Ana Sayfa Blog Sayfa 592

Depremin ardından salgın tehdidi: Adıyaman’da maskeler takılıyor

Video haber: Metin YOKSU

*

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından 10 il enkaza döndü. Can kaybı 21 bin 43’e, yaralı sayısı 80 bin 97’ye yükseldi. İllerde enkazlar kaldırılırken bir yandan da hala hayatın olduğu düşünülen binalarda arama kurtarma çalışmaları yapılıyor. Kentlerden ceset kokusuna ek yerlere atılmış çöplerin ve koordinasyon eksikliği nedeniyle yollara saçılan gıdaların kokuları yükseliyor. Adıyaman’da vatandaşlar maskeler takmaya başladı ve hijyenik bir ortam istiyor.

Uzmanlar halk sağlığı sorunlarının yaşanabileceği yönünde uyarıda bulunuyor. Vatandaşlar duş alamıyor, tuvaletler yetersiz olduğu için açık alanlarda ihtiyaçlarını gidermek zorunda kalıyor ve suya ulaşamıyor. Vatandaşlar sorunlarını Yeşil Gazete‘ye anlattı:

Ekoloji örgütleri: Deliller enkazda, her enkaza bilirkişi heyeti gönderin

İklim ve ekoloji örgütlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Ekoloji Birliği ve İklim Adaleti Koalisyonu’ndan, depremin ardından gelen yıkımın tüm sorumlularının etkin yargılama süreçlerinden geçirilebilmesi için çağrı yapıldı.

Tüm sorumluları hukuk önünde hesap vermekten koruyacak enkaz kaldırma çalışmalarından uzak durulması istenen çağrıda, “Gerekli tedbirler alınmadan enkaz kaldırma işlemlerine başlamak ve ağır hasarlı evleri yıkmak suçun ortağı olmaktır” denildi.

Açıklamada yürütülecek çalışmalara ilişkin yapılması gerekenler de şöyle sıralandı:

  • Vücut bütünlüğünü bozucu hoyratlıktan uzak,
  • Delillerin karartılmaması için gereken belgeleme ve envanter çalışmalarının yapıldığı
  • Enkazlardaki bu çalışmalar için devlet personelinin ve bilirkişi heyetinin tüm enkazlarda bulunduğu
  • Uuzmanlarca incelenmek üzere numunelerin uygun koşullarda muhafaza edildiği
  • Yapılacak inceleme sonucu ortaya çıkacak tüm sorumluların hesap vermesinin sağlandığı bir süreç olarak işletilmesi zorunluluktur.

Tüm emek, meslek ve sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere çağrı yapan örgütler; “Bu sürecin doğru yürütülmesi, devlet kurumlarını harekete geçmesi için mücadele verelim ve çalışmaları etkin takip edelim. Evi yıkılmış tüm depremzedelere çağrımız: Delillere sahip çıkalım, numune alınmadan enkazların kaldırılmasına izin vermeyelim, şikayetçi olalım” dedi.

Gaziantep’de yıkılan sitenin mütehahhidi de gözaltına alındı

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından  yıkılan binaların müteahhitlerine yönelik soruşturmalar kapsamında, gözaltılar da başladı.

AA’nın aktardığına göre, Gaziantep’te depremde yıkılan Ayşe-Mehmet Polat sitesinin müteahhidi ve fenni mümessili Mehmet Ertan Akay, İstanbul’da gözaltına alındı.

Gaziantep Başsavcılığı’nca depremde Akay hakkında ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ ve ‘imar kanununa muhalefet’ suçundan yakalama kararı çıkarılmıştı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri de söz konusu karar üzerine Akay’ı Ataşehir’de yakaladı. Akay’ın emniyetteki işlemlerinin ardından soruşturmanın yürütüldüğü Gaziantep’e gönderilecek.

Dün Hatay’da depremde yerle bir olan Rönesans Rezidans’ın müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun Karadağ’a kaçmaya çalışırken İstanbul Havalimanı’nda; bina ve sitelerde tespit edilen yapım kusurları ve kolon kesme eylemleri sebebiyle Osmaniye‘de sekiz kişi gözaltına alınmıştı.

Hatay’daki Rönesans Rezidans’ın müteahhidi, yurtdışına kaçarken yakalandı
Osmaniye’de yıkılan binalarla ilgili dört gözaltı: Kolonları kesmişler

Kılıçdaroğlu’ndan çadır üreticilerine: Stoklarınızı bize ulaştırın, hepsini satın alacağız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yedi büyükşehir belediye başkanıyla birlikte ikinci kez deprem bölgesine gitti.

CHP liderine Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba, Seyit Torun, Faik Öztrak, Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu (İstanbul), Mansur Yavaş (Ankara) Tunç Soyer (İzmir), Muhittin Böcek (Antalya), Vahap Seçer (Mersin) Kadir Albayrak (Tekirdağ) ve Osman Gürün (Muğla) eşlik etti.

İlk durağı olan Malatya‘da, Sidelya Park isimli bir işletmedeki toplanma alanında konuşan Kılıçdaroğlu, bölgede ciddi anlamda çadır sorunu olduğunu söyledi:

“Ben, buradan Türkiye’de çadır üreten bütün firmalara sesleniyorum. Elinizde eğer çadır, çadır stoğunuz varsa, lütfen büyükşehir belediye başkanlarına ulaşın. Kaç çadır varsa, bize verin. Biz bunları satın alacağız ve deprem bölgelerine göndereceğiz.”

Depremzedelerle de bir araya gelen Kılıçdaroğlu’ndan ağırlıklı olarak çadır, su, elektrik, soba, hijyen malzemeleri ve iç çamaşırı talep edildi.

Heyet daha sonra tamamına yakını çöken Hayat Sitesi enkazına gitti. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, “Malatya’dayız. Başka bir acı ortamındayız. Büyük sıkıntılar var. Şu ana kadar bize aktarılan temel sorun, çadır. Gazeteci arkadaşlarım burada, depremi izleyen arkadaşlarım da farkındalar. Hava çok soğuk. Belli yerlerde duruyorlar. Belli evler, belli kişilere yerleri açıyorlar ama dışarıda kalan, arabada kalan, geceyi arabada geçiren çok sayıda Malatyalı var. Malatyalıların büyük bir kısmı Malatya’dan ayrılmış” dedi.

Kendilerine aktarılan en temel sorunun çadır eksikliği olduğunu belirten CHP lideri şunları dile getirdi:

Bize aktarılan temel sorun çadır. Hava çok soğuk. Bütün deprem bölgelerine çadır gönderilmesi lazım. İnsanlar acı çekiyorlar soğuktan. Türkiye’de çadır üreten bütün firmalara sesleniyorum, elinize çadır stoğunuz varsa lütfen büyükşehir belediye başkanlarımıza ulaştırın, kaç çadır varsa satın alacağız ve deprem bölgelerine göndereceğiz.

Hâlâ çadır sorunu çözülemiyorsa demek ki bir sorunumuz var. Nasıl oluyor da bu kadar hazırlıksız davranabilirler akıl alacak şey değil.

İnsanlar zaten depremin acısını yaşıyorlar bir de böyle bir sorunla karşı karşıya kalmaları üzüntü verici.

‘Koordinasyonsuzluk sorunları beraberinde getiriyor’

Türkiye büyük bir ülke, güçlü bir ülke, sorunları çözebilecek imkanları var ama maalesef koordinasyonsuzluk sorunları beraberinde getiriyor. Hükûmete çağrı yaptım, benim seslenmem vatandaşın acılarını duyurmak içindir. Vatandaşın derdini bilsinler. Bu ülkede çadır stokları nasıl olmaz, Kızılay’ın, AFAD’ın çadır stokları nerede? Bunların önceden düşünülmesi gerekirdi.

Hükûmete çağrı yapıyoruz; bu sorunu çözün. Elinde çadır olan hangi işletme varsa da bize bildirsin, satın alacağız, deprem bölgelerine göndereceğiz.”

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, Malatya’dan Diyarbakır‘a doğru yola çıktı..

Haluk Levent’ten saldırılara videolu yanıt: Gönlümüz ve kasamız bütün ihtiyaçlara açık

Maraş merkezli iki yıkıcı depremin ilk gününden itibaren yardım çalışmalarına başlayan ve bu nedenle de hedef gösterilen AHBAP Derneği‘nin Başkanı Haluk Levent, bugüne kadar yaptıklarını ve süreci nasıl yürüttüklerini anlattı.

850 milyon TL’ye ulaşan bütçelerini nasıl kullanacaklarına ilişkin planlarına da yer veren Levent, toplanan bağışları aktaracakları yerleri açıkladı.

Derneğin merkezinde gönüllülerle birlikte çektiği bir videoyu sosyal medya hesabından paylaşan Haluk Levent şunları söyledi:

“Depremin ilk gününden bugüne kadar günlük temel ihtiyaçları karşılamaya çalıştık. Ne isteniyorsa, bölgedeki arkadaşlarımızın raporları doğrultusunda neye ihtiyaç varsa göndermeye çalıştık, gönderiyoruz da. Sadece bunu yapmıyoruz. Türkiye’nin birçok yerinden TIR’larını gönderemeyen ve içindeki malzemeleri oraya ulaştıramayanlar için destek grubu oluşturduk.

Bizim gönlümüz ve kasamız, bölgedeki bütün ihtiyaçlara açıktır. Şu dakikada bile alımlar yapıyoruz, gönderiyoruz. Bundan sonraki günlerde, daha önceki yaptığımız gibi çalışmalarımızın tamamını raporlayıp, Twitter ve Instagram’dan görüntüleme durumuna, hatta faturaların görüntülenmesine kadar vereceğimizi taahhüt ediyoruz. Zaten bunu yapmıştık.”

İktidar yanlılarının saldırısına uğramıştı: Devletin otoritesini sarsıyor

Kamu yardım kuruluşlarına güvenmeyen birçok yurttaşın depremzedelere Levent’in kurduğu Ahbap üzerinden bağış ve yardım yapmış; ancak derneğin hesapları siber saldırıya uğramış ve  televizyon ve sosyal medyada harekete geçen bir takım kişiler tarafından hedef alınmışlardı. 

AKP’nin yönetim kurulu üyesi Berk Can Doğan Levent ve BaBala TV kurucusu Oğuzhan Uğur’un yer aldığı fotoğrafı paylaşarak şunları söyledi: “On binlerce gönüllünün emeğini, alın terini bu ikisine yedirmemek lazım. Devlet kurumlarının itibarını yok etmek için başlattığınız kampanyanın farkındayız. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bilin istedim.”

Doğan, daha sonra yeni bir tweet atarak AHBAP’ın faaliyetlerini incelediği ve hep AFAD’la birlikte çalıştıklarını tespit ettiğini söyleyerek, “Kendisiyle helalleştik, en kısa zamanda görüşeceğiz” dedi.

Geçen aralıkta MHP İstanbul il başkanlığı görevinden istifa eden Birol Gür de Twitter’dan şöyle yazdı:  “Lütfen yardımlarınızı AFAD üzerinden yapınız. AHBAP çavuş ilişkileriyle UĞUR’suz ellere yapılan yardımların ne kadarı depremzedelere ulaşıyor endişelerimiz var.“

Akşam Gazetesi yazarı Turgay Güler, bir tv kanalındaki programda Haluk Levent’in ‘1 milyar lirayı yönetemeyeceğini’ söylerken, TV100 sitesi yazarı Hacı Yakışıklı, Ahbap’a yapılan yardımların tamamının AFAD’a devredilmesini istedi. 

 

Yakışıklı daha sonra bir tweet daha atarak faturaları beklediğini, inceleyip teşekkür edeceklerini yazdı.

Not Haber Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk de Haluk Levent’in”haddini aşmaya başladığını” yazdı:

“Sahada çalışan onbinlerce insanın emeğine, fedakarlığına çöküşmüş durumda. Günlerdir hiçbir yerde hiçbir şeye katıldıklarını kimse görmedi. Sürekli başkalarının yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatıyor. Çok tipik bir şov hikayesi yazılıyor.”

Yeni Şafak muhabiri Taha Hüseyin Karagöz, Ahbap’ın deprem bölgelerinde olmadığını öne sürdü: “Amacım kimseyi zan altında bırakmak değil ancak kaçırdığım gündeme şöyle bir bakınca telaffuz edilen rakamları gördüm. Dünyanın dört bir yanına yardım götüren pek çok kurumdan yüksek meblağlar. Kurumun sitesinde de harcamalara ilişkin rapor yok. Sadece soruyorum ‘ne oluyor?’“

Gazeteci Furkan Haykır, Haluk Levent’in devleti ‘gölgede’ bıraktığını belirterek devletin otoritesinin sarsılabileceğini söyledi:

“Haluk Levent’in iyi niyetinden şüphem yok ancak DEVLET herşeyden üstündür. Devletin mücadelesi, şahısların gölgesinin altına girme hissi bile oluşursa, devletin otoritesi sarsılır. Muhalefet bunu siyasi bir malzeme haline getirdi ve bu konuda algı oluşturuluyor. Siyaset üzerinden hükümet üzerine algı oluşturamayan muhalefetin psikolojik harpçileri ‘AFAD başarısız AHBAP başarılı’ algısını oluşturdu.”

https://twitter.com/furkanhaykir/status/1623844750645141504

Levent, her tür desteği ‘şeffaflık’ doğrultusunda Twitter ve İnstagram hesapları üzerinden paylaşıyor.

BM: Suriye’de 5,3 milyon kişi evsiz kalmış olabilir

Kahramanmaraş depremlerinin Suriye’de yol açtığı yıkımın bilançosu da ağırlaşıyor. Bölgeye ilk Birleşmiş Milletler (BM) yardımları ulaşmaya başlasa da, içlerinde kurtarma ekipleri ve ağır ekipmanlar bulunmuyor.  

Ülkede  deprem nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı dün (10 şubat Cuma) itibarıyla 3 bin 377’ye çıktı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), depremler nedeniyle Suriye’de 5,3 milyon kadar insanın evsiz kalmış olabileceğini açıkladı.

BBC‘nin aktardığına göre, Şam‘da konuşan BMMYK Suriye temsilcisi Sivanka Dhanapala, “Bu çok büyük bir rakam ve bu insanlar halihazırda kitlesel olarak yerinden edilmiş durumdalar” dedi.

BM’nin depremzedelere toplu barınma merkezlerinin yanı sıra çadırlar, plastik örtüler, termal battaniyeler, uyku tulumları, kışlık giysiler sağlamaya odaklandığını belirten Dhanapala, bir kısmı muhalif güçler tarafından kontrol edilen kuzeybatı Suriye’ye yardım götürmenin çok zor olduğunu kaydetti.  

BBC: Radikal gruplar, depremzedelerden hükümetin yardımının reddedilmesini istiyor

Suriye devlet medyası ise Esat hükümetinin muhaliflerin kontrolündeki bölgelerdeki depremzedelere uluslararası yardım gönderilmesine izin verdiğini duyurdu. Ancak BBC İzleme Servisi,  radikal İslamcı grupların,  muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde bulunan insanları, hükümetin Serakib geçiş noktası üzerinden deprem yardımı ulaştırmasını reddetmeye çağırdıklarını bildirdi.

Muhalifler, hükümet yardımlarının kuzeydeki muhalif bölgelerde etki kurmak ve bu bölgeleri kademeli olarak geri almak için bir adım olarak kullanılacağını öne sürüyor. İdlib vilayetinin çoğunu kontrol eden kuzeybatıdaki baskın cihatçı grup Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) da Şam hükümetinden yardım alacağı iddiasını yalanladı.

Türkiye‘den Suriye’ye hali hazırda tek bir sınır kapısı üzerinden ulaşılabiliyor ve son günlerde iki yardım konvoyu geçti, ancak çok daha fazla yardıma ihtiyaç olduğu kaydediliyor. Hatay’ın Reyhanlı ilçesiyle İdlib arasındaki Cilvegözü sınır kapısı, yoğun olarak eski El Kaide bağlantılı HTŞ’nin kontrolünde olan bölgeye açılıyor ve halihazırda işliyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, iki kapının daha açılması için çalıştıklarını söylemişti.

‘İkinci felaket kapıda’

Küresel bir insani yardım kuruluşu olan Uluslararası Arama Kurtarma Birliği CEO’su David Miliband, yardımda ihtiyacı olan insanlara destek gitmediğini; bu sebeple Suriye’de ciddi sağlık sorunları anlamında ikinci bir felaketin kapıda olduğunu söyledi: “Suriye’nin kuzeyindeki ihtiyaçlarla karşılanan arasında büyük uçurum var. Çok basit temel ihtiyaçlar bile insani bir şekilde karşılanmaktan çok uzak”

Beyaz Baretliler gönüllüsü Ammar al Salmo da, uluslararası yardımların zamanında gelmediğini ve kurtarılabilecek binlerce kişinin bu sebeple hayatını kaybettiğini söyledi:  “Artık enkaz altından ses duymuyoruz, yani şu an artık çok geç kalındı.”

BM ise hem iç savaşın sürmesi hem de benzin gibi yardım dağıtımında zaruri ihtiyaçların bulunamaması sebepleriyle kendisine yöneltilen eleştirileri “haksız” olarak nitelendiriyor. BM görevlileri Türkiye’den daha çok sınır kapısı açılması gerektiğini söylüyor. 

Suriye hükümeti, BM üyesi ülkelerden, Uluslararası Kızıl Haç ve insani yardım kurumlarından uluslararası destek talebinde bulunmuştu. Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Katar‘ın içinde bulunduğu çok sayıda ülke yardım göndereceğini duyurdu. BAE, Türkiye ve Suriye’ye 50 milyon doların yanı sıra uçaklar gönderileceğini açıkladı.

Adıyaman soğuk ve bitkin: Arama kurtarmadan vaz mı geçildi?

Video haber: Metin YOKSU

*

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin ardından 10 il enkaz haline döndü. Depremde en çok etkilenen şehirlerden biri de Adıyaman oldu. Adıyaman merkezde bulunan Siteler Mahallesi‘nde bulunan Çelik Apartmanı‘nda ekipler arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor. Çelik Apartmanı ve yanındaki Yaman Apartmanı’yla ilgili yardım çığlıkları sosyal medyadan yapılmış ve içerisinde 200’e yakın insanın bulunma ihtimali olduğu bildirilmişti.

Çelik Apartmanı‘nda beşinci günde süren arama kurtarma çalışmalarında Gürcistan‘dan gönderilen ekip çalışmaları sürdürüyor. Çin‘den ve Japonya‘dan gelen ekiplerin de bulunduğu arama kurtarma çalışmalarında, ilçede Türkiye’den sevk edilen ekiplerin yurt dışından sevk edilen ekiplerle aynı profesyonellikte olmadığı görülüyor. Yabancı ekiplerin aynı zamanda tam teçhizatlı olduğu gözlemlenebiliyor.

Öte yandan beşinci günde Malatya ve Adıyaman‘da kullanılan arama kurtarma köpeklerinin çok az olduğu göze çarpıyor. Gürcistan ekibiyle gelen arama kurtarmada özel eğitimli köpek Amy’nin enkaz altından insanların sağ olarak kurtarılması için oldukça yardımcı olduğu belirtiliyor.

Ayrıca depremin ardından Adıyaman’da en tehlikeli konulardan biri halk sağlığı ihmalleri. İnsanların maske takmaya başladığını gördüğümüz şehirde, salgın riski bulunduğu belirtiliyor.

Halk sağlığı uzmanları hijyenin sağlanamadığına dikkat çekerek salgın tehlikesinin yükseldiğini söylüyor. Ayrıca birçok noktada enkaz altından kokuların geldiği belirtilirken bir yandan da su sıkıntısı çekiliyor. Tuvalet, kişisel temizlik gibi konularda vatandaşların acilen hijyenik ortamlara ulaştırılması, bulundukları ortamların sterilize edilmesi gerekiyor.

‘Arama kurtarmadan vaz mı geçildi?’

Barınma sorunu da aynı şekilde devam ediyor. Geceleri kentte dondurucu soğuk hakim. Vatandaşlar konteyner, çadır, uyku tulumu ve battaniyeye ihtiyaç duyuyor.

Öte yandan kentte arama kurtarma çalışmalarından çok enkaz kaldırmaya yoğunluk verildiği görülüyor. Mucize bekleyen, artık bitkin ve yorgun olan insanlar bize şu soruyu soruyor:

“Arama kurtarmadan vaz mı geçildi?”

Güven

Deprem bölgesinden iki görüntüyü aklınıza getirmenizi istiyorum.

İlkinde AKP Sözcüsü Ömer Çelik deprem yaşandıktan sonra Adana‘da kameraların karşısına geçti ve şu cümleleri kurdu: “Cumhur İttifakı olarak hepimiz sahadayız. Hem AK Parti Genel Merkezi hem MHP Genel Merkezi milletvekillerimizi, MKYK üyelerimizi bölgelere gönderdik. Hepimiz bu çalışmalarda üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Cumhur İttifakı‘nın teşkilatları sahadadır, bütün arkadaşlarımız istenildiği taktirde yardımcı olacak şekilde çalışmalara yardımcı olmaya çalışıyorlar. Hepimiz belli illere dağıldık, her ilde bakanlarımız var. Cumhur İttifakı’ndan genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, MKYK üyeleri, teşkilatlarımız var.”

Ondan kısa bir süre sonra bir başka görüntü düştü sosyal medyaya. Çelik’in bahsettiği genel başkan yardımcılarından bir tanesi olan Nurettin Canikli’nin görüntüsüydü bu. Bu sefer görüntü Gaziantep‘te çekilmişti. “Enkaz altındaki yakınlarını bekleyen bir yurttaş, AKP’li Nurettin Canikli’ye neden yardım gelmediğini sordu, yetkililere yalvardı. AKP’li Canikli ise yurttaşın bu haykırışlarına eline ‘telefonu alarak’ yanıt verdi.” Görüntüyü sosyal medyaya koyan Sinem Görücü şöyle yazdı: Babam hüngür hüngür ağlıyor. 22 saattir enkaz altındaki babası için. Kar yok yağmur yok biz büyük devletiz, niye kurtaramıyoruz diye.” Görüntü gerçekten enteresandı. Bir depremzede tüm acısıyla derdini anlatıyor ve “devlet” tüm soğukluğuyla arkasını dönmüş telefonuyla ilgileniyor.

Olay bittikten sonra sahneye giren ‘Yeşilçam polisleri’

Bu iki görüntü hükümetin olaya yaklaşımını güzelce özetliyor. Afet bölgesinde seçim ittifakı propagandası, afet bölgesinde afetzedeye sırtını dönerek yaklaşma. Her büyük afette aynı görüntüyü yaşıyoruz. Devlet aradan çekiliyor. Afet ile vatandaş karşı karşıya kalıyor. Ne yapabilirse insanlar kendileri yapıyor. Orman yangınlarını hatırlayın. Alevlerle vatandaşlar karşı karşıya kalmıştı. Selleri hatırlayın. Sularla vatandaşlar karşı karşıya kalmıştı. Şimdi de enkaz başında vatandaş yıkıntılarla karşı karşıya kalmış durumda. Ülkenin batısında insanlar çırpınıyorlar yardım etmek için. Ülkenin doğusunda insanlar çırpınıyor yardım gelsin diye. Fakat bunun organizasyonunu yapması gerekenler siyasi propaganda peşinde. Kendi çabasıyla İstanbul’a gelmiş insanlar havalimanlarında bekliyor. Kendi çabasıyla Adana’ya ulaşabilmiş doktorlar havalimanlarında bekliyor. Ve halk olarak her zamanki sorunu yaşıyoruz: Devlete ve yetkililere güvenmek istiyoruz fakat kimse ortada yok. Almaya gelince hiç utangaç olmayan devlet, konu sıkıntıya geldiğinde ortada görülmüyor. Görülmemek bir yana yardım etmek isteyenleri de “tek elden koordinasyon” adı altında engellemeye çalışıyor.

Türkiye‘de her tecrübeli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bilir ki bir afet olduğunda kendi başının çaresine bakmalıdır. Dernekler, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları bu yalnızlığı gidermeye çalışsa da esas güce ve kaynağa sahip olan devlet olay bittikten sonra sahneye giren Yeşilçam’ın polisleri gibidir. Bu yalnızlığı, bu güvensizliği çözmeliyiz. Afetler oldu ve olacak. Fakat bu güvensizlik ve sesini duyuramama hali devam edemez.

Deprem bölgesinde hemen, şimdi, enkaz kaldırılmadan yapılması gerekenler…

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli, üç tane 6’dan büyük artçısı olan  7.7 büyüklüğünde ve dokuz saat sonra Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde iki deprem gerçekleşti.

Depremin çok yıkıcı etkileri Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman başta gelmek üzere 10 ilde ve Suriye’nin kuzeybatı bölümünde yaşandı (bkz. Harita 1). Sonuçları açısından çok büyük bir felakete dönüşen bu depremlerde AFAD’ın açıklamasına göre yaklaşık 12,140 bina ve 66,050 bağımsız bölüm yıkıldı. Depremlerde bu sabah itibariyle, 20,665 insan hayatını kaybetti ve yaklaşık 80,100 insan yaralandı. Depremlerin ardından yaklaşık 1891 artçı deprem oluştu. Suriye’deyse, yaşamını kaybedenlerin sayısı 3,000’i aşmış durumda.

Örnekler hemen alınmalı

Çok özetle; afet yönetimi nasıl olmalıdır, olmalıydı vb. gibi bu aşamada çok lüks kalacak olan (ama önümüzdeki aylarda çok daha ciddi olarak tartışmamız gerekecek olan bilimsel-teknik, teknolojik ve yönetimsel) konulara hiç girmeksizin, YIKILAN BİNALARIN ENKAZLARINDAKİ CANLARI ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARINA EK OLARAK AŞAĞIDAKİLER HİÇ ZAMAN KAYBETMEKSİZİN YAPILMALIDIR:

  • 1- Depremde tamamıyla yıkılan, yerle bir olan, çöken, devrilen, çok hasar alan tüm binalardan, enkaz kaldırma başlamadan önce mutlaka ama mutlaka ivedilikle kolon ve kirişlerden, temel ve duvarlardan beton ve demir örnekleri alınmalıdır.
  • 2- Örnek alma işlemleri hem ilgili Bakanlıklar ve AFAD hem de İnşaat Mühendisleri Odası uzmanlarınca ve/ya da bu kurum ve kuruluşların uzmanlarından oluşan heyetlerce yapılmalıdır.
  • 3- Eğer 2’nci maddedeki örnekler ivedilikle alınmazsa, çok kısa sürede enkazlar kaldırılarak düzensiz olarak bir yerlere götürülüp atılacak ve olası kanıtlar karartılacak ve yok edilecektir. Bu daha önceki depremler sonrasında yaşanmış pek çok hukuksal yanı olan çok ciddi bir olumsuzluktur.

  • 4- Çok hasar alan ve tümüyle yıkılan hemen tüm binalar ve yapılar, çok iyi bilinen aktif fay hatları (büyük depremleri üretme potansiyelleri olan diri faylar) üstünde ve gevşek-sıvılaşmaya eğilimli alüvyal jeomorfolojik birimlerde, örneğin akarsu taşkın ya da taşkın-delta ovalarında hatta Asi Nehri örneğinde olduğu gibi hemen akarsu kanal setinin (artık doğal setler yok) yanı başında inşa edilmiştir (bkz. Harita 2 – AFAD).
  • 5- Sorumlular yargılanmalıdır: 4’ncü maddede çok özetle sıraladığım alanlardaki lüks konutlar, gökdelenler, yerleşmeler, otoyollar ve hava alanları vb. gibi büyük insan yapılarının mühendislik-mimari projelerini yapan, bu yapıların inşasına izin veren, oturma ve kullanma ruhsatı veren, teknik yapı denetimlerini yapan vb. tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin, özel kuruluşların ve denetim kuruluşlarının yanı sıra bu binaları yapan müteahhitlere ve inşaat şirketlerine ivedilikle ilgili illerdeki savcılıklarca soruşturmalar açılmalıdır.

 

Samandağ’da bir kadın 114’üncü saatte enkazdan kurtarıldı

Video haber: Gürcan Öztürk

*

Kahramanmaraş merkezli iki depremin ardından enkaza dönen on ilde arama kurtarma çalışmaları altıncı gününde devam ediyor. Binalardan ses bekleyen arama kurtarma ekipleri hayatın olduğu noktalarda çalışmalarını sürdürüyor. Diğer noktalarda ise vinçlerle enkaz kaldırma çalışmaları sürdürülüyor. Dün gece saatlerinde Hatay’da yapılan arama kurtarma çalışmalarında birinden beşinci günde, depremin 114’üncü saatte mucizevi bir kurtuluş gerçekleşti.

Türkiye ve Fransa‘dan arama kurtarma ekiplerinin çalıştığı Samandağ‘da bir evin enkazında bulunan bir kadın 22.00’da, sağ olarak kurtarıldı. Kadının kurtarıldığı bina için ekipler “Burada hayat var, çalışmalıyız” demişti: