Hafta SonuManşet

Çan’da umut belki de bir dağ köyünde gizlidir – Özge Doruk

0
Asmalı Köyü

18 Nisan Çarşamba günü saat 11.00’de Çanakkale’nin Çan İlçesi’nin Asmalı köyünde, köy dışından bir grup insan çevresel etki değerlendirme toplantısı için köy kahvesinde bir araya geldi. ÇED toplantısı, Elektrik Üretim A.Ş tarafından 18 Mart Çan Termik Santrali Kalker Ocağı projesi için düzenleniyordu.

Oradaydım. Küçücük ve belki de Çan’ın en yüksek noktasında her yerden uzakta ağaçlı yollar, geniş meralar arasından çıkan bir yol ile varılan bu küçük köye yolum başka nasıl düşerdi bilmiyorum. Köy küçüktü, köyde kalanlar azdı. Civar köylerden de gelen katılım ile bir topluluk oluşturuldu. Çan merkezinden de Çan Çevre Derneği gelmişti, destek olmaya. Yine de nereden baksan 30 kişiydik sanırım. Bu kalker ocağını yaptırmamaya niyet etmiş 30 kişi diyelim. Eh, karşımızda her iki kişiye bir jandarma düşecek şekilde bir “güvenlik”, bir pek tabii şirket temsilcileri. Bazı görüntüler, insanların okuduğu onlarca yazıya bedel bir aydınlanma yaşatır. Bugüne kadar bir sürü ÇED toplantısının haberini okumuştum ama hiçbir şey beni köy yolunda inek tezekleri arasında takım elbiseli, topuklu ayakkabılı insanlara hazırlamamış. Köy bir sadelikse onlar şehrin süsünü taşıyorlardı. Civardaki dağ kekiklerinin gülmekten kırıldığına eminim.

Asmalı Köyü

Saat 11.00’de köy kahvesinde toplantı başladı. Tüm süreç benim için bir gözlemdi. Dinledim her iki tarafı da gür sesle konuşanları da arkada fısıldaşanları da. Takım elbisenin riyakârlığı, söz konusu yaşam hakkı olunca gürleşen, öfkeden titreyen sesleri. Köylüler bu toplantıyı yaptırmadı. Bizzat, Asmalı köyünün sakinleri, bu toplantıyı alıp götürdü. Karşı tarafın cılız sesleri ve alttan almaya çalışıp bir türlü cevaplayamadıkları sorulardan kaçışlar. ÇED raporunun belirsizliği, olası zararlara karşı söyleyebilecek hiçbir sözlerinin olmaması harareti daha da arttırdı. Zira kalker ocağının yapılmak istendiği bölge köyün direkt arkasında kalmakta ve içme suyu ile birlikte hava akımları ile köye koca bir toz bulutu indirmekteydi. Arabaları ile gelen bu ÇED toplantısından sonra muhtemelen köye bir daha hiç uğramayacak olan insanlar için önemsenmeyen bir çevresel etki süreciydi anlaşılan.

Kalker ocağının yapılmak istendiği tepe

Bu süreçte civar köylerin sakinleri ve dernek ise sadece destekçiydi. Yalnız olmadıklarını bilmeleri için. Bazen ne kadar haklı olsak da birliktelik olmadan sesimiz hak ettiği gürlüğe ulaşamıyor. Yaptırılmayan toplantıdan sonra yüzlerde bir zafer gülümsemesi, gönüllerde bir rahatlama vardı. Kısmen. Herkes bunun nihai bir sonuç olmadığını biliyor. Tekrar gelecekler, bundan eminiz, çünkü Çan Termik Santralinin yanında bir ikinci santral daha bitti ve planlanan birkaç santral daha var.

Bu küçük zafer bir başlangıç, bir umut ve aslında hiçbir yerin gözden çıkarılamayacak kadar mühim olduğunun göstergesi. Çan için küçük ama Asmalı Köyü için büyük olan bu adım, Çan için de hiçbir şeyin bitmediğinin bir göstergesi.

Marmara Bölgesi’nde hava kirliliğinin en yoğun yaşandığı bölgelerden biri olan bu ilçe için sanırım en çarpıcı bilgiyi bir minibüs yolculuğunda öğrenmiştim. Aynı yola gittiğimiz Çan’lı amca “Bursa Onkoloji Hastanesine giden her on çocuktan yedisi Çan’dan gelir” demişti.

Kolektif olarak dillendirilemeyen ama tek tek konuştuğunda herkesin dert yakındığı bir durum, Çan hasta!

 

Özge Doruk

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.