Doğa MücadelesiEkolojiManşetVideo

Deştinlilerden Muğla İdare Mahkemesi önünde türkülü, zeybekli adalet nöbeti

0

Muğla‘da Deştin ve Bayır köyleri yakınlarına yapılması istenen entegre çimento fabrikasına verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu’ raporunun bilirkişi raporu doğrultusunda iptal edilmesini talep eden Deştinliler, Muğla İdare Mahkemesi önündeki adalet nöbetine devam ediyor.

Muğla Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. şirketi tarafından Yatağan ilçesindeki Deştin ile, Menteşe ilçesindeki Bayır köyleri yakınlarına apılması istenen fabrikaya karşı açtıkları yürütmeyi durdurma davaları kapsamında sunulan bilirkişi heyetlerinin dikkate alınarak projeye verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu’ raporunun iptal edilmesini talep ediyor.

‘Havayı, suyu, toprağı sattığımızda yeryüzünü yok etmeye başlamışız demektir’

Bugün (10 Ağustos) Muğla İdare Mahkemesi önünde yapılan nöbette konuşan Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Sözcüsü Fidan Eroğlu, üç yıl önce İstanbul‘dan Muğla’ya taşındığını belirterek şunları söyledi:

“İstanbul’da deprem alanları, yeşil alanlar, yeşile ait ne varsa, neredeyse ortadan kaldırıldı. Her yer beton, her yer asfalt… Yazın sıcaklık normalde 30 dereceyse neredeyse 45 dereceye çıkıyor, bazı yerlerde daha yüksek. Dedim ki, şu dünyanın en güzel yerlerinden biri olan Muğla’ya gideyim de orada bir köyde hiç olmazsa küçük bir toprakta ekip biçerim. Buraya geldim. Zaten bu taraflara gelirken hep Yatağan Termik Santrali’ni görüyordum. Buraya geldiğimde o kadar korkunç bir manzarayla karşılaştım ki, Muğla’nın her yeri paramparça edilmiş durumda.”

Eroğlu, sözlerini doğal varlıkların müşterek olduğu vurgusuyla, şöyle sürdürdü:

“Arkadaşlar toprak, suyu, kaya, dağlar satılık değildir. Bunlar yeryüzünde yaşayan insanların müşterekler olarak adlandırdığı şeylerdir. Havayı siz yaratmadınız, bu yüzden satamazsınız. Toprağı siz yaratmadınız, o yüzden satamazsınız. Suları, koyları, ormanları satamazsınız. Ama bu ülkede öyle değerli insanlar oldu ki alınıp satılamayan şeyleri alıp satıyor. ‘Ne yapayım, emir kuluyum’ diyerek kendini yalnızca emir ve kul arasına sıkıştıran insanlar haline döndük. Biz insanlar varlığımızın seçme hakkıyla varız. Eğer kendi yaratmadığımız suyu satabiliyorsak, eğer kendi yaratmadığımız toprağı, havayı, ağaçları, dağları ve gökyüzünü satıyorsak kendi varlığımızı da satmış oluruz. O yüzden kendi satamayacağınız şeyleri pazar malı gibi pazara çıkarıp satmaya çalıştığınız zaman yeryüzünü yok etmeye başlamışız demektir. Uyanın varlıklar, evinize nasıl gidiyorsunuz? Bu kararları vermeyenler, dokuzda dokuz, bilimsel raporlara rağmen bu kararları tartışmayanlar, eve gittiğinizde ya da sokağa çıktığınızda lütfen gölgelik yerlerde durmayın. Eğer gerçekten bu ülkede iyi şeyler yaratmak istiyorsak biraz cesaretli olmamız gerekiyor. O cesareti ortaya koymadığımız sürece sadece ve sadece biyolojik olarak ayakta duran ama ruh olarak, akıl olarak, vicdan olarak, kalp olarak ölmüş insanlar haline geliyoruz. Bunu fark edin ve lütfen hep birlikte yaşadığımız dünyaya, yaşadığımız evrene hep birlikte sahip çıkalım. Ve Deştin Çayı özgür aksın; bütün Muğla, bütün Türkiye özgürce yaşasın.”

‘Dokuz bilirkişinin dokuzu da çimento fabrikası yapılamaz dedi’

Deştin davası avukatlarından Kadriye Tuncaelli de mahkemeye bilirkişi raporlarını dikkate alan bir karar ve bilime dayalı adalet çağrısı yaparak şunları kaydetti:

“Muğla İdare Mahkemesinde açılmış olan ÇED iptal davasında karar aşamasında bulunuyoruz. Ancak bu karar gecikiyor giderek ve gecikmiş adalet de adalet değildir. Çünkü diğer arkadaşlarımın da söylediği gibi çimento fabrikası inşaatına devam ediyor. Yine arkadaşların da söylediği gibi açmış olduğumuz ÇED iptal davasında esasen karar verilmeli. Çünkü dokuz bilirkişinin dokuzu da Deştin’e çimento fabrikası kurulamayacağı yönünde bilimsel kanaatlerini bildirmişlerdir raporlarında. O yüzden Muğla İdare Mahkemesi’ni acil olarak ÇED iptal davasının kabulü yönünde karar vermeye davet ediyoruz. Bu nedenle buradayız. Bu da olmaya devam edeceğiz.”

‘Çimento fabrikası olursa ne yiyeceğiz?’

Deştin köylülerinden Şennur Sarı, “Nefes almak için” adalet nöbetinde olduğunu aktardı.

Topraklarının yakınlarına çimento fabrikasının yapılmasını istemediğini belirten Sarı, “Meyvelerimizin, ağaçlarımızın gitmesini istemiyoruz. Bu sene yağan yağmurda hiçbir meyvemiz kalmadı. Bu çimento fabrikası olursa acaba ne yiyeceğiz? Biz bunun için buradayız” diye konuştu.

‘Bitmedi, sürüyor o kavga’

Menteşe Belediye Meclisi Üyesi Ferah Gümüş de yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“Havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletecek, insan sağlığını doğrudan etkileyecek çimento fabrikası istemiyoruz. Açtığımız ÇED iptal davasında mahkemenin atadığı bağımsız bilirkişi heyetinin oy birliğiyle ‘Yapılamaz’ dediği ve inşaat faaliyetine devam edilen çimento fabrikasıyla ilgili, mahkemenin acilen bilim insanlarının raporuna uygun olarak ÇED iptal ve yürütmeyi durdurma kararı vermesini istiyoruz. Kelime anlamıyla ‘kader’ demek olan Deştin, alın yazısını, yaşadığı toprakların adını kazıyan bu insanların kaderi çimento fabrikası olmayacaktır. Bereket fışkıran bu topraklardan kazandıkları ile nesillerdir burada yaşayan Deştinliler tıpkı Teke Yarımadası’nın insanları gibi, keçi gibi inatçı, boğa gibi güçlüdür. Siz o topraklara beton döküp zehirleyenler, göreceksiniz ki biz kazanacağız, çünkü bitmedi. Sürüyor o kavga. Yeryüzü aşkın yüzü olana dek sürecek.”

Gümüş, Adnan Yücel’in şiirinden alıntı yaparak şunları kaydetti:

“Bir inancın yüceliğinde buldum seni
Bir kavganın güzelliğinde sevdim
Bin kez budadılar körpe dallarımızı
Bin kez kırdılar
Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
Bin kez korkuya boğdular zamanı
Bin kez ölümlediler
Yine doğumdayız işte yine sevinçteyiz.
Bitmedi daha sürüyor o kavga
Ve sürecek
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.”

Basın açıklamasının ardından Deştinliler Muğla İdare Mahkemesi önündeki nöbetlerine yörenin geleneksel oyunu olan zeybek oynayarak devam etti.

‣ Adalet nöbetine devam eden Deştinliler çimento fabrikasına geçit vermiyor

Deştinliler neden direniyor, bilirkişiler ne diyor?

Deştin ve Bayır köyleri, Tekağaçsırtı mevkiinde kurulması planlanan Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları’nın yol açacağı hava kirliliği nedeniyle insan ve hayvan sağlığına zarar verebileceği; kanser, astım ve KOAH gibi vakalarını artırabileceği; su kaynaklarını kirletebileceği, tarım arazilerine zarar verebileceği ve yörenin geçim kaynaklarını olumsuz etkileyebileceğinden ötürü projeye karşı çıkıyor.

Menteşe Belediyesi tarafından 7 bin 751 dönümlük arazi için onay verilen projeye karşı açılan açılan ‘yürütmeyi durdurma’ davaları kapsamında hazırlanarak Muğla 3’üncü İdare Mahkemesi’ne sunulan son bilirkişi raporu, yapılması istenen çimento fabrikanın bölgede ekolojik yıkıma neden olacağını ortaya koydu.

Raporda aynı zamanda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu raporunun da uygun olmadığı ifade edildi. Bölgedeki tarımsal verimin düşeceği ve ormanların zarar göreceğine dair endişeler de bilirkişi heyeti tarafından doğrulandı.

Raporda fabrika projesinin jeolojik ve hidrojeolojik açıdan yeterli olmadığı vurgulanarak “Söz konusu etkinlikle yöre halkı tarafından kullanılan yeraltı sularının ve sulama amaçlı kullanılan Kazan Göleti rezarvuarının olumsuz etkilenme potansiyeli bulunmaktadır. Söz konusu etkinlikle 9’ü kil 4’ü kalker olmak üzere 13 hammadde ocağından açık ocak üretim yoluyla sahadan önemli miktarda malzeme alınarak stok ve pasa alanları oluşturulacağından yüzey ve yeraltı sularının olumsuz etkilenme potansiyeli bulunmaktadır. Bu nedenlerle söz konusu etkinliğin kamu yararına olmadığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının vermiş olduğu ÇED olumlu kararının uygun olmadığı kanaatine varılmıştır” ifadelerine yer verildi.

‣ Otuz yıllık bir doğa mücadelesi: Muğla’da çimento fabrikası istemiyoruz

Ne olmuştu?

Muğla Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Muğla’nin Menteşe ilçesindeki Tekağaçsırtı mevkiinde kurulması planlanan Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları projesine 2014’te verilen ÇED Olumlu Kararı’nın iptali istenmişti.

Muğla 2. İdare Mahkemesi tarafından verilen kararda dava süre aşımından dolayı reddedilmişti.

‣Muğla’daki çimento fabrikasına ruhsat tepkisi sürüyor: Yeni dava açıldı

Reddin ardından ekoloji aktivistleri davayı Danıştay’a taşımıştı. Karar Danıştay’da temyiz edilmiş, yerel mahkemede verilen karar Danıştay 6. Dairesince bozulmuştu. Davanın esastan görüşülmesi için Danıştay, dosyayı yerel idare mahkemesine göndermiş, söz konusu karara itiraz yolu da kapanmıştı.

‣ Mahkemenin Deştin’de çimento fabrikasına verdiği kararı Danıştay bozdu

Başta Deştin olmak üzere Muğla’nın çeşitli bölgelerinden vatandaşlar, 3 Nisan’da Bayır köyünde yapılan protestoda Menteşe Belediyesi tarafından onay verilen entegre çimento fabrikası alanına malzeme taşıyan kamyonların yolunu keserek oturma eylemi gerçekleştirmişti.

Deştin

Beş gün devam eden eylem, 8 Nisan Cumartesi günü 04.30’da jandarmanın müdahalesiyle 11 kişinin gözaltına alınmasıyla son bulmuştu.

Gözaltına alınan vatandaşlar aynı gün saat 21.30’da adli kontrol şartı ile serbest bırakılmıştı.

‣ Deştinliler çimento fabrikasına karşı direniyor: Sahuru da gece nöbetinde yaptılar

Baskında gözaltına alınanların yanı sıra eyleme destek veren toplam 110 kişi hakkında “Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme, Yönetme, Bunların Hareketlerine Katılma” suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.

Muğla’da 1993 yılında ilk girişimlerin başladığı, açılmaması için köylülerin 29 yıldır mücadele verdiği Bayır beldesinde entegre çimento fabrikası kurulması için Menteşe Belediyesi tarafından verilen ruhsata ilişkin tepkiler devam ediyor. Vatandaşlar hukuki mücadelelerini sürdürüyor.

You may also like

Comments

Comments are closed.