Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Başka bir gezegene kaçabilir miyiz -3

0

Başka bir gezegene kaçmak ve orada yaşamak mümkün mü? Evet, mümkün. Ancak bugünün teknolojisi buna yeterli değil. Teknolojik ilerlemeyle de yakında o noktaya ulaşabilmemiz mümkün gözükmüyor. Ancak biz gene de biraz konuşalım nelerin mümkün olabileceğini. İki noktada uyarı yapalım. İlki, bu epeyce bilime dayanan bilim kurgudur; ikincisi de bu fikirlerin çoğu zaten var olan bilim kurgudan derlenmiştir. Özellikle de Kim Stanley Robinson bu konuda en fazla düşünen ve üreten yazardır.

Öncelikle, bir başka gezegene hatta gezegenlere sürekli seyahat etmek istiyorsak bu, her seferinde çılgın miktarda yakıt harcayarak koca bir uzay gemisini uzaya göndermekle olmaz. Star Trek ya da Star Wars gibi serilerdeki hayali enerji kaynaklarımızın da yakın vadede oluşmayacağını kabul ederek elimizdeki sistemlerle bu engeli nasıl aşacağımızı düşünmemiz gerekiyor.

Roket değil, asansör

Dünya’dan uzaya çıkmanın en makul yolu bir roket değil, bir asansördür. Bildiğiniz gibi asansör esasında bir tarafında ağır bir yük, diğer tarafında da asansör kabini bulunan bir makaradan ibarettir. Çalıştığı zaman arka taraftaki yük kabinin ağırlığını dengeler ve sizin kullanacağınız enerji sadece içindeki yükü yukarı çıkartmak içindir. Geçen haftalardaki hesaplardan enerjimizin büyük kısmını yakıt ve uzay aracını yukarıya çıkartmak için harcadığımızı görmüştük. Şimdi düşünün ki bir asansörümüz var ve sadece yerdeki yükü yukarı çıkartmak için enerji harcıyoruz. Hatta bir adım daha gidelim, uzaydan o kadar fazla malzeme Dünya’ya geliyor ki, uzaya kabak ve domates çıkartırken karşılığında kobalt ve lityum iniyor aşağıya. Böylece enerji harcamaya bile gerek kalmıyor.

Tek sorunumuz, bu asansörün makarasını nereye sabitleyeceğimiz. Asansörün makarasını yerden yaklaşık 36 bin kilometre yükseğe koyduğumuzda, o makara koyduğumuz yerde duruyor. Bunu televizyon uydularından biliyoruz. Anteni sabitlediğimiz noktadan ayrılmıyor o uydular. Aynısını makara için de yapmak mümkün. Bir sonraki sorun 36 bin kilometre uzunluktaki bir kabloyu ve hatta oldukça sağlam bir kabloyu yapmak. Bunu da çelikten yaparız ama o zaman da ağırlığı o kadar fazla olur ki bu kadar kabloyu 36 bin kilometre yükseğe çıkartmak imkansız olur. Bugün bir uzay asansörü yapamamamızın temel sebebi budur. Çelikten çok daha güçlü ama çelikten çok daha hafif bir malzemeden kablo üretmemiz gerekiyor ve bu kablonun uzunluğu da en az 72 bin kilometre olmalı. Bunu becerdiğimiz zaman uzay asansörü yapmak çok zor değil. Yakın gelecekte, yani birkaç yüzyıl içerisinde böyle bir şey başarmamız çok da imkansız değil.

Yörüngelerdeki şehirler

Uzaya rahatça çıkabildikten sonra aslında başka gezegenlerde yaşamak yerine uzayda oluşturulacak habitatlarda yaşamak daha makul bir çözüm olabilir. Yani uzayda bir şehir inşa ederiz, bu şehri de Dünya’nın değil Güneş’in yörüngesine oturturuz, çok fazla enerji gerektirmeden gezegenler arasında seyahat edip hem kendi ihtiyaçlarını giderir hem de yolcu ve yük taşımaya yardımcı olur. Gezegenler arasında böyle çok az enerjiyle hareket edilebilecek yörüngeler mevcut ama bunları takip etmek daha uzun sürdüğünden uzay araçları için bu yörüngeler çoğu zaman tercih edilmiyor. Ama düşünsenize, birkaç sene bu uzay şehrinde yaşıyorsunuz, sonra uzay şehri Mars’a vardığında orada inip hayatınıza Mars’ta devam ediyorsunuz. Hem bilimsel hem de teknik açıdan mümkün.

Ama Mars’ın çok önemli sorunları var. Önce, Mars çok küçük. Fazla kütlesi olmadığı için atmosferini tutamıyor ve atmosfer uzaya kaçıyor. Bu nedenle herhangi bir zamanda kalıcı olarak bir oksijen atmosferi yapabilmemiz imkansız. Ancak, epey kalın bir karbondioksit atmosfer yapmak ve bu atmosferle sera etkisi yaratıp Mars’ı ısıtmak mümkün mü? Evet. Kalın bir atmosfer olunca bitki yetiştirebilir miyiz? Açıkçası zor, hatta imkansız çünkü bitkilerin de oksijene ihtiyaçları var. Yani dev seralar içerisinde bitki yetiştirmek ve benzer ortamlarda yaşamak mümkün mü? Evet. Arada yüzümüzü bir maske ile kapatıp dışarı da çıkabilir miyiz? Neden olmasın.

Ama tüm bu seraların ve yaşam mekanlarının uzaydan gelen zararlı ışınlara karşı bizi koruması gerekiyor. Ya da seraları yüzeyde kurarak bizler yerin 50 metre altında inşa ettiğimiz kentlerde yaşayabiliriz. Tek problem, Mars’ta gerekli sera etkisini yaratabilecek kadar karbondioksit yok. O zaman Güneş Sistemi’nde başka bir yerden karbondioksit bulup Mars’a getirmeliyiz. Peki karbondioksit nerede var?

Venüs, Merkür ve diğerleri…

Venüs’ün atmosferi Dünya’nın 90 katı kalınlıkta ve neredeyse tamamen karbondioksit. Ama buradan gazı toplayıp Mars’a götürmek neredeyse imkansız çünkü Venüs’ün yüzeyi 450 derece sıcaklıkta. Peki Venüs’ün yüzeyini -80 dereceye soğutsak, karbondioksit de buz hale gelse -hani bizim kuru buz dediğimiz ve kiloluk dondurmaları taşımakta kullandığımız-  sonra bu katı buzu kolayca Mars’a taşısak ve orada tekrar gaz hale gelmesine izin versek? O zaman da Venüs’ü soğutmanın bir yolunu bulmak gerekiyor. Teknolojimiz bu kadar ilerlediyse Venüs ile Güneş arasına bir şemsiye koyup Venüs’ün de soğumasını sağlayabiliriz.

Merkür metal açısından çok zengin bir gezegen ama Güneş’e çok yakın olduğundan Güneş’e bakan yüzü çok sıcak, arka yüzü de çok soğuk ve atmosferi neredeyse yok. Yalnız en güzel özelliği kendi etrafında çok yavaş dönüyor olması. O kadar yavaş dönüyor ki hafifçe koşarak Güneş’in doğma ya da batma hızına yetişebiliyorsunuz. Hatta ufak bir şehir inşa edersiniz ve bu şehir de tekerlekler ya da raylar üzerinde hareket ederek Güneş’i gökyüzünde sabit bir noktada tutuyor olabilir.

Mars’ın dışındaki gezegenler; Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün, yaşanacak yüzeyleri olmayan gaz gezegenleri ama onların da böylesi bir yaşama uygun olabilecek uyduları var. Bu uyduların önemli bir kısmında su buzu bulunuyor, yani enerjimiz varsa su ve oksijen elde etmek zor değil. Ancak dışarısı çok soğuk olduğundan ve atmosfer olmadığından kapalı şehirlerin içinde yaşamak zorunda oluruz.

Sonuç olarak, birkaç yüzyıl içinde bir uzay asansörü yapacak olursak önemli sayıda insan uzayda ve diğer gezegenlerde yaşayabilir mi? Evet, yaşayabilir. Yalnız görüyoruz ki bu gezegenlerin hiçbirinde yaşam burada olduğu ya da olabileceği kadar güzel ve rahat değil. Hiçbirinde dışarıya çıkıp rahat bir nefes alamıyorsunuz. Tüm bunlara baktığımızda aslında buradan daha güzel bir yer olmadığını görüyoruz. Bilim kurgu filmleri ilginç olabilir, ama gerçek o kadar da güzel değil. Bundan dolayı bu gezegene çok iyi bakmalıyız. Ne Mars’ta ne de başka bir yerde yaşamak buradan daha kolay olacak.

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.