başlatıldığını duyurmuş ardından sokaklardaki köpeklerin toplandığı belirtilmişti. Karantinanın ardından hayvan hakları savunucuları bu mahallelerdeki kedi ve köpeklerin toplatıldığını duyurarak tepki gösterdi.

Buket Özgünlü tutuklandı

Öte yandan Yaşama Tutunan Patiler Derneği Başkanı Buket Özgünlü‘nün Şanlıurfa Siverek’te bulunan belediyeye ait hayvan barınağından hasta 35 köpeği Ankara‘ya taşıması sonrası bazı sosyal medya hesaplarından “kuduz karantinası ihlal edilen bölgedeki köpekler taşındı” iddiaları ortaya atılmıştı. Bunun sonucunda Ankara Valiliği konuya ilişkin inceleme başlatıldığını bildirdi. Bugün köpekleri taşıyan Buket Özgünlü ve beraberindeki dernek çalışanı M.S.D. gözaltına alındı. Özgünlü gözaltına alınmasının ardından tutuklandı.

Ayrıca HAYTAP gibi sokakta yaşayan hayvanlar için çalışmalar yapan STK’lardan ise Şanlıurfa’da toplu köpek katliamları olduğu gündeme getirildi. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda bir köpeğin bir kişi tarafından boğularak öldürüldüğü görülüyor. Öte yandan pek çok fotoğrafta da yine köpeklerin toplandığı görüntülere yansıyor.

Kuduz bahanesiyle katliam yasası meşrulaşmaz: Yılda en fazla 2 vaka görülüyor

Konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu duyuran Haytap’ın sosyal medya hesabında şu ifadelere yer verildi:

Urfa’da yaşanan toplu köpek katliamları nedeniyle hukukçu ve veteriner hekimler ile saha ekibimizden oluşan 10 kişilik Haytap ekibi pazar sabahı bölgeye gidiyor. Bir yandan 2 hafta önce yaptığımız suç duyurusuna ek 2 suç duyurusu daha hazırlıyoruz. Fırsatı olan tüm dernek, vakıf ve kişilerin Şanlıurfa’ya gitmesi gerek. #şanlıurfadakatliamvar Şimdi sesinizi çıkarmazsanız yarın çok geç olacak.”

Son günlerde hükümet tarafından sokakta yaşayan köpeklerin “uyutulma” adı altında öldürülmesinin masaya getirilmesi, oldukça tepki toplamış binlerce insan bir araya gelerek hayvanların öldürülmesi anlamına gelen bu talebe karşı çıkmıştı.

Türkiye’nin dört bir yanından binlerce hayvan hakları savunucusu seslendi: Toplayamazsın, öldüremezsin!

Köpeklerin toplanması olaylarının öncesinde şehirde yaşanan kuduz vakalarının ardından ise Şanlıurfa Valiliği‘nce yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:

“30.05.2024 tarihinde Eyyübiye ilçesi Payamlı mahallesinde, 03.06.2024 tarihinde de Eyyübiye ilçesi Batıkent mahallesinde sonradan kuduz olduğu tespit edilen sahipsiz köpekler tarafından 4 vatandaşımızın ısırıldığı anlaşılmıştır. Yapılan incelemede, her iki vakada da sahipsiz sokak köpeklerinin kontrol altına alınarak tecrit edildiği, vatandaşlarımızın ise hiçbir gecikmeye meydan verilmeden tedavilerine başlandığı ve aşılarının yapıldığı tespit edilmiştir. Meydana gelen her iki olaydan sonra Büyükşehir Belediyesi, Eyyübiye Belediyesi, İl Tarım Orman Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün ilgili birimleri tarafından gerekli çalışmaların yapıldığı belirlenmiştir. Valimiz tarafından, belediyeler ve ilgili kamu kuruluşlarına kuduz vakalarına karşı aşılama çalışmalarının il genelinde bütün sokak hayvanlarını kapsayacak şekilde en kısa sürede tamamlanması ve rehabilitasyon çalışmalarının hızlandırılması talimatı verilmiş, ayrıca sokak hayvanları ile ilgili yapılacak bütün çalışmaların mevzuata uygun olarak ve hayvan haklarını ön planda tutan bir yaklaşımla gerçekleştirilmesi istenilmiştir. Sokak hayvanları ve kuduz vakaları ile ilgili bütün gelişmeler ve alınması gereken tedbirler ilgili tüm kuruluşlarla birlikte Valiliğimiz tarafından yakından takip edilmektedir.”

Sokakta yaşayan hayvanlarla ilgili Çevre Bakanlığı genelgesinin yürütmesi durduruldu
Fotoğraf, haberde adı geçen köpeği göstermemektedir – Kaynak: PetSurfer

‘Urfa’yı dolaştık bu köpekler nerede, sokaklarda köpek kalmamış’

Hayvan hakları savunucuları da bu açıklamanın ardından mahallede bulunan diğer kedi ve köpeklerin toplatıldığını belirterek durumu protesto etti.

Duvar’dan Fatma Keber’in aktardığına göre; yetkililerin “13 köpeğin barınağa alındığı” yönündeki açıklamalarına karşı çıkan hayvan hakları savunucuları “Urfa’yı dolaştık bu köpekler nerede, sokaklarda köpek kalmamış” diyerek tepki gösterdi.

Eylemde açıklama yapan Ankara Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Tuğba Gürsoy, kuduz vakalarıyla ilgili “Kuduzu köpeğe, ineğe, kediye bulaştıran yaban hayatıdır, burada bir kuduz tehlikesi varmış gibi bütün hayvanların canına kastediliyor” dedi.

“Şu an bu şehirde bir kuduz tespiti olduğu iddia ediliyor rapor çok şaibeli yarın bununla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağız” ifadelerini kullanan Gürsoy şöyle devam etti:

“Bir gün içerisinde kuduz testi yapılan bölüm nerede? Eğer bu şehirde kuduz tespiti varsa Kurban Bayramı yaklaşıyor, hayvan kesemezsiniz. Burada bir oyun olduğunu düşünüyoruz, savcılığa başvursun yapacağız. Kuduz denerek barınağa alınan köpekleri ziyaret ettik. Hayvanlara kuduz diyorlar, hayvanlar hasta, bakımsız kalmışlar. İnsanlar yavru köpekten bile korkuyor kuduz tanısını koyuyor. Yaşayan hayvanda kuduz tespiti mülkün değildir. Ancak hayvan ölür beyninden alınan bir parçayla inceleme örnekleri ile ortaya çıkar.”

Sadece 13 köpeğin sadece karantinaya alındığı açıklamalarını gerçekçi bulmadığını ifade eden Gürsoy “Şehri geziyoruz, saatlerdir köpekleri göremiyoruz, karantinada 13 tane köpek var deniyor, bu köpekler yani bu şehrin köpekleri nerede, biz bunu sormak istiyoruz? Ne yapıldı bu köpeklere? Sokakta yok, bakım evinde yok, nerede bu köpekler?” diye sordu.

Öte yandan köpeklerin toplanırken öldürüldüğü ve barınaklarda kötü muameleye maruz kaldığı iddialarına ilişkin Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Basın Daire Başkanı Ömer Yılan iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Yılan, “Büyükşehir Belediyesi’nin merkezde bulunan barınağı var. O barınak bütün vatandaşlara da açıktır. Kişi dilediği zaman gidip görebilir çok net bir şekilde onunla alakalı hiçbir sıkıntı yoktur. Bunun net bir şekilde ifade edelim” dedi.

Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanı Remzi Sonekinci de barınağa bu süreçte 12 köpek getirildiğini ve köpeklerin karantina sürecinde bekletildiğini ifade etti. Sonekinci “10 gün sonunda kuduz çıkmazlarsa normal rehabilitasyon sürecine dönecekler. Kısırlaştırma, aşılama ve daha sonra doğal yaşama bırakılacaklar. Ama 10 gün sonrasında kuduz çıkarsa yasa ne ise o uygulanacak. Prosedür 5199 devam ediyor. Kısırlaştırma, iyileştirme süreci gereği özellikle o bölgedeki hayvanlar özel bir toplama yok normal rutin süreç” diye konuştu.

Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları: Aşırı sağ yükseldi, iklim gündemi tehlikede mi?

6-9 Haziran tarihlerinde gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimlerde aşırı sağ parlamentoda üstünlüğü alırken solun düşüşü dikkat çekti.

Nihai sonuçların bugün ilan edilmesi bekleniyor, yeni yasama dönemi ise 16 Temmuz’da başlayacak.

Parlamento seçiminin kazananları:

  • Sağcı EPP grubu 13 koltuk daha kazanarak parlamentodaki en büyük grup oldu
  • EPP’nin zaferi, von der Leyen‘in ikinci görev dönemini garantileyebileceğini gösterdi
  • İtalya Başbakanı Giorgia Meloni‘nin aşırı sağcı partisi yüzde 28’lik çoğunluğu aldı
  • Kimlik ve Demokrasi Partisi, Macron‘un partisini yenilgiye uğratarak 30 koltuk aldı

Parlamento seçiminin kaybedenleri:

  • Almanya ve Avusturya‘da Yeşiller, beklenenin de altında bir düşüş yaşadı
  • Liberal Renew grubu, bir önceki seçimlere göre 20 koltuk kaybetti
  • Almanya’da Şansölye Olaf‘ın partisi, birinci sırayı aşırı sağcı AfD‘ye bıraktı

İlk sonuçlara göre merkez sağ grubundan Avrupa Halk Partisi (EPP) 8 koltuk kazanarak 184 koltuk ile birinci sıraya yerleşti. Sosyalistler ve Demokratiklerin İlerici İttifakı (S&D) 139 milletvekili ile ikinci sırada gelirken Renew Europe ise 79 milletvekili çıkardı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, EPP’nin desteği ile ikinci dönemine hazırlanıyor.

27 aday ülkeden 720 milletvekili seçildi

Bu yıl 10.’su gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde ilk kez 720 milletvekili seçildi. Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin nüfuslarına oranla belirlenen koltuk sayıları, Almanya için 96, Fransa için 81, İtalya için 76 oldu.

İlk üç ülkeyi sırasıyla İspanya (61), Polonya (53), Romanya (33), Hollanda (31), Belçika (22), Çekya (21), Macaristan (21), İsveç  (21), Portekiz (21), Yunanistan (21), Avusturya (20), Bulgaristan (17), Danimarka (15), Finlandiya (15), Slovakya (15), İrlanda (14), Hırvatistan (12), Litvanya (11), Letonya (9), Slovenya (9), Latviya (9), Estonya (7), Kıbrıs (6), Lüxemburg (6) ve Malta (6) takip ediyor.

‣ Avrupa’da dev seçim başladı: Parlamentoda aşırı sağın yükselmesi bekleniyor

Almanya’da Hristiyan Demokrat Partisi üstünlüğü

Parlamentoda çok milletvekiline sahip olan Almanya’da Hristiyan Demokrat Partisi (CDU/CSU) 29 milletvekili ile birinci sırada gelirken Almanya için Alternatif Partisi (AfD) 6 koltuk daha kazanarak 15 milletvekili çıkardı.

İki koltuk kaybeden Almanya Şansölyesi Olaf Scholz‘un partisi Sosyal Demokrat Parti (SPD) 14 koltuk ile üçüncü sırada yer aldı. Birlik 90/Yeşiller Partisi ise 9 koltuk kaybederek 12 koltuk ile dördüncü sırada geldi.

Sonuçlar Fransa’yı erken seçime götürüyor

Fransa’nın sahip olduğu 81 koltuğun ise 30’unu Kimlik ve Demokrasi Partisi (ID) alırken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Rönesans Partisi ve Sosyalist Parti on üçer koltuk ile ikinci sırada yer aldı.

Macron, aşırı sağın yükselişine yanıt olarak meclisi feshetti ve erken seçim açıklaması yaptı.

30 Haziran-7 Temmuz tarihlerinde erken seçim yapılacağını bildiren Macron, “Aşırı sağ hem Fransız halkının yoksullaşması hem de ülkemizin çöküşüdür. Dolayısıyla günün sonunda hiçbir şey olmamış gibi davranamam” dedi.

Makron’un erken seçim açıklaması üzerine yüzlerce insan Fransa’nın Cumhuriyet Meydanı‘nda aşırı sağın yükselişini protesto ederek gelecek seçimler için yeşil ve sol partili gruplara birleşme çağrısında bulundu.

İtalya ve İspanya’da sağ yükseldi, Portekiz solda kaldı

Benzer şekilde İtalya’da da 24 milletvekili ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin sağcı İtalya’nın Kardeşleri (ECR) partisi birinci sırada gelirken Demokrat Parti (SD) 22 koltukla ikinci sıraya yerleşti.

İspanya’da ana muhalefet partisi Halk Partisi (PP)’nden 22 milletvekili parlamentoda yer alacak. PP’yi iki koltukluk bir farkla İspanya Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) takip ediyor.

Portekiz’de ise ana muhalefet partisi olan Sosyalist Parti (PS), parlamento seçimlerinde üstünlük gösterdi ve 8 milletvekili çıkardı. İkinci sırada ise 7 milletvekili ile Demokratik İttifak geldi.

Hollanda’da yeşil parti ile işçi parti koalisyonu (GL/PvdA) 8 milletvekili ile sağ popülist Özgürlük Partisi’ni (PVV) 6 milletvekili ile ikinci sırada bıraktı.

Avusturya’da sağ popülizmin temsilcisi Avustralya Özgürlük Partisi (6 milletvekili) ile muhafazakar ve liberal Avusturya Halk Partisi (5 milletvekili) ilk sıralarda yer aldı.

Yunanistan’da merkez sağdan Yeni Demokrasi partisi 7 koltuk alırken radikal sol koalisyonu 4 koltuk ile ikinci sırada geldi.

Sağın yükselişi iklim gündemini geri plana atabilir

Önümüzdeki dönemde parlamentoda 2040 yılına kadar emisyonları azaltmaya yönelik bir yasa tasarısı daha tartışılacak. Bu tartışmalar, tarımdan sanayiye birçok sektörde emisyonları azaltmaya yönelik politikaların geleceğini belirleyecek. Ancak sağ partilerin parlamentoda üstünlük kazanması iklim gündeminin geleceğine dair endişeleri de beraberinde getirdi.

Bir önceki seçimlerde iklim aktivizminin ön planda oluşu, Avrupa Birliği parlamentosunda iklim eyleminin önemli bir gündem konusu olmasını sağlamıştı.

2019 seçimlerinden beri parlamentodan 2030 hedeflerine ulaşmak için karbon emisyonlarını azaltmaya ve temiz enerjiyi teşvik etmeye yönelik 2050 yılına kadar net sıfır emisyon taahhüdünde bulunan Avrupa İklim Yasası gibi birçok yasa onaylanmıştı.

Mevcut yasaları kaldırmak mümkün olmasa da parlamento, bu yasaları zayıflatmak için mevzuatta iklim eylemini tehlikeye atabilecek doğrultuda düzenleme yapma ve boşluklar oluşturma yetkisine sahip.

Avrupa Parlamentosu 2035 yılı sonrası motorlu araç satışını yasakladı
‣ Tarihi öneme sahip Doğa Restorasyon Yasası, Avrupa Parlamentosu’nda kabul edildi
‣ Avrupa Parlamentosu, iklim kriziyle mücadeleye yönelik ‘mega paketi’ onayladı 

Çevre programlarının finansmanı kesilebilir

Inside Climate kaynaklarına göre BirdLife Europe çevre grubunun direktörü Ariel Brunner, Amerika Birleşik Devletleri’nde sağın yükselişinin iklim hareketine verdiği zararları hatırlatarak önümüzdeki yıllarda Avrupa Birliği’nin de çevre programlarında bütçe kesintilerinin yaşanabileceği veya kirleticilere getirilen yaptırım uygulamalarının kaldırılabileceği konusunda uyardı.

‣ ABD Paris İklim Anlaşması’ndan resmen çekildi

Brunner, siyasetin sağa kaymasıyla Avrupa’da iklim eylemine ve emisyonların azaltılmasına yönelik desteğin aşınmaya başladığına dikkat çekerek parlamentodaki sağ üstünlüğünün de emisyonları azaltmaya yönelik çabaları zayıflatabileceğini belirtti.

AB’nin yeşil mutabakatı aşırı sağ tehlikesi altında
Almanya’da aşırı sağ saldırıların odak noktası iklim politikaları

İki Kore arasında ‘balon savaşı’ devam ediyor: Kuzey’den Güney’e 330 çöp balonu daha

Güney Kore, Kuzey Kore’nin içinde “çöp” bulunan yaklaşık 330 balon daha gönderdiğini duyurdu.

Seul Genelkurmay Başkanlığı (JCS) pazar günü yaptığı açıklamada, cumartesi gecesinden bu yana Kuzey Kore tarafından çöp torbaları taşıyan yaklaşık 330 balonun gönderildiğini ve bunlardan yaklaşık 80’inin Güney Kore’ye indiğini söyledi. JCS, paketlerde atık kağıt ve plastik bulunduğunu ve güvenliğe zararlı hiçbir madde bulunmadığını bildirdi. 

28 Mayıs’tan bu yana Kuzey’den gönderilen yaklaşık 1.060 balon Güney Kore topraklarına ulaştı.

Devlet medyası KCNA‘nın Kuzey Kore Savunma Bakan Yardımcısı Kim Kang Il’e dayandırdığı haberine göre, geçen hafta Pyongyang, komşusuna 15 ton çöp taşıyan toplam 3.500 balon gönderdiğini iddia etmişti.

Ülke lideri Kim Jong-un‘un kız kardeşi Kim Yo-jongda  Güney tarafının sınırda hoparlörle propaganda yayınlarına devam edileceği açıklamasına ilişkin olarak bu eylemleri kınadıklarını belirterek, “Güney Kore, propaganda broşürü dağıtma ve hoparlörle yayın yapma provokasyonunu gerçekleştirirse Kuzey Kore’nin yeni karşı hamlesine tanık olacaktır” dedi.

Güney Kore ise ordusu pazar öğleden sonra Kuzey Kore’ye bir kez daha hoparlör yayını yaparak yanıt verdi.

Güney Kore ordusu, 2018’de komşular arasında yapılan zirvenin ardından yerleştirilen ekipmanı geri çekene kadar, Kuzey’e karşı psikolojik savaşın bir parçası olarak propaganda yayınlarını destekliyor.  Güney Koreli aktivistler de USM belleklerde K-Pop ve K-dramalarını içeren küçük paketleri, balonlarla Kuzey’ gönderme eylemine devam edeceklerini açıkladı. 

Ne olmuştu?

Kore Savaşı’nın 1953’te ateşkesle sona ermesinden bu yana, iki ülke birbirinden tamamen kopmuş durumda. Teknik olarak hala “savaşta” olan iki Kore arasındaki balon kavgası da onlarca yıldır sürüyor.

Özgür Kuzey Kore İçin Savaşçılar gibi aktivist gruplar, uzun süredir izole edilmiş totaliter diktatörlükte yasaklanan gıda, ilaç, radyo, propaganda broşürleri ve Güney Kore haberlerinin de dahil olduğu eşyaları taşıyan balonlar gönderiyor. 

‣  Kuzey Kore, Güney’e çöp ve atık dolu yüzlerce balon gönderdi

2 Haziran’da Kuzey’den Güney’e yine içinde “çöp2 bulunan yaklaşık 720 balon daha gönderildi.  Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 4 Haziran’da 2018’de imzalanan ve askeri gerilimleri azaltmayı amaçlayan Koreler Arası Anlaşma’yı askıya aldı. Güney Kore ayrıca sınırda hoparlörle propaganda yayınlarına devam edileceğini açıklamıştı.

 

 

 

ABD Güneybatısı’nda sıcak dalgası: Rekor sıcaklar devam ediyor

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD)geçen hafta dan beri ülkenin güneybatısını kavuran sıcak dalgasıyla, sıcaklıklar birçok bölgede 40 derecenin üzerine çıktı, Phoenix‘de 45 dereceye ulaştı.

Sıcak dalgasının etkisi Güneybatı eyaletleriyle sınırlı kalmadı, Florida gibi daha doğudaki bölgelerde de sıcaklıklar 40 derecenin üzerine çıktı. Las Vegas’ta hava sıcaklığı, mevsim normallerine göre rekor kırarak 43,3 dereceye ulaştı.

Genellikle daha serin olan yüksek bölgelerde bile rekor sıcaklıklar görüldü. Nevada-Reno’da daha önce yılın bu zamanında kaydedilen en yüksek sıcaklık 27 dereceyken bu yıl 37 derecelik bir rekor sıcaklık görüldü.

Hava tahminlerine göre önümüzdeki günlerde sıcaklıklar biraz düşecek olsa da özellikle Phoenix ve Las Vegas’da temmuz ayı sonuna kadar bunaltıcı sıcaklar devam edecek.

Rekor üstüne rekor: En sıcak mayıs ayını yaşadık
Nisan’da yine ‘en sıcak Nisan’ rekoru kırıldı
Dünya, kayıtlara geçen en sıcak mart ayını yaşadı: Üst üste onuncu rekor

Sıcak dalgasına ısı kubbesi neden oldu

Meteorologlara göre sıcaklıkların yıllık ortalamaların yaklaşık 10 derece üzerine çıkmasına bir ısı kubbesi neden oldu. Isı kubbesi, sıcak havanın aşağı itilerek oluşturduğu yüksek basıncın etkisiyle sıcaklığın daha geniş alanlarda etkili olmasına yol açtı ve yağmur bulutlarının oluşumunu engelledi.

Daha önce nadiren görülen ısı kubbeleri, iklim değişikliği nedeniyle giderek daha sık görülüyor. Geçen yıl Teksas’ı ve Louisiana’yı vuran ısı kubbesinde 12 kişi hayatını kaybetmişti ve yüzlerce kişi hasta olmuştu.

Isı kubbesinin etkili olduğu bölgelerde sıcağın etkilerine yönelik uyarılar yapıldı ve insanları boğucu sıcaklıklardan kurtarmak için serinleme merkezleri kuruldu.

Yüksek sıcaklık ve nem hastalıkları tetikledi

Yüksek sıcaklık ve nemin bir araya gelmesi, terin hızlıca buharlaşmasına engel olduğu için sıcaklığın daha yüksek hissedilmesine neden oluyor ve insanların yaşadığı rahatsızlıkları arttırıyor.

Phoenix’te 68 yaşında bir adam, dağ yolunda yürüyüş yaparken sıcak çarpması nedeniyle bayıldı ve hastaneye kaldırıldı. Acil servislerde de sıcak havayla ilişkili vakalarda artış görüldüğü bildirildi.

Sıcak havaya bağlı ölümler her geçen yıl artıyor

Son yıllarda ABD’de sıcak havaya bağlı ölümlerde artış görüldü. 2021 yılında sıcak havaya bağlı olarak 1602 ölüm rapor edildi. Bu sayı 2022 yılında 1722, 2023 yılında ise 2302’ye yükseldi.

Son sıcak dalgasında sıcaklıklarla ilişkili bir ölüm rapor edilmemiş olsa da sıcakla ilişkili hastalıkların artıyor ve her geçen gün yeni sıcaklık rekorları kuruluyor. Bu durum, bu yıl sıcak hava nedeniyle gerçekleşen ölümlerdeki artışın devam edebileceğine yönelik endişeleri artırıyor.

Meksika’daki şiddetli sıcak dalgası, yüzlerce ‘uluyan maymun’un ölümüne neden oldu
İklim krizi: Aşırı sıcaklar Hindistan ve Meksika’da 100’den fazla can aldı

Eskişehir’de Onur Yürüyüşü’ne polis müdahalesi: 10 gözaltı

Eskişehir‘de dün (9 Haziran) saat 18.00’da yapılması planlanan 4. Onur Yürüyüşü‘ne katılan yurttaşlara polis saldırdı.

Yürüşün basın açıklamasının yapılacağı Ulus Anıtı saatler öncesinde polis tarafından ablukaya alındı. Saldırı öncesinde herhangi bir yasaklama kararı, LGBTİ+ aktivistlerine ve avukatlarına bildirilmedi.

KaosGL’den Nalin Öztekin’in aktardığına göre; kitlenin yasaklama kararını görmek istemesi talebine polis gözaltı ile karşılık verdi. Saldırıyı kayıt altına almak isteyen gazetecilerin çekim yapması engellendi.

Henüz açıklama ve yürüyüş gerçekleşmeden gözaltına alınan 10 kişi sağlık kontrolü için Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Sağlık kontrolünde avukatları ile görüştürülmeyen LGBTİ+ aktivistleri, durumu sloganlar ile protesto etti.

Müvekkillerini görmek istediğini belirten Avukat Hasan Çayır polisten “Görüştürmüyorum bu benim inisiyatifim” yanıtını aldı.

Ayrıca; gözaltına alınan LGBTİ+ aktivistlerine, avukatlar tarafından su verilmesi de polis tarafından engellendi.