Kamusal Bilim 2: Tespit limiti (LOD) nedir? – Bülent Şık

Bu yazı bianet.org/ dan alınmıştır

Daha önce bianet’e yazdığım bir yazıda gıdalarda ve sularda bulunabilecek toksik kimyasal maddeler için mevzuatta belirtilen maksimum kalıntı limiti kavramının ne olduğunu açıklamaya çalışmıştım.

Maksimum kalıntı limiti bir kimyasal maddenin bir gıda ya da su örneğinde bulunabileceği miktara getirilen bir üst sınırdır. Bu sınırlar yasal mevzuatlarla belirlenir. Bir gıda ya da su örneğinde bulunması muhtemel bir toksik kimyasalın mevzuatta belirtilen yasal sınırları aşması durumunda sağlığa zarar vereceği, tüketilmemesi gerektiği kabul edilir. Ancak maksimum kalıntı limiti nedir yazısında da belirtiğim gibi bu durumun da bazı istisnaları vardır. Örneğin hormonal sistem bozucu kimyasallar maksimum kalıntı limitini aşmasa dahi zarar verici olabilmektedir. Dolayısıyla maksimum kalıntı limiti kavramı çerçevesinde şekillenen yasal mevzuatın yetersizlikleri, sınırları olduğu dikkate almak gerekir.

Bu yazıda gıdalarda ve sularda kalıntısı bulunması muhtemel pestisitler, ağır metaller, farmakolojik ilaçlar gibi çeşitli kimyasal maddeler için oluşturulan yönetmelik ve tebliğlerdeki maksimum kalıntı limiti değerlerinin yer aldığı çizelgelerde karşımıza çıkan “analitik olarak tespit edilen en düşük miktar” ya da tespit limiti kavramına bir açıklık getirmeye çalışacağım.

Analitik olarak tespit edilen en düşük miktarın ne olduğunu gıda mevzuatında yer alan glifosat üzerinden anlatacağım. Glifosat Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu tarafından muhtemel kanserojen olarak nitelenen ve son yılların en tartışmalı kimyasal maddelerinden biri.

Tablo 1, Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’nde glifosat için belirlenen hükümler dikkate alınarak hazırlandı. Yönetmelikte hangi pestisitin hangi gıda ürününde kullanılacağı ve kullanım sonrası son üründe ne miktarda kalıntı bırakacağı belirtiliyor. Bir pestisiti yönetmelikte belirtilen gıda ürünleri haricinde bir başka gıda ürününde kullanmak yasak.

Tablo 1’de mandalina ve portakalda bulunmasına izin verilen en yüksek glifosat kalıntısı miktarı 0.5 mg/kilogram olarak belirlenmiş. Yani bir kilo mandalina ya da portakalda bulunabilecek maksimum glifosat kalıntısı miktarı 0.5 miligramı geçmemeli. Miligram bir gramın binde biridir. Mandalina ya da portakal örnekleri laboratuvarda analiz edildiğinde üründeki glifosat kalıntısı miktarının 0.5 miligramı aştığı tespit edilirse o ürünlerin piyasaya sürülmemesi gerekir; bir başka deyişle ürünler tüketilmemelidir. Tüketilmemesini sağlamakla görevli kamu kurumlarının başında da Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve yerel yönetimler gelir.

Yine Tablo 1’de domates, patlıcan, biber, hıyar, kabak ürünlerindeki glifosat kalıntısının 0.1 miligram/kilogram değerini aşmaması gerektiği belirtilmiş ancak bu değerin yanına “ * ” işareti konulmuş. Konulan * işaretinin ne anlama geldiğini anlamak için elimizdeki yasal dokümanın en sonuna bakmak gerekiyor ve oraya bakıldığında * işareti karşısında “analitik olarak tespit edilen en düşük miktar” ifadesinin yer aldığı görülecektir. Bu ifade laboratuvarda yapılan analiz çalışmalarında kullanılan tespit limiti kavrama gönderme yapan bir ifadedir.

Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği’ne göre tespit limiti (Limit of Detection, LOD) “Analitik olarak geçerli kılınmış metotlarla tespit edilen ve değerlendirmeye esas en düşük kalıntı limiti” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanımın ne anlama geldiğine yakından bakalım.

Bir gıda örneğinde bir kimyasal maddenin kalıntısının olup olmadığını anlamak için bir analiz yöntemi kullanmak gerekir. Kullanılan analiz yöntemlerinin her birinin belli bir hassasiyeti vardır. Bu hassasiyet çok özetle söylemek gerekirse bir kimyasal maddenin analiz cihazı üzerinde ürettiği sinyalin (Bu yazının kapak görselinde yer alan İngilizce SIGNAL sözcüğü Türkçede sinyal anlamına gelir) büyüklüğü anlamına gelir. Bir analiz cihazı analiz edilen örnekte bulunan bir kimyasal maddeye karşı sinyal üretme yeteneği olan cihaz olarak tanımlanabilir. Analiz edilen örnekte bulunan kimyasal maddenin kalıntısı ile cihazda oluşan sinyalin büyüklüğü arasında bir bağıntı vardır. Kimyasalın kalıntısı ne kadar çoksa analiz cihazında oluşan sinyalde o oranda daha büyük olur. Bu akıl yürütmeyi tersine yapalım: Bir analiz örneğinde bulunan kimyasal maddenin kalıntısı azaldıkça cihazda oluşan sinyalde küçülür. Belli bir eşik değerden sonra ise cihazdan analitik bir sinyal alamamaya başlarız. Güvenilir sinyal alabildiğimiz o eşik değer tespit limiti olarak nitelenir. Bir analiz cihazının hassasiyeti artırıldıkça daha düşük miktarlardaki kalıntıları tespit etme yeteneği de artar.

Bir örnek üzerinden konuya bakalım: Bir gıdada glifosat analizi yapıldığında eğer gıda maddesindeki glifosat kalıntısı miktarı tespit limitinden daha düşükse kullanılan analiz yöntemi glifosat kalıntısını belirleyemiyor demektir. Analitik olarak tespit edilen en düşük miktar ifadesinin gıda maddesinde kalıntı bulunmadığı anlamına gelmediğine analiz yöntemimizin hassasiyetinin belli bir sınır değerin altındaki glifosat kalıntısını belirleyemediği anlamına geldiğine dikkat edilmelidir.

Yukarıdaki tabloda domates için 0.1 miligram/kilogram değeri verilmiş ve bu değerin analitik olarak tespit edilen en düşük miktar olduğu notu düşülmüş. Bu durum domates 0.1 mg/kg değerinden daha az glifosat kalıntısı içeriyorsa mevcut analiz yöntemleri ile tespit olanaksızdır anlamına gelir. Bir başka ifade ile zamanla geliştirilebilecek daha hassas analiz yöntemleri ile 0.1 mg/kg değerinin altındaki glifosat kalıntılarını da tespit etmek mümkün olabilir diyebiliriz. Dolayısıyla bir gıda örneği analiz edildiğinde kalıntısı araştırılan kimyasal madde tespit edilemediğinde bu sonuç o kimyasal maddenin gıda örneğinde bulunmadığı anlamına gelmez. O nedenle de analiz sonuç raporlarına araştırılan kimyasal madde “yok” ya da “bulanamadı” değil “tespit edilebilir düzeyde bulunamadı” ifadesi yazılır.

Tespit limiti ifadesi aynı zamanda bir yasağa da işaret eder. Gıda mevzuatında bir toksik kimyasal, misal bir pestisit için LOD değeri verilmesi o pestisitin o gıdada kullanılmasının yasak olduğu anlamına gelir. Yani domateste 0.1 değerinden daha yüksek miktarlarda glifosat kalıntısı çıkması domates üretiminde glifosat kullanıldığı, yasal mevzuata aykırı bir iş yapıldığı anlamına gelecektir.

NOT: Tespit limiti kavramı ile ilişkili bir başka kavram ise gürültü ve ölçüm limiti kavramı; ancak oldukça dallı budaklı olan o kavramları başka bir yazıda ele almanın daha uygun olacağını düşünerek bu yazıya dâhil etmedim.

Bu yazı bianet.org/ dan alınmıştır

 

 

Bülent Şık

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR