Doğa MücadelesiEkolojiİkizdere DirenişiManşet

Cengiz İnşaat’ın taş ocağı için yağmur çamur da dinlenmedi, dinamitler patlatıldı

0

RİZE– İkizdere’de Cengiz İnşaat’ın yürüttüğü taş ocağı projesi için faaliyetler sürüyor. Bugün yerleşim bölgelerinin yakınında yer alan taş ocağı inşaatında dinamitler patlatıldı. O anlar dinamit patlatılan noktaya yalnızca 50 metre uzaklığındaki evde yaşayan yurttaş tarafından kayda alındı. Görüntülerde dinamitin patlamasıyla çevreye bir toz dumanı yayıldığı görülüyor.

‣ [Bir konu/k] İkizdere’nin kızından köyün mücadelesi: Bir milat olarak Cengiz İnşaat
‣ İkizdere’de davacıdan sakınılan bilirkişi keşfi: Hukuk endemik bir tür gibi… 

Eskencidere Vadisi‘nde yapımı süren taş ocağı için dinamitlerin patlatılması hem bölgedeki ağaçları, bitki örtüsünü, su kaynaklarını hem de canlı sağlığını tehdit ediyor. Çevreye yayılan toz emisyonları bitki örtüsü üzerinde tozdan bir katman oluştururken bitkilerin gelişimini engelliyor. Aynı şekilde ortaya çıkan gürültü hem bölgedeki sakinleri rahatsız ediyor hem de hayvanları yerinden ediyor. Ayrıca bu patlatmalar sırasında birçok evde de çatlamalar meydana geldiği daha önce de görülmüştü.

Geçen hafta bilirkişi keşfinin yapıldığı bölgede, taş ocağına karşı açılmış davaların sürmesine rağmen faaliyetlere yağmur çamur demeden devam edildiği görülüyor:  

Ne olmuştu?

İkizdere’deki Cengiz İnşaat tarafından yapımına devam edilen taş ocağı projesinde bugüne kadar projede çalışan vatandaşlardan bazılarının iş makinelerini kullanırken gerçekleşen kazalar nedeniyle hayatını kaybettiği, taş ocağı nedeniyle bugüne kadar bölgedeki yaban hayatının olumsuz etkilendiği, bölgedeki ağaçların zarar gördüğü bildirilmişti. 

Öte yandan söz konusu projeye “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir” kararına karşı açılan dava için 9 Eylül 2021’de yapılan keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda projenin usulsüz olduğu ve yapımının uygun olmadığı belirtilmişti. Bilirkişi raporunun detaylandırılmadığı gerekçesi sonrası mahkemeye Mart 2022’de ek bilirkişi raporu sunulmuştu. 

İlk bilirkişi raporunda arıcılığın, bitki örtüsünün, doğanın, yaban hayatının olumsuz etkileneceği yönünde görüşler bildirilmiş ama daha sonra mahkeme tarafından ek bilirkişi raporu istenmesi sonrası gelen ek raporda söz konusu görüşlerin tam tersine yer verilmişti: Özenle ağaç kesmek, arıcılığın üzerindeki olumsuz etkilerin bertaraf edilmesi vb…

Kök raporda neler söylenmişti?

Bilirkişi kök raporunda bilirkişi heyeti, Cengiz Holding’in taş ocağı projesine dair daha önce şu tespitleri yapmıştı:

  • Heyelana duyarlılık ve izleme çalışmalarına ilişkin yeterli çalışma yapılmadığı; kazı çalışmalarının yamaç stabilitesini olumsuz yönde etkilemesinin olası olduğu,  beşeri heyelan olaylarının yaşanabileceği,
  • Çalışmalar dolayısıyla meydana gelen tozlanma nedeniyle köy halkının geçim kaynağı olan çay yetiştiriciliğinin olumsuz etkileneceğini,  taş ocağı bölgesinde toplam 163 adet büyükbaş ve 953 adet faal arılı kovan bulunduğunu,  tozlanma nedeni ile döllenemeyen çiçeklerde nektar miktarındaki azalma o yıl balın verimini etkileyebileceği gibi, sonraki yıllarda çiçek popülasyonlarında azalmaya neden olacağını,
  • Çok geniş bir alanda çalışma yapılacağı, her gün patlatma yapılacağı ve kamyon trafiği de göz önüne alındığında toz indirgeme sisteminin yetersiz olacağı, bu kadar fazla miktarda oluşabilecek tozun indirgenmesinin fiili durumda çok zor ve maliyetli olacağı,
  • Ne 30 metrelik dere koruma bandı ne de 6 metrelik şev üst kotu taahhütlerine uyulmadığı, dere yatağının yol çalışmaları başta çıkan hafriyat atıkları dökülerek daraltıldığı, yüzey kazısı ile yürütülecek taş ocağı faaliyetinin doğaya yeniden kazandırma planı uygulamalarına kadar bölgenin doğal görünümünü bozacağı ve özellikle üst bitkisel toprak ve yapılan kazılar sonucu zeminin su tutma kapasitesinin değişeceği ve yağış-akış-sızma dengesinin bozulacağı,
  • ocağın işletilmesi sırasında su kaynaklarının görebileceği zararlar ve bu kaynakların korunmasına yönelik alan özelinde alınacak tedbirlere değinilmediği, taşkın değerlendirmeleri yapılmadığı,
  • 20’nin üzerinde yapraklı ağaç türünün de bulunduğu yöre halkının yaşam alanı ve geçim kaynağı konumundaki  orman alanını tahrip edeceği ve bu durumun yöre halkı açısından yaşam alanları yönüyle kabul edilemez olacağı.

You may also like

Comments

Comments are closed.