Sessiz katil iş başında…

Dünyada her yıl yaklaşık 8 milyon kişi hava kirliliği yüzünden yaşamını yitiriyor. Avrupa ülkeleri, özellikle fosil yakıt kullanımını mercek altına alırken, Türkiye’de hava kirliliğini ölçüm istasyonları bile sayıca yetersiz, olanlar da eksik parametreyle çalışıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) hava kirliliğini ‘sessiz katil’ olarak tanımlıyor; uzun bir süreden bu yana…  Bu tanımı kullanmasının en büyük nedeni örgüte göre hava kirliliği nedeniyle dünyada her yıl yaklaşık 8 milyon insanın yaşamını yitirmesi… Bu insanların 4.2 milyonu dış ortam hava kirliliği sonucu; 3.8 milyonu ise iç ortam hava kirliliği sonucu yaşama erken veda ediyorlar*

WHO 2016 yılındaki tüm ölümlerin %7,6’sının direk hava kirliliğine bağlı olduğunu söylüyor. Hemen hemen her yıl yayımlanan Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) raporları da WHO’nun iddialarını doğrular nitelikte… Ajansa göre 2016 yılı içinde 28 Avrupa Birliği (AB) ülkesinde hava kirliliğine bağlı 440 binden fazla erken ölüm görülmüş. Erken ölümlerin 412 bini sadece 2.5 µm partikül madde (pm) ile ilişkili…  Bu 412 bin ölümün 372 bini AB üyesi ülkelerde gerçekleşmiş Ajansın geçtiğimiz hafta içinde yayınladığı son raporu da tüm açıklığıyla tehlikenin büyüklüğünü ortaya koyuyor; sessiz katil yanı başımızda.**

EEA’nın 2019 raporu 2000’li yıllardan bu yana Avrupa ülkelerindeki hava kirliliği açısından olumlu ve olumsuz gelişmeleri inceliyor. Rapora göre AB ülkelerinin büyük çoğunluğunda 10 µm ve altındaki pm konsantrasyonları gerek AB’nin gerekse WHO’nun hava kalitesi için koyduğu limitlerin üzerinde kalmış. 2017 yılında Avrupa genelinde kurulu 4000’den fazla hava kalitesi izleme istasyonunun verilerine dayanılarak hazırlanan rapora göre, kötü hava kalitesi; özellikle de yüksek pm, azot dioksit (NO₂) ve ozon (O₃) seviyeleri, başta kentlerde olmak üzere insanların sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. EEA’nın analizlerine göre sadece 2.5 µm ve altı pm kirliliği bile tüm Avrupa’da erken ölümlerin ortaya çıkması için yeterli… Üstelik Avrupa’da hava kirliliği sadece erken ölümlere neden olmakla kalmamış; sağlık harcamalarının artmasına, iş gücü kaybına yol açmış; tarımsal verimi düşürmüş ve biyoçeşitliliğin azalmasına; ekosistemlerin önemli ölçüde zarar görmesine de neden olmuş.

Tablo: Hava kirliliğine neden olan parametreler; ana kaynakları ve sağlık etkileri***

Hava kirliliğinin en önemli kaynakları kolayca tahmin edilebileceği gibi fosil yakıtların kullanımına bağlı… Özellikle kentlerde yoğun trafik, kentsel ısınma, endüstri ve tarım EEA’ya göre hava kirliliği sorunun en önemli nedenlerinden… Üstelik AB ülkelerinde geçerli hava kalitesi standartları WHO’nun kabul ettiği standartların oldukça üzerinde.

Gerçi 2017’de daha önceki yıllara göre Avrupa genelinde hava kalitesinde bir iyileşme sağlanmış ama bunun yeterli olmadığı ortada. Şimdi EEA’nın verilerine dayanılarak tüm Avrupa’da hava kalitesinin nasıl iyileştirilebileceği ve tam olarak yakalanamasa bile WHO’nun hava kalitesi sınır değerlerine nasıl yaklaştırılabileceği tartışılıyor. Tartışmalar fosil yakıt kullanımın nasıl sınırlandırılabileceği konusunda yoğunlaşmış. Kentlerde taşıt trafiğinin azaltılması, elektrik üretiminde daha fazla yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim, endüstri ve tarımın yarattığı hava kirliliği açısından daha sıkı kontrol altına alınması tartışılan önlemlerden birkaçı… Ancak EEA yetkilileri önemli bir konuya daha dikkat çekiyor; tüm Avrupa’nın WHO’nun hava kalitesi standartlarına uyumdan hala çok uzak olmasına…

Alınan önlemlerle 2016’da 2015 yılına kıyasla erken ölümlerin 17 bin kişi azaltılmış olmasına ve azalmanın 1990 ile karşılaştırıldığında yarım milyona yakın olmasına karşın birçok Avrupa ülkesinin hala WHO hava kalitesi standartlarını bir tarafa bırakın; Avrupa Birliği standartlarını bile yakalayamaması çözümün önündeki önemli bir sorun. EEA icra direktörü Hans Bruyninckx, ‘Avrupa şimdi çevre baskılarının ve hava kirliliğinin sistemik nedenlerini ele alan iddialı bir gündem belirlemek için eşsiz bir fırsata sahip. İlerleme kaydediyoruz, ancak bizi sürdürülebilirlik ve sağlıklı bir çevre yoluna sokmak için enerji, gıda ve ulaşım sistemlerimizdeki değişiklikleri hızlandırma zamanı’ diyor. 28-29 Kasım’da Slovakya’da ikincisini düzenleyecekleri ‘temiz hava forumu’nda AB ülkeleri başta fosil yakıt tüketimi olmak üzere bu sorunun tüm boyutlarını tartışacak.

Türkiye’de ölçüm istasyonu eksik, olanlar da ölçmüyor

Bizde mi? Hava kirliliği Türkiye’de tam anlamı ile sessiz bir katil. Ülkemizde Temiz Hava Hakkı Platformu’na göre 2017 yılı içinde meydana gelen 30 yaş ve üstü 399 025 ölümün 51 574’ü direk hava kirliliği ile ilişkili****…  Üstelik hava kalitesi ölçüm istasyonlarımızın sayısı yetersiz ve mevcut istasyonların çoğu da hava kalitesi ile ilgili parametrelerin tamamını ölçemiyor. Halen sayıları 350 civarında olduğu bildirilen hava kalitesi izlem istasyonlarımızın sadece 200 kadarının verileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşıyor ve üstelik bu cihazların önemli bir kısmı tüm parametrelere bakamıyor. Sayıları 150’yi bulan istasyonun ölçüm sonuçlarını ise bakanlık yetkilileri dışında kimse bilmiyor. Sonuçları kamuoyu ile paylaşılan cihazların yaptığı yetersiz ölçümlerin dayanılarak yapılan analizlerde ise hava kirliliğinin ülkemiz açısından ciddi bir sorun oluşturduğu açıkça görülüyor. Buna karşın ülkemizde henüz AB ülkelerindeki gibi hava kirliliğini önleme açısından ciddi adımlar atıldığını iddia edebilmek çok zor…

Peki, ne yapılmalı? Her şeyden önce ülke olarak üyesi olduğumuz EEA’nın Avrupa çapında hava kirliliğinin önlenmesi için gösterdiği çabalara ülkemizde destek olmalı…  Karşı karşıya olduğumuz sessiz katilin boyutlarını gerçek anlamda görmek için ölçüm cihazlarımızın sayı ve niteliği artırılmalı, bu cihazların sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalı, yasal limitlerimiz WHO limitleri ile uyumlaştırılmalı, yenilenebilir enerji kaynakları desteklenmeli, endüstriyel yatırımların tamamı için çevresel etki değerlendirme (ÇED) ve yanı sıra sağlık etki değerlendirmesi çalışması (SED) yapılmalıdır.

Tabii en temelde de hava kirliliğinin yanı sıra küresel iklim krizinin de ana nedeni olan fosil yakıt kullanımının terk edilmesi için ciddi çaba göstermeliyiz.

Aksi halde sessiz katil yanı başımızda bekliyor…

* https://www.who.int/airpollution/en/

** https://www.eea.europa.eu/highlights/cutting-air-pollution-in-europe

***http://mobil.havaizleme.gov.tr/Default.ltr.aspx

****http://www.ttb.org.tr/userfiles/files/Hava-Kirliliği-ve-Sağlık-Etkileri-Kara-Rapor-2019.pdf

(Yeşil Gazete)

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

Güzelliğe, iyiliğe açık kalmak için Açık Radyo

Kötülüğün eşiği aşıldı. Elimizdekileri kaybetmememiz ve kötülüğe karşı durabilmemiz için Açık Radyo açık kalmalı. Sesimize ve sözümüze sahip çıkmak için elimizden geleni yapmalı, dayanışmayı büyütmeliyiz.

Açık Radyo’suz olmaz!

'Hüznün fiziği'nin diyalekti açısından bakarsak en derin hüzünler en coşkulu ve en mutlu adımları getirecektir. Tabii yaşama ve mücadeleye olan inancımızı yitirmemişsek...

EN ÇOK OKUNANLAR