Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Tüketim toplumunda ormanları korumak

0

Akbelen ormanları Limak tarafından devletin desteğiyle yasadışı bir şekilde yok ediliyor. Üstelik Limak’ın Akbelen’de yaptığının aynısını Cengiz Holding de Kazdağları’nda yapmak için hiç vakit kaybetmedi. Bu devlet destekli çevre suçlarına karşı kimi ormanda nöbette, kimi destekte, kimi yaygınlaştırmaya çalışıyor, kimi onlardan haber bekliyor.

Ormansızlaşma son yıllarda gittikçe artan ciddi bir problem, en önemli sebebi de endüstrileşme. İklim krizinin sebep olduğu yangınlar da çok büyük alanlara zarar verse de endüstriyel faaliyetler için ormanların bilerek yok edilmesi en büyük sebeplerden biri. Ormansızlaşmaya doğrudan ya da dolaylı olarak etkisi büyük olan birçok sektör var; madencilik, hayvancılık, gıda, kimya gibi.

Kimi sektörlerin tropik ormanlara etkisi doğrudan fark edilebiliyor; örneğin kahve, kakao, hindistan cevizi yağı gibi batılı ülkelerin çok tükettiği ürünleri elde etmek için Amazon ormanlarının büyük kısmı yok edildi. Bu araştırmada G7 ülkelerinin tüketim alışkanlıkları sebebiyle yılda kişi başına dört ağacın yok edildiği ortaya konuyor.

Madencilik de ormansızlaşmayla doğrudan ilişki kurabildiğimiz alanlardan biri. Ülkemizde de uzun süredir halkın yerelinde mücadele ettiği madencilik için ormanların yok edilmesi, Kazdağları’nda süren direniş gibi kimi zaman altın, gümüş gibi değerli metaller için kimi zaman da Akbelen’de olduğu gibi kömür, yani enerji için yapılıyor.

Kimi sektörler de ormansızlaşma ile aslında temelden bağı olsa da görünür olmadığından bağlantı kurmak için daha çok bilgi gerekebiliyor, işte endüstri de tam olarak bu görünmeyen alanları yeşile boyuyor. Amazon ormanlarından elde edilen palm yağının kozmetikten gıdaya birçok ürünün içinde bulunması, madencilik faaliyetleri sonucu elde edilen enerjinin nerelerde kullanıldığı, hayvancılık için gereken tarım alanlarının nasıl ormanların kesilmesiyle elde edildiği üzerine daha çok bilgi sahibi olmaya başladığımızda ağacı kesen testereden çok daha fazlasının ormansızlaşmada katkısı olduğunu görüyoruz.

Amazon ormanlarının %80’inin yok olmasından doğrudan hayvancılık sektörü sorumlu iken bunu yalnızca yiyecek et olarak düşünmemek gerekli. Örneğin deri üretimi hayvancılık endüstrisi ile moda endüstrisinin iş birliği yaptığı ürünlerden biri.

Moda endüstrisinin ormansızlaşma ayak izi

Moda endüstrisi kullanılan malzemelerden üretim sürecine kadar baştan aşağı ormansızlaştırmada pay sahibi. Doğal liflerin üretimi için gereken hayvancılık ve tarım faaliyetleri ormanlık alanların yok edilmesiyle, sentetik liflerin üretimi için kullanılan ağaçlar ve enerji gereksinimi ağaçların kesilmesi ve madencilik faaliyetleriyle, aksesuarlar yine madencilikle ilgili.

Kanadalı kuruluş Canopy’nin 2020 yılında yayınladığı rapora göre moda endüstrisinin tedarik zincirinin %48’i ormansızlaşma ile ilişkili. 2018’de 6,5 milyon ton insan yapımı selülozik lif üretildi, bu üretim süreci temel olarak ağaçları kimyasal bir işlemden geçirerek tekstil lifine dönüştürmekten oluşuyor. 2,5-3 milyon ton ağaçtan 1 milyon ton bitkisel ipek çıktığı için viskozun üretim sürecinde ağacın 3’te 2’sinin boşa harcandığı da raporda belirtiliyor. 2020 verilerine göre viskozun üretilmesi için yılda 150 milyon ton ağaç kesildiği hesaplanıyor. Tüm bu üretim süreciyle aynı anda her yıl dünya çapında 83,5 milyon ton teksilin çöp olduğunu da düşündüğümüzde; bu tüketimin ihtiyaçtan çok fazla bir yerde olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

Tüketim ürünü ister moda olsun, ister mobilya, ister ağaç ister plastik, elektronik, gıda; biliyoruz ki tüketim kültürü bizi getirdiği yerde hep daha fazlasına, ihtiyaçtan fazlasına zorluyor. Daha fazlası ise dünyaya daha fazla zarar vermeye, daha fazla ağaç kesilmesine, daha fazla enerji ihtiyacına, daha fazla ormansızlaşmaya, daha fazla aşırı sıcağa, daha fazla sele, iklim krizine, çöp sahalarına yol açıyor.

Modası geçmeyen mit: Enerji açığı

“Boşa akan sular”a HES yaparken kurutulan nehirler, kömürle karartılan yaşam alanları, nükleer santrallerle ısıtılan deniz sularının bir ortak noktası çevreye zarar vermekse asıl ortak noktaları modası hiç geçmeyen “enerji açığı” mitinden beslenmeleri.

Enerji açığı mitine baktığımızda yine tüketim kültürünün “ihtiyaç fazlası”nı gereklilik gibi satmasıyla karşılaşıyoruz. Enerji nerede açık veriyor, neye yetmiyor diye baktığımızda ise yine sanayiyi görüyoruz. Termik için ağaç kesmezsek, nükleer santral yapmazsak enerjisizlikten öleceğimize dair bu korku mitini, yine ağaçları kesen sanayi üretiyor. Çevre suçlarında faili bulmak aslında hiç de zor olmuyor; nerede bir termik santral varsa aynı fotoğrafta birlikte poz veren bir sanayi odası, bir sanayiciler birliği, yakın zamanda kanunu çıkacak örneğin daha enerji verimli filanca ürünün üreticileri çıkıyor.

Tüketim kültürünü körükleyen endüstriler birbirlerini desteklediği için, çevre suçlarına giden yol birbirine bağlı zincirlerden oluşuyor. Bu da bize gösteriyor ki o zincirleri kırmak için elimizde başka imkânlar da var.

Ormanlar kesilirken verdiğimiz mücadele kepçeler garaja, testereler dolaba, failler evlerine gittikten sonra da devam ediyor. Tüketim kültürünün bir parçası olmayı bıraktığımız anda zincire çomak sokuyoruz.

Mücadele bitmez, yeni yollar üretir

Moda endüstrisinde ormansızlaşmaya karşı yapılan çalışmalar yeşil yıkama veya sadece tedarik zincirine odaklanan küçük aktivizm hareketlerinin ötesine geçemiyor. Ormansızlaşmaya dair yeşil yıkama çalışmaları olan markalara baktığımızda aslında ormansızlaşma ile doğrudan ilgisi olan koleksiyonlarındaki deri parçaları görebiliyoruz, polyester ipliklerini üreten kimya fabrikalarının enerjilerini sağlamak için ormanların kesildiğini biliyoruz.

Akbelen’e, Kazdağları’na, maalesef daha birçok çevre suçunun işlendiği yerlere gidemeyen, orada olamayanların da yapabileceği çok şey var, her zaman.

Akbelen’de kesilen 65 bin ağacın hangi sektör, firma tarafından alındığını henüz bilmiyoruz, ama sistemi biliyoruz. İster moda, mobilyacılık, vs alanında olsun, tüketimin açtığı yolda ormanları kese kese kâr eden endüstriyle tüketim kültürüne karşı çıkarak mücadele edebiliriz.

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.