Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Moda endüstrisinde hayvan sömürüsünden kaçınmak

0
moda

Tekstil endüstrisinin etik hesap verilebilirliği, sürdürülebilirliği üzerine henüz çok yeni düşünüyor, konuşuyoruz. Konuştukça küresel olarak birbiriyle ilişkili birçok üretim yöntemi, zincir, etki ortaya çıkıyor. Hayvan refahı açısından baktığımızda yalnızca tekstil değil tüm endüstriyel üretim tarihinin vegan olmaktan çok uzak olduğunu söyleyebiliriz.

Kimi geleneksel kültürlerde, yerel üretimlerde hayvanlara zarar vermemek ilkesi bulunsa da endüstriyel üretim söz konusu olduğunda hayvansal ürünler, hayvanların ticari amaçla kullanımı veya hayvanların yaşam alanlarına zarar veren üretim uygulamaları maalesef sektör normali sayılıyor.

Vegan moda

Vegan moda, hayvanlar üzerinde denenmemiş (cruelty-free) gibi kavramlar son yıllarda oldukça kullanılıyor ve yaygınlaşıyor. Tekstil endüstrisinde vegan beklentisinin arkasında birkaç bakış açısı var, bunlar her zaman birbiriyle örtüşmese de buluştuğu noktalar mevcut.

Hayvan refahı bu sebeplerin ilki. Hayvansal ürünlerin kullanımı büyük oranda hayvanları öldürmekten geçtiği için vegan ürün talebinin en önemli sebebi hayvanların ticari amaçlar için öldürülmemesi. Fakat endüstride hayvan sömürüsü bununla sınırlı kalmıyor. Çoğu zaman üretim süreçlerinin farklı aşamalarında hayvansal ürünler kullanılıyor veya sonucunda hayvanlar etkileniyor, ama bu süreçler görünür olmadıkları için öne çıkmıyor.

Kürk, deri, ipek gibi hayvanlar öldürülerek elde edilen tekstil ürünlerinin dışında, kimi yan ürünler de hayvanlardan elde edilen bileşenler içerebiliyor. Örneğin tekstilde kullanılan yapıştırıcılarda, boyalarda bazı canlılar ya da kemik, jelatin, deri gibi parçalar kullanılabiliyor. Bunun yanı sıra inci, boynuz, diş gibi organlar ya da canlılar da aksesuar ve dekorasyon malzemesi olarak kullanılabiliyor. Yün üretiminde hayvanların zarar görmediği iddia edilse de birçok ülke için yünler kesilirken hayvanların kimi organlarının kesilmesi uygulaması hâlâ mevcut ya da derisi kullanılan hayvanların bunun için öldürülmediği, eti için zaten kullanılacak hayvanın derisinin tekstil ürününe dönüştürülmesi argümanı da mantıksız olduğu kadar korkunç. Ticari kazanç için hayvanlara işkence etmeyi, öldürmeyi, sakatlamayı, sömürmeyi normalleştiren bu sektörlerin birbiriyle bağlantılı çalışıyor olması bu üretim sürecini meşrulaştırmıyor.

Bu sebeple vegan üretimden bahsederken aslında geniş bir yelpazeden, dikkat edilmesi gereken çok fazla husustan bahsediyoruz.

Vegan modadan her geçen gün daha çok bahsediyor olmamızın bir diğer sebebi de sürdürülebilirlikle ilişkili. Hayvansal üretim süreçlerinin iklim krizine olan etkisi, deri gibi ürünlerin işlenmesinde kullanılan kimyasalların çevreye etkisi, hayvansal tekstil ürünü için gereken üretim sürecinde kullanılan çok fazla pestisitin toprağa ve yeraltı sularına etkisinden dolayı da üretimde vegan olma talebi artıyor.

Bunun yanı sıra üretim veya ürünün kullanım süreçlerinde hayvanların zarar görmemesi ilkesini de eklemek gerekli. Özellikle vegan etiketli birçok polyester, akrilik tekstil ürününün kullanım boyunca açığa çıkardığı mikroplastiklerin deniz yaşamına, toprağa verdiği zararı yine son yıllarda daha fazla görüyoruz. Bu da gösteriyor ki polyester olması bir ürünü vegan yapmadığı gibi vegan olan her ürün de sürdürülebilir demek değil. Neyse ki her geçen gün vegan ve sürdürülebilir üretim artıyor, bu da etik tekstil ürünlerini daha erişilebilir kılıyor.

Fotoğraf: PETA

İmparatorların rengi neden mor?

İpek, deri, kürk, tüy gibi hayvansal ürünler tekstil üretiminde uzun yıllardır hem geleneksel hem de endüstriyel olarak kullanılıyor olsalar da tarihsel olarak baktığımızda lüks tüketime ait malzemeler olduğunu görüyoruz. Endüstriyel hayvancılığın henüz başlamadığı geçmiş tarihlerde bu malzemeler yalnızca üretiminin yüksek maliyetini karşılayabilen sınıfların ulaşabildiği ürünler olduklarından bir yandan da yüksek sınıfın göstergesi olarak da işlev görüyorlar.

Örneğin mor rengin tarih boyunca imparator rengi olarak anılmasının sebebi oldukça pahalı bir üretim süreci olması ve bunu yalnızca imparatorlar ya da onlar kadar zenginlerin kullanabilmesi. Murex deniz salyangozlarından elde edilen mor renk, 10 bin salyangozdan yalnızca 1 gram boya çıktığı için oldukça pahalı, oldukça salyangoz öldürülmesini gerektiriyor. Lüks tüketimin temsil ettiği güç, erişilemezlik, iktidar imparatorların mor renginden günümüz milyarderlerinin timsah derisi çantalarına kadar benzer bir yol izliyor.

Bu sebeple lüks tüketim sektörü yıllardır kimi hayvansal ürünlerin kullanımından vazgeçmemek için güçlü bir direnç gösteriyor. Büyük moda markalarının, ünlü tasarımcıların kürk kullanmayı bırakmak istememesinin yanı sıra vegan harekete yönelik saldırgan tavırlara girdikleri de oldu. Neyse ki 2023 yılında artık saldırgan davranışlar sergilenmiyor, hatta açıkça kür kullanımını desteklemek bir tepki görme sebebi.

Son yıllarda lüks tüketim markalarının da kocaman koleksiyonlarının miniminnacık bir ürününü geri dönüştürülmüş filanca malzemeden yapılan suni deri ya da kürkten yapmak gibi dostlar alışverişte görsün adımları olmuş olsa da, bunların koleksiyonun geri kalanının üretim süreçlerini gölgelemek için yapılan yeşil yıkama adımları olmaktan öteye ne kadar geçtiği önemli bir soru.

Hayvan refahı için neler yapılabilir

Sertifikalı ürünleri tercih etmek, takip etmek, üretim süreçleri hakkında bilgi edinmek iyi bir başlangıç olacaktır. Vegan sertifikasyon tekstil ürünleri için de gün geçtikçe yayılıyor, Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler (PETA) gibi birçok kuruluş kendi kriterlerine göre sertifikasyon sağlıyor. Burada her bir sertifikanın farklı kriterlere bakıyor olması ihtimalinin yüksek olduğunu eklemek gerek; hayvansal deri kullanmamak vegan bir adım olsa da yerine polyesteri koyduğumuzda bunun ne kadar vegan olduğu konusunda görüş birliği olduğunu söyleyemeyiz.

Etik modadan bahsederken her zaman markalarda şeffaflık ihtiyacı en önemli adımlardan birisi. Vegan ya da cruelty-free olduğunu iddia eden markaların gerçekten öyle olup olmadığını, üretim süreçlerinde hayvanlara veya doğaya zarar veren uygulamaların olup olmadığını, kullanılan malzemeleri ancak şeffaflıkla takip edebiliriz.

Endüstrinin alışılagelmiş sömürü pratiklerine alternatif olan her konuda olduğu gibi vegan ürünlerin pahalı olduğu veya kolay bulunamadığı eleştirileri ise oldukça yanlış yönlendiriyor diyebiliriz. Kolay bulunan polyester ürünler de hayvanlar öldürülerek elde edilen malzemeler de ucuz değil, bedeli çok büyük. Üstelik sömürüsüz ürünlere talep arttıkça, sürdürülebilir ve etik olana yöneldikçe bu ürünler daha erişilebilir olacaktır.

Tüketimi yeniden gözden geçirmek de iyi bir adım olabilir, birçok deri eşyayı birçok polyester eşyayla değiştirmek yerine birçok eşyaya sahip olmayı yeniden gözden geçirebiliriz. Bu kadar yoğun küresel bir üretim olduğu sürece ürünün kendisinde hayvansal bir malzeme olmasa dahi canlılara zarar veren bir üretim süreci olması muhtemel.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.