Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Sonbahar; moda ayı

0

Yılda iki kez olan moda ayı, sonbaharın gelişiyle birlikte başladı, büyük moda haftaları birbiri ardına sıralandı. Önce New York, ardından Londra, Milan ve hemen sonra Paris moda haftasında sonraki sezonların tasarımları sergileniyor.

Moda haftaları onlarca tasarımcının yüzlerce tasarımını sergilediği, yeni sezonun trendlerinin belirlendiği yılın en önemli moda olayları arasında yer alıyor. Her bir moda haftasının farklı özellikleri var, örneğin Avrupa merkezli zayıf, beyaz, uzun kadın imgesinin yuvası sayılan Paris ve Milan kapsayıcılığı hala kabullenememiş, geleneğin gücünü bırakmak istemeyen haftalarken New York ve Londra daha yeniliğe açık, sıfır beden olmayan modelleri daha çok kabul eden, ana akımın dışında moda anlayışlarının daha özgürce yer bulabildiği haftalar olarak biliniyor.

Lüks modadan hızlı modaya, yeni sezonun trendlerine, renklerine, sürdürülebilir markalardan kapsayıcı yeniliklere kadar bir sonraki yılın modasını, modanın gerçekliklerini, potansiyelini bu haftalarda görebiliyoruz. Değişmeyenleri de fark edebiliyoruz. Her yıl yeni rekorların kırıldığı aşırı sıcaklar sürerken sağlık riski altında, güvencesiz ve asgari geçim ücretinin altında çalışan tekstil işçilerinin geçmişte ve bu yıl olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da moda haftalarında sunulan giysileri üreteceklerini biliyoruz örneğin.

Sıcaklık rekorları

2023 yılı birçok yeni sıcaklık rekoru ve iklim felaketi getirdi. Şimdiye kadar yaşanan en sıcak gün rekoru birkaç kez kırıldı, en sıcak yıl olmak üzere, dünyanın her yerinde yangınlar ve sellerde binlerce kişi ve hayvan öldü, yerleşim yerleri, ormanlar ve tarlalar yok oldu, ekinler yandı, buzullar daha da eridi. Önümüzdeki yılların daha iyi geçeceğine dair hiçbir işaret yok, daha kötü geçeceğine dair kanıtlar var.

İklim krizi ve etkilerine dair yapılacak çok şey var, yasa koyucuların ve endüstrinin krizi yavaşlatmak, etkilerini azaltmak için ellerinde gerekli araçlar ve güç var. Fakat bunun yerine endüstri iklim krizine yol açan uygulamaları tüm hızıyla kullanmaya devam ediyor, yasa koyucular ise göz yummaya.

Tekstil işçileri aşırı sıcaklarda çalışıyor

İklim krizinin yol açtığı aşırı sıcakların etkilerinden birisi de sağlık problemleri. Sağlık kuruluşları sıcaklar sebebiyle yaşanan sağlık sorunları ve ölümlere dair tahmini sayılar verse de aslında sıcakların yol açtığı gerçek sağlık riskleri birçok ülkede takip edilmiyor. Sıcaklardan dolayı çalışma alanları düzenlenmiyor, riskli çalışma günleri iptal edilmiyor. Özellikle çalışma koşullarının her zaman zor olduğu, güvencesiz, denetimsiz ve birçok haktan mahrum çalışan işçiler sıcaklarla mücadele ederken korunmadan ve güvenceden yoksun kalıyorlar.

Aşırı sıcaklıklarda çalışmak zorunda olan işçilerin bir kısmı da halihazırda güvencesiz ve risk altında çalışan özellikle Asya’daki yoksul ülkelerdeki tekstil işçileri. Çoğunlukla batı ülkelerinde satılacak hızlı moda ürünlerinin üretilmesi için günlük asgari geçim ücretinin altına çalışan tekstil işçileri, 2023 yılında 44 dereceyi bulan aşırı sıcaklarda havalandırmasız iç mekanlarda günde 10 saate varan mesailerde çalışmaya devam ettiler.

Güney Asya gibi tropikal ülkelerde, moda haftası gibi sonbahar serinlemeleri de olmuyor üstelik.

Tayvan, Bangladeş ve Endonezya’dan temsilciler işçilerin durumunun gittikçe kötüye gittiğini bildirse de yapılacak bir şey olmamasından endişe ediyorlar. Hali hazırda tekstil işçilerinin güvenceleri, asgari geçim ücretleri, suları kirleten kimyasallarla ilgili mücadeleler sürerken, kimsenin sıcakların sorumluluğunu almayacağından endişe ediliyor.

Bu yıl 44 derecenin üstünü gören Tayland’dan bir tekstil işçisinin aktardığına göre aşırı sıcaklardaki çalışma koşullarının iyileştirilmesiyle ilgili fabrikadan ya da yetkililerden gelecek destekten umutlarını keseli çok olmuş. Bunun yerine fabrikada çalışan çoğu 40’larında ve 50’lerinde olan kadınlar enselerine ıslak havlu koymak ya da bayılacaklarında koklama tuzu kullanmak, sık sık yüzlerini yıkamak gibi yöntemlerle kendi kendilerini iyi etmeye çalışıyorlar.

Endüstrinin zararı para

Endüstrinin ilgilendiği işçilerin çalışma koşullarından ziyade milyon dolarla olduğu için aşırı sıcakların tekstil endüstrisine etkileri haberlerde kendine ekonomi başlığında yer buluyor. Cornell Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada en büyük tektil üreticisi 4 ülke Bangladeş, Pakistan, Vietnam ve Kamboçya’nın iklim riskine göre 2030 yılına kadar iklim krizinin tektstil endüstrisine 65 milyar dolar kaybettireceği öngörülüyor.

Araştırma sıcak stresinin yaratacağı iş kaybından, sellerden, üretimin sekteye uğrayacağından, ihracatın %22 azalacağından, 1 milyon kişiye istihdam sağlanamayacak olmasından bahsediyor. Şirketlerin üretimlerini başka yerlere taşımaları mümkün değil çünkü bu ülkelerdeki politikalar sayesinde elde edilen maliyetlerin başka yerde sağlanması mümkün değil. Araştırmacılar, markaların üreticilere fiyat düşürmek için baskı yapıp gerisiyle ilgilenmediği, sıcaklık ve işçilerin sağlığı başkasının problemi gibi davrandığını ekliyor.

Oysa devlet şirket el ele iken, yaşamını sürdürebilmek için bu koşullarda çalışmak zorunda olan işçiler herkesin problemi olmalı. İklim, gezegen olduğu gibi.

Hazır aşırı sıcaklar geçmiş, sonbaharın serinliğine sığınabilenler rahatlamışken büyük keyifle giydiğimiz sonbahar kreasyonlarının nasıl dikildiğini düşünebiliriz belki.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.