Doğa MücadelesiEğitimEkolojiİklim KriziManşet

İklim Değişikliği ve Çevre dersine yönelik etkinlik kitabı raflarda!

0

2022-2023 eğitim öğretim yılından itibaren ortaokul 6, 7 veya 8’inci sınıfların müfredatında yerini alan seçmeli İklim Değişikliği ve Çevre dersini verecek öğretmenlere destek olmak hedefiyle bir araya gelen yazarlar, ders kapsamında yapılabilecek etkinlikler dizisini “Ortaokul Öğrencileri için İklim Etkinlikleri” isimli kitapta bir araya getiriyor.

Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayımlanan kitapta, Doğanın Düzeni, Dünyanın Enerji Dengesi, İklim ve İklim Değişikliği, İklim Değişikliğinin Etkileri, İklim Değişikliği Üzerine Bilimsel Çalışmalar, İklim Değişikliği ile Mücadele, İklim Değişikliği ve Türkiye olmak üzere yedi ünite yer alıyor.

Sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde iklim değişikliğinin nedenlerine ve etkilerine ilişkin bilgi ve becerilere sahip “iklim okuryazarı” genç nesiller yetiştirerek, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve uyum sağlama stratejilerini desteklemek amacıyla yazılan kitapta, ortaokul öğrencileri için iklim değişikliği konusunda hazırlanmış eğlenceli etkinlikler, okuma metinleri ve sınıflarda uygulanabilecek performans görevleri yer alıyor.

Kitaptan Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler dersi öğretmenleri başta olmak üzere İklim Değişikliği ve Çevre dersini verecek tüm öğretmenlerin ve bu dersi alacak öğrenciler ve iklim değişikliği konusuyla ilgilenen herkesin yararlanabileceği kaydediliyor.

‘Ancak eğitim yoluyla fark yaratabiliriz’

iklim değişikliği

Yeni İnsan Yayınevinden Aliye Çadırcı, kitabın yazarlarından Bahçeşehir Üniversitesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Seda Saraç ve Doç Dr. Nihal Yurtsever ile, alanında tek olması nedeniyle de değer kazanan “Ortaokul Öğrencileri için İklim Etkinlikleri” kitabı üzerine bir röportaj gerçekleştirdi.

 

Aliye Çadırcı: Sanıyorum bu kitap Türkiye’de bu konuda yazılmış tek kitap, hangi ihtiyacı karşılayacak?

Seda Saraç ve Nihal Yurtsever: İklim değişikliği son yıllarda dünyanın gündeminde üst sıralarda yer alan önemli konu başlıklarından biri. Neredeyse her gün dünyanın farklı bir yerinde bu konuyla ilintili olarak yaşanmış bir durumla karşılaşıyoruz. İklim değişikliğinin gözlemlenebilen en belirgin etkisi küresel ortalama sıcaklıklardaki artış olsa da tek etkisi bu değil. Ormansızlaşma, biyolojik çeşitliliğin azalması, yangın, sel gibi olağan dışı hava olaylarının yaşanması da iklim değişikliğinin etkilerinden bazıları. Çocuklar bu olayları çevresinde gözlemliyor. Filtresiz bir şekilde karşılarına çıkıyor, haber kanallarında izliyor ve kendi iç dünyasında anlamlandırmaya çalışıyor. Tabii bu esnada çocuklar arasında bir fısıltı gazetesi de dolaşıyor. Dünyanın sonu mu geldi, hepimiz yok mu olacağız türünden kaygılar gelişmeye başlıyor. Bu fısıltı ve kaygıların önüne geçebilmemiz için tüm bunların sınıflarda bilimsel temellere dayalı olarak konuşulması gerekir. Eğitim, önlem almanın en etkili ve ucuz yoludur. Çocuklar aracılığıyla jenerasyonlararası eğitim de yapabiliriz. Çocukların okulda öğrendiği bilgileri eve taşımasını sağlayabiliriz. Ve bizler ancak eğitim yoluyla fark yaratabiliriz. Tam da bu noktada bu kitap ortaokul öğretmenlerinin Çevre ve İklim Değişikliği dersi başta olmak üzere farklı derslerde yararlanabilecekleri bir kaynak kitap olarak karşılarına çıkıyor.

‘Kentleşme arttıkça çocukların doğayla bağlantıları kopuyor’

A.Ç.: İlk bölüm Doğanın Düzeni, belki de öğrenci arkadaşlarla üzerinde en çok durulması gereken bağlam budur değil mi? Doğanın Düzenini ortaokul öğrencileri nasıl algılıyor?

S.S. ve N.Y.: Kentleşme arttıkça çocukların doğa ile bağlantılarının koptuğunu gözlemliyoruz. Çocuklar doğadaki ahengin ve doğanın insan yaşamı üzerindeki etkisinin farkında olmayabiliyorlar. Bu anlamda biraz doğaya dönüp bakmaları ve bu karşılıklı ilişkiyi hissetmelerini öncelemek istedik. Bu sayede insan faaliyetlerinin doğa üzerindeki etkilerini anlamalarını, düzenin bozulmasının nasıl sonuçlanabileceğini kavramalarına yardımcı olmak istedik.

Fotoğraf: Pexels

‘Ekofobi oluşturmak değil farkındalık sağlamak gerek’

A.Ç.: Sizin deneyimlerinize göre iklimin kriz içinde olduğu, ortaokul öğrencilerinde nasıl karşılanıyor?

S.S. ve N.Y.: Aslında ortaokul bu konuları konuşmak için çok kritik, çünkü bu dönem çocukların yavaş yavaş soyut işlemler dönemine geçtikleri, soyut düşünmeyi, sorgulamayı, ilişki kurmayı başarabildikleri bir dönem. Ancak bu konudaki önemli handikaplardan biri bu konuda çok fazla bilgi kirliliği olması. Ayrıca bu bilgi kirliliği birtakım kavram karmaşalarını da beraberinde getiriyor. Örneğin bu konuyla özdeşleşmiş ve hatta klişeleşmiş bazı görseller, fotoğraflar var. Bunlardan biri erimek üzere olan bir buzul parçası üstünde mahsur kalmış bir kutup ayısı. Ama iklim değişikliği yalnızca bununla sınırlı bir olgu değil. Bu tarz içerikleri çocuklar gördüklerinde durumun daha geniş spektrumda ele alınması gerektiğini fark ediyorlar. Tüm bunları anlatırken benimsediğiniz pedagojik yaklaşım ve izlediğiniz yol çok önemli. Bu uzun vadede çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Dünya mahvoldu, sonumuz geldi türünden alt mesajlarla ekofobi oluşturmak değil de eğitici içeriklerin yardımıyla çocukların anda kalmasına ve bireysel tedbir alma farkındalığına ulaşmasına destek olmamız gerekiyor. Bu noktada umutsuzluğa sürüklememek gerekiyor. Çocuklar temiz ve eğitici içerikler üzerinden konuyla karşılaştıklarında bu dünyanın sürdürülebilirliği için bireysel olarak bir katkı sunabileceklerini fark ediyorlar ve mutlu oluyorlar.

‘Çocukların öğrenme sürecinin farkında olması bekleniyor’

A.Ç.: İklim bölümü küçük bir tabloyla başlıyor: Ne biliyorum? Ne öğrenmek istiyorum? Ne öğrendim? Nasıl öğrendim? bence bunların hepsi çok kıymetli sorular. Öğretmenlere bu yöntemi mi öneriyorsunuz?

S.S. ve N.Y.: Aslında eğitimciler olarak hep söylediğimiz çocukların “öğrenmeyi öğrenmesi” gerektiğidir. Her bölümün başında olan bu tablolarla çocukların ne öğrendiklerini ve nasıl öğrendiklerini sorgulamalarını, bunun üzerine düşünmelerini amaçladık. Çocuğun kendi öğrenmesinin farkında olmasını ve bu farkındalığı sonraki öğrenmelerini düzenlemek için kullanmasını yani üstbilişsel becerilerinin geliştirilmesini çok değerli buluyoruz. Bu beceriler çocukların akademik olan ve olmayan tüm öğrenmelerine genelleyebilecekleri çok önemli beceriler. O nedenle her ünite bu sorularla başlıyor. Önce konu hakkında önceden ne bildiklerini ve o ünitede ne öğrenmek istediklerini yazıyorlar. Ünite bittikten sonra da tekrar başa dönüp hem önceki yazdıklarını inceliyor hem de tüm ünite boyunca yapılanları bir daha düşünüp ne öğrendiklerini ve nasıl öğrendiklerini yazıyorlar. Kitapta her ünite sonunda yer alan ve o ünitenin kazanımlarına yönelik öz değerlendirme bölümlerinde de tüm ünitede öğrendiklerini ve öğrenmediklerini kendileri değerlendiriyorlar. Bu çalışma da kendi öğrenme süreçlerini farkında olmaları için eklenmiş bir bölüm.

‘Harekete geçmek, sadece devletlerin, hükümetlerin ve politikacıların işi değil’

A.Ç.: Kitapta Berrin ve Alper arasında geçen bir diyalogtan söz ediliyor. Yolda broşür dağıtma, dernek kurma gibi olgular harekete geçmek olarak adlandırılmış. Dünyada ise öğrenciler okul grevi yapıyorlar, otobanları kapatıyorlar. Türkiye’de de öğrencilerin kurduğu çeşitli oluşumlar var, sizce bu hareketliliğin daha da büyümesi ve etkisini artırması mümkün mü? Ortaokul veya lise öğrencilerinden böyle bir enerji alıyor musunuz?

S.S. ve N.Y.: Evet, elbette alıyoruz. Bizim çok duyarlı, sorumluluk duygusu yüksek ve çevresini ikna edebilecek, projeler ortaya koyan çocuklarımız var. Bu kitap da bu konularda henüz farkındalığı olmayan çocuklar için bir işaret fişeği olabilir. Kitapta gördükleri Berrin ve Alper gibi karakterler, çocukların, bu işlerin sadece devletlerin, hükümetlerin ve politikacıların işi olmadığını fark etmelerini sağlayabilir. Kısacası biz bu etkinin yıllar içinde daha da çok yayılacağını düşünüyoruz.

‘Ortaokul, harekete geçmek için uygun bir yaş grubu’

A.Ç.: Ortaokul öğrencileri iklim kriziyle tanışmak, onu öğrenmek ve harekete geçmek için doğru yaş grubu mu?

S.S. ve N.Y.: Evet, bu yaş grubu daha küçük gruplara kıyasla daha fazla soyut düşünebilen, sebep-sonuç ilişkilerini daha derinlemesine irdeleyebilen ve akıl yürütebilen bir grup. O yüzden iklim değişikliği gibi oldukça soyut ve karmaşık olan bir olguyu anlamak ve harekete geçmek için uygun bir yaş grubu olduğunu söyleyebiliriz.

‘Etkinlikler, çocuklarda aktif öğrenim sağlanmasını hedefliyor’

A.Ç.: Kitabınızdaki etkinlikleri öğretmenler rahatça kullanabilir mi ?

S.S. ve N.Y.: Kitabımızda öğretmenin kolaylaştırıcı rolünde yer aldığı, çocukların aktif öğrenme yaşantıları gerçekleştirmesini sağlayacak, okuma parçalarından, performans görevlerine, düşünme etkinliklerinden tartışma etkinliklerine ve hatta öz değerlendirme çalışmalarına varan geniş bir spektrumda çok çeşitli etkinlikler bulunuyor. Öğretmenler bu kitapta yer alan etkinlikleri derslerinde destekleyici ve anlamayı kolaylaştırıcı olarak rahatlıkla kullanabilirler.

‘İklim değişikliği tüm derslere entegre edilmeli’

A.Ç.: İklim değişikliğinin okullara seçmeli ders olarak eklenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

S.S. ve N.Y.: Tabi ki bunun konuya dikkat çekmek açısından önemli buluyoruz. Ancak, gönül ister ki iklim değişikliği konusu ayrı bir seçmeli ders olarak verilmesin. Bunu iklim değişikliği zorunlu ders olsun anlamında söylemiyoruz. Zaten çocuklar ciddi sayıda ders ile akademik bir yükün altındalar. Bunun yerine tüm derslere entegre edilmesini ve sadece dersi seçen öğrenciler değil, tüm çocuklarımız hedeflenen kazanımlara ulaşabilmesini isterdik. Günümüz koşullarında bunu sağlayamıyorsak, en büyük dileğimiz İklim Değişikliği ve Çevre seçmeli dersi ile daha çok öğrencinin tanışması, daha fazla insanın gündemine girmesi ve toplumun bu dersten daha fazla kazanım elde etmesidir.

‘Gençlerin değişim hareketine öncülük etmeleri paha biçilmez’

A.Ç.: Avrupa’daki iklim öğrenci hareketi ile ülkemizdeki karşılaştırdığımızda neler söylemek istersiniz?

S.S. ve N.Y.: Ülkemizde iklim değişikliği başta olmak üzere birçok küresel sorunu içselleştirmiş, açlık, susuzluk, yoksulluk gibi Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarıyla mücadeleyi kendine görev edinmiş birçok gencimiz var. Bunlar sorgulamanın ve eleştirel düşünmenin önemli bir parçası. Gençlerin ulusal ve uluslararası boyutta dünyanın geleceğini etkileyen sorunlar üzerine kafa yorması ve değişimi büyüklerden beklemek yerine değişim hareketine öncülük etmeleri paha biçilmez. Biz kitabımızın da bu etkinin oluşmasına bir ivme katacağını düşünüyoruz. Çünkü kitap sayesinde çocuklar aslında yapılabileceklerin yalnızca makro düzeyde değil, mikro düzeyde ve bireysel tedbirlerle de ilişkili olabileceğini fark edecekler.

‘Kitap dolu dolu bir içeriğe sahip’

A.Ç.: Kitaba katkı veren yazarlardan da söz etmenizi rica ediyorum.

S.S. ve N.Y.: Bu kitabı hazırlarken halihazırda ortaokullarda çalışmakta olan, bu yaş grubunu iyi tanıyan ve iklim değişikliği konusunda duyarlılığa sahip öğretmenlerimizle çalıştık. Hem Fen Bilimleri hem Sosyal Bilimler hem Türk Dili ve Edebiyatı  öğretmenlerimiz ile çalıştık. Tam bir ekip çalışması oldu diyebiliriz. Birlikte kararlar aldık ve kazanımlara yönelik etkinlikler geliştirdik, metinler oluşturduk. Böylece hem etkinlik çeşitliliği olan, hem uygulamada karşılık bulabilecek hem de öğretim ilke ve yöntemleri açısından zenginlik içeren bir ders kitabı ortaya koyabildik. Kitabı derslerinde kullanan öğretmenlerimiz kitapta düşünme, tartışma, inceleme, okuduğunu anlama, yazma, kavram haritası oluşturma gibi etkinliklerin yanı sıra, bulmacalar, oyunlar ve hatta aile katılımı etkinlikleri bulacaklardır. Kitabın dolu dolu bir içeriğe sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Buradan bu zengin içeriğin ortaya çıkmasına katkı sağlayan yazar öğretmenlerimiz Tuba Biryan, Emrehan Doğan, Hüseyin Gümüş, Şenay İnce, Semanur Çabuk, Nurtaç Şen Akçelik ve Özge Gürbüz’e çok teşekkür ediyoruz.

‘Büyük şirketleri, devletleri bizler zorlamalıyız’

A.Ç.: Kitapta iki iklim aktivisti ile yapılmış söyleşi de yer alıyor: Ela Naz Birdal ve Atlas Sarrafoğlu. Atlas aynı zamanda Açık Radyo’nun programcısı. Onlara selam göndererek kapatmak istiyorum, son birer cümlenizi rica edebilir miyim?

S.S. ve N.Y.: Özellikle eklemek istedik çünkü biz yeni neslin iklim değişikliği olgusunun farkında olmasını, sorgulamasını ve harekete geçmesini istiyoruz. Büyük şirketleri, devletleri bizlerin zorlaması gerekiyor. İklim değişikliği konusuna özel önem gösteren, bununla kalmayıp harekete geçen ve liderlik yapan çocuklarımızı, akademisyenlerimizi tanıtmak ve rol model olmalarını sağlamak istedik. Kitapta bu nedenle röportajlara ve bir de mektuba yer verdik.

‣ Ortaokullarda okutulacak ‘çevre eğitimi ve iklim değişikliği’ dersinin müfredatı hazırlandı

You may also like

Comments

Comments are closed.