Dış Köşe

Hayvancılıkta genetik kaynakların korunması – Ali Ekber Yıldırım

0

Türkiye son iki yılda dünyanın değişik ülkelerinden küçükbaş ve büyükbaş hayvan
ithal ediyor. Besilik, damızlık, kasaplık hayvan ithalatı yapılırken bir yandan
da et ithal ediliyor.
İthalat, yerli üretime ve üreticiye, ülkenin genetik
kaynaklarına çok büyük zarar veriyor.
Geçmiş yıllarda da birçok kez ithalat
yapıldı. Hayvancılığı kurtaracak çözüm olarak sunulan ithalatın çıkar yol
olmadığı defalarca görüldü
Hükümet bir yandan ithalata dayalı politika
uygularken bir yandan da genetik kaynakların korunmasına yönelik projeleri
desteklemeye çalışıyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın “Hayvan
Genetik Kaynakları Yerinde Koruma ve Geliştirme Desteklemeleri Hakkında Uygulama
Esasları Tebliği” dün Resmi Gazete’de yayınlandı.
Koruma amaçlı ve geliştirme
amaçlı olarak birçok genetik hayvan ırkı destekleme kapsamına alındı.
Doğrusu
da bu. Genetik kaynakların korunması, geliştirilmesi ile hayvancılıkta yaşanan
sorunlar çözülebilir.
Yeter ki, desteklerle korunan geliştirilen genetik
kaynaklar ithalatla yok edilmesin.
Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğe göre,
koruma amaçlı destekleme kapsamına alınan hayvan ırkları şöyle: Yerli koyun
ırklarından Kıvırcık, Sakız, Gökçeada, Karagül, Herik, Hemşin, Çine Çaparı,
Dağlıç, Tuj, Norduz ve Karakaçan. Keçi ırkları; Ankara Keçisi (Renkli tiftik
verenler dahil), Kilis, Honamlı, Abaza, Gürcü (Osmanlı), Kaçkar, İspir ve Halep.
Sığır ırklarından; Yerli Kara, Boz Irk, Doğu Anadolu Kırmızısı, Kilis (Güney
Anadolu Kırmızısı), Yerli Güney Sarısı ve Zavot. Anadolu Mandası ve Kafkas Arı
ırkı da destekleme kapsamında.
Geliştirme amaçlı olarak farklı ırklardan
toplam 686 bin 700 koyun, 194 bin 300 keçi ve 20 bin manda desteklenecek.
Söz
konusu desteklerden, bakanlığın hayvan kayıt sistemlerine kayıtlı hayvan
ırklarını yetiştirmek suretiyle hayvansal üretimle iştigal eden
yetiştirici/birlik bu desteklemeden yararlanabilecek.
Tebliğe göre, yerinde
koruma desteklemesinden yararlanan yetiştiricinin, koruma yerinde ikamet etmesi
ve destek aldığı türün farklı ırklarını bir arada yetiştirmemesi şartı
var.
Hayvancılıkla uğraşan yetiştiriciler arasından, çocuklarından en az
birisi yanında olan, çiftçilik dışında bir işle uğraşmayan, tarımsal eğitim
görmüş, büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini bir arada yapmayanlar
tercih edilecek.
Hayvan ırklarını yerinde koruma ve geliştirme amacıyla
yetiştirmek üzere daha önceki yıllarda başvuran ve projeye alınan
yetiştiricilerden herhangi bir sebeple çıkan ya da çıkarılanların yerine
alınacaklar ile yeni başvurular için, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel
Müdürlüğü’nün (TAGEM) talebi yeterli olmakla beraber projenin uygulanacağı
il/ilçe müdürlüklerinin ve/veya yetiştirici birliklerinin yazılı başvurusu
sonucu taraflarla iletişime geçilerek hayvan ırk ve sayıları ile alt proje
sayısı belirlenecek. İl müdürlükleri 2012 Kasım ayı sonuna kadar başvuru
dilekçesi ve diğer istenilen belgelerle yapılan müracaatları kabul
edecek.
Yetiştiricilere; koyun, keçi, sığır ve manda için hayvan başına, arı
ırklarından Kafkas Arısı yetiştiricilerine ise koloni başına, destekleme ödemesi
yapılacak.
Koruma amaçlı destekleme miktarı; yerli koyun ve keçi ırklarında
her ırk için bin başı ve bütün ırklardaki toplam hayvan sayısı 20 bin başı;
yerli sığır ve manda ırklarında her ırk için 750 başı ve bütün ırklardaki toplam
hayvan sayısı 5 bin 250 başı; Kafkas Arı Irkı için de 10 bin koloniyi
geçmeyecek. Kafkas Arı Irkı’nda en az 20 ve üzeri koloniye sahip yetiştiriciler
desteklenecek.
Geliştirme amaçlı destekleme, verim ve doğum kaydı alınan
sürülerde; doğan yavru, ana, baba (kullanılan koç/teke) başına ayrı ayrı
ödenecek. Doğum kayıtları taban sürülerde; ana-yavru (doğan yavrunun doğum
tarihi, cinsiyeti, ana-yavru kulak numaraları), elit sürülerde; ana-baba-yavru
(doğan yavrunun doğum tarihi, cinsiyeti, ana-baba-yavru kulak numaraları ve
benzeri) şeklinde olacak. Manda türü için yapılacak desteklemelerde, destekleme
anaç manda ve damızlıkta kullanılan manda boğası üzerinden yapılacak.
Özetle,
bir yandan hayvan ithalatı ile yerli üretim ve üretici kıskaca alınırken ve
üretim yapılamaz hale getirilirken bir yandan yok olma tehlikesi yaşayan hayvan
gen kaynakları korumaya alınıyor. Bu çelişkinin giderilmesi gerekiyor. Yapılması
gereken zorunlu olmadıkça ithalat yapmamaktır. Yapılacaksa da ülkenin yararına,
yerli üretimi ve üreticiyi koruyan bir anlayışla yapılmalı. Bugünkü gibi
üreticiyi üretim yapamaz hale getiren bir anlayışla ithalat kesinlikle
yapılmamalı. Bunun yerine yerli kaynakların korunması, geliştirilmesi ve ihraç
edilmesi hedeflenmeli.

 

Ali Ekber Yıldırım / dünya

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.