Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Açık Radyo’nun Karaköy’deki binasının küçük avlusundayız.

Yaşadığı Adalar’ı rant saldırısından koruma mücadelesi yürüten Açık Radyo programcısı, dostum Derya Tolgay’la birlikte, yayın yönetmeni sevgili Ömer Madra ve radyonun uzun yıllardır yayın koordinatörlüğünü yürüten canım Didem Gençtürk’le buluşmamıza 15 dakika erken geldik.

Kapıda bizi karşılayan genç arkadaşlarımız, biraz beklememizi rica ediyor. İçeride program kaydı varmış. Birileri giriyor binaya, diğerleri çıkıyor. Sürekli bir hareketlilik hali. Bekliyordum desem abartı olur, ama seviniyorum da.

Radyo ekibinin binanın hemen önünde güpgüzel bir ev yaptıkları kedi ailesiyle vakit geçiyoruz beklerken. Güzel bir sonbahar güneşinin ısıttığı küçücük avluda bebeklerin koşuşturması, anne kedinin dikkatlice izlediği ilk özgür adımlar… Tüm canlılığı ve inadıyla “kainatın tüm seslerine, renklerine ve türlerine” açık kapılar, “kapattık, bitti” diyenlerin erken sevincini kursaklarında bırakacağını nasıl da haykırıyor.

Tam zamanında biten kaydın ardından önce bütün heyecanı ve telaşesiyle çalışan ekiple merhabalaşıyoruz: Soru-cevap formatı için birbirlerine danışan gencecik radyocularla selamlaşıp, Internet sitesini güncelleyen, kurgu masasına gömülmüş ekip üyelerine el salladıktan sonra bizi karşılayan Madra ve Didem’le hasbıhal zamanı.

Madra her zamanki titizliği ve çalışkanlığıyla koltuğunun altında onlarca dosyaya oturuyor masaya. 30 yıl boyunca anlattıklarına ek daha ne çok anlatacağı var.

‘Dükkan açık’, hazırlıklar tam gaz, ziyaretçiler eksilmiyor

“Nasılsınız” sorumuza ilk yanıt, “çok yoğunuz” oluyor.

Mesela, radyonun 30 yıllık yayın hayatı boyunca ondan esinlenerek ya da kendi yayınlarından oluşan 32 kitap yayımlamışlar şimdiye kadar. “Arada unuttuklarımız vardı” diyor Didem, “Şimdi bunların hepsini kayda alıyoruz. Internet sitemizdeki eksik kitaplarımızı tamamlamaya çalışıyoruz.”

Madra, kendi yazdığı ilk kitabı bile unutup gittiğini anlatıyor araya girerek. Arşiv şart, hepsini yeniden düzenliyorlarmış. Internet sitesi her gün güncelleniyor. 15 yıl önce yayımladıkları Açık Kitap’ı da şimdi dijital hale getiriyorlar: “Açık Radyo sadece radyo değil, yazılı içerikleri, kitapları, diğer etkinlikleriyle bir kültür kurumu. Şimdi buna daha çok odaklanıyoruz.”

‘Dükkan’ da her gün ‘açık’. 21 kişilik ekip kendi vardiyalarında her gün işlerinin başında:

“Dışarıya yayın yapamıyoruz ama radyonun sessizliğine alışkın olmadığımız için kapalı devre yayın başlattık. Her gün mutlaka yayın yapıyoruz. Şimdilik kendimiz için olsa da bu, bizi tekrar yayına başlayacağımız gün için de hazır tutacak.”

Bir de günlük tutmaya başlamışlar: “Açık Bülten”. Açık Radyo’nun sitesinde her gün yayımlanan bültende, o gün radyoda neler olup bittiğine, gelen ziyaretçilere ilişkin küçük notlar, müzik listeleri, bir şiirden alınma bir paragraf,  bazen komik anlar, ekipten küçük dedikoduları yazıyorlar. Linki şurada, canlı yayından -şimdilik- mahrum kalanlar buradan bir nebze hasret giderebilir.

13 Kasım, Açık Radyo’nun 30. yaş günü. Çoktan kutlama hazırlıklarına başlamışlar, lisans iptali bu hazırlıkları aksatmak bir yana hızlandırmış. Heyecan ve sevinçle şimdi çok daha büyük ve eğlenceli bir kutlama için çalıştıklarını anlatıyorlar. Ajandalarınıza not almanızı hararetle tavsiye ediyorum.

Gelen yüzlerce mailin yanıtlanması, seri toplantıların dışında radyonun susturulduğu ilk andan beri radyoya akın eden ziyaretçiler ise en önemsedikleri, en sevindikleri meşguliyetleri.

Bizim gittiğimiz günün sabahında Fransa ve Almanya’dan 40 radyocu destek ziyaretine gelmiş örneğin. Bizden sonra da genç sivil toplum çalışanlarıyla bir araya geleceklermiş. İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’den CHP lideri Özgür Özel’in de aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçiye; Türkiye’nin önde gelen yazarları, çizerleri, sivil toplum temsilcileri, sanatçıları, ulusal ve uluslararası medya mensupları, hukukçulardan yüzlerce dinleyiciye kadar her yaştan, cinsiyetten, kesimden yüzlerce kişinin her gün radyo binasına gelip “sesiniz sesimiz, sözünüz sözümüz” demesi, geçen 30 yılda nasıl bir anlam dünyası, dayanışma ve kültür yarattıklarının en güzel nişanesi değil de ne?

Madra’nın gözleri ışıl ışıl:

“Kapatılma kararına karşı bir tepki bekliyorduk ama bu kadar büyük bir destek bizi de şaşırttı. İlk günden beri okur, dinleyici, yazar çizer arkadaşlarımız hep yanımızdaydı.

16 Ekim saat 13.00’ten hemen önce, son yayını yaptığımız sıralarda radyo binasına akın edenler, gün boyunca avluya sığmayıp ara sokaklara, caddelere yayıldı. Devasa bir kalabalıktı, burası herhalde bu kadar büyük bir kalabalık görmemiştir.”

Bir arkadaşının kalabalığı aşıp kendisine ulaşamayınca, “Açılın ben doktorum” diyerek aradan sıyrıldığını, aynı evde yaşayan bir çiftin radyo önüne ayrı ayrı gelip birbirlerine ulaşamayınca evlerine yine yalnız döndüklerini anlatıyor gülerek.

Medyanın ilgisine, 69 uluslararası medya örgütünün ortak açıklama yaparak yanlarında yer almasına da çok sevinmiş.

Doğumunu elleriyle gerçekleştiren bir ebeveyn olarak, binlerce kişinin el vermesiyle dünyanın en afili yetişkinine dönüştürdüğü çocuğuna bakarken, nasıl da gururlu ve müteşekkir…

Didem araya girerek, ekoloji mücadelesi veren yerel grupların, ilk günden bugüne verdikleri büyük desteği de hatırlatıyor. Ekoloji ve iklim örgütlerinin, aktivistlerinin hayat damarlarından en önemlisinin kesilme çabasına karşı tepki büyük. Açık Radyo’nun sadece onların değil, Akbelen’deki bir ağacın, Kazdağları’nda akan bir derenin, Kuzey Ormanları’nda yaşayan bir atmacanın, Adalar’ın atlarının, Diyarbakır’ın, Siirt’in, Sinop’un; Türkiye’nin her bölgesindeki dağın, taşın, kurdun kuşun, börtü böceğin sesi olduğuna 30 yıldır tanıklar zira. Sadece temiz hava solumak, temiz suya erişmek isteyenler, sıcak dalgalarına ve sellere kurban olmak/vermek istemeyenler değil, hakkını arayan madenciler, işsiz kalan gençler, savaş karşıtları, hak savunucuları, şiddet mağduru kadınlar ve hatta çocuklar da biliyor; Açık Radyo hepsine, her zaman açık….

O yüzden ilk günden beri neredeyse her gün, her saat sosyal medya paylaşımları, kampanyalar, protesto etkinlikleri, hatta bugünkü gibi mitinglerin yapılması, radyolarına yeniden kavuşana kadar mücadele etme kararlılıkları şaşırtıcı değil.

Ama Madra’nın 30 yıldır hiç eskimeyen şaşkınlığı ve dehşet içindeki hayreti baki. Hiç bıkmıyor, vazgeçmiyor, anlatıyor: İklim krizi çok büyük, sürreal bir durum. Gezegenimiz uçurumun kıyısında ve her geçen gün aşağıya doğru bir adım daha atıyoruz. Türkiye medyasında, bizimle birlikte Yeşil Gazete’den başka yeryüzünün şimdiye dek karşılaştığı en büyük tehlikenin vahametini anlatmaya, göstermeye çalışan, bıkmadan usanmadan yokoluşun önüne geçmek için yapılabilecekleri dile getiren başka medya organı yok.”

Açık Radyo neden açık kalmalı sorusunun tek cevabı olsa, herhalde bu olurdu.

Kapatma kararı tamamıyla art niyet

Bundan sonraki süreçle ilgili planlarını da soruyoruz son olarak. Yargı ayağı nasıl gidiyor, her duruma uygun senaryolar oluşturuldu mu?

Artık biliyorsunuzdur; 24 Nisan’da Açık Gazete’de bir konuğun “Ermeni soykırımı” ifadesi kullanması ve programcılar Madra ve Özdeş Özbay’ın onu uyarıp ifadeyi “düzeltmemesi” nedeniyle, 25 Mayıs’ta RTÜK radyoya beş gün yayın durdurma ve üst sınırdan para cezası verdi.

Bu tür kararlar, tuhaf şekilde artık elektronik ortamdan yayımlanıyor, taraflara fiziksel olarak tebliğ edilmiyor. Ancak elektronik ortamdaki tebligatların hepsi de her zaman tam olarak açıl(a)mıyor, bütün ayrıntılar görülmüyor.

Açık Radyo’nun başına gelen de tam da böyle bir durum. Tebligattaki para cezasını görmüşler, taksitlendirerek ödemeye de başlamışlar. Ancak yayın durdurma kararının bulunduğu sayfa, teknik bir sorundan ötürü açılmadığı için bunun yürürlük tarihine ulaşamamışlar.

Bir kez daha denediklerinde fark edince, başvurup yayın durdurma için yeni bir tarih belirlenmesini talep ediyorlar. Başvurdukları İdare Mahkemesi de bunun için “yürütmeyi durdurma” kararı veriyor. Hatta RTÜK’ün itirazını da reddediyor.

Açık Radyo, beş günlük yayın durdurma için yeni bir tarih beklerken ve bu arada yayınını sürdürürken, aynı mahkeme bu kez kendi verdiği yürütmeyi durdurma kararını iptal ediyor. Neden? Ne değişti? Kimse bilmiyor. İktidarın “ibret” kılıcı RTÜK de hemen vaziyet alarak, yayınlar durdurulmadığı için karasal yayın lisansını ve buna bağlı internet yayıncılığı lisansını iptal ediveriyor.

Açık Radyo ekibinin açtığı davalar sürüyor. “Yürütmeyi durdurma”nın kaldırılmasına da itiraz edildi.

Her ikisi de “olumlu” bir karar çıkacağından, hiç ayrılmadıkları mikrofonlarının başında tekrar seslerini Türkiye’ye duyuracaklarından umutlu.

Düşünmek istemesek de ya olumsuz bir karar çıkarsa?

B-C-D planları hazır. Internet üzerinden yayın yapmaya devam etmek için başvurularını yapmışlar. Altyapı da tamam. Yayın lisansını kaybederlerse yeni bir isimle devam edecekler ama ne gam. Milyonlarca dinleyici ve okurlarının desteğiyle eski mahallelerinde yeni bir dükkan açmaları an sürmez. Biliyorlar….

Genç ekiplerinin de katkısıyla dijital medyanın yepyeni olanaklarını da kullanmak için hazırlar.

O kadar hazırlar ki; her durumda yayınlanacak programlar şimdiden kaydedilmiş;  ilk programda çalacakları  ilk şarkıya, kuracakları ilk cümleye kadar belirlenmiş.

Merhaba kainat

Ömer Madra, kendi deyimiyle “iflah olmaz” bir 68’li. Mücadeleyle geçen bir ömrün, neşeyle eğlenceyle örülebileceğine en güzel örneği, bundan tam 30 yıl önce, geçen yıl kaybettiği oğlu Cem Madra ile başlattığı benzersiz bir yolculukla vermeyi başarmış bir genç ruh.

1995’in haziran ayında yayımladıkları ilk manifestoları “Eğlenemiyoruz” diye başlıyordu:  “Radyo, televizyon, gazete, dergiler sıkıcı ve vasat. Hepsinden öylesine kuru bir gürültü çıkıyor ki sonuçta bir kakofoniden başka bir şey doğmuyor.”

Mottosunu hatırlatıyor: “Yar bana bir eğlence, medet!”

Memleket insanı olarak son 30 yıldır hiç “eğlenemiyoruz” hakikaten. Kuraklaşmış, çoraklaşmış, baskı ve korku ikliminde sadece çıkarlarını muhafaza edenlerin saldırısına karşı tarihimizi, kültürümüzü, kentlerimizi, hayatlarımızı muhafaza etmeye çalışmaktan, kriz üzerine kriz yaşamaktan, ayakta kalmayı geçip hayatta kalma çabasından bitap düşmüş milyonlar, kesilmeye çalışılan nefes borusundan vazgeçmemesi biraz da bu yüzden. Bırakın Türkiye’yi dünyada eşi benzeri olmayan radyolarından, binlerce insanın katıldığı “sürekli parti”lerinden vaz geçmeyecekler, biliyoruz.

Bu şenlikli yolculuğun bir inat, mücadele azmi, inanmışlık ve adanmışlık hikayesi olarak nice 30 yılları devireceğine ne bizim ne de ekibin şüphesi var.

Açık Radyo, açık kalmalı. Sadece bizim için değil, tüm gezegenin hayrı için de. Bunun için desteklerinizi ve dayanışmanızı yükselterek sürdürmeniz çok önemli.

Son cümle, en kısa zamanda yeniden 95.0 frekansından duymayı umut ettiğimiz Madra’nın açılış cümlesi olsun: Tekrar Merhaba Kainat!

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Karacasöğüt’te 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı’na marina için ÇED gerekli değilmiş

Marmaris'te 1. Derece Arkeolojik Sit alanına yat iskelesi ve turizm tesisi projesine valiliğin verdiği 'ÇED gerekli değil' kararı İdare Mahkemesi'nce de uygun bulundu.

[COP29] Petrol zengini Suudi Arabistan müzakereleri sabote ediyor

Suudi Arabistan delegeleri, Bakü'deki iklim zirvesinde fosil yakıtlardan uzaklaşma, adaptasyon, iklim taahhütleri gibi kritik konulardaki müzakereleri her fırsatta engelliyor.

[COP29] Fosil yakıt sübvansiyonlarını kaldırma koalisyonuna üç ülke daha katıldı

Birleşik Krallık, Yeni Zelanda ve Kolombiya'nın katılmasıyla 'Sübvansiyonlar Dahil Fosil Yakıt Teşviklerinin Aşamalı Olarak Kaldırılması Uluslararası Koalisyonu'na üye ülke sayısı 16'ya yükseldi.

Yerel örgütler ‘nefes alan Türkiye’ için kömürden adil çıkış istiyor

16 yerel iklim ve çevre örgütü, COP29'a kalabalık bir heyetle katılan Türkiye'den kömürden adil bir çıkış takvimini açıklamasını talep etti.

‘Süper zenginlere vergi’ G20 Zirvesi’nin sonuç bildirisine girdi

Rio'da yapılan G20 Zirvesi'nin sonuç bildirgesinde dünyayı en çok kirleten süper zenginlere ek vergi, iklim finansmanının artırılması yer aldı; 1.5C hedefi teyit edildi

EN ÇOK OKUNANLAR