İklim KriziManşetSağlık

Eko anksiyete nedir, ne değildir?

0
Eko anksiyete

Giderek artan çevresel sorunlar karşısında insanların, en çok da gençlerin yaşadığı kaygının yeni bir adı var: Eko anksiyete.

Küresel ısınmaya bağlı iklim krizi, orman yangınları, biyoçeşitlilikteki azalma gibi çevresel krizler, belirgin bir şekilde insanların psikolojisinde stres ve endişe durumu yaratabiliyor. İklim krizinin etkilerine bağlı olarak gelişen kaygılar, ‘eko anksiyete’ olarak gruplandırılıyor ve uzmanlar, bu tür kaygılar için spesifik baş etme yöntemleri öneriyor.

Eko anksiyete nedir?

Amerikan Psikoloji Derneği (American Psychological Association – APA) tarafından 2017 yılında, iklim değişikliğinin insan psikolojisi üzerindeki etkilerine dair yayınlanan raporda, eko anksiyete terimi ilk kez kullanıldı.

Bu rehberde eko anksiyete, iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın doğrudan ya da dolaylı olarak bireylerde neden olduğu psikolojik stres olarak tanımlanıyor. Bu durum, özellikle gelecek nesiller için kaygılanan, doğayla iç içe yaşayan veya çevresel felaketlerin etkilerine doğrudan maruz kalan insanlarda daha sık görülüyor.

Mayıs 2022’de Climate Change and Health dergisinde yayımlanan bir araştırma, çevrimiçi bir ankete katılanların çoğunun, 2021’de Batı ve Kuzey Amerika‘daki sıcak dalgası nedeniyle iklim değişikliği konusunda çok daha fazla (yüzde 40,1) veya biraz daha fazla (yüzde 18,4) endişeli olduğunu belirttiğini ortaya koydu. Yaşanan, birçok rekoru kıran büyük bir sıcak dalgasıydı.

2024’ün ilk çeyreği itibariyle, üst üste her ay sıcaklık rekorları kırmaya devam ediyoruz. Gezegen ısınmaya ve tükenmeye devam ederken, konuyla ilgili duyduğumuz endişeler de çeşitlenmeye başlıyor.

‘2023 açık ara en sıcak yıl, iklim eylemsizliğinin maliyeti artıyor’
Araştırma: Okyanuslar beş yıl üst üste en yüksek sıcaklık rekorunu kırdı
Dünya, kayıtlara geçen en sıcak mart ayını yaşadı: Üst üste onuncu rekor

Eko anksiyete ne değildir?

Eko anksiyete, genel anksiyete bozukluğunun bir alt türü olarak değerlendirilebilir fakat doğrudan bir psikiyatrik tanı olarak kabul edilmiyor.

Bu kaygı durumu, çevresel sorunlara karşı farkındalık ve duyarlılığın bir göstergesi olarak da nitelendiriliyor. Yani, her ne kadar sıkıntı verici olsa da, eko anksiyetenin aynı zamanda bireylerin çevresel sorunlara karşı harekete geçme motivasyonunu da artırabileceği belirtiliyor.

Eko anksiyete

Gençlerin yüzde 75’i gelecekten endişeli

Gençler, psikolojik ve fizyolojik kapasitelerini geliştirmekte olan ve ekonomik, politik, sosyal sistemlere doğrudan etki edemeyen bir grup olduğundan, iklim değişikliğinin zihinsel sağlık sonuçlarına karşı özellikle savunmasız.

Güncel araştırmalar, özellikle gençler arasında eko-anksiyetenin giderek arttığını gösteriyor. Nature Climate Change dergisinde 2023’te yayımlanan bir çalışma, dünya genelinde 10 binden fazla genç birey üzerinde yapılan anketin sonuçlarını paylaşmıştı. Araştırma, gençlerin yüzde 75’inin gelecek için “çok endişeli” olduğunu ve bu endişenin önemli bir kısmının çevresel krizlerden kaynaklandığını ortaya koymuştu.

Psikolojide çevre ve iklim değişikliği: Eko-anksiyete, adalet ve yer bağlılığı
İklim krizi psikolojimizi nasıl etkiliyor?
Yangınların insan psikolojisine etkisi: Eko-anksiyete nedir? Nasıl başa çıkılır?

2010’da Pakistan‘da yaşanan sel felaketi sonrasında, 10-19 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 75’i post travmatik stres bozukluğu belirtileri gösterdiği biliniyor. Sel felaketlerinin tekrar yaşandığı 2022’de, 10 milyon çocuk acil yardıma ihtiyaç duymuştu.

Araştırmalar aynı zamanda, dünya nüfusunun yüzde 40’ının iklim değişikliğinden ciddi şekilde etkilenebilecek bölgelerde yaşadığını gösteriyor.

Gençlerde iklim değişikliği kaynaklı anksiyeteyi (eco-anxiety, solastalgia, eco-guilt, ecological grief) anlamak, bu duyguların gerçek varoluşsal tehditlere karşı mantıklı bir tepki olduğunu kabul etmek önemli. Bu tür duyguların, özellikle karmaşık ve derin duyguları deneyimlemeye alışık olmayan gençler için derinden rahatsız edici olabileceği anlaşılmakla birlikte, bu tepkinin mantıklı olduğu kabul edilmeli.

Eko anksiyeteyle başa çıkma yolları: Önce endişeni kabullen

Uzmanlar, iklim değişikliği tehdidini küçümsemenin faydasız olduğu konusunda hemfikir.

Eko anksiyeteyle başa çıkmak için bireysel ve toplumsal düzeyde çeşitli yöntemler öneriliyor. Öncelikle, duyguları ifade etmek, bu konuda konuşmak ve deneyimleri paylaşmak önemli. Ayrıca, çevresel sorunlara pratik çözümler üretmeye yönelik kişisel adımlar da atılabilir.

Bath Üniversitesi’nden eko anksiyete araştırmacısı Dr. Caroline Hickman, bu süreçte mindfulness (farkındalık) tekniklerini kullanmanın, insanların duygularını yargılamadan kabul etmelerine yardımcı olacağını söylüyor. “Korkuyu yok etmeye çalışmak yerine, onu tolere etmenizi sağlayabilirsiniz” diyen Hickman, endişelenmenin tamamen normal olduğunu söyleyerek başlamamızı öneriyor.

Eko anksiyete, çaresizlik ve kontrolsüzlük duyguları tarafından da beslenebilir. Uzmanlar, bu duyguların hafifletilmesinde en etkili yöntemlerden birinin, iklim değişikliğiyle mücadelede aktif rol almak olduğunu belirtiyor. Siyasi aktivizm, yerel veya uluslararası çabaların bir parçası olmak ya da iklim değişikliğiyle mücadele eden kuruluşlarla gönüllü çalışmak gibi eylemler, kişiyi güçlendirir ve çaresizlik duygusunu ortadan kaldırabilir.

Benzer düşüncelere sahip kişilerle iletişim kurmak ve gruplara katılmak, eko anksiyeteyle başa çıkmada önemli bir adım olarak nitelendiriliyor. Topluluk içinde yapılan kolektif eylemler, kişisel eylemlere göre, iklim değişikliği anksiyetesi ile ilişkili bilişsel ve duygusal bozuklukların hafifletilmesinde daha etkili görülüyor.

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.