Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

[2022’nin ardından] 2023’ün gelişini 2022’den görebilir miyiz?

0

Moda endüstrisinin yeni yıl kararlarında sürdürülebilirlik, adil yaşam ücreti, gezegenin sağlığı, yeşil politikalar var mı diye bir soru ortaya atsak; üzülerek cevap vermemiz gerekir ki, yok.

2023’de moda endüstrisinde neler yaşanacağını asla kesin olarak bilemesek de bir önceki yılı değerlendirerek bir öngörüde bulunabiliriz. Bakalım 2022’de moda endüstrisinde neler yaşandı?

Gerçek adımlar atılmadı

Moda endüstrisi kendisini sürekli değişen bir imajla yansıtmaya çalışsa da maalesef çalışma sistemi kendisini değiştiremeyen büyük ve hantal bir yapı. Her sezon defilelerde bambaşka renkler ve konseptler yansıtılsa da hepsi aynı üretim biçimleri aynı sömürü sistemi üzerine kurulu. Büyük tedarikçilerin çoğu geçen yüzyıldan kalma şirketler; arada genç, LGBTİ+, siyahi yaratıcı yönetmeler aldıklarını duyursalar da iş modeli aynı ataerkil kapitalist beyaz erkek modeli.

Ana akım moda dünyası değişimi teoride reddedemiyor görünse de pratikte üzerine sıçratmadan atlatabilme derdinde. İş modeli, üretim biçimi, malzemeler, yeşil politikalar veya cinsiyet eşitliği, adil ücret gibi konularda var olan uygulamalarını sürdürülebilir olanlarıyla değiştirmek büyük kâr kayıplarına yol açacağı için yıkama gösterileri ve kendisi de yeni bir dünya olan dijital platformlardaki faaliyetlerle 2022 yılını bitirdiler.

Patagonia markasının iklim değişikliğiyle mücadele eden vakıflara devredilmesi bu yıl moda endüstrisindeki en gerçek ve çarpıcı haberlerden biriydi. Bunu markanın kurucusu ve sahibinin bir iş insanı değil bir sporcu olmasına borçlu olduğumuzu unutmayalım. “Black friday” alışveriş çılgınlığı zamanları “İhtiyacınız yoksa bu montu almayın” kampanyası yapmasıyla da markayı hatırlayabiliriz.

Hak mücadeleleri devam etti

2022 yine önceki yıllarda olduğu gibi tekstil işçilerinin hak mücadeleleriyle geçti. Top modellerin üzerine sıkılan kimyasallarla yapılan elbiseler kadar dikkat çekmeyen bu mücadelelerde; Türkiye ve dünyada milyonlarca işçinin asgari geçim ücretinin altında kazançla sigortasız ve kötü şartlarda çalışma koşullarının değiştirilmesi istendi. Moda endüstrisinin ise tek çabası marka adı kötü görünmeyecek şekilde iyileştirmelerle imaj kurtarmak, ne kârdan vazgeçmek ne yapıyı değiştirmek.

Temiz Giysi Kampanyası’nın 2022 yılında çıkardığı Tekstilin Geride Bıraktıkları: Tekstil Sektöründe Kayıtdışı İstihdam raporu Türkiye’nin de dünyadaki tekstil üretiminin önemli bir parçası olduğunu ve bu üretimin gezegen ve insanlara etkilerini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu.

Tüketici sürdürülebilirlik talep ediyor

Biraz da iyi şeylerden bahsedelim; son yıllarda gittikçe artan sürdürülebilirlik talebi bu yıl da devam etti, bir trend olmadığını ve artık endüstrinin önemli bir bileşeni olduğunu gösterdi. Markaların birbiriyle yarışarak yaptıkları yeşil-yıkama kampanyalarının arka planında da tüketicideki bu talep yatıyor. Geçen yüzyıldan kalma markalar buna ayak uydurmakta zorlansalar da özellikle iş modellerini sürdürülebilirlik üzerine kuran birçok genç marka sektöre adım atıyor.

Göstermelik değil gerçek politikalar

Tüketicilerin talep ettiği değişim yalnızca sürdürülebilir üretim alanında değil, kapsayıcılık, cinsiyet eşitliği, şiddete karşı farkındalık gibi geniş perspektifte beklentileri var. Sırf dikkat çekmek için fotoğraf çekiminde istismarı meşrulaştırmak dünyaca ünlü markalar için bile artık geçerli değil; aynı şekilde dünyanın en zenginleri listesinde de olsanız ırkçı söylemlerde bulunduğunuzda gelen tepkiler markaların sizinle anlaşmalarını iptal edip sizi o listeden düşürmelerine neden olabilir.

Endüstri, her geçen gün tüketicinin taleplerine biraz daha eğilmek zorunda kalıyor, dönüşüm istediğimiz hızda olmayabilir ama derinden geliyor. Önümüzdeki yıllarda tüketiciyi samimi olduğuna ikna etmek için onur haftasında profil fotoğrafına gökkuşağı koymak yetmeyecek, gerçek politikalar gerçekleştirmek zorunda kalacaklar.

Geçen yüzyılın paçalarımıza yapışan yaşlı, geleneksel ana akım ataerkil bakış açılarını her geçen yıl biraz daha silkeleme şansı buluyoruz. Kadın-erkek modası diye başından ayrılmış bir sektörde 2022’de akışkan cinsiyet kimliği örneklerini sıkça gördük ve görmeye devam edeceğiz.

Beyaz cis-heteroseksüel erkeklerin kadın koleksiyonundan giyinmesi veya sırt dekoltesiyle kırmızı halıda boy göstermesi bu yıllarda yenilik olarak tarihe düşülse de ikili cinsiyet sistemini kıran adımların önümüzdeki yıllarda yaygınlaşması ve endüstride yalnızca ünlüleri değil işçileri de kapsayan eşitlik dileğiyle!

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.