ManşetCOP26Ekolojiİklim Krizi

Denizlerin akciğeri deniz çayırları tehlike altında

0

Akdeniz Koruma Derneği (AKD) ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğinde, teknelerin çapa atması sonucu yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan deniz çayırları ile ilgili Gökova Körfezi‘nde çalışma başlatıldı. AKD İzleme ve Koruma Çalışmaları Sorumlusu Vahit Alan, deniz çayırlarının Akdeniz‘e özgü bitki türü olduğunu hatırlatarak, “Su altında birçok tür, deniz çayırlarını üreme, yumurtlama, beslenme ve sığınak olarak kullanıyor” dedi.

Muğla‘nın Gökova Körfezi’nde ‘teknelerin çapa atması ve taraması’ nedeniyle dünyada en fazla karbon depolama özelliğine sahip bitkilerden biri olan deniz çayırlarının azalmasının önüne geçilmesi projesi hayata geçirdi. ‘Güneybatı Kıyıları Denizel Ekosistem Restorasyonu‘ isimli projede, tekne çapası zararının deniz çayırı üzerindeki tehdit boyutunun yanı sıra, küresel iklim değişimine karşı dayanıklılığının belirlenmesi için izleme çalışması yapıldığı bildirildi.

Deniz çayırlarının durumları kötüye gidiyor

DHA’dan Cavit Akgün’ün aktardığına göre; Vahit Alan, deniz çayırlarının Akdeniz’e özgü bitki türü olduğunu belirterek, “Önemli oranda oksijen üretiminin yanı sıra karbon ve depolama özelliğiyle küresel iklim değişimi ile mücadelede en önemli türler arasında yer alıyor. Su altında birçok tür, deniz çayırlarını üreme, yumurtlama, beslenme ve sığınak olarak kullanıyor” dedi.

Fotoğraf: AA

Gökova Körfezi’nde deniz çayırlarının mevcut durumlarının giderek kötüleştiğini ve yayılım alanlarının daraldığını ifade eden Alan, “Bunda en önemli etken ise insan faktörü. Karşılaştığımız sorunların başında teknelerin çayırların bulunduğu alanlara çapa atmaları geliyor. Problemlerin ortadan kaldırılması için Gökova koylarında şamandıralı bağlama sistemlerinin kurulması, deniz çayırı habitatlarının korunması için acildir. İzleme çalışmalarından elde edilecek bilgiler sayesinde alanda çalışan kamu-kurum ve kuruluşlarına türün koruma planlarıyla ilgili bilgi sağlanmış olacak” şeklinde konuştu.

Bölgede dalış yapmak yasak

Bölgede dalış yapmanın yasak olduğunu belirten Alan, “Bu alandaki su altı çalışmalarının hepsini özel izinle yapıyoruz. Gökova Körfezi, deniz çayırları açısından en önemli kıyılarımızı oluşturuyor. Körfezin hemen hemen her tarafında çayırları görmek mümkün. Güney sahillerinde daha yoğun gözleniyor” ifadelerini kullandı.

Gökova Körfezi’nde uluslararası protokollere uygun olarak kurulduğu belirtilen izleme istasyonları, deniz çayırlarının son sınırlarına yerleştirilen işaretlerle belirlendi. Altı istasyonda uzman dalgıçlarca yılda bir kez çayırlar ile ilgili bilgiler toplanırken çalışmalar fotoğraflar ile belgelenmeye başlandı. Elde edilen verilerde deniz çayırlarının yoğunluğu, gelişimi ve sağlık durumlarının incelendiği belirtildi. 2023’te tamamlanacak çalışmaların ardından hazırlanacak raporun, ulusal ve uluslararası makalelerde yayımlanacağı söylendi.

Deniz çayırları COP26’da da gündemdeydi

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26’ncı Taraflar Konferansı’nda (COP26) küresel ısınma ve sera gazı salım oranlarını azaltmak için ne yapılabileceği konusuyla ilgili İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve TÜDAV Başkanı Prof. Bayram Öztürk ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ergün Taşkın konuşma yapmış, iki bilim insanı Akdeniz’de endemik olan deniz çayırlarının korunmasının Türkiye’nin iklim krizi konusunda en etkin yol olduğunu vurgulamıştı.

İki bilim insanı da COP26’da Türkiye’nin iklim değişikliğine karşı en büyük silahı veya savunma aracının Akdeniz’de endemik bir tür olan deniz çayırları veya bazı bölgelerde “Deniz Eriştesi” olarak bilinen (Posidonia oceanica) çiçekli bitkiler olduğunu aktarmıştı.

COP26’da bu bitkilerin yayılımında özellikle son 30 yılda bir gerilemenin görüldüğü belirtilerek, deniz çayırlarının Türkiye kıyılarındaki azalma ve çekilmenin mutlaka durdurulması gerektiğinin altı çizilmişti.

Ek olarak ekolojik ve biyolojik özellikleri ile karadaki ormanlara eşdeğer kabul edilen deniz çayırlarının ekosisteme yıllık hektar başına 16 bin Euro ekonomik fayda sağladığı ve Türkiye’nin sahip olduğu 14 bin 486 hektarlık bir deniz çayırı alanını büyütmesi gerektiği ifade edildi.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.