Olmaya devlet cihanda 1 Mayıs bayram gibi – Ezgi Özcan, Duygu Melek Sürücü, Fikri Sönmez

Dün saatli maarif takvimleri, miladi 1 Mayıs 2013’ü göstermekte idi. Biz İstanbul’da yaşayan tebaa, Amele Bayramı’nı kutlayacağımızı zannederken çok başka bir manzarayla güne uyandık. Asitane’nin iki yakası arasındaki bütün vapur ve kayık seferleri kaldırılmış, bütün metro’ül-büsleri iptal edilmiş ve hatta Haliç’teki iki köprü dubalarından ayrılarak tramvay seferlerinin hepsi durdurulmuştu. Adeta şehrimizde Celali isyanı çıkmıştı!

Sayın devletlü padişahımız Recep Tayyip Erdoğan Han, iki gün evvelinden tellallar aracılığıyla duyurduğu emr-ü fermanda “30 yıl bu ülkede 1 Mayıs törenleri yapılamazken illa Taksim demeniz bunu Ak Parti’ye karşı yapıyoruz anlamına geliyor.” buyurmuştur. Şüphesiz ki devletlümüzün iyi niyetinden sual olunmaz. Zat-ı şahaneleri, biz tebaası için hep en iyisini en hayırlısını düşünmüştür.

Pay-i tahtın valisi, pek sevgili kulu Mutlu yoluyla yeniçerilerine, bayramlarını kutlamak isteyen amelelere ve dahi tüm İstanbul’u adeta cennetten bir zindan bahçesine çevirmesi için gerekli talimatları vermiştir. Yeniçeriler Şişli, Beşiktaş ve Mecidiyeköy sokaklarında, 1 Mayıs’ın coşkusuyla Vali Mutlu’nun saadet veren gazlarını, ameleleri nişan alarak huşu içerisinde fırlatmışlardır. Görevlerini eda etmenin neş’esiyle olsa gerek amelelere olan sevgilerini bir de demir sopa marifetiyle göstermek istemişlerdir.

Vakıa bütün bunlar Meydan-ı Taksim’deki bir inşaat çukuruna, “Olur da bir Allah’ın kulu çukura düşerse biz bunun hesabını nasıl veririz?” denilerek yapılmıştır. Zat-ı şahanemiz ve kubbe vezirleri dert görmesin, o çukura çok şükür kimse düşmemiştir. Tabii kendileri hariç kimse…

Ameleleri küffarın askerleri olarak hedef gösteren Muhteşem Tayyip Erdoğan ve şurekası, halkına düşman devlet olma istikametinde, Allah’ın inayetiyle yol aldıklarını bir kere daha nisyan ile malül akıllarımıza işlemiştir. Belli ki bu şurekanın nazarında “sulh süreci” safi “PKK hadisesinin bitirilmesi” olarak görülmektedir.

İşbu “sulh süreci” biz “tebaa” nazarında “Devlet-i Ali’nin halkını küffar askeri olarak görmesi ve göstermesi siyasetinin nihayetine erdirilmesi” dir. Sulh edilmesi icab eden  safi Kürdler değil bütün cumhurdur. Muhteşem Tayyip Erdoğan’ın her şeyden evvel ol kötekçi zihniyeti terk eylemesi, cumhuruyla cenk değil sulh etmesi icab eder.  Amelelerin zihninde istibdat izleri bırakmak, kalblerine zulm korkusu salmak  “sulh süreci”nin samimiyetini zedelemekte olup,  cümlemizi şüpheye gark etmektedir.

Biz Yeşiller ve Sol Gelecek Fırkalı iki sıbyan işbu kötekçi zihniyeti kınamakta, güzel şehr-i İstanbul’un taşının, toprağının ve meydanlarının cümlemizin olduğunu söylemekteyiz.

1 Mayıs Amele Bayramı’nın sene-i devriyesi, ol Amele alemine tekrar hayırlı olsun!

Ezgi Özcan, Duygu Melek Sürücü, Fikri Sönmez – Turnusol

 

Ezgi Özcan

twitter.com/aytavsani

 

 

 

 

Duygu Melek Sürücü

twitter.com/duygu_melekk

 

 

 

 

Fikri Sönmez

twitter.com/FikriSnmez

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR