Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Bu Barbie çöp oldu

0

Geçen hafta vizyona giren Barbie filmi, agresif pazarlama çalışmalarıyla konuyla ilgilenen ilgilenmeyen herkesin gündemine girmeyi başardı.

Filmin çekimleri sırasında kullanılan pembe neon rengin dünya çapında kısa süre eksikliğinin yaşanmasına sebep olmasıyla başlayan Barbie çılgınlığından itibaren aylardır nereye baksak pembe bir şeyler görüyoruz, özellikle vizyon öncesindeki birkaç hafta Barbie internetin her yerini ele geçirdi.

Barbie ürünü, bunca yıl farklı pazarlama stratejisi değişiklikleriyle hayatta kaldı, bugünlere geldi, zirveye çıktı veya sürdürülebilirlik sağladı. Meslekleri olan bir kadın olan Barbie, filmin de temel aldığı gibi Ken’in aksesuar olduğu bir dünyada yaşıyor. Barbie markasının sahibi Mattel de geleneksel kadınlık rollerinden ve mükemmellik algısından dünyanın değişen eğilimlerine markasını uydurmak için bunu yıllar içinde çok kullandı. Barbie’nin vücuduyla ilgili eleştiriler geldiğinde kapsayıcı modeller çıkardı, önemli kadınların Barbie oyuncaklarını çıkardı, kız çocuklarını güçlendirmek için olduğu söylenen projeler üretti. Bu hafta vizyona giren 2023 model Barbie ve Mattel stratejisi de yine şirketin günceli takip ettiğini, hatta kendini göstermek için hiçbir masraftan kaçınmayacağını gösteriyor.

Barbie’nin pazarlama stratejisi

Filmin pazarlama çalışmaları sırasında, özellikle de Londra prömiyerinde şehrin tüm ikonik bina ve merkezlerini pembeye boyayan agresif çalışmalarının yanı sıra en başarılı olduğu yerlerden biri, viral olabilecek çok fazla malzemeyi çok doğru kullanmış olması. Aralarında Burger King, Zara, Dior, Airbnb’nin de olduğu farklı sektörlerden 100’den fazla markayla işbirliği sayesinde Barbie markalı dondurmadan Barbicore modaya, Barbenheimer akımıyla sinema kombinlerine, hatta Barbie markalı deniz yatağına uzanan bir pazarlama şovuna dönüştü. Sosyal medyada ilgi alanınız ne olursa olsun, algoritmalarınızı ne üzerine eğitmiş olursanız olun son haftalarda bir Barbie akımına denk gelmemiş olmanızın imkansız olduğu pembe bir rüzgâr yaşandı, henüz bitmiş de değil. Sosyal medyada neredeyse her içerik üreticisine bir malzeme var, başrol oyuncusu Margor Robbie’nin basın turunda giydiği ikonik, çoğu vintage parçalar, Barbie markasının eski modelleri, gelişimi, şu an hayatta olan neredeyse tüm nesillerin çocukluğundan geçmiş bir oyuncak olması, koleksiyon değeri, maçlardaki Barbie kameraları… derken herkesin üzerine söyleyecek sözü, anısı, oyuncağı olması küresel bir pazarlama festivaline dönüşmesine olanak sağladı.

Plastik Barbie’nin dünyası pembe değil

Barbie oyuncağının sahibi Mattel şirketinin bu büyük pazarlama festivalinde 100 milyon dolardan daha fazla para harcamış olmasının arkasında filmin gişe beklentilerinden çok oyuncak satışlarına getireceği hareketliliğin etkili olduğu söylenebilir. Margot Robbie, Barbie satışa sunulduğu gün Amazon’da en çok satılan oyuncak oldu, yine başrol oyuncusu Margot Robbie’nin basın turu sırasında dünyanın dört bir yanında giydiği ikonik Barbie kıyafetleri ve işbirliği yapılan markaların ve aslında tüm pembe kıyafetlerin satışlarının artmasını sağladı. “Şeytan çok çalışır ama Barbie pazarlama ekibi daha fazla” sözünü sonuna kadar hak eden bu çalışmalar pazarı şenlendirmiş olsa da üretilen, tüketilen tüm bu ürünlerin baştan aşağı plastik olduğunu düşündüğümüzde tablo hiç de pembe değil.

Barbie bebeklerin ve aksesuarlarının içeriğinde diğer kimyasalların yanı sıra en az 5 plastik çeşidi mevcut: Polivinil klorür (PVC), etilen vinil asetat (EVA), akrilonitril bütadien stiren (ABS), sert vinil, DINCH. Barbie kıyafetleri, işbirliği yapılan markaların ürettiği kıyafetler polyester ağırlıklı, simler gibi plastik aksesuarlardan oluşan ve muhtemelen Barbie modası geçip birkaç ay sonra yeni bir şeyin modası çıktığında bir daha kullanılmayıp çöpe atılacak olan ürünler.

Oyuncaklar, birçok plastik çeşidini bir arada barındırdıklarından geri dönüşümden bahsetmenin pek de mümkün olmadığı bir alan; üstelik geri dönüşümün çözüm olamadığı bir yerdeyiz. Yine kıyafetler de diğer tüm hızlı moda ürünleri gibi üretim sürecindeki hak ihlalleri, çevre kirliliğinin üzerinde yükselen zincirlerde üretiliyor. Filmin feminist esprileri bir yana, tüketimin tüm tuşlarına basarak tüm hak ihlallerini meşrulaştıran, faydalanan bir pazarlama çılgınlığının herhangi bir hak mücadelesinin yanında olduğuna inanabilir miyiz?

Çöpün sorumluluğu

Hızlı moda ürünlerinin, tüketim kültürünün bizi getirdiği yerin tasvirini yaparken uzak ülkelerde Kaf Dağı‘nın ardındaki çöp alanlarından bahsediyoruz gibi gelse de aslında her gün o çöpün içinde yaşıyoruz, çünkü çöpü biz üretiyoruz. 2023 haziranına ait bir ikinci el pazarının ardında kalanları çektiğim aşağıdaki fotoğraflarda çöpe atılanlarla kurulan pazarda satılmayıp arkada çöp olarak bırakılan eşyaları, kıyafetleri, oyuncakları ve tabii Barbie’yi de görebiliriz. İçlerinde hiç giyilmemiş kıyafetlerden birkaç hafta sonra vizyona girdiğinde yenisi alınacak olan Barbie kafasına kadar her şeyi barındıran bu çöp yığınları, tüketim kültürünün imzasıdır.

Barbie vizyona girdiği hafta bir kadın yönetmenin en yüksek gişesi rekorunu kırdı, Türkiye’de benzer bir şekilde temmuz ayına en yüksek gişeyle giren film;  Amerika’da pandemi öncesi gişe hareketliliğine yeniden dönülen ilk hafta oldu, trendlerde yükseldi, en çok konuşulan konulardan biri haline geldi. Bu pembe pazarlama şovunun atık yüküyle ilgili bir araştırma yapılır mı bilinmez ama işbirliği yapılan markaları, üretilen ürünleri düşünürsek gönüllerin atık şampiyonu olabilir.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.