Yeşeriyorum

Otomobil ve Sağlık

0

Dr Kahraman Şahin
[email protected]
cogito ergo sum
Düşünüyorum öyle ise varım. Tek emin olabileceğim gerçek bu .
Bunların dışında her şey bir aldatmaca, rüya ya da gerçek olabilir. Descartes

Neden yürümeyi ya da bisiklete binmeyi tercih etmiyoruz? Bu soruyu kendinize hiç sordunuz mu? Çalıştığınız hastane, sağlık ocağı , işyeri ya da fabrika evinize ne kadar uzaklıkta ? yürüyerek 20 bisikletle 5 dakika mı? Daha damı yakın? Ne yapıyorsunuz otomobilinizle mi gidiyorsunuz ? Yoksa siz de bir homo otomobilicus musunuz?
Karayolu motorlu taşımacılığının sürekli en iyi seçenek gibi gösterildiği, raylı toplu taşımanın ülke yöneticilerince komunist ülke işi olduğunun söylendiği bir ülkede mi yaşıyorsunuz yoksa?

Descartes felsefesi ile başladığı düşünülen modernizm, ardından onun kültürel-toplumsal yansıması aydınlanma ve ardından ekonomik yansımaları: kapitalizm ve tüketim toplumu. Sürekli yaratılan arzu nesnelerine ve ona ulaşmaya çalışan modernizmin sözde “ özerk ve seçimlerinde özgür” bireyi. Fakat tüketim amacıyla yaratılan bireyin doğal ve gerçek gereksinimlerine göre değil kapitalist üretim biçiminin gereksinimlerine göre yaratılan arzu nesnelerinden hiç birisi yinede otomobil kadar kapitalizmle özdeş olmadı. Öyle ki hiçbir nesne kendi insanını yaratmadı. Reklamlar ve medya yoluyla tüketen insanın bu dönüşümü nihayet yaratılmış oldu.

Otomobilin insanbiçimselleştirilmesi yoluyla sağlanan bu dönüşümde, modernizmin, yetkin bir varlık olarak tasarımladığı insan ile otomobil arasında bir özdeşlik ilişkisi kurulmaktadır. Otomobil, modern gündelik kültür içinde, genellikle, isim verilerek, bir kişilik kazandırılarak ve bir cinsiyet atfedilerek insanbiçimselleştirilmektedir. Reklam metinlerinde de, otomobil (ve incelenen değişik motorlu kara taşıtı reklamlarındaki diğer araçlar), benzer bir biçimde (ama bu kez, isim verme yerine marka ve model ismi kullanılarak, modern öznenin kişilik özellikleri aktarılarak ve çoğunlukla erkek cinsiyeti atfedilerek) insanbiçimselleştirilmektedir. Reklam metinlerinde dayanılan gönderge sistemi modernliktir. Metinlerin amacı, otomobil üzerinden sunulan kimliğin idealize edilmesi yoluyla, reklamı yapılan ürünle okur/tüketicinin kendisini özdeşleştirerek, okur/tüketicinin ürüne karşı arzu duymasını sağlamaktır. Gündelik kültür ve reklam metinleri karşılıklı etkileşim içinde kalarak, modern insanın otomobille özdeşleşmesini sağlamakta ve sonuçta makinenin insanla kaynaşması sonucunda modern kültürün bir tasarımı [projesi] olarak otomobil-insan yaratılmış olmaktadır.1

Bu noktadan sonrası işin felsefesini yapmak bizi aşar belki ( ki buna özellikle reklam ve medya yönü ile  devam etmek isterseniz son paragrafta alıntı yaptığım kaynağa internetten ulaşabilirsiniz)  ama modern insan doğayı kendi gereksinimlerine göre değiştirmeye çalışırken ve hiçde gereksinimi olmadığı halde otomobili her daim kullanıp dururken, çevreye , doğaya ve kendine verdiği zararın farkında değil, değiliz. Bakın şu alttaki fotoğraf orta derecede trafik yoğunluğu olan bir caddeye yaklaşık 40-50 metre mesafede yaşayan bir ailenin 6 aylık bir bebeğine yapılan bronkoskopi ile bronştan alınan biyopsinin resmi. Bu dünyaya geleli 6 ay olmuş bir bebeğe otomobilin, dizel motorun ettiği; bronş mukozası antrakotik kurum ile dolu. ( Bilimsel araştırma amacı ile herhangi bir hastalığı olmayan bebeğe yapılan bu ultratin bronkoskopi katıldığım bir toplantıda anlatılmıştı ve tabii böyle bir çalışmanın etiği de tartışılmıştı ama sonuç gerçek ne yazık ki..)
Oransal olarak dünyanın trafik kazalarında en fazla can kaybeden ülkelerindeniz, toplum sağlığını sadece kazalarla değil hava kirliliği gürültü kirliliği ve küresel ısınmaya ciddi katkısı olan bu ulaşım biçimine gönülden bağlıyız. Şehirler arası yolculuklarda otobüs ve şehir içinde dolmuş , minibüs ve otomobilden şaşmıyoruz.
Hava kirliliği trafik kazalarından sonra beklide en görünür zararı karayolu ulaşımının.
Kuzey Avrupa’da trafiğin payı:
 Karbon Dioksit – %25
 Karbon Monoksit – %98
 Azot Oksitler – %75
 Partiküler Madde – %40-60
 Ozon – henüz rakam belli değil.

Türkiye’de ayrıca;
 Kurşun
Yeni teknoloji otomobillerin daha temiz yaktıkları söylenebilir mi? WHO verilerine göre SO2 , kurşun ve bir oran da da partiküler madde seviyesinde düşmeler sağlanmış durumda ancak hala Azot oksitler ve ozon seviyesinde belirgin azalma sağlanmış değil. Hele dizel araçlar korku filmi gibi; yeni teknolojiye sahip ve son teknoloji filtre kullanan dizel araçlarda CO2 emisyonlarında belirgin iyileşme var ancak hala partiküler madde salınımındaki korkutucu seviye devam etmekte. Kaldı ki ülkemizde karayollarımızda seyir halindeki dizel kamyonların % 80 nin yeni teknoloji olduğu söylenemez. Ama taşımacılık bu yolla yapılmaya devam ediyor, raylı sistem komunist ülkelere göre!.
Bu kirleticilere insanlar sürekli maruz kalırlar özellikle cadde kenarına yakın yerlerde oturan ve yaşayanlarda bu daha belirgindir. CO kalp damar hastalıklarında Yüksek NO2 özellikle akciğer problemlerine Ozon akciğerler, gözler üzerinde etkilidir. Ayrıca partiküler maddeler. Trafiğin yoğun olduğu bölgelerde: Mortalite de artıştan, solunum ve kalp hastalıkları nedeni ile hastaneye başvuruların artmasından, astımlı hastaların ilaç kullanımındaki artıştan ve akciğer fonksiyonlarında azalmadan sorumludur.
Kanserle sigara içimi arasındaki ilişki kanıtlanmış tek ilişki değildir. Özellikle dizel ve kanser arasındaki ilişki de kanıtlanmıştır.Lösemi ve akciğer kanseri üzerinde belirgin artırıcı özelliği yanma ürünü benzen nedeni ile olmaktadır. Amerika’da çocuklar üzerinde yapılan retrospektif bir araştırma lösemi tanısı konulan çocukların %60 ının yoğun trafiğe sahip caddelere en fazla 40 metre uzaklıkta oturduklarını göstermektedir.

gürültü kirlililği…..

 işitme bozuklukları,
 sözlü iletişimin bozulması,
 uyku düzensizliği,
 psiko-fizyolojik etkiler,
 zihinsel sağlık ve performans sorunları

WHO uyku bozukluğunun olmaması sağlıklı zihinsel yaşam ve iletişim için ev içi ses düzeyinin 30dB in altında olması gerektiğini belirtmektedir. Buda pencere dışındaki gürültünün 4dB’li aşmaması ile mümkündür. En düşük otomobil trafiğine sahip caddede düzey 65-80dB arasındadır.Gürültü özellikle istenmeyen bir yapıda ve kontrolü olanaksız bir kaynaktan geldiği zaman stres faktörü olmaktadır.
 Başağrısı
 Uyku bozukluğu
 Huzursuzluk
 Gergin ve sinirli olma
 Günlük hayat ve iş hayatında performans düşüklüğü
Bu gürültü kirliliğinin hayatımızdaki sonuçlarıdır.

Trafik Kazaları…
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa bölgesinde bir yıl içinde 2,5 milyon trafik kazası meydana gelmektedir. Yılda 120.000 kişi ölmekte, 2.500.000 kişi yaralanmaktadır.
Her bir milyar yolcu-kilometre başına ölümler
 Karayolu 11,1 (AB)
 Demiryolu 3,4 (AB)
 Havayolu 0,4 (dünya çapında)

Karayolu kazalarının ortalama %65 kadarı meskun mahallerde, %30 kadarı meskun mahal dışında ve %4-5 kadarı da otoyollarda meydana gelir. Karayollarında ölen yada yaralananların çoğunluğu, motorlu araç sürücüleri ve araç içindekiler (%60’dan daha fazla), Ölenlerin yaklaşık %25-30’u ve yaralananların %13’ü yayalardır. Bisikletliler ölenlerin %5-6’sını ve yaralananların %7-8’ini oluşturur.

KAZALARI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
 Hız  : Ortalama hızın 1km/saat azalması kaza sayısının %3 azalmasını sağlar. Hız kaza şiddeti üzerine de etkilidir. Bir yaya için ölüm riski 50km/saat ile gerçekleşen bir çarpışmada , 30 km /saat ile olandan 8 kat yüksektir. Bizim ülkemizde son düzenlemeler ile yollarımızdaki hız limitleri artırılması planlanıyor.
 Alkol
 Saldırganlık

 

İklim Değişimi…
Trafik, enerji tüketiminin %30’dan fazlasından ve karbondioksit emisyonunun %24’ünden sorumludur. 1990-1998 arasında trafiğe bağlı karbondioksit emisyonu %15 artmıştır. Karayolu ulaşımı bu emisyonların %85’inden sorumludur. Küresel ısınma önümüzdeki 40-50 sene içinde gezegenimizi bir felakete götürmek üzere hepimiz bunun sera gazları yolu ile olduğunu okuduk, biliyoruz ve elbette bunun en önemlisi CO2. Aklımıza hep bacalarından dumanlar salan fabrikalar ve termik santraller geliyor . Oysa ¼ ünü trafik yaratıyor CO2 emisyonun yani otomobillerimiz.

Toplumsal Yaşam ve Zihinsel Sağlık
Bu anlamda sağlık şu şekilde tanımlanabilir:
 Sosyal Desteğe sahip olmak
 Şiddet Tehtidinden uzak olmak
 Kendini yetkin hissetmek
 Korku ve gerilimden uzak olmak

Oysa Otomobil, insanlara şehirlerden uzaklaşma ve şehir yakınlarındaki kentsel alanlarda yerleşme olanağı sağladı. Bu yeni alanların çoğu arabalar düşünülerek tasarlandı ama insanların psikolojik ihtiyaçları göz ardı edildi. Yakın bağlara sahip topluluklar yerini sosyal ilişkilerin daha az olduğu, sonuçta sosyal izolasyona yol açan mahallelere bıraktı. Ayrıca otomobili olmayanlar için alışveriş merkezlerine yada hastanelere ulaşmak problem haline geldi. Otoyollar gibi işlek yollar yerleşim alanlarını parçalayarak mahalleleri birbirinden ayırdı. Şu anda trafiğin yoğun olduğu normal karayollarının da böyle insanları birbirinden ayıran bir etki yapabileceği üzerinde durulmaktadır.

Sedanter yaşam…
Sedanter yaşam, yani hareketsizlik, kalp hastalıklarının risk faktörleri arasında en yüksek oranda değiştirilebilir olanlardan biridir . Sağlık üzerinde yarattığı risk sigara ile kıyaslanabilir. Batı dünyasında yetişkin nüfusun yaklaşık üçte ikisi sedanterdir. İngiltere’de 1970 ile 1990 arasında yürünen kilometre miktarı %20 azalmıştır ve en büyük düşüş çocuklar içindir. 1995’te AB ülkelerinde yapılan tüm yolculukların ortalama %5’i bisiklet ile yapılmıştı. Oysa kent içinde yapılan yolculukların çoğu bisikletle yapmak için ideal mesafe olan 6 km’den daha kısadır.

Orta derecede fiziksel aktivite, günde 30 dakika hızlı yürüme yada bisiklete binme (15 – 20 dakikalık dilimlerle bile olsa)
 Koroner Kalp Hastalığı gelişme riskinde %50 azalma( Sigara bırakmaya benzer etki)
 Yetişkin tipte Diabet hastalığı gelişiminde %50 azalma
 Şişman olma riskinde %50 azalma
 Hipertansiyon gelişme riskinde %30 azalma
 Osteoporozun azalması
 Depresyon ve anksiyete de iyileşme
 Yaşlıların bağımsız yaşadıkarı yıl miktarının artması
 Meme ve Kolon kanserinin azalması; gibi olumlu etkilere sahiptir.

Aslında biliyoruz ki…
Kişi başına günde ortalama 3 yolculuğun,

 Yarısı 3 km’den kısa

 %40-%50 kadarı boş zaman içinde

 %30’u iş yada okul

 %20’si alışveriş amacıyla

 Tüm otomobil yolculuklarının yarısı 6 km’den kısadır.

 Üçte biri 3 km’den,

 Sekizde biri ise 1 km’den daha kısadır.

 Ulaşım için inşa edilen yol ve araç gibi altyapılar için, çimento, çelik ve alüminyum gibi geri dönüştürülemez ham madde rezervinin %20-40’ı kullanılmaktadır.
 Enerji tüketiminin %30’undan ve  CO2 emisyonunun %24’ünden sorumludur.
 İngiltere’de, 1949 yılında, mekanik araçlar kullanılarak yapılan yolculukların %34’ünde bisiklet kullanılırken bu sayı bugün %1-2’dir.

 

Ben ne yapabilirim?…
 Sağlığınız için her gün 30 dakikalık, düzenli bir hareket programı geliştirin.

 Bu amaçla alışverişe ve işe giderken yada boş zamanlarınızda yürüyün. Hareketiniz solunumu artıracak kadar hızlı olmalıdır, ancak terletmesi şart değildir.
 Toplu taşımaya yakın bir evi tercih edin.
 Alışveriş yaparken, üretiminden tüketimine kadar uzun bir nakliyat süreci gerektirmemiş yerel ürünleri tercih edin.
 Tatil süresince yada boş zamanlarınızda mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarıyla seyahat edin.
 Belediye seçimleri yaklaşıyor şehri yönetmeye talip olanlardan taleplerimiz olabilir: Motorlu cadde trafiğini arttıracak yeni yol inşaatları yapılmaması, Toplu taşımacılığın teşvik edilmesi, Otomobilsiz Pazar günlerinin uygulanmaya başlanması, Yük taşımacılığında demiryollarına ağırlık verilmesi, İnsanların kent içinde ulaşım amacıyla yürümelerini ve bisiklet kullanmalarını teşvik etmek için çevre düzenlemeleri yapılma, Dizel vasıtalar için partikül filtrelerinin en kısa zamanda kullanıma sokulması ve zorunlu hale getirilmesi, Kent içlerinde yaya bölgelerinin sayısının artırılması ve otomobilsiz bölgelerin yaratılması bunlardan bazıları olabilir.

Otomobil kullanırken düşünmemiz gereken çok şey var.. Her zaman temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamamız dileğiyle …
1- MODERNİZM, OTOMOBİL KÜLTÜRÜ VE REKLAM: OTOMOBİL REKLAMLARI İLE KURULAN EVREN  Doktora Tezi Serpil Aygün Cengiz Tez Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Tolungüç Ankara-2005
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI

Yararlanılan kaynak:  Ulaşım – Çevre – Sağlık : Uluslarası Çevre için Hekimler Derneği ( ISDE ) yayını . Çevre için Hekimler Derneği ve İstanbul Tabip Odası Tarafından Türkçe de Yayınlanmıştır.2003

 

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.