Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Kuş sesi

0

Kuşlar, yaşama alanlarını savunmak, kafese kapatılmalarını protesto etmek ya da çiftleşmek istediklerinde öterler.

Normal ve uygar insanların duydukları ise açlık korkusu, protesto itirazı ya da dokunma ve dokunulma yoksunluğu değil, estetik zevktir. Kuş seslerini “şikâyet ya da çığlık” olarak değil “sevinç şakıması” olarak algılarlar.

Bu yüzden normal ve uygar insan kendisini kandırdıktan sonra hem kendisine hem de bir diğer normal ve uygar insana yalan söylemekten sakınmayan, kuş seslerini “şikâyet ya da çığlık” olarak değil, “ne güzel ötüyor” diye tercüme etmekten yana olandır.[1]

‘Sonsuz kötülük’ sarmalı

Böylece kötülüğün kötülüğü döllemesi gibi, yalan da yalanı döller ve “hakikat” adını alır.

Böylece pan-kapitalizm dünya’nın yeni hakikati olarak zuhur eder ve kabul görür.

Böylece pan-kapitalizmin inşasına katılanlar, ortak olanlar ve pay alanlar ile dışarısında kalanlar arasında bir “sonsuz kötülük” farkı oluşur.

Çünkü:

Bütün, parçaya hükmederek onu yaralar.

Parça, bütüne katılarak yaralarını benimser.

Ortaya tamamlanmış bir “kan sever” bütün çıkar.

Yüksek sesle söylemek lazım: “Tek bir uygarlık belgesi yoktur ki, aynı anda barbarlığın da belgesi olmasın.”[2], [3]

*

[1] Esin kaynağı için bkz.: Behrens, R., Adorno Sözlüğü,  s. 22, 60.
[2] Behrens, R., Adorno Sözlüğü, s. 46
Aynı cümlenin farklı bir çevirisi de şöyledir: “Kültür alanında hiçbir belge yoktur ki, aynı zamanda bir barbarlık belgesi niteliği taşımasın. Benjamin, W., Pasajlar, s. 36.”
[3] Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayımlanacak olan “Çok Kalpli Asi” adlı deneme kitabından bir bölüm.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.