COP26İklim KriziManşetTürkiye

[COP26] ‘Deniz çayırları Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesinde en etkili yol’

0

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26’ncı Taraflar Konferansı’nda (COP26) küresel ısınma ve sera gazı salım oranlarını azaltmak için ne yapılabileceği konusuyla ilgili İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve TÜDAV Başkanı Prof. Bayram Öztürk ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ergün Taşkın konuşma yaptı.

İki bilim insanı Akdeniz’de endemik olan deniz çayırlarının korunmasının Türkiye’nin iklim krizi konusunda en etkin yol olduğunu vurguladı.

‘Denizlerde de hayat değişecek’

DHA‘da yer alan habere göre Prof.Dr. Bayram Öztürk, iklim krizinin sadece karayı etkilemediğini, denizlerde de iklimlerin çok çabuk değiştiğini kaydetti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

Denizlerdeki oksijen üreten fabrikalar olan tek hücreli bitkisel canlıların yaşam döngüsündeki düzenin değişmesi bizleri de etkileyecek. Çünkü nüfusun önemli bir kısmı kıyılarda yaşıyor, Türkiye’de 27 il kıyısal alanda bulunuyor. Kıyılar ekosistemin en nazik, en doğurgan ama bir o kadar da kırılgan alanlarıdır. Kıyılarda yaşayan insanlar denize, suya, balığa bağımlı, günlük yaşamları denizle iç içedir.”

Deniz çayırları tehdit altında

İki bilim insanı da Türkiye’nin iklim değişikliğine karşı en büyük silahı veya savunma aracının Akdeniz’de endemik bir tür olan deniz çayırları veya bazı bölgelerde “Deniz Eriştesi” olarak bilinen (Posidonia oceanica) çiçekli bitkiler olduğunu aktardı.

40 metre derinliğe kadar yaşayan bu çiçekli bitkilerin Türkiye’de koruma altında olduğu belirtildi. Ancak kıyısal balıkçılık, teknelerin rastgele çapa atmaları, turizm ve kirlenme gibi etkenler nedeniyle tehdit altında bulunduğuna da dikkat çekildi.

Fotoğraf: AA

Bu bitkilerin yayılımında özellikle son 30 yılda bir gerilemenin görüldüğü, deniz çayırlarının Türkiye kıyılarındaki azalma ve çekilmenin mutlaka durdurulması gerektiğinin altı çizildi.

Prof. Dr. Bayram Öztürk, “Çünkü bu çayırlar yabancı istilacı türlere ve iklim değişikliğine karşı bizleri koruyan ana habitatlar yani yaşam alanlarıdır” açıklamasında bulundu.

Posidonia yaprakları erozyonu önlüyor

Bunlarla birlikte, ömrünü tamamlayan posidonia yapraklarının akıntı ve dalgalarla kıyıda banketler oluşturarak kıyı çizgisini koruduğu, erozyonu önlediği de hatırlatıldı.

Ekolojik ve biyolojik özellikleri ile karadaki ormanlara eşdeğer kabul edilen deniz çayırlarının ekosisteme yıllık hektar başına 16 bin Euro ekonomik fayda sağladığı ve Türkiye’nin sahip olduğu 14 bin 486 hektarlık bir deniz çayırı alanını büyütmesi gerektiği ifade edildi.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ergün Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü:

Denizel biyolojik zenginliğiyle bilinen Akdeniz Havzası, yerel türlerin çoğunun tehdit altında olduğu bir sıcak nokta artık. Daha şimdiden taş mercanlar, yılan balıkları ve vermitid teraslar ani sıcaklık değişimlerinden, tuzlanmadan ve ani yağışlardan etkilenerek kırılgan hale gelmeye başladılar. Her ne kadar ülkemizin atmosferde toplam karbon salımındaki oranı yüzde 0.6 gibi küçük bir oran olsa bile değişim yani uyum çalışmaları için tedbirler almalıyız. Tabi ki tüm biyolojik çeşitlilik unsurlarıyla birlikte ulusumuzun bu paha biçilmez doğal sermayesinin korunması gerekiyor.”

More in COP26

You may also like

Comments

Comments are closed.