ManşetDoğa MücadelesiYerel

Muğlalı çevreciler vazgeçmiyor: Ağaoğlu’nun Bargilya Sulak Alanı’na inşaat projesi iptal edilsin

0

Muğla‘nın Milas ilçesindeki Bargilya Tuzla Sulak Alanı’nda yapılmak istenen inşaat projesine karşı tepkiler dinmiyor. Boğaziçi köyünde müteahhit Ali Ağaoğlu tarafından yapılmak istenen lüks konutlar, 197 kuş türünün üreme ve barınma yeri olan doğal yaşamı sona erdirecek.

Besim Tibuk ve Ali Ağaoğlu ortaklığındaki şirket, flamingoların cenneti olarak bilinen Tuzla Sulak Alanı kıyısında 480 bin metrekarelik alanda yaklaşık 16 bin kişilik tatil köyü yapmak için inşaat ruhsatını aldığını duyurdu.

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyeleri bugün, “Korumaktan yana olmak varken, ruhsat vermek nedir?” şiarıyla Milas Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya TMMOB üyelerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.

MUÇEP Milas Sözcüsü Neşe Tuncer‘ın okuduğu basın açıklamasında Tuzla sulak alanının ne olursa olsun yapılaşmaya açılmaması, korunması istendi; “Doğa, kuş cenneti; rant ekonomisine feda edilmemeli” denildi.

Milas-Bodrum Havalimanı’nın da bulunduğu bölge, bir sulak alan ve yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapıyor. 1997’de tüm çabalara rağmen havalimanının yapımı engellenemedi. Şimdi de Milas‘ın kuş cenneti olan Boğaziçi Tuzla Sulak alanı da konutlaşma uğruna yok edilmek isteniyor.

Uluslararası ve ulusal yasalarca koruma altında

MUÇEP’in açıklamasından başlıklar şöyle:

“Muğla ili Milas ilçesi sınırlarında yer alan Bargilya Tuzla Sulak Alanı veya resmi kayıtlardaki ismi ile Milas Metruk Tuzlası Sulak Alanı,Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Ulusal Sulak Alan Envanteri Yönetim Bilgi Sistemi’ndeki verilere göre 562 hektar büyüklüğünde olup, Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak 31 Temmuz 2019 tarihinde tescillenmiştir.

Sulak alan, bir lagün (deniz ile bağlantısı olan göl) ve bu lagünün çevresinde bulunan deniz börülcesi habitatları, çamur düzlükleri, tuzcul çayırlıklar, küçük adacıklar ve sazlıklardan oluşan bir doğal yaşam alanı kompleksidir.

Alanda bulunan kuş türlerinin başlıcaları flamingo, ak pelikan, cılıbıt türleri, poyraz kuşları, balıkçıllar, martı ve sumru türleri ve kış aylarında sayıları binleri bulan çeşitli ördek türleridir. Ayrıca alan ülkemizde mahmuzlu kız kuşunun kışladığı nadir alanlardandır.

Bu özellikleri ile alan hem Önemli Kuş Alanı hem de Önemli Doğa Alanı kriterlerine sahiptir. Alan gerek uluslararası mevzuat (Ramsar, Bern, Barcelona ve Biyoçeşitlilik Sözleşmeleri) gerekse ulusal mevzuat (Çevre Kanunu, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği ve Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik) ile koruma altındadır.

Alan 26 Haziran 2021 tarihinde ve 4167 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile Kesin Korunacak Hassas Alan ilan edilmiştir.

Ekolojik koridora inşaat yapılacak

Tuzla Sulak Alanı, Milas Bodrum Havalimanı’nın batısında bulunan ve Tuzla gibi gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuatla koruma altında olan Sarıçay Deltası ile de ekolojik olarak ilişkilidir. 

Bu iki sulak alan arasında kalan projenin yapılmak istendiği bölge, ekolojik bir köprü, koridor vazifesi görmektedir. Biraz önce bahsettiğimiz korunan alanlara dair yönetmeliğin 5. maddesinde “Korunan alanların içinde ve birbiriyle ilişkili korunan alanlar arasında, ekolojik koridorlar tesis edilir” der. Alan halihazırda mevzuata, canlı yaşamına, ekolojik karaktere uygun doğal bir koridor barındırmakta iken, bu ekolojik koridora yaklaşık 4 milyon 500 bin m2 alanda 63 ayrı parselde toplam 743 bin m2 inşaat yapılmak istenmektedir.

Üstelik bu sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmış ÇED raporunda yazan biçimidir. Çeşitli emlak kulisi sitelerinde nüfus ve kapsam çok daha büyük belirtilmektedir.

Sulak alan, canlı yaşamı için gereklidir

Hem insan yaşamı hem de bölgede yaşayan, kışlayan, üreyen ve barınan tüm canlılar için hayati öneme sahip bu nadide sulak alan, bölgedeki ekosistemi geri dönülmez biçimde tahrip edecek, içerisinde binlerce konut, alışveriş merkezleri ve hatta golf sahalarının da bulunduğu bir Turizm Kenti Projesinin tehdidi altındadır.

Bu proje ÇED raporundaki tüm bilimsel ve hukuki eksiklik ve hatalara rağmen “ÇED olumlu” kararı alabilmiştir. Bu karar bakanlık sayfasında 2 Haziran 2021’de duyurulmuştur.

ÇED raporu: Eksik bilgiler ve hukuksuz bir plan

Projenin ÇED raporu incelendiğinde itirazlarımız genel olarak şu başlıklar altında toplanmaktadır:

  •  ÇED Raporu’na dayanak olarak sunulan belge ve imar planları güncel değildir.
  • Planlanan alan hukuken “Turizm Merkezi” niteliğinde değildir. Bu nedenle Turizm Kenti kurulması hukuka aykırıdır. 2015 yılında Milas Belediyesi’nin açtığı dava ile tam da böyle bir sulak alanı koruma gerekçesi ile bu kazanım sağlanmıştır.
  • Tuzla Doğal Sit Alanı ve çevresi yeniden değerlendirilmek suretiyle Kesin Korunacak Hassas Alan olarak belirlenmiştir.
  • Raporda gerçeğe aykırı bir şekilde, bölgede orman alanı veya ağaç niteliğinde koruma alanı bulunmadığı belirtilmiştir. Bu güncel ve bilimsel bir saha çalışmasına dayanmamaktadır.
  • Bargilya Tuzla Sulak Alanı, 31 Temmuz 2019’da tescil edilmiş Ulusal Öneme Hai̇z Sulak Alandır. 
  • Bölgenin iklimsel durumu ÇED raporunda gerçeği yansıtmayacak şekilde tanıtılmıştır. İklim değişikliğine bağlı gerçekleşmesi öngörülen nesnel, bilimsel ve güncel, deniz suyu seviyesi yükselmesi, kuraklık gibi durumlar göz ardı edilmiştir.
  • ÇED raporunda proje için su temininin ters ozmoz yoluyla elde edileceği bildirilmiştir ancak kuyuların yerleri raporda bildirilmemiş, kıyıda açılacaklarının yazılmasıyla yetinilmiştir. Alınacak ve geri bırakılacak su miktarı, niteliği ve yeri gerek Tuzla gerekse peyzaj seviyesinde tüm kıyısal ve denizel ekosistem üzerinde etkilere sebep olacak, akifer sistemine zarar verecektir. Bu Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği madde 8’e açıkça aykırıdır.
  • Projenin yapılması ve sonrasında oluşacak katı atıkların bertarafı konusunda ÇED raporunda detaylı bilgi verilmemiştir.
  • Proje sahası ve yakın çevresi Bern Sözleşmesi’ndeki Kesin Korunacak Hayvan Türleri listesinde bulunan hayvanların doğal yaşam ortamı olup koruma altındadır.
  • Raporda 1. ve 3. derece arkeolojik sit alanları bulunduğu belirtilmiş ve yapılaşma sınırı ile proje sınırı üst üste oturtularak bir koruma ve araştırma alanı bırakılmamıştır.
  • Projelendirilen “kasabanın” yapılmasında turizm açısından kamu yararı bulunmamaktadır. 1990’lardan bu yana bölgeye daha çok yerli ve yabancı ziyaretçinin gelmesini sağlayan doğal ve kültürel değerler, kısa vadeli rant hesapları nedeniyle geri dönüşsüz yok olacak, bölge halkının ana geçim kaynaklarından biri olan turizm orta ve uzun vadede bu durumdan hayli zarar görecektir. Hoş bir mutenalaşma gibi görünen fakat benzer örneklerde olduğu gibi bölge insanının kendi alanında varolmasını zorlaştırmak suretiyle yabancılaşmaya sebebiyet verebilecek, bölge insanının yıllardır yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmalarına neden olabilecektir.

Endişeliyiz

Şirket geçtiğimiz günlerde projenin Bargilya Tuzla Sulak Alanı ile ilişkisi olmayan “çevreci” bir proje olduğuna dair basında duyurular yaparak kamuoyunu yanıltma girişiminde bulunmuştur. Ne var ki, sulak alan ekosistemi kıyı ekosisteminden ayrı düşünülemeyeceğinden bu açıklama da bilimsel olarak gerçeği yansıtmamaktadır.

Projenin ve dava konusu ÇED raporunun ekolojik, yani doğal, kültürel, toplumsal ve tarihsel olanca değeri ve bağı, dolayısıyla yerel ekonomik dengeleri de geri döndürülemez biçimde yok edeceği, tam da projenin ve ÇED raporunun kendisiyle ortaya konmaktadır. Doğal, kültürel, toplumsal ve tarihsel değerleri ve bağları gerçekçi ve uzun vadeli korumak isteyen, ortak yaşam kültürüne sahip çıkan herkesin bu projeye karşı olacağını biliyoruz.

MUÇEP olarak ulusal ve uluslararası hukuka aykırı, ortak yaşam alanlarını, canlıları metalaştıran, odağına sadece sermayeyi, kısa vadeli rantı koyduğu gün gibi ortada olan bu projeye verilen ÇED olumlu kararının iptali için 1 Temmuz’da davamızı açtık. Talebimiz ÇED olumlu kararının ve projenin ivedilikle iptal edilmesi. Alana zarar verecek herhangi bir girişimin engellenmesi adına da yürütmenin acilen durdurulması gerekmektedir. Bu nadir yaşam alanı, onun yuva olduğu binlerce canlı, tarihsel değerler ve ortak yaşam adına çok endişeliyiz.

Bargilya Tuzla Sulak Alanı’nı birlikte yaşatmaya devam edelim.”

‘Tatlı su sizin değil halkın malıdır Ali Bey’

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras da, projeye Twitter’dan tepki vererek Ali Ağaoğlu’na şu sözlerle seslenmişti:

“Önce Bodrum’da olduğunu söyleyerek tanıttığınız, itirazımız üzerine Milas’ta olduğunu kabul ettiğiniz “suni cennet” projenize karşı sivil toplum örgütlerinin açtığı davalarda mahkeme tarafından tespit edilen bilirkişi heyeti, projenizin; 197 tür kuşun yaşadığı Tuzla Sulak Alanı’nı yok edeceğini tespit etti.

Ayrıca heyet ÇED raporu alabilmek için verdiğiniz “Su kaynaklarını olduğu gibi bırakacağız” taahhüdünüze rağmen, DSİ‘den habersiz olarak yaptığınız baraj ve göletleri de tespit etmiş! Ali Bey, membranlı göletlerle yönünü değiştirdiğiniz derenin akışı kesilen tatlı suyu, sizin şirketler grubunuzun değil, halkın malıdır. Özetle size demek istediğim, biz bu olup bitenleri görmezlikten gelmeyiz, gelmeyeceğiz.”

Bugün açıklamanın yapıldığı Milas Belediyesi’nin Başkanı Muhammet Tokat ise, “Eylemde açıklamalar yapıldıktan sonra biz de gerekli açıklamaları yapacağız. Toplumun yanlış bilgilendirilmesi ve yanlış yönlendirilmesi noktalarında rahatsızız. Sanki burada yeni bir planlama yapılıyormuş gibi bir algı var. Hayır, bu planlamalar yıllar önce yapılmış zaten. Bu planlamalar çerçevesinde burada bir yatırım var. Turizm anlamında çevre dengeleri düşünülerek yapılmış bir proje. Ben karşı durulmaması düşüncesi içerisindeyim.” sözleriyle projeyi savunmuştu.

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.