Köşe Yazıları

Dut ağacı deyip geçme… – Ergün Bey

0

Sürdürülebilirliğin ağızlarda sakız olduğu bir çağdayız. Politikacıların, ekonomistlerin, bilim insanlarının sürekli dile getirdiği bu kelimenin ne anlama geldiğinin ne kadar farkındayız ? Sürdürülebilirlik demek doğa ve insan arasında denge oluşturmak demektir ve ayrıca bu oluşturulan dengeyi gelecek zamanda koruyabilmektir; fakat bu dengeyi kurmak kolay bir iş değildir. Günümüzde birçok ülke kalkınma hedeflerini  sadece ekonomik odaklı yapmaktadırlar. Halbuki sürdürülebilir kalkınmanın diğer iki kolu toplum ve çevredir. Sadece ekonomik odaklı yapılan yarıtırımlar çevreye büyük tahribatlar yapmakta ve doğal kaynakları hoyratça kullanmaktadır. Ayrıca, yapılan bu yatırımların çoğundan toplum değil belirli  kişiler kazanç sağlamaktadır. Elde edecekleri kazanç mevcut olan kaynakları sömürünceye kadar devam eder ve bıraktıkları tahribatın bedelini yine toplum öder. Fosil yakıt yatırmları, madencilik ve bunun gibi mega projeler bu tür yatırımlara örnek gösterilebilir.Birçok ekonomist de bu tür yatırımların ekonomiyi hızlı şekilde büyüttüğü için bu yatırımlara destek vermektedir. Ekonomik büyümeyi sadece gayri milli safi hasılanın büyümesine bakarak konuşmaları gülünç ve kokutucudur. Başarılan bu büyümenin nasıl yapıldığı sorusunu da sormaları gerekir!  Ülkenizde ne kadar doğal kaynak tahrip edildi? Hangi kaynaklar kullanıldı?(petrol,kömür, doğal gaz ya da yenilenebilir kaynaklar) Çıkan atık ve geri dönüştürdüğünüz atık miktarı nedir? Verimlilik? Ülkenizin hava ,su ,toprak kalitesinin durumu nedir?,zengin ve fakir arasındaki fark nedir? Bunları görmezden gelerek yapılan ekonomik büyümenin sonu kökten çöküştür. Bu yüzden ülkemizde nasıl bir ekonomik büyüme modeli istediğimizin planını bir an önce karar vermeliyiz. Hızlı ve plansız büyüyerek en sonunda kökten bir çöküş  mü? yoksa yavaş, planlanlı ve  sınırlarımızı bilerek sürdürülebilir bir büyüme mi? Sanırım ikincisi kulağa daha hoş geliyor.

16

Bu değişimi hızlı bir şekilde yapamasakda atabileceğimiz küçük küçük adımlar bu sürdürülebilir sistemin temellerini oturtmamıza yardımcı olacaktır. Dut ağaçları bu sistemin en güzel örneklerinden biridir; çünkü sürdürülebilir kalkınmanın üç kolunu da desteklemektedir.

17

Ekolojik önemi ile başlayalım.Yapılan bir araştırmaya göre 666 m2 lik alanı kaplayan dut ağaçları bir yılda 4162 kg karbondioksiti atmosferden çekmekte ve 3064 kg oksijen üretmektedir. Bu araştırma bize dut ağaçlarının iklim ve hava kalitesi için ne kadar önemli ağaçlar olduğunu göstermektedir. Bunun yanında araba egzoslarımızdan ve fabrika bacalarından çıkan sulfurdioksit kirliliğine dirençli oldukları için şehirlerde yetiştirilebilirler. Güçlü köklü sistemleri sayesinde toprak kaymasını engellerler. Sıcak yaz günlerinde yerli ve göçmen birçok kuş türünün çok önemli beslenme ve dinlenme noktalarıdır. Yemişleri sinekleri, böcekleri ,fareleri çeker bu yüzden yarasalar ve yılanlar için de çok önemli ağaçlardır. Kış geldiğinde dut ağaçları yapraklarını döker ve toprağın humus miktarını artırırlar. Toprağın humus miktarının artması solucanların sayısının da artmasına neden olur ve solucanlar sayesinde toprağın verimi artar. Dahası artan solucan oranı kuşlara ve memelilere kışın besin kaynağı olur.

18

Sosyal ve  ekonomik önemine gelelim. Sık yapraklı bir ağaç olması nedeniyle sağladığı kaba gölge yaz sıcaklarında bizler içinde bir dinlenme noktasıdır. Dut yemişlerini yiyebilir hem de reçel yapabiliriz .Bu bize gelir de getiricektir. Yaprakları sayesinde ipek üretimi ve kozacılık yapılabilir. Bununla birlikte düzlenlenebilecek festivallerle örneğin ipek ve koza festivali  üretilen ürünler satılabilecek hem de insanların birbirleriyle sosyalleşmeleri sağlanacaktır. Doğayı tahrip etmeden ekonomik bir kalkınma sağlanabileceğinin küçük bir örneğidir dut ağaçları. Mevcut olan dut ağaçlarının bir an önce korumaya alınması ve yenilerinin ekilmesi için çalışmalar başlatılmalıdır. Bu ve bunun gibi sürdürülebilir projeler hükümetlerce desteklenmelidir. Siyasiler Sürdürülebilir ve arzulanan bir ‘’doğa içinde-toplumiçinde’’ ekonomi inşa etme fikrini benimsemelidir ve buna yönelik adımlar atmalıdır.

15.Ergün Bey

 

Ergün Bey

Greenpeace International Aktivisti, Greenparty gönüllüsü ve University of York Çevre Bilimleri Öğrencisi

 

You may also like

Comments

Comments are closed.