Primatlar, halk arasında kullanılan adıyla maymungiller, memeliler sınıfının en zeki canlıları olarak bilinirler ve bu sebeple takımın ismi “primer”, yani “öncül, birincil” anlamına gelen sözcükten türetilmiştir. Beyinlerini aktif olarak kullanabilirler. Kimi üyeleri alet yapabilir ve iki ayak üzerinde yürüyebilir. Ancak insan türünün doğaya karşı ormansızlaşma, avlanma gibi yıkıcı faaliyetleri nedeniyle primat grubu 350 civarında yaşayan türü barındırdığı halde, günümüzde yaşayan primatların 100 civarının soyu tükenme tehdidi altındadır. Bazı primat türlerinin sadece birkaç on tane bireyi kaldığı bilinmektedir. [*]
Başta bonobolar ve şempanzeler olmak üzere, insan türünün en yakın akrabaları primatlardır. İnsan, yani homo sapiens, primatlar takımından bir memeli hayvan türüdür. Bu bilimsel bir gerçek olduğu halde, egemen kültürde kabul edilmekte zorlanılmaktadır. Popüler kültürdeki anlatıyla, insanın maymundan gelmesi katiyen kabul edilemez. Hâlbuki ne insan, ne de hiçbir canlı bir diğerinden gelmemektedir. Yalnızca canlıların ortak ataları vardır. İnsan türü de diğer primatlarla ortak bir ataya sahiptir.
‘Maymundan ata mı olur?’
Maalesef bu gerçeği dillendirmek bile oldukça zor. Hatırlıyorum da, ortaokulda Türkçe dersinde, nedendir bilmiyorum, “İnsan nereden gelir?” tartışması açıldığında, ben o zamanki sınırlı bilgimle, “Maymundan!” diye yanıtladığımda, öğretmen dâhil, tüm sınıf, “Ben atamın maymun olmasını kabul etmiyorum” şeklinde itiraz etmişti. Bu itirazın insanla maymunun atalar bakımından akrabalığı gibi bilimsel bir gerçeği inkâr etmesi bir yana, içinde ciddi bir türcülük barındırdığını da görmek gerekir. İnsanın maymunla akraba olması, bu görüşe göre, aşağılayıcı bir şeydir. Zira insan bütün canlılar arasında en üstün olanıdır. Zekâsı ve aklıyla diğer türlerden ayrılır. Hatta öyle ayrılır ki; insanın bir hayvan olması dahi kabul edilemez. İnsan, tüm canlılar içinde ayrı, nevi şahsına münhasır, üstün bir türdür.
Mustafa Kemal Yılmaz’ın yazıp Oğuz Demir’in resimlediği Primatlar Banyo Sırasında kitabının en sevdiğim ve takdir ettiğim yanı, böylesi bir türcü anlayıştan uzak duruyor olması oldu. Kitabımızın en sonundaki “Geniş Aile” kısmında primat ailesinin üyeleri tanıtılırken, insan da bu üyeler arasında yerini alıyor. Üstelik genel yargıda sadece insanla ilişkilendirilen ve insanın evriminde oldukça önemli bir yere sahip olan alet yapabilme ve kullanabilme yetisine bazı diğer primat türlerinin de sahip olduğu bilgisi veriliyor. Örneğin, ben de bu kitap sayesinde şempanzelerin de alet kullanabileceğini ve kısmen de olsa işaret dili öğrenebileceğini öğrenmiş oldum. Bilseniz, kitapta primatlarla ilgili daha ne ilginç bilgiler var!
Kitabımız zooloji ve coğrafya bilgisini okuru hiç sıkmadan, resimler eşliğinde eğlenceli bir şekilde okurla paylaşırken, primat türlerinin yukarıda değindiğim gibi ailenin insan üyelerinin faaliyetleri yüzünden nasıl tehlikeler yaşadığına da dikkat çekerek farkındalık uyandırıyor. Üstelik tüm bunları yaparken didaktik bir dilden, kuru bir anlatımdan uzak kalmayı başarıyor. Aksine, nakaratlar eşliğinde okumayı daha eğlenceli ve akıcı bir hale getiren şiir dilinden yararlanıyor. Böylece primatların banyo macerası dünyanın en komik banyo sefasına dönüşüyor! Bu neşeli kitapla primatların dünyasına girmeye var mısınız?
[*] İnsanın Yaşayan En Yakın Akrabaları: Primat Nedir? Primatlara ve Altındaki Taksonomik Gruplara Genel Bir Bakış
Künye
Yazan: Mustafa Kemal Yılmaz
Resimleyen: Oğuz Demir
Yayınevi: Uçan Balık Yayınları
Yayın Yılı: 2019